Felsefe

İşte bazı ünlü filozofların özlü sözleri: 1. "Sadece bir iyi vardır, bilgi; ve sadece bir kötü vardır, cehalet." - Sokrates. 2. "Kendini bilmek ruhunu bilmektir." - Platon. 3. "Düşünüyorum, öyleyse varım." - René Descartes. 4. "Yaşamak solumak değil, çalışmaktır." - Jean Jacques Rousseau. 5. "İki şey var ki, ruhumu hep yeni, hep artan bir hayranlık ve saygıyla dolduruyor: Üzerimdeki yıldızlı gökyüzü ve içimdeki ahlak yasası." - Immanuel Kant. 6. "Bir insanın sana neler verebileceği değil, senin için nelerden vazgeçeceği önemlidir." - Friedrich Hegel. 7. "Sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez." - Socrates.

Vecizeler önemlidir çünkü: 1. Derin Anlamlar İçerirler: Kısa ve öz ifadelerle derin düşünceler, hayat dersleri veya felsefi görüşleri aktarırlar. 2. Düşündürürler ve Sorgulatırlar: İnsanları düşünmeye teşvik eder, farklı bakış açıları kazandırırlar. 3. İletişimde Etkilidirler: Kalıplaşmış ve yaygın kullanılan vecizeler, iletişimi güçlendirir ve dinleyicinin ilgisini çeker. 4. Kültürel Mirasın Bir Parçasıdırlar: Tarihsel süreç içerisinde üretilmiş olup, toplumsal hafızanın bir parçasını oluştururlar. 5. Öğüt Verirler: Öğütler veya genel geçer yargılar şeklinde olup, bireylere yol gösterirler.

Oportünizm ve pragmatizm kavramları benzer görünse de aynı şeyler değildir. Oportünizm, olaylardan bencil avantajlar elde etmeye çalışarak bilinçli bir şekilde uygulanan politikalardır. Pragmatizm ise, doğruluğun ve gerçekliğin sadece eylemlerin sonuçları ile değerlendirilmesi ve onlara sadece sağladığı fayda açısından bakılması anlayışını ifade eder.

Alain Badiou'nun felsefesi, dört temel kavram üzerine kuruludur: olay, hakikat, özne ve sadakat. Temel ilkeleri: Matematik ve Ontoloji: Badiou'ya göre matematik, ontolojidir ve varlık, küme teorisi üzerinden düşünülmelidir. Çokluk ve Varlık: Varlık, sonsuz bir açıklık olarak kabul edilir ve bu açıklık, boş küme ile sembolize edilir. Hakikat ve Olay: Hakikat, olay sonrasında açığa çıkan bir süreçtir ve her olay, yeni bir hakikat üretir. Sonlu Özne ve Sonsuz Hakikat: Özne sonlu, hakikat ise hem sonsuz hem de sonludur; sonsuz çünkü tamamlanamaz, sonlu çünkü öznenin içinde bulunduğu koşullarla sınırlıdır. Badiou, felsefenin, herhangi bir diskurun kendi hakikatini diğerlerine dayatmasından kaçınması gerektiğini savunur.

Leviathan'ın amacı, Thomas Hobbes'un siyaset felsefesine göre, bireylerin güvenliğini sağlamaktır. Hobbes'a göre, insanlar doğası gereği kendi çıkarlarını gözetir ve bu da aralarında bir mücadeleye yol açar.

Töz ve cevher kavramları aynı şeyi ifade eder. Felsefi anlamda töz, evrenin varoluşunu açıklamaya çalışan felsefelerin ilk öğe olarak düşündükleri varlık, öz anlamına gelir.

Töz ve cevher kavramları aynı şeyi ifade eder. Felsefi anlamda töz, evrenin varoluşunu açıklamaya çalışan felsefelerin ilk öğe olarak düşündükleri varlık, öz anlamına gelir.

İbn-i Sina, tam adıyla Ebu Ali Sînâ veya Avicenna (980-1037), İslam'ın Altın Çağı döneminin en önemli bilim insanlarından biridir. Başlıca özellikleri: - Çok yönlü bir polimat: Tıp, astronomi, felsefe, mantık, geometri ve doğabilim alanlarında çalışmalar yapmıştır. - Eserleri: "Kitabü'ş-Şifa" (İyileşme Kitabı) ve "El-Kanun fi't-Tıb" (Tıp Kanunu) gibi önemli kitaplar yazmıştır. - Tıp alanındaki katkıları: Kanın besinleri taşıyan bir sıvı olduğunu, şeker hastalığının varlığını ve mikrop kavramını ilk kez ortaya koymuştur. - Kişiliği: Zekâsı ve çalışkanlığıyla tanınmasına rağmen, aşırı güveninden dolayı hırçın ve yenilgiye tahammül edemeyen bir yapıya sahipti. İbn-i Sina, Haziran 1037'de Hemedan'da 57 yaşında vefat etmiştir.

Deontolojik ve teleolojik yaklaşımlar, etik teorilerinin iki ana kategorisidir. Deontolojik yaklaşım, ahlaki davranışların sonuçlarının sorgulanmasını reddeder ve sürecin gözlemlenmesini esas alır. Teleolojik yaklaşım ise sonuçların değerlendirilmesine dayanır.

Kınalızade Ali Efendi, eklektik ve uzlaştırmacı bir filozof olarak kabul edilir. Bu nedenle, herhangi bir tek akımın takipçisi olmaktan ziyade, farklı felsefi akımları kendi sisteminde birleştirmiştir. Kınalızade'nin eserlerinde etkilendiği bazı akımlar şunlardır: - Gazaliyye: Nefsin basitliği ve gayr-cismaniliği konularında Gazali'ye yaklaşmıştır. - Sühreverdiyye: İdealar nazariyesi ve misal alemi meselelerinde Sühreverdî'nin İşraki bakış açısını benimsemiştir. - İbn Arabi ve Sufiler: Hayal alemi ile ilgili konularda İbn Arabi'ye uymuştur. - Aristotelesçilik ve İslam Anlayışı: Ahlâk-ı Alâî adlı eserinde bu iki anlayışı sentezlemeye çalışmıştır.

Tümel uzlaşım, bilginin doğruluk ölçütlerinden biridir ve çoğunluk tarafından kabul edilen bilgilerin doğru sayılması anlamına gelir. Bu yaklaşıma göre, bir önermenin doğruluğu, onun bilimsel, mantıksal ve matematiksel gerçeklerden ziyade, insanların ortak kanaatine göre şekillenir.

Epiktetos'un en önemli eseri, "El Kitabı" (Enkheiridion) olarak kabul edilir.

Rüyada büyük fil sürüsü görmek, kişinin ömrü boyunca iyi ve kısmetli bir hayat süreceğine, hiçbir zaman darlık ve geçim sıkıntısı çekmeyeceğine işaret eder. Ayrıca bu rüya, kişinin dünya işlerinden elini eteğini çekerek hayatını ibadete ve ilme adamasına da yorumlanabilir. Rüya tabirleri bilimsel temellere dayanmaz.

Montaigne'nin hayat felsefesi, felsefenin sadece kuru bir bilgi yığını değil, aynı zamanda mutluluk ve huzur kaynağı olması gerektiği düşüncesine dayanır. Ona göre, felsefe insanın hem ruhunu hem de bedenini sağlam tutmalı, gerçek hayatla iç içe olmalı ve insanları mutlu ve huzurlu kılmalıdır. Ayrıca, Montaigne'nin özgürlükçülük ve insan sevgisi gibi değerleri de hayatının önemli bir parçasını oluşturur.

Refleksif kelimesi, düşüncenin kendi üzerine dönmesi, kendini konu edinmesi anlamına gelir. Felsefe bağlamında refleksif, öznenin kendisi hakkında düşünüp yargıya varması ve dönüşlü düşünce yöntemi olarak tanımlanır. Diğer alanlarda ise refleksif, içgüdüsel, öznel ve dönüşlü kelimeleriyle yakın anlamlıdır.

“Etika” eseri, Benedictus de Spinoza tarafından yazılmıştır.

Sokrates'in dört temel ilkesi şunlardır: 1. Ruhun Tanrısal Varlığı: Sokrates, insanı bedensel bir varlık olarak görmekten çok, onu ruhsal bir varlık olarak kabul eder ve ruhu, öncesiz ve sonrasız, tanrısal olana açık bir varlık olarak konumlandırır. 2. Hatırlama Kuramı: Sokrates, ölümsüz ruhun, yeryüzünde ve Hades'te her şeyi görmüş olduğunu ve bu yüzden öğrenmediği hiçbir şeyin kalmadığını ileri sürer. 3. Eleştirel Düşünme ve Sorgulama: Sokratik yöntem, soru sorma ve yanıt alma yoluyla yanlış savları ayıklamayı, kavramları mantıksal ve dilsel çözümlemelerle zayıflatıp çürütmeyi ve yeni savlar ileri sürmeyi temel alır. 4. Erdem ve Bilgi İlişkisi: Sokrates'e göre, erdem bilgi ile ilgilidir ve insanlar erdemli olmak için doğru bilgiye sahip olmalı ve bu bilgiye göre hareket etmelidir.

"An Resimleri" adlı eser, Georg Simmel'e aittir.

Materyalistler, metafizik ve doğaüstü varlıklara karşı çıkarlar. Bu bağlamda, materyalizm; Tanrı, ruh, ahiret gibi kavramları reddeder ve bunların bilimsel bir temeli olmadığını savunur; Determinizmi esas alır ve evrendeki olayların tesadüflerle ve fiziksel yasalarla oluştuğunu ileri sürer; Ahlaki değerlerin maddi koşulların bir yansıması olduğunu ve evrensel bir ahlak yasasının bulunmadığını iddia eder.

Pragmatizm, bilginin doğruluğunun ve değerinin pratik sonuçlarına göre değerlendirildiği bir felsefi akımdır. Pragmatizmin temel ilkeleri: - Pratik sonuçlar: Bir düşüncenin veya teorinin değeri, onun uygulamada işe yarayıp yaramadığına göre belirlenir. - Deneyim ve eylem: Bilgi, statik değil dinamik bir süreçtir ve sürekli olarak deneyim ve pratiklerle şekillenir. - Araçsal gerçeklik: Gerçeklik, araçsal bir değere sahiptir; yani bir şeyin gerçek olup olmadığını, onun işe yarayıp yaramadığı belirler. - Fayda ve işlevsellik: Teoriler ve düşünceler, ne kadar faydalı ve işlevsel iseler, o kadar değerlidir. Pragmatizmin temsilcileri: Charles Sanders Peirce, William James ve John Dewey gibi filozoflardır.