KelimeAnlamı

Eksi kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir: Matematik terimi. Mecaz. Ayrıca, programlamada iki eksi işareti azaltma operatörünü belirtir.

Distant (2024) filmi, bir asteroit madencisinin, uzaylı bir gezegene zorunlu iniş yaptıktan sonra hayatta kalmaya çalışmasını konu alır. Oksijeni tükenirken, garip yaratıklar tarafından avlanır ve hayatta kalan tek diğer kişiye ulaşmaya çalışır.

Zira kelimesi, Türkçede çünkü anlamına gelen bir bağlaçtır. Örnek cümleler: "Buradan hemen ayrılmamız gerekiyor, zira sınava geç kalacağız". "Bugün dışarı çıkmadım zira hava çok kötüydü". Ayrıca, Osmanlı ölçü birimlerinden biri olup, uzunluk ölçü birimi olarak kullanılan arşının bir alt dalıdır.

Zembilli kelimesi, Türkçede "zembil" kelimesinden türetilmiştir. Zembil: Hasırdan örülmüş, genellikle taşıma ve saklama amaçlı kullanılan bir tür sepet veya torbadır. Zembilli: Zembili olan, zembille ilişkili ya da zembil kullanan kişi anlamına gelir. Ayrıca, halk arasında "zembilli" denmesi, bir kişinin çok yük taşıyan, çok çalışan, çok iş yapan veya sürekli bir şeylerle meşgul olan biri olduğu anlamına gelebilir. Bunun yanı sıra, ATV'de yayınlanan bir dizinin adı da Zembilli'dir.

İthafen, "ithaf yoluyla" veya "ithaf ederek" anlamına gelir. İthaf ise bir şair ya da yazarın eserini bir kişiye hediye etmesi demektir. İthafen kelimesi, sanat eserlerinde, resmi yazışmalarda ve törenlerde kullanılabilir. Örnek cümleler: "Bu ödülü ülkemin tüm değerli sanatçılarına ithafen kabul ediyorum." "Bu şiiri, hayatta en çok bana destek olan öğretmenime ithafen yazdım." "Yeni yapılan kütüphane, şehrin ilk belediye başkanına ithafen açıldı."

Şımarık kelimesinin zıt anlamlıları şunlardır: Terbiyeli; Ağırbaşlı; Efendi.

Sofistike kelimesi, Fransızca kökenli olup, farklı anlamlara gelebilir: Felsefi bir yaklaşım: Felsefeyi öğretmek amacıyla gezen ve dünyayı dolaşan kişiler için kullanılır. Karmaşık veya gelişmiş: Çok gelişmiş, çok karmaşık olan ya da çok özel. Yanıltıcı veya yapmacık: Çok yapmacık davranan kişi veya kişiler. Giyim tarzı: Şıklık, zarafet ve incelikle ön plana çıkan bir giyim tarzı. Teknoloji: İleri düzey özelliklere sahip teknolojik ürünler. Sanat: Derin anlamlar taşıyan, karmaşıklıkla örülü ve sanatçının ustalığını yansıtan eserler. Yaşam tarzı: Kaliteli zaman geçirmeye, kültürel etkinliklere katılmaya ve kendini sürekli geliştirmeye önem veren bir yaşam tarzı.

Grand kelimesi İngilizce'de çeşitli anlamlara gelir: Büyük, muazzam, muhteşem. Bin dolar veya bin sterlin. Önemli, heybetli, görkemli. Kuyruklu piyano. Azim, unvanında grand kelimesi olan bir örgütün memuru, kulüp başkanı. Ayrıca, "grand" kelimesi, "büyük jüri", "büyük millet meclisi" gibi ifadelerde de kullanılır.

Matah kelimesi, Arapça kökenli olup "eşya", "mal" anlamına gelir. Ayrıca, küçümseme ve iğneleme amacıyla da kullanılır; bir kişinin veya bir şeyin değerini küçümsemek için "Onun matahını yapma" gibi ifadelerde kullanılabilir. Örnek cümleler: "Arkadaşımın öve öve bitiremediği film o kadar da matah bir şey değilmiş". "Kendini bir matah zannediyor".

Zampara, Farsça "zen" (kadın) ve "perest" (düşkünü) kelimelerinin birleşiminden türemiştir ve "kadın sever" anlamına gelir. Bu kelime, sürekli kadın peşinde koşan ve kadınlara düşkün olan erkekler için kullanılır.

İfrat, herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçüyü aşma, aşırı davranma, taşkınlık anlamına gelir. İfrat, genellikle ibadet, günlük hayat veya fikirler gibi konularda aşırıya kaçmak olarak tanımlanır. Örnekler: Bir lira verilmesi gereken yere bin lira vermek. Taşıncaya kadar dolmasına göz yummak. Bütün günleri ve geceleri ibadet ile geçirmek istemek. İfrat, "tefrit" kavramının tam tersidir; tefrit, bir konu hakkında olması gerekenden veya normal kabul edilenden daha az ilgili olmak, ihmal etmek anlamına gelir.

Hülasa kelimesi Arapça kökenli olup, "özet", "fezleke", "öz" anlamlarına gelir. Hülasa etmek, "özetlemek" anlamına gelirken, hülasaten kelimesi ise "kısaca" anlamında kullanılır.

"Olguncu" kelimesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "olgun" kelimesinin bazı anlamları şunlardır: Meyve için: Yenecek duruma gelmiş. Yazı veya düşünce için: Tamamlanmış, iyice işlenmiş. Kişi için: Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gelişmiş, ağırbaşlı.

Hayır, SOT ve SOTVE aynı değildir. SOT (Sound on Tape), televizyon haberlerinde ve prodüksiyonda "ses bandı üzerinde" anlamına gelir ve genellikle bir röportaj, VO (voice-over) veya doğal ses kaydını ifade eder. "SOTVE" ise belgelerde veya kaynaklarda rastlanmayan, bilinmeyen bir terimdir.

Kanıksamak, çok tekrarlama sebebiyle etkilenmez olmak, alışmak anlamına gelir. Ayrıca, kanıksamak kelimesinin "bezmek, usanç duymak, yılmak" gibi yan anlamları da vardır. Kanıksama kelimesi, genellikle olumsuz durumlar ve olaylar için kullanılır. Örnek cümleler: "Benzin fiyatlarına gelen zamlara karşı artık alıştık." "Her gün dayak yediği için artık korkmuyor." "Toplum yaşanan olayları artık kanıksadı." "Yapılan kötülüklere karşı artık pek çok insan duyarsız hale geldi."

POV, İngilizce "Point of View" ifadesinin kısaltmasıdır ve bakış açısı anlamına gelir. Sosyal medyada, özellikle Instagram, TikTok ve Twitter gibi platformlarda, içerik üreticileri kendi bakış açılarıyla ve yorumlamalarıyla video paylaşırlar ve bu durumda POV terimi kullanılır. Ayrıca, POV tekniği, olayların kahramanın gözünden anlatıldığı bir çekim yöntemini ifade eder.

"Çıtır" ve "kıtır" kelimeleri benzer anlamlara sahip olsa da farklı kullanım alanları vardır: "Çıtır" genellikle yiyeceklerin gevrek, kıtır kıtır olmasını ifade eder. "Kıtır" ise daha genel bir terim olup, "gevrek" anlamında kullanılır ve çeşitli bağlamlarda yer alabilir. Örnek cümleler: "Dikkat et, tavuğun derisi yeterince kızarsın, çıtır çıtır olsun". "Dün kıtır kıtır kızarmış ekmek yedik". "Neil yumuşak kurabiyeleri sever; ben ise kıtır olanları tercih ederim".

Nispet kelimesi, Türk Dil Kurumu'na göre dört farklı anlama gelir: 1. Oran. 2. Bağıntı, ilgi, ilinti. 3. Kıskandırmak ya da üzmek için yapılan iş. 4. Birini üzmek için veya inat olsun diye yapılan iş. Ayrıca, halk arasında kullanılan bir anlam olarak "gösteriş yapma, böbürlenme" anlamında da kullanılabilir.

Taraf kelimesi, Arapça kökenli olup farklı anlamlara sahiptir: Yön, yan, doğrultu. İstekleri ve düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi. Bir şeyin belli bölümü, kısmı. Hukukta, hukuksal amaçlar doğrultusunda tek bir varlık olarak tanımlanabilen bir özel veya tüzel kişilik. Ayrıca, "Taraf" adıyla bilinen bir gazete ve Romanya'da bir televizyon kanalı bulunmaktadır.

Müstesna kelimesi, Arapça kökenli olup "ayrı, başka, farklı" gibi anlamlara gelir. Türkçede müstesna kelimesi şu anlamlarda kullanılır: bütün veya kuralın dışında olan; kendi benzerlerinden üstün olan, bir benzeri az bulunan; kural dışı; hariç tutularak, ayrı, dışında. Örnek cümleler: "O, müstesna bir yetenekle müziği öğrenmeye başladı." "Bu fırsat, müstesna bir durum için sunuluyor ve sadece seçilmiş katılımcılar için geçerlidir." "Bu eser, müstesna bir sanat şaheseridir."