Dış dünyayı algılamak mümkündür, ancak bu algı, beynin duyusal verileri yorumlaması ve içsel modellerle şekillenmesi nedeniyle tam anlamıyla gerçekçi bir yansıma olmayabilir. Algılama süreci şu şekilde gerçekleşir: Dış dünyadan gelen ışıklar gözlere çarpar. Beyin, bu verileri işleyerek anlamlı bir "gerçeklik" oluşturur. Bu gerçeklik, geçmiş deneyimler, inançlar ve anlık duygulardan etkilenir. Bazı felsefi ve bilimsel görüşler dış dünyanın algılanabilirliği hakkında farklı bakış açıları sunar: Platon'un Mağara Alegorisi: İnsanlar sadece gölgeleri görür, gerçek dünya ise duvarın ötesindedir. David Hume: Dış dünyaya ve nesnelere olan inanç, hayal gücünün bir ürünüdür. Sonuç olarak, dış dünya algısı, hem biyolojik hem de manevi niteliklerle şekillenir ve bu algı, kişisel ve öznel bir deneyimdir.