Duyular

En çok gıdıklanan yerler arasında ayak tabanları ve koltuk altları bulunmaktadır. Gıdıklanma, vücudun hassas bölgelerine yapılan hafif dokunuşlar veya baskılar sonucu ortaya çıkan bir sinirsel reflekstir. Ancak, insanların en çok gıdıklandığı yerler kişisel farklılıklara göre değişebilir.

Betimlemede beş duyuya yer verilir: görme, işitme, tatma, dokunma ve koklama. Görme duyusu, nesnelerin ve ortamın biçimi, renkleri ve ayrıntıları üzerinde durulur. İşitme duyusu, olayların ve çevredeki seslerin anlatılmasında kullanılır. Dokunma duyusu, bir nesnenin veya ortamın dokusu, sıcaklığı ve hissedilen hisleri betimlenir. Koklama duyusu, ortamın, nesnelerin veya olayların kokularına ve bu kokuların uyandırdığı hislere vurgu yapılır. Tatma duyusu, özellikle yiyecek ve içeceklerin betimlemesinde önemlidir.

Sıçanlar, çeşitli nedenlerden dolayı korkabilir: Köpekler: Sıçanlar, köpekleri doğal düşmanları oldukları için bir tehdit olarak algılar ve onlardan korkarlar. Güçlü kokular: Nane, fesleğen, karanfil, kekik, sirke ve amonyak gibi keskin kokular sıçanları rahatsız eder ve korkutabilir. Yüksek sesler ve parlak ışıklar: Yüksek sesler ve parlak ışıklar, sıçanlarda korku uyandırabilir. Yabancı ortamlar: Bilinmeyen alanlar ve ortamlar, sıçanlar için korkutucu olabilir. Olumsuz deneyimler: Geçmişte bir köpekle olumsuz bir deneyim yaşamış olan sıçanlar, köpeklere karşı daha güçlü bir korku tepkisi gösterebilir. Ayrıca, koronavirüs kısıtlamaları sırasında yiyecek bulmakta zorlanan sıçanlar, saldırgan davranışlar sergileyebilir.

Anı yaşama teknikleri arasında şunlar yer alır: Odaklanma ve nefes alma: Derin nefesler alarak dikkati şimdiki anın hislerine ve deneyimlerine yönlendirmek. Zihinsel mola verme: Günlük rutinler arasında kısa molalar verip gözleri kapatarak zihni dinlendirmek. Yavaşlama ve hissetme: Yemek yerken yavaşlamak, doğanın güzelliklerini fark etmek gibi aktivitelerle anın tadını çıkarmak. Duyuları kullanma: Yiyeceklerin, içeceklerin ve doğanın kokusunu, tadını ve dokusunu fark etmek. Teşekkür ve minnettarlık: Gün sonunda yaşanan güzel deneyimler için teşekkür etmek. Günlük tutma: Düşünceleri ve duyguları düzenli olarak yazarak geçmişe veya geleceğe dair kaygıları azaltmak. Doğa yürüyüşleri: Doğanın sakinleştirici etkisiyle detaylara odaklanmak. Bilinçli iletişim: Karşısındaki kişiyi dikkatle dinleyip empatiyle cevap vermek.

Koku alma duyusu en iyi olan hayvan, kutup ayılarıdır. Kutup ayıları, avlarının kokusunu 16-19 metre arasında alabilirler. Koku alma duyusu en iyi olan diğer hayvanlar arasında şunlar sayılabilir: Köpekler. Ayılar. Köpekbalıkları. Yılanlar. Arılar ve karıncalar.

Sinestezinin nedenleri arasında şunlar bulunmaktadır: Genetik faktörler. Beyin gelişimi sırasındaki değişiklikler. Bazı ilaçların kullanımı. Beyin travmaları. Duyusal girdilerin azalması veya kaybolması. Sinestezi, bir hastalık olarak değil, nöroçeşitliliğin bir parçası olarak kabul edilir.

En iyi duy, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. İnsanlar için en üstün duyu, genellikle görme duyusu olarak kabul edilir. Hayvanlar arasında ise yarasalar, ultrasonik sesleri kullanarak çevrelerini algılamaları ve avlarını bulmaları nedeniyle işitme konusunda en iyilerdendir. Ayrıca, bazı testler ve anketler, sezgi ve hissetme duyularının da güçlü olabileceğini göstermektedir. Duyuların önemi ve üstünlüğü, bireysel yetenekler ve yaşam deneyimleriyle ilişkilidir.

Hayır, lezzet ve tat aynı şey değildir. Tat, yalnızca dildeki tat tomurcukları aracılığıyla algılanan bir duyudur ve beş temel tatla (tatlı, ekşi, acı, tuzlu ve umami) sınırlıdır. Lezzet ise, tat tomurcuklarının yanı sıra bir besinin kokusu, dokusu, görünüşü ve hatta sunumu gibi birden fazla duyunun katkısıyla ortaya çıkan daha karmaşık bir deneyimdir.

ASMR (Otonom Duyusal Meridyen Tepkisi) en çok fısıltılı konuşma, yumuşak konuşma, yemek hazırlama sesleri, yemek, içme, ısırma ve çiğneme sesleri gibi seslere tepki verir. ASMR videolarında kullanılan diğer sesler arasında tırnak makası kesme sesi, fırçalama, kağıt hışırtısı, hafif dokunma sesleri yer alır. Her bireyin farklı seslere karşı tepki verebileceği için ASMR videoları oldukça çeşitlidir.

Kör olan birinin ne gördüğü, körlüğün derecesine ve kişinin daha önce görme yeteneğine sahip olup olmadığına bağlıdır. Doğuştan kör olan insanlar. Sonradan kör olan insanlar. Ayrıca, kör insanlar ışığı görsel olmayan bir şekilde algılayabilir ve ses dalgaları gibi farklı duyu organlarını kullanarak çevrelerini yorumlayabilirler. Kör insanların görme deneyimleriyle ilgili bilgiler, bilimsel araştırmalara dayanmaktadır ve kişisel yorumlara açık olabilir.

Koku duyusu, canlılar için birçok önemli işlev görür: Çevresel tehlikeleri algılama. Beslenme davranışlarını düzenleme. Sosyal ve üreme davranışlarında rol oynama. Hafıza ve duygusal etki. Terapötik etki. Ayrıca, koku duyusu, türlerin devamlılığı için de önemli bir araçtır.

Gıdıklanmaya neden olan sinir, cildin altında bulunan ve dokunma, sıcaklık ya da soğuk gibi dış etkilere karşı duyarlı olan milyonlarca sinir ucudur. Bu sinir uçları hafifçe uyarıldığında (örneğin bir tüy veya parmakla), beyne sinyaller gönderir.

Evet, doğmamış bebek hissedebilir. Bebeğin hissettiği duygulardan bazıları şunlardır: Dokunma. Ses. Tat ve koku. Işık. Ayrıca, anne karnındaki bebeğin REM uykusu yaşadığı ve rüya görebileceği de düşünülmektedir.

"Perfect Sense" (Yeryüzündeki Son Aşk) filminin sonunda, tüm duyular kaybolduktan sonra sadece karanlık vardır. Film, insanların her şeye rağmen yaşama içgüdüsüyle hayata nasıl tutunduklarını gösterir.

Ardıl görüntü, ruh biliminde kullanılan bir terim olup "ardışık görüntü" anlamına gelir. Ayrıca, orijinal uyarım sona erdikten sonra gözde retina tarafından korunan canlı bir duyumun izlenimi olarak da tanımlanabilir.

Fasciculus cuneatus (cuneate fasikülüsü), üst vücuttan titreşim, bilinçli propriyosepsiyon ve ince (ayrımcı) dokunma duyularını taşır. T6 seviyesinin altından gelen iki nokta ayrımı, vibrasyon ve şuurlu propriosepşın duyuları fasciculus gracilis tarafından taşınırken, T6 seviyesinin üstünden gelen aynı duyular fasciculus cuneatus tarafından taşınır.

Görme duyusu, fotoreseptörler ile çalışır. Fotoreseptörlerin iki çeşidi vardır: 1. Çubuk (çomak) hücreleri. 2. Koni hücreleri.

Duyular arası aktarma, bazı duyulara ait sözcüklerin, duyular arasında aktarmaya uğrayarak başka duyuların yerine kullanılmasıdır. Bu durum, genellikle benzetme veya yakınlık ilgisi ile gerçekleşir ve sanatsal, edebi bir betimleme biçimi olarak kabul edilir. Bazı örnekler: "Sanatçının kadife sesi herkesi büyüledi". "Çok tatlı bakıyor". "Soğuk bakışlarıyla bana her baktığında bir kere daha ürperiyordum". Duyular arası aktarma, öğrenme süreçlerini hızlandırmak, bireylerin duyusal deneyimlerini zenginleştirmek ve duygusal tepkileri tetiklemek gibi amaçlarla da kullanılabilir.

Karanlıkta işitme duyusunun artmasının nedeni, bir duyunun kaybedilmesinin diğer duyuların gelişmesini sağlaması ile açıklanabilir. ABD'deki John Hopkins Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada, bir hafta boyunca karanlıkta tutulan farelerin beynindeki işitme ile ilgili bölgede gelişme olduğu belirlenmiştir.

Taoist ustalar, Taoizm felsefesini ve öğretilerini anlatır. Taoizm, evrenin temel prensibi olan "Dao" ile uyum içinde yaşamayı vurgular. Taoist öğretilerin bazı temel unsurları: Wu Wei: Doğanın akışına müdahale etmeden, çabasız ve uyumlu hareket etme sanatı. Dao: Tüm kainatın kökeni ve evreni yaratan öz. Erdem (De): Canlı varlıklarda Dao'nun tezahürü. Ölümsüzlük: Yaşamın uzatılması ve Dao ile uyum içinde ölümsüzlüğe ulaşma hedefi. Taoist ustalar, bu kavramları açıklayarak takipçilerine içsel denge ve doğal düzenle uyum sağlamayı öğretir.