BorçlarKanunu

285 sayılı iki farklı kanun bulunmaktadır: 1. Olağanüstü Hal Kanunu, 285 Sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği İhdasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname. 2. Türk Borçlar Kanunu'nun 285. maddesi.

Kira sözleşmesinde muacceliyet şartı, kira bedellerinden birinin zamanında ödenmemesi durumunda, dönem sonuna kadar tüm kira bedellerinin istenebilir hale gelmesini ifade eder. Türk Borçlar Kanunu'nun 2011 yılında yapılan son değişiklikleriyle muacceliyet yasağı getirilmiştir.

Kombi temizleme ücreti kiracıya aittir. Bu durum, Borçlar Kanunu'nun 317. maddesinde yer alan "kiracının, kiraladığı yerin olağan kullanımı için gerekli temizlik giderlerini karşılamakla yükümlü olduğu" hükmüne dayanmaktadır.

Türk Borçlar Kanunu (TBK) uyarınca, satış bedeli, aksine bir sözleşme yoksa, satılanın alıcının zilyetliğine girmesiyle muaccel olur. Faiz istenebilmesi için ayrıca üç şart daha gereklidir: 1. Faiz istenebileceği konusunda bir teamül varsa. 2. Alıcı, maldan ürün veya diğer verimleri elde etme imkanına sahipse. 3. Belirli günün geçmesiyle temerrüdün gerçekleşmesi durumunda. Bu şartlar sağlandığında, satış bedeline ihtara gerek olmaksızın faiz istenebilir.

Banka dekontunun boş olması durumunda, gönderilen paranın borç ödemesi olarak kabul edileceği yönünde bir yasal karine oluşur. Sonuçlar: - Tekrar ödeme riski: Eğer alıcı, gönderilen paranın borç olmadığını ispatlayabilirse, gönderen kişi tekrar ödeme yapmak zorunda kalabilir. - İspat yükü: Paranın borç olarak gönderildiğini iddia eden kişinin, bu durumu kanıtlaması gerekecektir.

Türk Borçlar Kanunu'nun gerekçesi, bireysel sözleşme sisteminin temelini oluşturan sözleşme serbestisi ilkesini esas almaktır. Kanunun diğer gerekçeleri arasında: - Genel işlem koşullarının düzenlenmesi: Seri üretim ve pazarlama teknikleri nedeniyle, zayıf tarafların adil olmayan sözleşme şartlarına karşı korunması gerekliliği; - Haksız fiillerden doğan borç ilişkilerinin belirlenmesi: Kusurlu ve hukuka aykırı fiillerle başkalarına zarar verenlerin, bu zararları gidermekle yükümlü olması; - Zamanaşımı sürelerinin belirlenmesi: Tazminat istemlerinin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak belirli sürelerde zamanaşımına uğraması.

2011 yılında iş hukuku alanında 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir.

Evet, borçlu ve kefil aynı dosyada takip edilebilir. Türk Borçlar Kanunu'nun 586. maddesi uyarınca, müteselsil kefil hakkında doğrudan icra takibi yapılması mümkündür.

Umut Yeniocak tarafından yazılan bazı kitaplar şunlardır: 1. "Konut ve Çatılı İş Yeri Kiralarında Fesih ve Tahliye Davaları" (2024). 2. "Kira Bedelinin Belirlenmesi – Kira Tespit ve Kira Uyarlama Davaları" (3. baskı, 2023). 3. "Sözleşme Hazırlama ve İnceleme Rehberi" (7. baskı, 2023). 4. "Franchise Sözleşmesi" (2016). 5. "Türk Borçlar Kanunu'nun Getirdiği Değişiklikler ve Yenilikler" (2013).

Yeniden inşa ve imar nedeniyle tahliye halinde yeniden kiralama yasağı tazminatı, Türk Borçlar Kanunu'nun 355. maddesine göre, eski kiracının son kira yılında ödediği bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere hesaplanır. Bu tazminat, kiraya verenin yeniden kiralama yasağına aykırı davranması durumunda ödenir ve kiracının haklarını korumak amacıyla düzenlenmiştir.

Kiracı, evden çıkarken boya badana yaptırmak zorunda değildir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun "kiralananın geri verilmesi" başlıklı 334. maddesine göre, kiracı kiralananı ne şekilde teslim almışsa, kira sözleşmesinin bitiminde de aynı şekilde geri vermekle yükümlüdür. Ev sahibi, kiracının evi hor kullanması sonucu oluşan hasarlardan tazminat talep edebilir.

Borçlar Kanununa göre mevzuat çeşitleri iki ana kategoriye ayrılır: aslî kaynaklar ve tali kaynaklar. 1. Aslî Kaynaklar: - Türk Borçlar Kanunu (TBK): Borç ilişkilerini düzenleyen temel kanundur. - İş Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Türk Medenî Kanunu gibi genel kanunlar. 2. Tali Kaynaklar: - Örf ve âdet hukuku: Hâkim, kanunlarda hüküm bulamadığı durumlarda örf ve âdet kurallarına başvurur. - Hâkimin yarattığı hukuk: Hâkim, olaya uygulayabileceği bir örf ve âdet kuralı bile bulamazsa, kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.

Türk Borçlar Kanunu (TBK) uyarınca ticari temsilcinin yapabileceği işlemler şunlardır: 1. Kambiyo taahhüdünde bulunmak: Ticari temsilci, işletme sahibi adına kambiyo taahhüdünde bulunabilir (çek, bono, poliçe imzalayabilir). 2. Ticari işlemler yapmak: İşletmeye mal alıp satabilir, işçilerle hizmet sözleşmesi yapabilir ve onların iş sözleşmelerini feshedebilir. 3. Taşınır ve taşınmaz mal almak: İşletmeye taşınır ve taşınmaz mal alabilir. 4. Mahkemede temsil etmek: Ticari temsilci, işletme sahibini mahkemede temsil edebilir. 5. Borç almak ve kefil olmak: Borç alabilir ve ticari temsilci atayabilir. 6. Kiralama işlemleri: Taşınır ve taşınmaz malları kiralayabilir. Ancak, ticari temsilci açıkça yetkili kılınmadıkça taşınmazları devredemez veya bir hak ile sınırlandıramaz.

Kira fark alacağı, kiracının kira bedelini eksik ödemesi veya ödeme konusunda sözleşmeye aykırı davranması durumunda, kiralayan tarafından her zaman talep edilebilir. Türk Borçlar Kanunu'na göre, kira bedelinin ödenmemesi durumunda kiralayanın dava açma süresi 5 yıl ile sınırlıdır ve bu süre, kira bedelinin eksik ödendiği veya ödenmediği tarihten itibaren işlemeye başlar.

Evet, konkordato mühleti boyunca alacakların zamanaşımı durur.

Saik hatası, genel olarak esaslı hata olarak kabul edilmez. Türk Borçlar Kanunu'na göre, saik hatası yalnızca muamelenin lüzumlu özelliklerinde hata edilmişse dikkate alınır.

Kiracı, kira sözleşmesinin bittiğini yazılı bildirim ile ispat edebilir. Ayrıca, kira ödemelerinin banka dekontları, makbuzlar veya yazılı kira ödeme belgeleri de kira sözleşmesinin varlığını ve bitişini ispatlamada kullanılabilir.

Türk Borçlar Kanunu'nun 638. maddesi, adi ortaklıkta temsilin sonuçlarını düzenler. Bu maddeye göre: 1. Ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur. 2. Bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler. 3. Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığıyla, bir üçüncü kişiye karşı ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar. "BSH SGSK 638 borç" ifadesi, bu maddeyle doğrudan bağlantılı bir borç türünü belirtmemektedir.

TBK 157 ve 158 maddeleri, Türk Borçlar Kanunu'nda yer alan iki farklı konuyu düzenlemektedir: 1. TBK Madde 157: Bu madde, bir alacaklı tarafından açılan davanın, yetkisizlik veya görevsizlik nedeniyle reddedilmesi ve bu arada zamanaşımı süresinin dolması durumunda, alacaklıya tanınan ek süreyi düzenler. - İçerik: Dava veya savunma; düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması veya vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmişse, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir. 2. TBK Madde 158: Bu madde, dolandırıcılık suçunu ve nitelikli hallerini düzenler. - Basit Dolandırıcılık: Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak kendisine ya da başkasına menfaat temin eden kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. - Nitelikli Dolandırıcılık: Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması, dini inanç ve duyguların istismarı, bilişim sistemlerinin kullanılması gibi haller nitelikli dolandırıcılık olarak kabul edilir ve ceza artırımı öngörülür.

Bileşik faiz, adi işlerde Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 388/3 hükmü ile açıkça yasaklanmıştır. Ancak, Türk Ticaret Kanunu (TTK)'nda belirtilen bazı istisnai hallerde bileşik faiz uygulanmasına izin verilmiştir: 1. Cari hesaplarda: Taraflar tacir ise, üç aydan aşağı olmamak üzere faize faiz yürütülmesi mümkündür (TTK m. 8/2). 2. Ticari iş niteliğindeki ödünç sözleşmelerinde: Taraflar yine tacir ise, üç aydan aşağı olmamak kaydıyla bileşik faiz uygulanabilir. 3. Kambiyo senetlerinde: Müracaat hakkının kullanılması sebebiyle ödeme yapan müracaat borçlusu, kendinden önce gelen kişilere rücu ederken ödediği faizlere tekrar faiz isteyebilir (TTK m. 726).