BorçlarKanunu

Borçlar kanununa göre mevzuat çeşitlerine dair bilgi bulunamadı. Ancak, Türk Borçlar Kanunu'nun bazı maddeleri şunlardır: Sözleşmelerin şekli. Borç tanıması. Sözleşmelerin yorumu ve muvazaalı işlemler. Genel işlem koşulları. Seçimlik borç.

Yeniden inşa ve imar nedeniyle tahliye halinde yeniden kiralama yasağı tazminatı, son kira yılında ödenmiş olan bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere hesaplanır. Kanunda herhangi bir üst sınır belirtilmediği için, kiracının talebi doğrultusunda bu bedelden fazlasına da hükmedilebilir. Tazminatın hesaplanması ve diğer yasal süreçlerin doğru bir şekilde yürütülmesi için bir avukata danışılması önerilir.

Türk Borçlar Kanunu (TBK) uyarınca temsilcinin yapabileceği işlemler şunlardır: Kambiyo taahhüdünde bulunma. Her türlü işlemi yapma. Mal alıp satma. Borç altına girme ve borç verme. Sözleşme yapma ve feshetme. Ancak, ticari temsilci taşınmazları devredemez veya bir hak ile sınırlandıramaz; bu tür işlemler için tacir tarafından açık yetki verilmelidir.

Saik hatası, Türk Borçlar Kanunu'na (TBK) göre esaslı hata olarak kabul edilmez. Ancak, bazı durumlarda saik hatası esaslı hata olarak değerlendirilebilir: Yanılanın, yanıldığı saiki sözleşmenin temeli sayması. Bu durumun iş ilişkilerinde geçerli dürüstlük kurallarına uygun olması. Karşı tarafın da bu durumu bilebilir olması. Bu şartlar sağlanmadığında, saik hatası yalnızca "adi saik hatası" olarak adlandırılır.

Evet, konkordato sürecinde alacakların zamanaşımı durur. İflâsın ertelenmesi veya konkordato mühleti verilmesi durumunda, birinci sırada yer alan rüçhanlı alacaklar hariç, bütün alacaklar için zamanaşımı durur. Ayrıca, İİK m.294 hükmünde kastedilen zamanaşımı süresinin durması, hak düşürücü sürenin ise korunmasıdır.

Kira fark alacağı, kira sözleşmesinde belirlenen artış oranının uygulanmadığı durumlarda, bu farkın hesaplandığı tarihten itibaren beş yıllık zamanaşımı süresi içinde talep edilebilir. Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesine göre, kira alacakları için belirlenen bu süre içerisinde dava açılmaması durumunda alacak zamanaşımına uğrar ve talep edilemez. Ayrıca, kira fark alacağının talep edilebilmesi için öncelikle kira tespit davasının kesinleşmesi gerekmektedir.

BSH SGSK 638 borç hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Türk Borçlar Kanunu'nun 638. maddesi hakkında bilgi verilebilir. Türk Borçlar Kanunu'nun 638. maddesi, adi ortaklıkta bir ortağın alacaklılarının, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabileceğini düzenler. Ayrıca, BSH Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. hakkında bilgi mevcuttur.

TBK 157 ve 158 maddeleri, Türk Borçlar Kanunu'nda yer alan ve zamanaşımı ile ilgili düzenlemeleri kapsayan maddelerdir. - TBK 157: "Bir dava veya def’i yoluyla kesilmiş olan zamanaşımı, dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlar. Zamanaşımı, icra takibiyle kesilmişse, alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar. Zamanaşımı, iflas masasına başvurma sebebiyle kesilmişse, iflasa ilişkin hükümlere göre alacağın yeniden istenmesi imkânının doğumundan itibaren yeniden işlemeye başlar". - TBK 158: "Dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir". Bu maddeler, zamanaşımının kesilmesi ve yeniden işlemeye başlaması ile davanın reddi durumunda alacaklıya tanınan ek süre gibi konuları düzenler.

Kiracının kira sözleşmesinin bittiğini ispat etmesi için, sözleşmenin sona erme tarihini gösteren yazılı bir belge sunması gerekmektedir. Belirli süreli kira sözleşmelerinde, kiracı, sürenin bitiminden en az 15 gün önce kiraya verene sözleşmeyi sona erdireceğini yazılı olarak bildirmek zorundadır. Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı, yerel adetin bulunmaması halinde altı aylık kira döneminin sonu için, üç aylık fesih bildirim süresine uymalıdır. Yazılı bildirim, noter aracılığıyla gönderilmek zorunda değildir; ancak içeriğinin ispatı için noter kanalıyla gönderilmesi faydalı olacaktır.

Türk Borçlar Kanunu (TBK) madde 145 ve 146 arasındaki temel fark, zamanaşımı sürelerinin düzenleniş biçimidir. Madde 145, borçlunun takas hakkından önceden feragat edebileceğini belirtir. Madde 146 ise, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacağın on yıllık zamanaşımına tabi olduğunu düzenler. Bu iki madde arasındaki ilişki, madde 145'in takas hakkıyla ilgili spesifik bir düzenlemeyi, madde 146'nın ise genel zamanaşımı süresini belirlediğini göstermektedir.

İlave tediyeden hangi alacakların mahsup edilebileceğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, ilave tediye alacağının hesaplanmasında dikkate alınmayan bazı ödemeler şunlardır: fazla mesai; evlilik, çocuk zamları veya primleri; ayni yardımlar; hafta ve genel tatil ücretleri. İlave tediye, işçinin brüt çıplak yevmiyeleri üzerinden hesaplanır. Daha fazla bilgi için bir avukata danışılması önerilir.

Türk hukuk sisteminde bileşik faiz, adi işlerde yasaklanmıştır. Bileşik faizin yasak olduğu durumlar: Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 388/3. 3095 sayılı Kanun m. 3. Bileşik faizin uygulandığı istisnai haller: Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 8/2. TTK m. 8/2. TTK m. 726.

Üyelik sözleşmesi, bir hizmet sağlayıcı ile kullanıcı arasında yapılan ve kullanıcının belirli bir hizmetten yararlanmasını düzenleyen hukuki bir anlaşmadır. Bu sözleşmeler genellikle şu unsurları içerir: tarafların hak ve yükümlülükleri; hizmetin kapsamı ve süresi; ödeme şartları; gizlilik politikası; fesih koşulları. Üyelik sözleşmesi, üyelik gerektiren veya hesap açılması gereken internet siteleri için geçerlidir.

Evet, anne hayatta iken mallarını istediği çocuğuna verebilir. Anne, kendi mal varlığı üzerinde tam tasarruf yetkisine sahiptir ve malını dilediği gibi paylaşabilir. Ayrıca, annenin mal varlığını nasıl paylaştıracağını açıkça belirten bir vasiyetname düzenlemesi durumunda, yasal miras paylaşımı yerine bu vasiyetname esas alınır. Her durumda, mal varlığına ilişkin işlemlerin hukuki danışmanlık ile desteklenmesi önerilir.

59. madde kapsamında ödeme, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Trafik cezası ödemesi. Yol giderleri ve tazminat ödemesi. Ayrıca, "Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik" kapsamında da 59. madde geçmektedir, ancak bu bağlamda ne anlama geldiği belgede belirtilmemiştir.

Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 51. ve 52. maddeleri şu şekildedir: TBK 51. Madde: Hakim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür. TBK 52. Madde: Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hakim, tazminatı indirebilir. Bu maddeler, tazminat hukukunda sorumlu kişinin tazminatın tamamından sorumlu tutulmasını düzenler; ancak indirim sebepleri varsa tazminattan indirim yapılabilir.

Türk Ceza Kanunu'nun 43. maddesi, zincirleme suç hükümlerini düzenler. Zincirleme suç, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi veya birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunu ifade eder. Bu maddenin bazı unsurları: Birden fazla suç: Temel suçun yanı sıra nitelikli şekilleri de aynı suç sayılır. Farklı zaman: Suçların farklı zamanlarda işlenmesi gerekir. Aynı suç işleme kararı: Suçların aynı karar kapsamında işlenmesi gerekir. Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma gibi suçlar için zincirleme suç hükümleri uygulanmaz.

TBK 27, Türk Borçlar Kanunu'nun 27. maddesini ifade eder. Bu madde, kesin hükümsüzlük başlığını taşır ve şu hükümleri içerir: Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 352. maddesi 1. fıkrasına göre, kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği halde o tarihte boşaltmazsa, kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurma veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir. Bu hüküm, 6570 sayılı Kanun’un 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinden alınmıştır.

Bağışta karşı tarafın kabul etmemesi durumunda, bağışlama sözleşmesi geçersiz olur. Bağışlayan, belirli koşullar altında bağışlamayı geri alabilir. Bu koşullar şunlardır: Bağışlananın ağır bir suç işlemesi. Bağışlananın, bağışlayana veya onun ailesinden birine karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesi. Yüklemeli bağışlamada, bağışlananın haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemesi. Bağışlayan, geri alma sebebini öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alabilir.