BorçlarKanunu

İlave tediyeden hangi alacakların mahsup edileceği konusunda iki ana durum söz konusudur: 1. İşçinin birden fazla alacağının bulunması durumunda: Borçlar Kanunu'nun 86. maddesine göre, kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borca mahsup edilir. 2. İlave tediye hesaplamasında: 6772 sayılı Kanun'a göre, ilave tediye hesabında fazla mesai, evlilik, çocuk zamları, primler, ayni yardımlar, hafta ve genel tatil ücretleri gibi ödemeler dikkate alınmaz. Dolayısıyla bu tür alacaklar ilave tediyeden mahsup edilmez.

Üyelik sözleşmesi, bir hizmet sağlayıcı ile kullanıcı arasında yapılan, kullanıcının belirli bir hizmetten yararlanmasını düzenleyen hukuki bir anlaşmadır. Bu sözleşmeler genellikle aşağıdaki unsurları içerir: - tarafların hak ve yükümlülükleri; - hizmetin kapsamı ve süresi; - ödeme şartları; - gizlilik politikası; - fesih koşulları. Türk Borçlar Kanunu'na göre, üyelik sözleşmeleri "sürekli borç ilişkisi" doğuran sözleşmeler kategorisinde değerlendirilir.

TBK madde 145 ve madde 146 arasındaki temel farklar şunlardır: - TBK madde 145: 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesini karşılamaktadır ve on yıllık genel zamanaşımı süresini düzenler. - TBK madde 146: Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacağın on yıllık zamanaşımına tabi olduğunu belirtir.

59. madde kapsamında ödeme ifadesi, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir: 1. Türk Borçlar Kanunu Madde 59: Bu maddeye göre, ayırt etme gücünü geçici olarak kaybeden kişi, bu sırada verdiği zararları gidermekle yükümlüdür. 2. Karayolları Trafik Kanunu Madde 59: Bu maddeye göre, yerleşim birimleri dışındaki kara yolunda zorunlu haller dışında taşıt yolu üzerinde duraklamak veya park etmek yasaktır ve bu ihlali yapan sürücülere idari para cezası uygulanır (2025 yılı için 993,00 Türk lirası). 3. 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun Madde 59: Bu maddeye göre, mal bildirimi, borçlunun mal, alacak ve haklarının tahsil dairesine bildirilmesidir.

Güvence bedelini geri almak için yapılması gerekenler: 1. Talep Belgesi Hazırlama: Güvence bedelinin iadesi için bir talep belgesi hazırlanmalıdır. Bu belgede tarafların bilgileri, güvence bedelinin miktarı, iade gerekçesi ve iade yöntemi yer almalıdır. 2. Teslim Etme: Talep belgesi, güvence bedelini veren kişi tarafından, güvence bedelini alana posta, elden teslim veya iadeli taahhütlü posta yoluyla orijinal imzalı bir kopyası gönderilmelidir. 3. Yasal Sürecin İzlenmesi: Kiracılık ilişkilerinde, kiraya veren, kira sözleşmesinin sona ermesini izleyen üç ay içinde kiracıya karşı bir dava açtığını veya icra takibi başlattığını bankaya yazılı olarak bildirmemişse, banka kiracının talebi üzerine güvenceyi geri vermekle yükümlüdür. Yasal Dayanak: Türk Borçlar Kanunu'nun 177. maddesi ve devamı güvence bedelinin iadesini düzenlemektedir.

Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 51 ve 52. maddeleri, tazminatla ilgili indirim sebeplerini düzenler: TBK'nın 51. maddesi: 1. Tazminatın Kapsamı ve Ödeme Şekli: Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. 2. Hafif Kusur İndirimi: Zarar verenin kusurunun hafif olması durumunda, hâkim tazminat miktarından indirim yapabilir. TBK'nın 52. maddesi: 1. İndirim Sebepleri: Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuşsa, hâkim tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. 2. Yoksulluk İndirimi: Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olursa ve hakkaniyet gerektirirse, hâkim tazminatı indirebilir.

Evet, anne hayatta iken mallarını istediği çocuğuna verebilir. Bu işlem, Türk Borçlar Kanunu kapsamında "sağlararası kazandırma" olarak adlandırılır ve geçerli irade beyanlarıyla gerçekleştirilen devir işlemleri yasaldır. Ancak, yapılacak devirlerin mirastan mal kaçırma niteliği taşıması durumunda, diğer mirasçıların tenkis davası açma hakkı vardır.

43. madde farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir: 1. Anayasa'nın 43. Maddesi: "Kıyılardan yararlanma" ile ilgilidir ve kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, yararlanmada öncelikle kamu yararının gözetileceğini belirtir. 2. Türk Borçlar Kanunu'nun 43. Maddesi: Hukuki işlemden doğan temsil yetkisinin, temsil olunan veya temsilcinin ölümü, gaipliğine karar verilmesi, fiil ehliyetini kaybetmesi veya iflas etmesi durumlarında sona ereceğini düzenler. 3. Tebligat Kanunu'nun 43. Maddesi: Cumhuriyet Başsavcılığına yapılacak tebligatın, tebliğ olunacak varakanın aslının gösterilmesiyle yapılacağını belirtir.

TBK 156, Türk Borçlar Kanunu'nun 156. maddesi anlamına gelir ve bu madde, zamanaşımı ile ilgilidir. Özetle, TBK 156 şu hükümleri içerir: 1. Zamanaşımının kesilmesi: Borcun ikrar edilmesi veya bir mahkeme ya da hakem kararına bağlanması durumunda, zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. 2. Yeni sürenin süresi: Borç bir senetle ikrar edilmişse veya mahkeme kararına bağlanmışsa, yeni süre her zaman on yıldır.

TBK 27, Türk Borçlar Kanunu'nun 27. maddesi anlamına gelir ve bu madde "Kesin Hükümsüzlük" başlığını taşır. Maddenin içeriği şu şekildedir: 1. Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. 2. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. 3. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.

Banka dekontunda geri ödenmesi gerektiği belirtilen borçlu ödeme zorunluluğu maddesi, Türk Borçlar Kanunu’nun 392. maddesidir. Bu maddeye göre, borçlunun ödeme aldığını öğrendiği andan itibaren 6 hafta içinde borcu geri ödemesi gerekmektedir.

TBK'da öngörülemeyen hal, Türk Borçlar Kanunu'nun 480. maddesinde düzenlenen "beklenemeyen ve öngörülemeyen haller" olarak ifade edilir. Bu kapsamda, öngörülemeyen haller şu şartları taşır: 1. Harici olma: Hukuki ilişkinin ihlaline neden olan sebep, taraflardan veya hukuki ilişkiden kaynaklanmamalıdır. 2. Kaçınılmaz olma: Olay kaçınılmaz olmalı, yani sonuçları bertaraf edilemez olmalıdır. 3. Öngörülemez olma: Sözleşmenin kurulduğu sırada bunun gerçekleşeceğinin kesin olmaması gerekir. Bu tür haller, sözleşmenin uyarlanması, askıya alınması veya feshedilmesi gibi hukuki sonuçlara yol açabilir.

Bağışta karşı taraf (bağışlanan) kabul etmezse, bağışlama sözleşmesi geçersiz hale gelir. Türk Borçlar Kanunu'na göre, fiil ehliyeti bulunmayan kişi ayırt etme gücüne sahipse (küçükler ve kısıtlılar) bağışlamayı kabul edebilir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 352. maddesinin 1. fıkrası şu şekildedir: "Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir".

Bağışta irade sakatlığı, bağış işleminin yapılması sırasında bağışlayanın iradesinin sağlıklı bir şekilde oluşmaması veya açıklanması sırasında ortaya çıkan bozukluklardır. Türk Borçlar Kanunu'na göre irade sakatlığı halleri üç tanedir: 1. Yanılma (Hata): Bağışlayanın, sözleşmenin şeklinde, konusunda veya karşı tarafta hataya düşmesi. 2. Hile (Aldatma): Bağışlayanın, diğer tarafı aldatma kastıyla yanlış bir kanaat oluşturması. 3. Korkutma (İkrah): Bağışlayanın, kendisinin veya yakınlarının kişilik haklarına ya da malvarlığına yönelik ağır ve yakın bir zarar tehlikesi nedeniyle sözleşme yapması.

Evet, çekişmeli alacak takas edilebilir.

Evet, tahliye taahhütnamesi yazılı olmak zorundadır.

İzinsiz para transferi durumunda dava açma süresi, Türk Borçlar Kanunu'na göre 10 yıldır.

Evet, fazla ödenen kira bedeli geri alınabilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77. ve 78. maddelerine göre, bir kişi haklı bir sebep olmaksızın başkasının malvarlığından zenginleşmişse, bu zenginleşmeyi iade etmekle yükümlüdür. Geri alma süreci şu adımları içerir: 1. Fazla ödemelerin belirlenmesi: Banka dekontları, kira kontratları ve diğer ödeme kayıtları toplanmalıdır. 2. İhtarname gönderilmesi: Noter aracılığıyla kiraya verene fazla ödenen tutarın iadesi talep edilmelidir. 3. Dava açılması: Uzlaşma sağlanamazsa, yetkili ve görevli mahkemede sebepsiz zenginleşme davası açılabilir. Zamanaşımı süresi, fazla ödemenin öğrenilmesinden itibaren 2 yıl, her halükârda 10 yıldır.

Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 147. maddesi, işçi alacakları için de geçerlidir. TBK'nın 147. maddesine göre, beş yıllık zamanaşımı süresi, hizmet sözleşmesi hükümlerine göre çalışanların "dönemsel edimler" niteliğindeki ücret alacakları için de uygulanır.