BorçlarKanunu

Banka dekontunda "geri ödenmesi" ifadesi yer aldığında, borçlunun ödeme zorunluluğu ile ilgili spesifik bir madde bulunamamıştır. Ancak, genel olarak borç verilen paranın geri alınmasıyla ilgili bazı yasal düzenlemeler şunlardır: Türk Borçlar Kanunu'nun 392. maddesi. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 102. maddesi. Borçludan para tahsil etmek için icra takibi veya alacak davası gibi hukuki süreçlerin başlatılması gerekebilir.

Türk Borçlar Kanunu (TBK) kapsamında öngörülemeyen hal, sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi beklenmeyen, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkan ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştiren durumu ifade eder. Öngörülemeyen hal, "mücbir sebep" veya "aşırı ifa güçlüğü" olarak da adlandırılabilir. Öngörülemeyen halin unsurları: Öngörülemezlik. Dışsallık. Önlem alınamazlık. Örnekler: Doğal afetler. Savaş, ekonomik kriz gibi sosyal olaylar. İdari tedbirler. Grev, lokavt gibi durumlar.

Bağışta irade sakatlığı, bağış işleminin yapılması sırasında bağışçının iradesinin oluşumunda veya açıklanmasında meydana gelen bozukluklar anlamına gelir. Türk Borçlar Kanunu'na göre irade sakatlığı halleri üç ana kategoriye ayrılır: 1. Yanılma (Hata). 2. Aldatma (Hile). 3. Korkutma (İkrah). İrade sakatlığı durumunda, bağışçı hukuki ilişkiyi iptal edebilir ve uğradığı zararların tazminini talep edebilir.

Evet, tahliye taahhütnamesinin yazılı olması zorunludur. Tahliye taahhüdü, kural olarak noterden olmak zorunda değildir; taraflar arasında adi yazılı olarak düzenlenmesi yeterlidir. Yazılı şekil geçerlilik şartı olduğu için aksi şekilde düzenlenen belgeler mahkemeye veya icra dairesine karşı sunulamaz.

Evet, çekişmeli (tartışmalı) alacak takas edilebilir. Türk Borçlar Kanunu'nun 139. maddesine göre, alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. Ancak, takas işleminin mahkeme kararına göre sonuçlanacağı göz önünde bulundurulmalıdır.

İzinsiz para transferi için dava açma süresi, 2 yıl geri isteme hakkının öğrenilmesinden itibaren başlar ve 10 yıl içinde tamamlanmalıdır. Bu süre, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenen sebepsiz zenginleşme davaları için geçerlidir. Dava açmadan önce, sebepsiz zenginleşen kişinin iyi niyetli olması ve parayı elinden çıkarması durumunda, bu değerler geri istenemez; yalnızca kalan değerler talep edilebilir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) kapsamında irade sakatlığı, üç ana başlıkta incelenir: 1. Hata (yanılma). 2. Hile (aldatma). 3. İkrah (korkutma). Hata, açıklamada yanılma, saikte yanılma ve iletmede yanılma olarak üçe ayrılır.

İki haklı ihtar nedeniyle tahliye davası açılmış ve kiracı bu davaya itiraz etmişse, dava süreci devam eder. İki haklı ihtar, tahliye davası için yeterli bir sebep olup, kiracının itiraz etmesi davanın düşmesine neden olmaz. 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca, 01.09.2023 tarihinden itibaren açılacak iki haklı ihtar nedeniyle tahliye davaları öncesinde arabulucuya başvuru sürecinin işletilmesi zorunludur. İki haklı ihtar nedeniyle tahliye davası, kira süresinin veya bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden itibaren bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmalıdır.

Hayır, menfi ve müspet zarar birlikte talep edilemez. Menfi zarar talep edildiğinde sözleşme feshedilerek ortadan kaldırılırken, müspet zarar talep edildiğinde sözleşme geçerliliğini korur.

Evet, Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 147. maddesi işçi alacakları için uygulanır. TBK'nın 147. maddesine göre, aşağıdaki alacaklar için beş yıllık zamanaşımı uygulanır: kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler; otel, motel, pansiyon ve tatil köyü gibi yerlerdeki konaklama bedelleri ile lokanta ve benzeri yerlerdeki yeme içme bedelleri; işçi ücreti gibi, borçlunun ve ailesinin bakımı için zorunlu olup, özel niteliği gereği, doğrudan alacaklıya verilmesi gereken alacaklar.

Kiranın kiracı oğlu tarafından ödenmesi, ancak bu ödemenin açıkça kira ödemesi olarak belirtilmesi ve kiraya veren tarafından kabul edilmesi durumunda geçerli sayılır. Kira ödemelerinin, kiracının eşi, oğlu veya bir başkası tarafından kira ödemesi olduğuna dair herhangi bir açıklama bulunmadan yapılması halinde, bankadan alınan ödeme dekontları her ne kadar Türk Borçlar Kanunu'na göre önceki kira paralarının ödendiği hususunda kanuni bir karine teşkil etse de, bu ödemeler kiraya veren tarafından düzenlenen yazılı bir belge niteliğinde değildir ve geçerli kabul edilmez. Ayrıca, kiralayan dışındaki kişilere yapılan ödemeler, kiralayanın talimatı ile yapıldığının kiracı tarafından kanıtlanması durumunda geçerli sayılabilir.

818 sayılı Borçlar Kanunu madde 55'in karşılığı, Türk Borçlar Kanunu madde 55'tir. Türk Borçlar Kanunu madde 55 şu şekildedir: > "Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz. Bu Kanun hükümleri, her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine ya da kişinin ölümüne bağlı zararlara ilişkin istem ve davalarda da uygulanır".

TBK 316, Türk Borçlar Kanunu'nun "Özenle Kullanma ve Komşulara Saygı Gösterme Borcu" başlıklı maddesidir. Bu maddeye göre kiracı, kiralananı: Sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak zorundadır. Kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğünü ihlal etmesi durumunda: Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren, kiracıya en az 30 gün süre vererek aykırılığın giderilmesi, aksi takdirde sözleşmenin feshedileceği konusunda yazılı bir ihtarda bulunur. Diğer kira ilişkilerinde kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir.

818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 355. maddesi, istisna (eser) akdini düzenler. Madde metni: > "İstisna, bir akittir ki onunla bir taraf (müteahhit), diğer tarafın (iş sahibi) vermeğe taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder". Bu madde, güncel Türk Borçlar Kanunu'nda yer almamaktadır.

Türk Borçlar Kanunu (TBK) 61. madde, birden çok kişinin birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanacağını belirtir. TBK 66. madde ise adam çalıştıranın sorumluluğunu düzenler. Daha fazla bilgi için Türk Borçlar Kanunu'nun ilgili maddelerine aşağıdaki sitelerden ulaşılabilir: mevzuat.gov.tr; hikmetsengul.av.tr; av-saimincekas.com.

Türk Borçlar Kanunu (TBK) 66. madde, adam çalıştıranın sorumluluğunu düzenler. TBK 67. madde ise hayvan bulunduranın sorumluluğunu ele alır. Daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir: mevzuat.gov.tr; hikmetsengul.av.tr; av-saimincekas.com.

Üçüncü kişi yararına sözleşme, taraflar arasında yapılan bir anlaşma ile üçüncü bir kişiye doğrudan hak tanınması anlamına gelir. Üçüncü kişi yararına sözleşmenin unsurları: Sözleşme tarafları. Üçüncü kişi. Lehe hak tanıma. Üçüncü kişi yararına sözleşme türleri: Eksik üçüncü kişi yararına sözleşme. Tam üçüncü kişi yararına sözleşme. Üçüncü kişi yararına sözleşmelere örnek olarak sigorta sözleşmeleri, taşımacılık sözleşmeleri ve ticari sözleşmeler verilebilir.

Değer artış payı alacağı için zamanaşımı, mal rejiminin sona erdiği tarihte işlemeye başlar. Bu tarih, boşanma davasının kesinleştiği an olarak kabul edilir. Zamanaşımı süresi, Borçlar Kanunu'nun 146. maddesine göre 10 yıldır.

BK 96 ve 108 maddeleri, Türk Borçlar Kanunu'nda yer alan ve borçlunun sorumluluklarını düzenleyen maddelerdir: BK 96: "Borçlunun Mesuliyeti" başlığı altında, borçlunun borcunu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi durumunda, kusurunu ispat edemediği takdirde, bundan doğan zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu belirtir. BK 108: "Satma Hakkı" başlığı altında, teslim edilecek şeyin niteliği veya işin özelliğinin tevdi edilmesine uygun düşmediği durumlarda, borçlunun, alacaklıya önceden ihtarda bulunarak, hâkimin izniyle o şeyi açık artırma yoluyla sattırıp satış bedelini tevdi edebileceğini düzenler.

Evet, satıcının gizli ayıbı alıcıya bildirme yükümlülüğü vardır. Türk Borçlar Kanunu'nun 223. maddesine göre, alıcı, teslim aldığı malı olağan bir şekilde gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde satıcıya bildirmek zorundadır. Alıcı, ayıpları bildiğini veya bilmesi gerektiğini ispatlamakla yükümlü değildir; bu ispat yükü satıcıya aittir. Ayıp ihbarı için belirli bir şekil şartı aranmamakla birlikte, yazılı olarak ve mümkünse noter veya KEP gibi resmi yollarla yapılması önerilir.