Sosyoloji

Olgusal soru, katılımcıların kişisel ve sosyal özelliklerini öğrenmeye yönelik sorulardır. Bu tür sorular, yaş, cinsiyet, medeni hal, gelir gibi gözlenebilen ve kolaylıkla kontrol edilebilen özellikleri belirler. Ayrıca, olgusal sorular, katılımcıların davranış ve deneyimleri ile ilgili de olabilir. Örneğin, günlük olayların dramasında, çocuklara jest ve mimiklerle canlandırılan olaylar sonrasında "Diş fırçasına ne sürdün?" veya "Suyun sıcak olup olmadığını anlamak için ne yaptın?" gibi sorular sorulur.

Cinsiyet eşitsizliği ile ilgili bazı kitaplar: "Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğinin Farklı Yüzleri - Psikolojik Yaklaşımlar". "Erkeklik: İmkansız İktidar". "Cinsiyetler Arası Eşitsizlik". "Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği: Sorunlar, Öncelikler ve Çözüm Önerileri".

Kültürel ahlak, ahlaki değerlerin büyük ölçüde toplumsal ve kültürel bağlam tarafından şekillendiğini savunan bir görüştür. Bu yaklaşıma göre, farklı kültürler, kendi tarihsel ve sosyal deneyimlerine dayalı olarak farklı ahlaki normlar geliştirirler. Örneğin, bazı kültürlerde misafirperverlik ve yardımseverlik en yüksek ahlaki değerler olarak görülürken, diğerlerinde sadakat ve onur ön planda olabilir. Kültürel ahlak teorisi, antropologlar ve sosyologlar tarafından desteklenmektedir.

Sosyal hizmet giriş dersinde işlenen bazı konular: Sosyal hizmetin tanımı ve temel kavramları. Sosyal hizmet felsefesi, değerleri ve etiği. Sosyal hizmetin tarihsel gelişimi. Sosyal hizmetin uygulama alanları ve işlevsel özelliği. Sosyal hizmet uzmanının rol ve fonksiyonları. Mesleki kimlik. Dünyada ve Türkiye'de sosyal hizmet. Ekolojik yaklaşım, risk ve koruyucu faktörler yaklaşımı gibi temel yaklaşımlar. Ayrıca, sosyal hizmet giriş dersi kapsamında, sosyal hizmet değerlendirmesi ve müdahalesi için gerekli kuramsal altyapı da kazandırılır.

Sosyoloji, küreselleşmeye çeşitli şekillerde katkı sağlar: Küresel süreçlerin anlaşılması: Sosyoloji, küreselleşme sürecinin toplumun mevcut unsurlarını nasıl değiştirdiğini ve küreselleşmeye tepki olarak yeni unsurların nasıl evrimleştiğini analiz eder. Çok kültürlü toplumların incelenmesi: Küreselleşme, farklı kültürlerin etkileşimini artırır ve sosyoloji, bu etkileşimlerin sonuçlarını ve çok kültürlü toplumların dinamiklerini araştırır. Yerel kimliklerin korunması: Sosyoloji, küreselleşmenin yerel kimlikler üzerindeki etkilerini inceler ve kültürel direnç pratiklerini analiz eder. Küresel yönetişim biçimlerinin incelenmesi: Sosyologlar, küreselleşmenin siyasi yapılar ve yönetişim biçimleri üzerindeki etkilerini araştırır. Tüketim kültürünün incelenmesi: Küreselleşme, tüketim kültürünün yayılmasına yol açar ve sosyoloji, bu küresel ürünlerin yerel kültürler üzerindeki etkilerini inceler.

Olaylar dizisi ve süreç arasındaki temel fark, olayların dizisinin belirli bir düzen veya zaman içinde tekrarlanmaması ve ilerlememesidir; süreç ise birlik veya düzen içinde gelişen, ilerleyen ve tekrarlanan bir dizi olay ve harekettir. Süreç, bir şeyin yapımı veya üretimi biçimini oluşturan sürekli eylemler dizisidir. Olaylar dizisi ise genellikle rastgele veya belirli bir düzen olmadan bir araya gelen olaylar bütünüdür. Özetle: - Süreç: Belirli bir düzen veya zaman içinde tekrarlanan, gelişen olaylar dizisi. - Olaylar Dizisi: Belirli bir düzen olmadan bir araya gelen olaylar bütünü.

Toplumun bir meslek grubu hakkında belirli bir görüşe sahip olması ve bu görüşünün geniş ölçüde kabul görmesi, "mesleki itibar" veya "mesleki statü" olarak adlandırılabilir. Mesleki itibar, bir mesleğin toplum tarafından algılanan saygınlığını ifade eder ve bu, mesleğin etik değerleri, davranış biçimleri ve toplumla olan ilişkisine bağlı olarak değişir. Toplumun bir meslek grubu hakkında belirli bir görüşe sahip olması ve bu görüşün geniş ölçüde kabul görmesi, aynı zamanda mesleki farkındalık ile de ilişkilidir.

Gaziantep'te yaşayan Yunus Emre isimli kişiler, farklı ilçelerde ikamet edebilirler. İşte iki örnek: 1. Şehitkamil İlçesi: Yunus Emre Mahallesi, Gaziantep'in Şehitkamil ilçesine bağlıdır. 2. Nizip İlçesi: Yunus Emre Mahallesi, Gaziantep'in Nizip ilçesinde yer almaktadır.

Vedat Milor, Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley'de sosyoloji alanında doktora yapmıştır.

Sosyologfeline'in ne iş yaptığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, sosyologların genel olarak yaptığı işler şunlardır: Veri toplama ve analiz etme. Toplumsal sorunları belirleme ve çözüm önerileri geliştirme. Toplumsal politika ve programlara katkı sağlama. Akademik çalışmalar yapma. Sosyologlar, kamu kurumları, üniversiteler, araştırma merkezleri, özel sektör ve sosyal hizmet kurumlarında çeşitli rollerde çalışabilirler.

Ayşe Can Baysal'a göre tutum, bireyin çevresindeki (çoğunlukla sosyal çevre) konulara karşı sürekli biçimde benzer tepki gösterme eğilimidir. Baysal, tutumu psikoloji ve sosyolojiyi birleştiren disiplinler arası bir kavram olarak tanımlar, çünkü tutumlar hem sosyal kaynaklı olup hem de bireyin psikolojik yapısının ve davranışının bir parçasıdır.

Bir İmkan Olarak Modernite: Weber ve Habermas kitabı, Ahmet Çiğdem tarafından yazılmıştır. PDF formatında bu esere aşağıdaki sitelerden ulaşılabilir: Z-Library; PDF Drive.

Bilecik Bahçelievler'de 1 mahalle bulunmaktadır.

Sivil toplum kuruluşlarında (STK) çalışmak için belirli bir bölüm zorunluluğu yoktur, ancak bazı bölümler ve alanlar daha uygun fırsatlar sunabilir. Sosyal hizmet bölümü mezunları, STK'larda toplumun refahını artırıcı çalışmalarda bulunabilirler. STK'larda çalışmak için yabancı dil bilgisi, mobil olma ve farklı kültürlere hoşgörü gibi yetkinlikler önemlidir.

İşlev, işlevselcilikte bir parçanın bütünle ilişkisini ifade eder ve sistemin gerekliliklerini karşılamak için yaptığı katkıyı tanımlar. İşlevselcilik ise, sosyal bilimlerde, özellikle sosyoloji ve sosyokültürel antropolojide, toplumsal kurumları veya kurumlaşmayı açıklamaya çalışan bir paradigmadır. İşlevselcilik, toplumun, varlığını devam ettirebilmesi için gereklilikleri yerine getirirken beraber işleyen, birbirine bağımlı birimlerin bütünlüğü olduğunu savunur. İşlevselciliğin temel özellikleri arasında şunlar yer alır: Toplum, birbirinden farklı parçalardan meydana gelen bir bütünlüktür. Toplumu meydana getiren her öge, bir ihtiyacı karşılamak zorundadır. Toplumsal sistemler denge ve uyuma ulaşmayı amaçlar. Toplumsal düzene, ortak norm ve değerlerle ulaşılacağı kabul edilir.

Yabani insan ifadesi, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir: Doğada yaşayan ve evcil olmayan insan. Toplumdan uzak duran, sosyal yaşamı olmayan kişi. Görgüsü olmayan, kaba ve hoyrat kimse. Ayrıca, "yabani insan" anlamına gelen Sasquatch adlı, iri, kıllı, maymun benzeri bir yaratık olduğuna inanılan bir yaratık da vardır.

McLuhan'ın sıcak ve soğuk medya ayrımı, iletişim araçlarını katılım duygusu ve duyusal hitap şekline göre sınıflandırır. Sıcak medya: Tek bir duyuya yüksek düzeyde hitap eder, genişletir ve derinleştirir. "Yüksek çözünürlük" (high definition) vardır ve izleyicinin katılma payı çok azdır. Radyo ve telefon, sıcak medyaya örnek olarak verilebilir. Soğuk medya: Birden fazla duyuya hitap eder ve daha az duyusal veri sağlar. İzleyicinin eksik unsurları kendi zihninde tamamlamasını gerektirir ve katılımı yüksektir. Televizyon, ideografik yazı, söz ve telefon, soğuk medya örneklerindendir.

Angajmanın amacı, farklı bağlamlara göre değişiklik gösterebilir: Askeri anlamda: Bir ülkenin hava sahasının başka bir ülke tarafından ihlal edilmesi veya ülke topraklarında tehdit oluşturulması durumunda, askeri tepkinin şartlarını belirlemektir. Genel kullanım: Yükümlülük altına girme, taahhüt etme, toplumsal veya siyasal bir eylemin içinde yer alma ve ona bağlanma anlamlarını taşır. Ek olarak: Yapılacak bir işle ilgili sözlü ya da yazılı anlaşma veya iş bağlantısı olarak da kullanılabilir.

"Cemaat vk" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, "cemaat" kelimesinin bazı anlamları şunlardır: Bir imama uyup namaz kılan kişiler; İnsan kalabalığı, topluluk; Bir dinden veya bir soydan olanların topluluğu. Ayrıca, sosyoloji literatüründe cemaat kavramı, cemaatin üyelerinin ortaklaşa paylaştıkları bir şeye (genellikle ortak bir ideolojiye ya da bir kimlik duygusuna) dayanan, özel olarak oluşturulmuş bir toplumsal ilişkiler bütünüdür.

Ev halkı, bir evde yaşayanların hepsi anlamına gelir. Aile ise evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca ve çocuklardan oluşan en küçük topluluktur. Dolayısıyla, "ev halkı" ve "aile" kavramları birbiriyle ilişkilidir; ev halkı, genellikle aile üyelerinden oluşur.