• Buradasın

    Kuram

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Olabilirlik kuramı nedir?

    Olabilirlik kuramı, belirli bir sürecin sonucunda bir olayın gerçekleşme ihtimalini inceleyen bir teoridir. Bu terim, farklı bağlamlarda kullanılabilir: Evrimsel analizlerde, ebeveynlerin yavrularının çok lokuslu genlere sahip olup olmayacağını anlamak için olabilirlik incelemeleri yapılır. İkna teorilerinde, insanların bir konuya ne kadar yatırım yaptıklarına bağlı olarak iki farklı ikna yolu olduğunu açıklar. İstatistikte, verilen bir örneklemin model parametreleriyle ilgili olasılık işlevi üzerinden çıkarımlarda bulunmayı sağlar.

    Mimesis kuramı nedir?

    Mimesis kuramı, Antik Yunan'da "öykünmek" anlamına gelen felsefi bir terimdir. Platon'un mimesis anlayışı, duyular dünyasının birebir yansıtılması şeklindedir. Bu kuramdan yola çıkarak üç temel yansıtma kuramı ortaya çıkmıştır: 1. Klasisizm: Gerçeğe benzerlik veya olması gerekenin ifadesi, Aristoteles'in mimesis anlayışından temellenir. 2. Romantizm: Sanatçının doğanın üretkenliğini taklit etmesi. 3. Realizm: Duyulur dünyanın bire bir taklit edilmesi, Platon'un mimesis anlayışından temellenir.

    Psiko sosyal kuram hangi kuramın devamıdır?

    Psiko-sosyal kuram, Freud'un psikanalitik kuramının devamı niteliğindedir, ancak onu genişletip geliştirmiştir. Erik Erikson, Freud'un kuramındaki bazı temel öğeleri kabul etmiş, ancak kişilik gelişiminin sadece yaşamın ilk yıllarında değil, tüm yaşam boyu devam ettiğini ve sosyal çevrenin de biyolojik etmenler kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.

    Auguste Comte sosyolojinin kurucusu mu?

    Evet, Auguste Comte sosyolojinin kurucusudur. Sosyoloji terimini ilk kullanan kişi olan Comte, sosyolojiyi bir bilim dalı olarak kabul eden ilk kişidir. Comte, toplumu anlamak için bilimsel bir yaklaşımı benimsemiş ve toplumsal olayları tıpkı doğa olayları gibi objektif bir şekilde analiz etmeye çalışmıştır. Ancak sosyolojinin gerçekten bir bilim haline gelmesini sağlayan isim, Émile Durkheim olmuştur.

    Medya ve modernite hangi kuramı?

    Medya ve modernite, John B. Thompson'ın "Medya ve Modernite" adlı kitabında ele alınan bir konudur. Thompson, iletişim medyasının gelişiminin, modernitenin kurucusu olan bir dizi gelişimsel sürece karmaşık bir şekilde dokunduğunu ve bu süreçlerin modern toplumların kurumsal özelliklerini ve yaşam koşullarını belirlediğini savunur. Ayrıca, medya ve modernite ilişkisi, Frankfurt Okulu'nun eleştirel sosyal teorisi ve medya teorisyenlerinin çalışmaları gibi farklı kuramsal yaklaşımlarla da ele alınmıştır.

    İletişimde en önemli kuramcı kimdir?

    İletişimde en önemli kuramcı olarak kabul edilebilecek tek bir isim yoktur. Ancak, iletişim alanında önemli kuramcılar arasında şunlar sayılabilir: Shanon ve Weaver. Lasswell. Lazarsfeld, Lewin ve Hovland. Ünsal Oskay. Neil Postman.

    Orlando'nun etkileşim kuramı nedir?

    Orlando'nun Etkileşim Kuramı, hemşirelerin hastada ortaya çıkan sağlık sorunlarına adaptasyonunu sağlayarak etkili bir hemşirelik bakım planı oluşturmasına yardımcı olan bir hemşirelik kuramıdır. Bu kurama göre, hemşire-hasta etkileşiminde ilişkiyi dinamik ve işbirlikçi kılmak için etkileşim gereklidir. Kuram, üç ana kavrama dayanır: 1. Hastanın davranışı: Hastanın yardım ihtiyacını sözel veya sözel olmayan davranışlarla ifade etmesi. 2. Hemşirenin tepkisi: Hemşirenin hastanın davranışlarını algılayıp otomatik olarak geliştirdiği duygu ve düşünceler. 3. Hemşirenin girişimi: Hemşirenin, hastanın gereksinimlerini karşılamak için gerçekleştirdiği eylemler. Bu kuram, hasta ve hemşire arasındaki karşılıklı iletişime dikkat çeker ve özellikle hastaların sıkıntılarının doğasını ve yardım gereksinimlerini tanımlamaya çalışır.

    Uyum kuramı nedir?

    Uyum kuramı farklı alanlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir: Bilişsel uyum kuramı. Rol uyumu kuramı. İş uyumu kuramı. Ayrıca, uyum kavramı psikanalitik yaklaşım, davranışçı yaklaşım, hümanist yaklaşım ve sosyal psikolojik yaklaşım gibi farklı psikolojik yaklaşımlar tarafından da ele alınmaktadır.

    Çoklu zeka kuramı hangi bilim dalı?

    Çoklu Zeka Kuramı, psikoloji bilim dalına aittir. Bu kuram, 1983 yılında Amerikalı psikolog Howard Gardner tarafından ortaya atılmıştır.

    Alan kuramının temel ilkeleri nelerdir?

    Alan kuramının temel ilkeleri şunlardır: 1. Organizasyon İlkesi: Bir davranış, ortaya çıktığı alandan soyutlanamaz ve anlamı, alandaki konumuna bağlıdır. 2. Eşzamanlılık İlkesi: Yaşanılan zamandaki yaşam alanı, geçmişteki anılar ve geleceğe dair gerçekleşmesi istenen durumlarla şekillenir. 3. Biriciklik İlkesi: Her durum ve birey kendine özgüdür, bu nedenle benzer kurallar uygulanamaz. 4. Süreçte Değişme İlkesi: Alandaki değişim süreklidir, hiçbir şey sabit değildir. 5. Olası Uygunluk İlkesi: Alanda yer alan tüm parçalar bütünle ilişkilidir ve tek bir parça gereksiz görülerek alanın dışına atılamaz.

    Kurumlar Sosyolojisi'nin kurucusu kimdir?

    Kurumlar sosyolojisinin kurucusu olarak Auguste Comte kabul edilir. Ancak, kurumlar sosyolojisinin bir alt dalı olan din sosyolojisinin kurucusu olarak Émile Durkheim gösterilir. Diğer önemli isimler arasında Karl Marx ve Max Weber de bulunur.

    Hersey ve Blanchard'ın durumsal liderlik kuramı nedir?

    Hersey ve Blanchard'ın durumsal liderlik kuramı, liderlerin yönetim stillerini karşılaştıkları durumun gerekliliklerine göre değiştirerek optimal liderliği yakalamaya çalıştıklarını savunan bir modeldir. Bu modelde, liderlik stilleri çalışanların gelişim durumlarına göre sınıflandırılır: D1, Hevesli Yeni Başlayan Kişi: Çalışanın yeterliliği alt seviyededir ve organizasyona yüksek bağlılığı vardır. D2, Gözü Açık-Öğrenen Kişi: Çalışanın yeterliliği biraz artmıştır, ancak gördüğü negatif durumlar nedeniyle bağlılık azalmıştır. D3, Yetkin ama Dikkatli İcracı: Çalışanın yetkinliği orta-yüksek bir düzeydedir, ancak bağlılık değişken olabilir. D4, Kendine Güvenen Başarılı Kişi: Çalışan yüksek yetkinliğe sahiptir ve bağlılık yeniden artmıştır. Modelde, tek bir "en iyi" liderlik tarzının olmadığı ve liderin esneklik becerisinin önemli olduğu vurgulanır.

    Judith Butlers toplumsal cinsiyet kuramı nedir?

    Judith Butler'ın toplumsal cinsiyet kuramı, toplumsal cinsiyetin performatif bir biçimde üretildiğini ve bireyden bağımsız olarak sürekli yeniden üretilen toplumsal bir inşa olduğunu iddia eder. Butler'ın temel görüşleri: Toplumsal cinsiyet ve cinsiyet ayrımı: Biyolojik cinsiyet, kadın ve erkek arasındaki biyolojik farklılıklara; toplumsal cinsiyet ise kadın ve erkeğin toplum tarafından oluşturulmuş sorumluluk ve görevlerine karşılık gelir. Toplumsal cinsiyetin performatifliği: Toplumsal cinsiyet, stilize vücut hareketlerinin tekrarı yoluyla inşa edilir ve bu tekrar, gerekli ontolojik "çekirdek" cinsiyetin görünüşünü oluşturur. Toplumsal cinsiyet hiyerarşisi: Heteroseksüel normatiflik değil, heteroseksüel ilişkilerin ardındaki toplumsal cinsiyet hiyerarşisi, cinsel hiyerarşiyi üretir ve pekiştirir. İnterseks bireyler: Genital organlara bakılarak karar verilen biyolojik cinsiyet, kişinin gerçek cinsiyetini her zaman yansıtmayabilir. Butler'ın kuramı, sanat dünyasında da cinsiyet normlarını sorgulayan ve dönüştüren yaratıcı bir etki yaratmıştır.

    Metinlerarasılık kavramının kuramsal çerçevesi nedir?

    Metinlerarasılık kavramının kuramsal çerçevesi, ilk kez 1960'lı yıllarda Fransız edebiyat kuramcısı ve psikanalist Julia Kristeva tarafından ortaya atılmıştır. Metinlerarasılık, bir metnin başka bir metin içinde etkin olarak var olması, iki veya daha fazla metin arasında karşılıklı konuşma ve bir metnin yeniden üretilmesi olarak tanımlanabilir. Metinlerarasılık, farklı iletişim ortamları arasında kurulduğunda "mecralar arasılık" olarak adlandırılır. Metinlerarasılık, sadece edebiyat eserleri arasında değil, resimler, müzikler, filmler gibi farklı sanat dalları arasında da kurulabilir.

    Kuramsal zerre ne demek?

    Kuramsal zerre, "quark" kelimesinin Türkçe karşılığıdır. Quark, atom altı bir parçacık olup, proton ve nötron gibi temel parçacıkların yapı taşıdır. Ayrıca, "kuramsal zerre" ifadesi, "bir şeyin en ufak parçası" veya "eski bir ağırlık ölçüsü" anlamlarına gelen "zerre" kelimesiyle de ilişkilendirilebilir, ancak bu kullanım fizikteki "quark" kavramından farklı bir bağlamda yer alır.

    Kadınlar, Ambarlar, Sermayeler hangi kurama aittir?

    Kadınlar, Ambarlar, Sermayeler kitabı, antropoloji ve iktisat kuramlarının kesişiminde yer alır. Kitapta, kendi kendine yeterli tarımsal topluluklarda üretim ve üreme ilişkileri ile bu topluluklarda üretilen emek gücünün kapitalist sistem tarafından sömürülmesi konuları ele alınır. Kitabın yazarı Claude Meillassoux, çalışmasında diyalektik materyalizmin örneklerinden birini sunar.

    Koşul bağımlılık kuramına göre yüksek performans için hangi uyum sağlanmalıdır?

    Koşul bağımlılık kuramına göre yüksek performans için sağlanması gereken uyumlar: Örgütsel strateji ile İK uygulamaları arasında dikey uyum. Örgütsel yapı ile koşul bağımlılık etmenleri arasında uyum. İKY sistemi içinde yatay uyum. Martin-Alcazar ve arkadaşları, koşul bağımlılık kuramı kapsamında İKY uygulamalarının örgütsel stratejiye ilave olarak diğer örgütsel ve çevresel değişkenlerle de uyumlu olması gerektiğini savunmuştur.

    Benner hemşirelikte hangi kuramı?

    Patricia Benner'in hemşirelikte geliştirdiği kuram, "Acemiden Uzmana" (From Novice to Expert) modelidir. Bu kuram, hemşirelerin zaman içinde deneyim ve öğrenme yoluyla nasıl beceri ve bilgi geliştirdiklerini açıklar. Benner'in kuramının temelinde, uzmanlığın doğuştan gelen veya bir gecede öğrenilen bir şey olmadığı, gerçek yaşam durumlarıyla yüzleşerek, bunları yansıtarak ve öğrenmeye devam ederek gelişen bir süreç olduğu fikri yatmaktadır. Benner'in hemşirelik kuramının beş aşaması vardır: 1. Acemi. 2. İleri Düzeyde Yeni Başlayan. 3. Yetkili. 4. Yetkin. 5. Uzman.

    Erek kuramı nedir?

    Erek kuramı, bireylerin yaşamları boyunca gelişen ve davranışlarını yönlendiren önemli psikolojik teorilerden biridir. Erek kuramı, insanların bilinçdışında yer alan içsel güçlerin ve çatışmaların, bireysel davranışları nasıl şekillendirdiğini anlamaya yönelik bir yaklaşımdır. Erek kuramı şu alanlarda kullanılabilir: Çeviri eğitimi. Felsefe.

    Bilişsel uyum kuramı ne demek?

    Bilişsel Uyum Kuramı, 1950’li yıllarda sosyal psikolog Leon Festinger tarafından ortaya atılan ve insanların algılarını anlama ile davranışlarını açıklamaya yönelik çalışmalarda önemli bir kuramdır. Bu kurama göre, bir kişi çelişkili inançlara, fikirlere veya değerlere sahip olduğunda ve bunlardan birine veya daha fazlasına karşı çıkan bir eyleme katıldığında bilişsel uyumsuzluk yaşar. Bilişsel Uyum Kuramı, kaynak, mesaj, alıcı ve geri bildirim kavramlarını içerir.