Delil

Evet, jandarma tutanağı delil olarak kabul edilir. Jandarma tutanakları, ilgili olayın yaşandığı zamanda jandarmanın olay yerinde yaptığı tespitleri ve görgü tanıklarının ifadelerini içerir ve bu nedenle hukuki süreçlerde önemli bir kanıt niteliği taşır. Ancak, mahkemenin bu tutanakları değerlendirirken doğruluk, tarafsızlık ve ilgililik gibi bazı kriterleri göz önünde bulundurması gerekmektedir.

Delil tespiti için görüntü talebi, delil tespiti dilekçesi ile mahkemeye yapılır. Bu dilekçede aşağıdaki bilgiler yer almalıdır: 1. Tespiti istenen vakıa: Görüntülerin neden tespit edilmek istendiği açıklanmalıdır. 2. Görüntülerin kaybolma veya elde edilmesinde zorluk yaşama sebepleri: Görüntülerin hemen tespit edilmemesi durumunda kaybolma veya ispatının zorlaşacağı belirtilmelidir. 3. Görüntülerin sahibi kişinin adı, soyadı ve adresi: Aleyhine delil tespiti istenen kişinin bilgileri verilmelidir. Dilekçe ile birlikte başvurma harcı ve karar harcı peşin olarak ödenir ve mahkeme tarafından belirlenen giderler de avans olarak yatırılmalıdır.

Evet, tüketici hakem heyetinden gelen sonuçlar tüketici mahkemesinde delil olarak kabul edilir. Tüketici hakem heyetinin verdiği kararlar, ilâm niteliğinde olup, bu kararlar tüketici mahkemelerinde delil olarak kullanılabilir.

CMK'da geçen "zehirli ağacın meyvesi ilkesi", ceza muhakemesi hukukunda hukuka aykırı yolla elde edilen delillerin de aynı şekilde hukuka aykırı kabul edilmesi ve hükme esas alınmaması gerektiğini ifade eder. Bu ilkeye göre, eğer delilin kaynağı hukuksuzsa, o kaynaktan çıkan tüm deliller de hukuksuz sayılır ve yargılamada kullanılamaz.

Aklî burhan, güçlü ve sarsılmaz, akla ve mantığa uygun kesin delildir. Burhan kelimesi ayrıca şu anlamlara da gelir: delil, ispat aracı; bütün şüpheleri ortadan kaldıracak açıklıkta ve itirazlara yer bırakmayacak kesinlikte bir delil; fıkhî kıyas ve kesin delil. İslam dünyasında burhan, mantık, felsefe, kelâm ve usûl-i fıkıhta bir kıyas türü ve ispat metodu olarak kullanılmıştır.

Ek delil dilekçesi ve ek dava dilekçesi kavramları farklı anlamlar taşır: 1. Ek Delil Dilekçesi: Davanın aydınlatılması ve kararın daha sağlıklı bir zeminde alınması için dava dosyasına eklenen yeni delillerin sunulması amacıyla hazırlanan dilekçedir. 2. Ek Dava Dilekçesi: Davanın tamamen veya kısmen ıslah edilmesi durumunda, dava dilekçesinde yer almayan yeni taleplerin eklenmesi için sunulan dilekçedir. Dolayısıyla, ek delil dilekçesi ve ek dava dilekçesi aynı şey değildir.

Telefon kayıtları, çeşitli hukuki durumlarda delil olarak istenebilir: 1. Ceza Davaları: Dolandırıcılık, adam kaçırma, cinayet, uyuşturucu suçları ve terör gibi ciddi suçlarda telefon kayıtları önemli bir delil olabilir. 2. Boşanma Davaları: Sadakatsizlik, şiddet veya çocukların velayeti gibi konularda eşlerin iddialarını desteklemek için telefon kayıtları talep edilebilir. 3. Ticari Davalar: Sözleşme ihlalleri, işçi-işveren anlaşmazlıkları gibi ticari davalarda, yapılan tartışmaların belgelenmesi için telefon kayıtları istenebilir. 4. Hakaret ve Tazminat Davaları: Telefon üzerinden yapılan iftira veya hakaretli konuşmalar için de kayıtlar delil olarak kullanılabilir. 5. Disiplin Davaları: Kamu görevlilerinin yasa dışı faaliyetlerde bulunduğu iddialarında, telefon kayıtları üzerinden inceleme yapılabilir. Telefon kayıtlarının istenebilmesi için genellikle mahkeme kararı veya yetkili bir devlet organının talebi gerekmektedir.

Delil ikamesi için avans yatırılmazsa, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 324. maddesine göre ilgili delilden vazgeçilmiş sayılır. Ayrıca, avans yükümlülüğünü yerine getirmeyen tarafın avansı diğer taraf yatırabilir.

Alacak davasında telefon kayıtlarının delil olarak kabul edilebilmesi için, kayıtların hukuka uygun şekilde elde edilmiş olması gerekmektedir. Hukuka uygun kabul edilen durumlar: Karşı tarafın rızası: Telefon görüşmesi esnasında alınan ses kaydı, karşı tarafın bilgisi ve rızası varsa delil olarak kullanılabilir. Suçun başka türlü ispat edilememesi: Kendisine veya yakınlarına karşı işlenmekte olan bir suç söz konusu olduğunda ve yetkili makamlara başvurma imkanı yoksa, yapılan kayıtlar hukuka uygun delil olarak kabul edilir. Hukuka aykırı kabul edilen durumlar: İzinsiz kayıtlar: İzinsiz alınan ses kayıtları, özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği için delil olarak kabul edilmez. Manipülasyon ve değişiklik: Kaydın orijinal olmadığı, üzerinde oynanmış veya kesilip biçilmiş olabileceği endişesi varsa, delil olarak kabul edilmez. Mahkemeler, sunulan ses kaydının delil olarak kabul edilip edilmeyeceğine, kaydın somut olayın aydınlatılmasına katkı sağlayıp sağlamadığına ve hukuka uygun olarak elde edilip edilmediğine karar verir.

HUMK'nun 389. maddesi gereğince gerekçeli karar, aşağıdaki hususları içermelidir: 1. Tarafların iddia ve savunmalarının özeti. 2. Anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar. 3. Çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller. 4. Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi. 5. Sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç. 6. Hukuki sebepler. Bu unsurlar, hükmün gerekçe bölümünü oluşturur ve kararın doğru olup olmadığının denetlenmesini sağlar.

Basit yargılama usulünde delillerin sunulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 318. maddesine göre şu şekilde yapılır: 1. Dilekçede Belirtme: Taraflar, verecekleri dilekçelerde tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu belirtmek suretiyle sunmak zorundadır. 2. Ekleme: Deliller, dilekçelere ek olarak eklenmelidir. 3. Başka Yerden Getirtilecek Deliller: Başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için gerekli bilgiler de dilekçede yer almalıdır. Basit yargılama usulünde, delillerin dava veya cevap dilekçesinde sunulması zorunludur; aksi takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçildiği kabul edilir.

İkrarın kesin delil olabilmesi için aşağıdaki şartlar gereklidir: 1. Vakıa İleri Sürülmeli: İkrarın konusu, ancak karşı tarafça ileri sürülen maddi vakıalar olabilir. 2. Doğrulama Beyanı: Taraflardan birinin, diğer tarafça ileri sürülen vakıayı doğru olduğunu açıkça kabul etmesi gerekir. 3. Mahkeme İçi İkrar: İkrar, yargılama sırasında mahkemeye karşı yapılmalıdır. 4. Yazılı veya Sözlü Beyan: İkrar, sözlü olarak mahkemede veya yazılı belgelerle yapılabilir. Bu şartlar sağlandığında, mahkeme içi ikrar kesin delil niteliği taşır ve ayrıca ispat edilmesi gerekmez.

Tebligat mazereti, yazılı belge ile ispat edilebilir. Ayrıca, tebligatı alan kişinin beyanı da öğrenme tarihinin kabulü için yeterlidir ve bu beyanın aksi karşı tarafça tanıkla değil, sadece yazılı belge ile ispatlanabilir.

Delil tespitinde karşı taraf davalı olarak gösterilmez, çünkü bu süreçte taraflar arasında davacı ve davalı sıfatları yer almaz. Delil tespitinde, tespit isteyen kişi "tespit talep eden" olarak, aleyhine tespit istenen kişi ise "aleyhine delil tespiti istenen" olarak adlandırılır.

İkrar, iki durumda kesin delil niteliğindedir: 1. Mahkeme içi ikrar: Mahkeme huzurunda yapılan ve mahkemeye karşı beyan edilen ikrar, kesin delil olarak kabul edilir. 2. Ceza davasındaki ikrar: Ceza davasında yapılan ikrarlar, hukuk davalarında da geçerli ve kesin delil olarak değerlendirilir.

"Exhibit A" hukuk bağlamında, bir mahkeme davasında sunulan ilk delil parçası anlamına gelir.

Avukatın tanıklığı, diğer tanıkların ifadeleriyle aynı şekilde değerlendirilir. Tanık beyanı, niteliği gereği takdiri bir delildir ve hakim tarafından serbestçe değerlendirme yetkisine sahiptir. Değerlendirme kriterleri: Beyanın doğruluğu ve akla yatkınlığı. Tanığın güvenilirliği ve inandırıcılığı. Tanığın kişisel, fiziksel ve ruhsal özellikleri. Tanık beyanının hayatın olağan akışına ve bilimsel kurallara uygunluğu. Avukat, sır niteliğinde bilgilere sahipse tanıklıktan çekinebilir, ancak sır sahibinin muvafakati durumunda tanıklık yapabilir.

Teğmenlerin WhatsApp yazışmaları çeşitli amaçlarla kullanılabilir: 1. Hukuki Delil Olarak: WhatsApp mesajları, hukuki davalarda delil olarak sunulabilir. 2. İş Akdi Feshi: İş davalarında, çalışanların kendi aralarındaki yazışmalar, iş akdinin feshedilmesi gibi durumlarda delil olarak kullanılabilir. 3. Soruşturma Konusu: Sosyal medyada paylaşılan bazı WhatsApp yazışmaları, askeri soruşturmalarda delil olarak değerlendirilmiştir.

Maddi tazminat davasında sunulan deliller, zararın kanıtlanması ve talebin desteklenmesi için önemlidir. Bu deliller arasında şunlar yer alabilir: 1. Olay Kanıtı: Görgü tanıkları, resmi raporlar, fotoğraflar veya videolar gibi olayın somut kanıtları. 2. Hasta Raporları: Sağlık sorunlarına dayanan tazminat taleplerinde, tıbbi belgeler ve doktor raporları. 3. Ekonomik Belgeler: Gelir ve gider belgeleri, fatura ve makbuz gibi maddi zararı kanıtlayan ekonomik belgeler. 4. Uzman Raporları: Mahkeme tarafından istenen bilirkişi incelemeleri ve diğer uzman görüşleri. 5. Yazışmalar ve Yazılı Belgeler: Mesaj, e-posta ve yazışmalar, sözleşme ve idari belgeler. Bu delillerin toplanması ve mahkemede sunulması sürecinde bir avukattan destek almak, davanın daha güçlü bir şekilde yönetilmesini sağlar.

İnanç sözleşmesinin Yargıtay'da ispatlanması için yazılı delil sunulması gerekmektedir. Eğer yazılı bir belge bulunmuyorsa, yazılı delil başlangıcı niteliğinde belgeler sunulabilir. Ayrıca, yemin gibi kesin deliller de inanç sözleşmesinin ispatında kullanılabilir.