• Buradasın

    SosyalTeori

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Cemil Meriç'e göre sağcı ve solcu yoktur neden?

    Cemil Meriç'e göre sağcı ve solcu yoktur çünkü bu kavramlar üzerine giydirilmiş deli gömlekleridir ve toplumsal gerçekliğe tekabül etmezler. Meriç, sağ ve sol kavramlarının hakikati kapamaya yarayan uydurmaca mefhumlar olduğunu ve bilhassa sosyal sınıflara ayrılmamış bir ülkede sağcı-solcu gibi ayrımların anlamsız olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, Meriç'e göre sağın kendine mahsus hiçbir fikri yoktur, Batı dillerini bilmez ve Osmanlıca bilmez; ebedi bir vesayet altındadır. Cemil Meriç, gençlik yıllarında polis takibatı altında yaşayan bir komünistti ve sol tarafından "dönek" olarak görülse de ona kapılarını sağ camia açmıştı.

    Yeni otoriterlik ve yeni despotizm arasındaki fark nedir?

    Yeni otoriterlik ve yeni despotizm arasındaki temel fark, yönetimdeki güç kullanımı ve halkın görüşlerine verilen önemdir. - Yeni Despotizm: - Güç Kullanımı: Keyfi ve sömürücü iktidar biçimidir. - Halkın Görüşleri: Halkın görüşleri önemsenmez ve insan haklarına saygı gösterilmez. - Yeni Otoriterlik: - Güç Kullanımı: Liderin gücü sınırlıdır ve halkın görüşlerine saygı gösterilir. - Halkın Görüşleri: Lider, halkın desteğine ihtiyaç duyar. Özetle, yeni despotizmde liderin gücü sınırsızdır ve halkın görüşleri önemsenmezken, yeni otoriterlikte liderin gücü sınırlıdır ve halkın görüşlerine saygı gösterilir.

    Rawls ve Nozick adalet anlayışı nedir?

    John Rawls ve Robert Nozick'in adalet anlayışları şu şekilde özetlenebilir: John Rawls: Adalet anlayışı: Rawls'un adalet teorisi, toplumsal işbirliği ve eşitlik üzerine kuruludur. Temel ilkeler: İki temel adalet ilkesinden bahseder: Eşit temel özgürlükler: Her bireyin eşit temel özgürlüklere sahip olması gerektiğini savunur. Toplumsal ve ekonomik eşitsizlikler: En dezavantajlı grupların durumunu iyileştirdiği sürece kabul edilebilir. Cehalet perdesi: Bireylerin toplumsal pozisyonlarını bilmeden adil bir toplumsal sözleşme oluşturmasını önerir. Robert Nozick: Adalet anlayışı: Nozick, adaletin, bireylerin meşru yollarla elde ettikleri kazanımlara saygı gösterilmesiyle sağlanacağını savunur. Minimal devlet: Devletin rolünün, bireylerin haklarını korumakla sınırlı olması gerektiğini belirtir. Mülkiyet hakları: Mülkiyet haklarının ve bireysel özgürlüklerin korunmasına vurgu yapar.

    Kate Millet cinsel politika ne anlatıyor?

    Kate Millett'in "Cinsel Politika" adlı kitabı, toplumsal cinsiyet ilişkilerini politik bir düzlemde yeniden tanımlar ve ikinci dalga feminizmin kurucu metinlerinden biri olarak kabul edilir. Kitapta ele alınan bazı konular: Patriarkanın kurumsallaşması: Millett, patriarkanın sadece kamusal alanda değil, özel yaşamda ve aile, cinsellik, edebiyat gibi kültürel yapılarda nasıl kurumsallaştığını inceler. Cinsiyet rollerinin sosyal inşası: Cinsiyet rollerinin biyolojik değil, kültürel olarak inşa edildiğini savunur. Cinselliğin ideolojik bir iktidar alanı olması: Kadınların rızasının bu yapılar içinde nasıl bastırıldığını veya yeniden şekillendirildiğini ele alır. Ataerkil kontrol: Cinselliğin ataerkil kontrolle nasıl engellendiğini, saptırıldığını ve sapkın yönlere kanalize edildiğini gösterir. Millett, "politika" kavramını klasik anlamının dışına taşıyarak, bireyler arası ilişkilerde, özellikle kadın-erkek ilişkilerinde vücut bulan güç yapılarını da kapsar.

    Kapitalizmde insan nasıl görülür?

    Kapitalizmde insan, genellikle özel mülkiyetin ve serbest piyasanın bir unsuru olarak görülür. Emek Gücü: İnsan, emek gücünü bir meta olarak satar ve bu durum, sınıf çelişkilerine yol açar. Birikim ve Kâr: İnsanlar, daha fazla kazanç elde etme ve birikim yapma arzusuyla hareket eder. Rekabet ve Uyum: Rekabet, bireylerin ve şirketlerin sürekli olarak daha yenilikçi ve verimli olmalarını teşvik eder. Yabancılaşma: Üretim süreçlerindeki hiyerarşi ve denetim, insanın yaratıcı emek ve üretim gücüyle olan bağını zayıflatır. Weber'e göre ise kapitalizm, rasyonel aktivite ve kâr isteğiyle şekillenir; bu, geleneksel ekonomik hareketleri değiştiren bir faktördür.

    Kökler Ve Dallar ne anlatıyor?

    "Kökler ve Dallar" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir. Arif Nihat Asya'nın Kitabı: "Kökler ve Dallar", Arif Nihat Asya'nın bir şiir kitabıdır. Kabala Öğretisi: Kabala'da "kökler ve dallar" ifadesi, üst ve alt dünyaları anlatan bir dil olarak kullanılır. Belgesel: "Başka Hayat Mümkün" adlı beIN İZ belgeselinin bir bölümü de "Kökler ve Dallar" olarak adlandırılmıştır. Sosyal Teori Kitabı: Peter Kivisto'nun "Sosyal Teori: Kökler ve Dallar" adlı kitabı, sosyal teorinin klasik ve çağdaş yönlerini ele alır.

    Rawls'ın adalet teorisi hangi ilkeye dayanır?

    John Rawls'ın adalet teorisi, üç temel ilkeye dayanır: 1. Eşit temel özgürlükler ilkesi. 2. Adil fırsat eşitliği ilkesi. 3. Fark ilkesi. Rawls'ın adalet anlayışı, deontolojik bir yaklaşıma dayanır ve doğrunun iyi karşısında öncelikli olmasını savunur.

    Elitizm akımı nedir kısaca?

    Elitizm, bir elitin veya bir azınlığın yönetmesi gerektiği fikrini savunan bir ideolojidir. Bu akım, toplumun alt, orta ve üst sınıflardan oluştuğunu ve karar mekanizmalarının seçkinlere bırakılması gerektiğini savunur. Elitizm, Antik Yunan'a kadar uzanan bir geçmişe sahiptir ve Platon, Aristoteles, Farabi ve İbn-i Haldun gibi düşünürler tarafından savunulmuştur.

    Harvey'e göre postmodernliğin durumu nedir?

    David Harvey'e göre postmodernlik, modernitenin krizini ve yeni bir birikim rejiminin ortaya çıkışını ifade eder. Postmodern durumun bazı özellikleri: Zaman-mekan algısı: Zaman ve mekanın değişimiyle, sermaye birikiminde daha esnek tarzların ortaya çıkışı arasında bir ilişki vardır. Kültürel değişim: Postmodernizm, kültürel söylemde heterojenliği ve farklılığı özgürleştirici bir güç olarak öne çıkarır. Ekonomi: Postmodernizm, esnek birikim olarak tanımlanan yeni ekonomi biçimlerinin bir yansımasıdır. Geçicilik: Harvey, postmodernizmi kalıcı bir akım olarak değil, geçici ve kısa vadeli bir dönem olarak görür. Harvey, postmodernizmin, geç kapitalizmin kültürel mantığını ifade ettiğini ve nihayetinde başka düşünce akımlarına yerini bırakabileceğini savunur.

    Hauntoloji ne anlatıyor?

    Hauntoloji, sosyal veya kültürel geçmişteki unsurların hayalet gibi geri dönüşüne veya kalıcılığına atıfta bulunan bir fikirdir. Bu terim, ilk kez Fransız filozof Jacques Derrida'nın 1993 tarihli "Marx'ın Hayaletleri" adlı kitabında ortaya atılmıştır. Hauntoloji, ontoloji (varlık felsefesi) ve "haunt" (musallat olmak?) terimlerinden türetilmiştir. Hauntoloji, görsel sanatlar, felsefe, elektronik müzik, antropoloji, politika, kurgu ve edebiyat eleştirisi gibi alanlarda başvurulmaktadır.

    Anthony Giddens neyi savunur?

    Anthony Giddens, yapılaşma kuramı ve modern toplumlar üzerindeki bütünsel görüşleriyle tanınır. Başlıca görüşleri: Yapı ve eylem ilişkisi: Giddens, yapı ve eylemi birbirinin zıddı olarak görmektense, onları birbirini tamamlayan unsurlar olarak görür. Modernite: Modernitenin artık klasik sanayi toplumlarından farklı, daha karmaşık ve küresel bir evreye geçtiğini savunur. Küreselleşme: Küreselleşmenin zaman ve mekânın geleneksel anlamlarını yitirmesine yol açtığını belirtir. Risk toplumu: Modern toplumların, teknolojik gelişmeler nedeniyle doğa olayları ve insan kaynaklı tehlikelerle baş etmek zorunda olduğunu ifade eder. Öz-üretim: Geleneksel kimlik kalıplarının çözüldüğünü ve bireyin sürekli kendini yeniden tanımlamak zorunda olduğunu savunur.

    Türe Devlet kitabı ne anlatıyor?

    Platon'un "Devlet" adlı kitabı, ideal bir devletin nasıl olması gerektiğini anlatır. Kitapta ele alınan bazı konular: Toplumun sınıflandırılması. Her sınıfın erdemi. Kadın-erkek eşitliği. Adalet. "Devlet" kitabı, siyaset felsefesi üzerine temel kaynaklardan biri olarak kabul edilir.

    Marsist ne demek?

    Marksist, Marksizm öğretisine inanan ve bunu savunan kişilere denir. Marksizm, 19. yüzyılın ikinci yarısında Karl Marx ve Friedrich Engels’in çalışmalarına dayanan felsefi, iktisadi, siyasal ve toplumsal bir yaklaşımdır. Marksizm, tarihsel gelişimi analiz etmek için diyalektik ve materyalist bir yaklaşım olan tarihsel materyalizmi kullanır; bu yolla sınıf ilişkilerini, toplumsal çatışmaları ve toplumsal dönüşümleri inceler.

    Seçkinlerin yükselişi ve düşüşü ne anlatıyor?

    Vilfredo Pareto'nun "Seçkinlerin Yükselişi ve Düşüşü" adlı eseri, insanlık tarihinin seçkinlerin sürekli yer değiştirdiği bir süreç olduğunu anlatır. Kitapta ele alınan bazı konular: Seçkinlerin yöntemleri: Tüm seçkinler benzer davranış kalıplarını sergiler ve iktidara gelinceye kadar benzer yöntemler kullanırlar. Seçkinlerin düşüşü: Düşen seçkinler daha yumuşak ve kendi gücünü kullanmaya daha az eğilimli olurken, açgözlülüklerini kaybetmezler. Yeni seçkinlerin yükselişi: Aciz ve güçsüzler, nüfuzlu ve kuvvetlilere karşı üstünlük sağlar. Tarihsel döngüler: Eski seçkinin düşüşü insani ve ahlaki duyguların yükselişi olarak görünürken, yeni seçkinin yükselişi bir mücadele sonucu gerçekleşir. Pareto, bu düşünceler sayesinde büyük ün kazanmıştır.

    Plato'ya göre erdemli vatandaş kimdir?

    Platon'a göre erdemli vatandaş, erdemli bir birey olarak tanımlanır ve bu, bilgelik, cesaret ve ölçülülük gibi erdemleri bünyesinde barındıran kişidir. Bilgelik, yöneticiler sınıfında bulunur ve devletin yönetiminde önemli bir rol oynar. Cesaret, bekçi sınıfında, yani askerlerde bulunur ve toplumun güvenliğini sağlar. Ölçülülük ise işçi sınıfında, yani çiftçiler ve zanaatkarlarda bulunur ve üretimde bulunarak devletin maddi ihtiyaçlarını karşılar. Platon'a göre, erdemli bir vatandaş, sadece bireysel olarak değil, kamusal olarak da değerlidir ve toplumda istikrara ve başarıya ulaşmak için bireysel ahlak ön koşuldur.

    Lukács ve Gramsci neyi savunur?

    Lukács ve Gramsci'nin savundukları bazı görüşler şunlardır: Lukács: Tarihsellik ve öznel etkinlik: Tarihsel süreç, bütünlük kavramı temelinde kavranabilir. Sınıf bilinci: Proletarya, hem tarihin nesnesi hem de öznesidir; sınıf bilinci, tarihsel durumun bilinçli hale gelmiş anlamıdır. Şeyleşme: Kapitalist toplumda öznenin metalar karşısında yabancılaşmasını "şeyleşme" kavramı ile açıklar. Gramsci: Hegemonya ve tarihsel blok: Sınıf egemenliği, sadece zorla değil, rıza üretimi yoluyla sürdürülür; bu rıza, kültürel ve ideolojik aygıtlar aracılığıyla kurulur. Kültürel hegemonya: Kapitalist sistem, kültürel ve ideolojik güçle ayakta kalır; bu hegemonya, toplumun doğal ve kaçınılmaz olduğunu düşündüğü şeyleri tarihsel ve değiştirilebilir olduğunu gösterir.

    James Burnham'ın managerial revolution kitabı neyi anlatıyor?

    James Burnham'ın The Managerial Revolution: What is Happening in the World? (Yönetsel Devrim: Dünyada Neler Oluyor?) adlı kitabı, modern endüstriyel toplumlarda yöneticilerin ve teknokratların yükselişini ele alır. Burnham, bu eserinde, ekonomik sistemin yöneticileri olarak geleneksel kapitalist sınıfın yerini, ekonomik planlama gibi mekanizmalar aracılığıyla alacağını savunur. Kitapta ele alınan bazı konular şunlardır: Kapitalizmin dönüşümü. Yöneticilerin yükselişi. Politik ve ekonomik etkiler. Kitap, siyaset bilimi ve ekonomi alanlarında etkili olmuş ve kurumsal yönetim ile ekonomik güç dinamikleri tartışmalarına konu olmaya devam etmektedir.

    Sosyal öğrenme teorisi nedir?

    Sosyal öğrenme teorisi, bireylerin başkalarının davranışlarını gözlemleyerek ve taklit ederek öğrendiklerini öne süren bir psikoloji teorisidir. Sosyal öğrenme teorisinin temel ilkeleri: Dikkat. Model alma ve taklit. Üreme. Motivasyon. Sosyal öğrenme teorisinin bazı uygulamaları: Eğitim. Kariyer gelişimi.

    Paulo Freire'nin ezilenlerin pedagojisi nedir?

    Paulo Freire'nin "Ezilenlerin Pedagojisi" adlı eseri, egemen sınıfların çıkarlarına hizmet eden geleneksel eğitim sistemine karşı bir direniş manifestosu olarak nitelendirilebilir. Freire'ye göre bu sistem, ezilenlerin pasifleşmesine ve mevcut düzenin sürdürülmesine yol açar. Freire'nin önerdiği eğitim modelinde, öğretmen ve öğrenci birlikte öğrenir, birlikte sorgular ve birlikte dönüşür.

    Chicago okulunun temel varsayımları nelerdir?

    Chicago Okulu'nun temel varsayımları şunlardır: 1. Pozitivist ve Ekolojist Yaklaşım: Doğa bilimlerinin tekniklerini kullanarak çeşitli bireyleri ve toplumsal olguları açıklamaya çalışır. 2. İnsan Davranışlarının Belirleyicileri: İnsan davranışlarını, toplumsal yapılar ve fiziksel çevre etmenlerinin belirlediği olgulara dayandırır. 3. Kentin Önemi: Kenti, insan doğasının tüm özelliklerine sahip bir alan olarak görür ve sosyoloji biliminin odak noktasına yerleştirir. 4. Etkileşimci Sosyal Psikoloji: Cooley ve Mead'in etkileşimci sosyal psikoloji anlayışı, okulun yaklaşımlarının temelini oluşturur. 5. Ampirik Çalışmalar: Ampirik çalışmalar yapar ancak kantitatif (niceliksel) tekniklerle mesafeli durur.