• Buradasın

    TBK öngörülemeyen hal nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Türk Borçlar Kanunu (TBK) kapsamında öngörülemeyen hal, sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi beklenmeyen, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkan ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştiren durumu ifade eder 135.
    Öngörülemeyen hal, "mücbir sebep" veya "aşırı ifa güçlüğü" olarak da adlandırılabilir 24.
    Öngörülemeyen halin unsurları:
    • Öngörülemezlik 23. Olayın, sözleşmenin kurulduğu anda öngörülemez olması gerekir 23.
    • Dışsallık 3. Mücbir sebep, tarafların kontrol alanının dışında gerçekleşmelidir 3.
    • Önlem alınamazlık 3. Gereken tüm önlemlerin alınmasına rağmen, mücbir sebebin etkilerini önlemek mümkün olmamalıdır 3.
    Örnekler:
    • Doğal afetler 23.
    • Savaş, ekonomik kriz gibi sosyal olaylar 23.
    • İdari tedbirler 2.
    • Grev, lokavt gibi durumlar 2.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    TBK nedir?

    TBK, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun kısaltmasıdır. Türk Borçlar Kanunu, Türkiye'de borçlar hukuku alanına ilişkin kuralları içeren başlıca kanundur. TBK, iki veya daha fazla kişi arasında kurulan ve bunlardan birine, diğerinden belirli bir edimi isteme yetkisi veren, diğerini de böyle bir edimi ifa ile yükümlü kılan hukuki ilişkileri düzenler.

    Aşırı ifa güçlüğü ve sözleşmenin uyarlanması arasındaki fark nedir?

    Aşırı ifa güçlüğü ve sözleşmenin uyarlanması arasındaki temel fark, bu kavramların ortaya çıkış zamanlaması ve uygulama şekilleridir: Aşırı ifa güçlüğü, sözleşme kurulduktan sonra meydana gelen ve tarafların öngöremeyeceği veya öngörmüş olsalar dahi sözleşmenin kurulması sırasında bu durumu hesaba katmadıkları beklenmedik olaylar nedeniyle, borcun ifasının taraflardan biri için aşırı derecede güç hale gelmesidir. Sözleşmenin uyarlanması, bu aşırı ifa güçlüğü durumunda, mevcut sözleşme koşullarının yeni duruma uygun hale getirilmesi amacıyla yapılan bir işlemdir. Özetle, aşırı ifa güçlüğü, mevcut sözleşmenin yeni koşullara uygun hale getirilmesinin gerekliliğini ifade ederken; sözleşmenin uyarlanması, bu gerekliliğin nasıl ve hangi yöntemlerle gerçekleştirileceğini belirtir.

    Sözleşmenin uyarlanması nedir?

    Sözleşmenin uyarlanması, taraflar arasında kurulmuş ve geçerli olan bir sözleşmenin, durum ve koşullarda taraflarca öngörülemeyen fevkalade değişiklikler nedeniyle ortaya çıkan yeni durum ve koşullara uydurulmasıdır. Türk Borçlar Kanunu'nun 138. maddesinde düzenlenen uyarlama için gerekli koşullar şunlardır: Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıkmış olmalıdır. Bu durum borçludan kaynaklanmamış olmalıdır. Bu durum, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmiş olmalıdır. Borçlu, borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olmalıdır. Sözleşmenin uyarlanması, imkânsızlık söz konusu olmadığı müddetçe geçerliliğini sürdüren sözleşme ilişkisinin, imkânsızlık boyutuna ulaşmadan önce hakkaniyetin gerektirdiği durumlarda sona erebileceği veya değişikliğe uğrayabileceği esasına dayanır.

    Öngörülebilir ve öngörülemeyen risk nedir?

    Öngörülebilir riskler, önceden analiz edilebilen ve alınacak önlemlerle büyük ölçüde kontrol altına alınabilen risklerdir. Öngörülemeyen riskler ise tahmin edilmesi zor olan ve genellikle dışsal faktörlerden kaynaklanan risklerdir. Bazı öngörülebilir ve öngörülemeyen risk örnekleri: Öngörülebilir riskler: Döviz kuru riski. Hukuki ve yasal riskler. Lojistik ve taşıma riski. Ödeme ve alacak riski. Öngörülemeyen riskler: Küresel ekonomik dalgalanmalar. Siyasi riskler. Doğal afetler. Salgın hastalıklar ve pandemiler.

    CISG ve TBK arasındaki fark nedir?

    CISG (Birleşmiş Milletler Uluslararası Satım Sözleşmesi) ve TBK (Türk Borçlar Kanunu) arasındaki bazı temel farklar şunlardır: Sözleşme Kurulumu: TBK, sözleşmenin kurulması için tarafların karşılıklı irade beyanlarını esas alırken, CISG daha esnek bir yaklaşım benimser. Tarafların Yükümlülükleri: TBK, tarafların yükümlülüklerini detaylı bir şekilde düzenlerken, CISG genel ilkeler üzerinden yükümlülükleri belirler. Geçerlilik Şartları: TBK, sözleşmelerin geçerliliği için belirli şekil şartlarına ihtiyaç duyarken, CISG daha az katı kurallar öngörür. Edimlerin İfa Zamanı: CISG, tarafların ifa yerini belirlememeleri durumunda ifa yerinin satıcının iş yeri olacağını belirtir. Zamanaşımı ve İhbar Süreleri: CISG altında iki yıllık süre, alıcının seçimlik haklarını kullanabilmesi için bir hak düşürücü süredir. Sorumluluk Sistemi: Türk hukukunda sorumluluk kusura dayalıyken, CISG'de kusura dayanmayan ve kusurdan bağımsız bir sorumluluk rejimi esas alınır.

    TBK 138 öngörülemezlik nedir?

    Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 138'de geçen "öngörülemezlik" ifadesi, sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durumu ifade eder. Bu durumun özellikleri: Borçludan kaynaklanmama. Sözleşmenin yapıldığı andaki koşullar. Dürüstlük kuralına aykırılık. Bu koşullar birlikte gerçekleştiğinde, borçlu hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilir; bu mümkün değilse sözleşmeden dönebilir.

    Sözleşmede öngörülmeyen risk nedir?

    Sözleşmede öngörülmeyen risk, "öngörülemeyen koşullar" veya "beklenmeyen hal" olarak da adlandırılır ve genellikle insan kontrolünün ötesinde olan, projenin ilerleyişini ve sözleşmeden doğan yükümlülükleri etkileyen olayları ifade eder. Öngörülemeyen koşullara örnek olarak şunlar verilebilir: malzeme kıtlığı; işçi grevleri; tasarım hataları; düzenlemelerdeki değişiklikler; ekonomik gerilemeler. Bu tür durumlar, sözleşmede özellikle belirtilmediği sürece aynı düzeyde sözleşmeye dayalı koruma sunmayabilir ve genellikle olay bazında analiz gerektirir.