MalRejimi

Evlilik sözleşmesinde mal rejimi, eşlerin ortak kararı ve noter onayı ile belirlenir. Türk Medeni Kanunu'na göre dört tür mal rejimi bulunmaktadır ve eşler bu mal rejimlerinden birini seçebilirler: 1. Edinilmiş mallara katılma rejimi. 2. Mal ayrılığı rejimi. 3. Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi. 4. Mal ortaklığı rejimi. Evlilik sözleşmesi mutlaka noter huzurunda yapılmalı ve onaylanmalıdır.

Evlilik sözleşmesi, çiftlerin evlilik birliği sırasında veya sonrasında mal paylaşımı ve mali sorumluluklarını düzenlemek amacıyla yaptıkları bir anlaşmadır. Bu sözleşmenin temel konuları şunlardır: - Mal rejiminin belirlenmesi: Çiftler, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi yerine kendi tercihlerine uygun bir mal rejimi seçebilirler. - Borçlar ve gelirler: Evlilik sırasında veya sonrasında ortaya çıkabilecek borçlar, gelirler ve giderler konusunda sorumlulukların açıkça belirlenmesi. - Miras hakkı: Eşlerin miras haklarını düzenlemeleri, örneğin belirli bir malı çocuklarına veya başka bir kişiye miras bırakmak istemeleri. - Özel mülkiyetin korunması: Evlilik öncesinde sahip olunan malların ve kişisel eşyaların, evlilik süresince ortak mülkiyete dahil edilmemesini sağlama. - Taraflar arasında güven: Finansal konularda açık ve dürüst bir iletişim sağlayarak evlilik birliğinin daha sağlam bir temel üzerine kurulması.

Evet, eşin kıdem tazminatı edinilmiş mal rejimine tabidir. Türk Medeni Kanunu'nun 219. maddesine göre, çalışmanın karşılığı olan edinimler edinilmiş mal olarak kabul edilir ve bu kapsamda kıdem tazminatı da yer alır.

Eşler arasında mal rejimi davasında bilirkişi raporunun taraflara tebliği, raporun mahkemeye sunulmasından sonra yapılır. Türk Medeni Kanunu'na göre, bilirkişi raporunun verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir.

Eşlerden biri ölürse, mal rejimi ölüm tarihi itibarıyla sona erer.

Mal rejimi davasında cevap dilekçesi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta içinde verilir.

Boşanma davası sürerken evin satılıp satılamayacağı, çeşitli hukuki durumlara bağlıdır. Genel olarak, eşlerden birine ait olan ev, boşanma davası devam ederken satılabilir. Aile konutu olarak belirlenen bir ev, diğer eşin rızası olmadan satılamaz. Boşanma davası açıldıktan sonra alınan mallar ise boşanmanın kesinleşmesi durumunda kişisel mal olarak kabul edilir ve ortak mal sayılmaz.

Sözleşmeli evlilik konusu, evlilik sözleşmesi veya mal rejimi sözleşmesi olarak da bilinen, çiftlerin evlilik öncesinde veya evlilik devam ederken mal varlıklarını ve maddi sorumluluklarını düzenlemek amacıyla yaptıkları bir anlaşmadır. Bu sözleşme ile çiftler, standart yasal mal rejimi yerine kendi tercihlerine uygun bir mal rejimi belirleyebilirler. Sözleşmeli evlilik konusunun ana başlıkları şunlardır: - Evliliğin sona ermesi durumunda yapılacak paylaşmaya ilişkin kurallar; - Aile konutuna ilişkin hususlar; - Aile birliğinin giderlerine ne şekilde katılacakları; - Eşlerin birbirlerinin kişisel malları üzerindeki hakları.

Tasfiye sözleşmesi, edinilmiş mallara katılma rejiminde yapılır.

Evet, katılma alacak davasında zamanaşımı vardır ve bu süre 10 yıldır. Zamanaşımı, mal rejiminin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlar.

Mal rejimi tasfiyesinde ıslah yapılması mümkün değildir, çünkü mal rejiminin tasfiyesi davası, boşanma davasının fer’isi niteliğinde ayrı bir davadır.

Evlenme öncesi mal rejiminin değiştirilmesi, noterde düzenlenecek bir mal rejimi sözleşmesi ile mümkündür. Bu sözleşme, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir.

Edinilmiş mallara katılma rejimi, eski kanun değil, yeni Medeni Kanun'un yürürlüğe girmesiyle birlikte 1 Ocak 2002 tarihinde kabul edilen yasal mal rejimidir.

Eşin üzerine şirket kurması, mal rejimi açısından edinilmiş mal kapsamına girebilir. Türk Medeni Kanunu'na göre, 01.01.2002 tarihinden sonra evlenen çiftler için yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. Ancak, şirket evlilikten önce kurulmuşsa ve bazı hisseleri evlilikten sonra edinilmişse, bu hisseler de mal paylaşımı davasına konu olabilir.

Yurt dışında ev alan eşin mal rejimi, Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenen yasal mal rejimlerine tabi olabilir. Edinilmiş mallara katılma rejimi durumunda, eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri mallar ortak malvarlığı sayılır ve boşanma halinde eşit olarak paylaşılır. Bu nedenle, yurt dışında edinilen ev de edinilmiş mal olarak kabul edilir ve paylaşım kapsamına girer. Eşler, noter onaylı bir evlilik sözleşmesi ile farklı bir mal rejimini de tercih edebilirler. Bu durumda, mal rejiminin nasıl işleyeceği sözleşmede belirtilen şartlara göre belirlenir.

Evet, çalışmayan eş mal rejiminde hak talep edebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 274. maddesine göre, katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmamasının veya herhangi bir katkıda bulunmamasının bir önemi yoktur. Ayrıca, mal rejimi sözleşmesi yaparak eşler, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden farklı bir mal rejimini de seçebilirler.

Denkleştirme ve hakkaniyet ilkeleri, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir: 1. Denkleştirme: - Türk Medeni Kanunu (TMK) Madde 230 kapsamında, evlilik birliği sona erdiğinde mal rejiminin tasfiyesi sürecinde uygulanır. - Türk Ticaret Kanunu (TTK) Madde 122'de ise acentelik sözleşmesinin sona ermesi durumunda, acentenin müvekkile karşı denkleştirme talebi olarak düzenlenir. 2. Hakkaniyet İlkesi: - Yargı kararlarında sıkça vurgulanan bu ilke, mal rejimi sona erdiğinde eşlerin mağdur olmamasını sağlamak amacıyla uygulanır.

2001 yılı öncesi evliliklerde mal rejimi, mal ayrılığı rejimi olarak uygulanmaktaydı. Bu rejime göre, her mal kimin adına kayıtlıysa ona ait sayılır ve evlilik süresince edinilmiş olsa bile diğer eşin hak iddiası mümkün değildi.

Mal rejiminde tasfiye, boşanma davasının açıldığı tarihteki mal varlığı durumuna göre yapılır.

Mal rejiminin tasfiyesi davasında ihtiyati haciz talep etmek için aşağıdaki adımlar izlenmelidir: 1. Mahkemeye Başvuru: Alacaklı, mahkemeye başvurarak ihtiyati haciz talebinde bulunmalıdır. 2. Şartların Sunulması: Mahkemenin talebi kabul edebilmesi için, alacağın para alacağı olması, rehinle teminat altına alınmamış olması ve vadesinin gelmiş olması gibi şartlar sağlanmalıdır. 3. Teminat Yatırma: Eğer alacak ilama dayanmıyorsa, alacaklı teminat yatırmak zorundadır. 4. Kararın İcrası: Mahkeme ihtiyati haciz kararına vardıktan sonra, alacaklının 10 gün içinde icra dairesine başvurarak kararın icrasını talep etmesi gerekmektedir. Bu süreçte bir avukattan hukuki destek almak faydalı olacaktır.