• Buradasın

    Taşınmazlar

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Rezerv alan daireleri nasıl belirlenecek?

    Rezerv alan dairelerinin nasıl belirleneceğine dair güncel bilgi bulunamadı. Ancak, rezerv yapı alanlarının belirlenmesiyle ilgili bazı bilgiler şu şekildedir: Rezerv yapı alanı, riskli yapıların yerine yeni ve güvenli binaların inşa edilmesi amacıyla belirlenen alanlardır. Rezerv yapı alanları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından belirlenir. Bir alanın rezerv yapı alanı olarak belirlenebilmesi için, söz konusu alanın yeni yerleşim alanı olarak kullanılıp kullanılamayacağı belirlenir. Rezerv yapı alanı belirlemesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından resen belirlenebileceği gibi, TOKİ veya İdare (belediye, il özel idaresi) ya da gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerinin talebi üzerine de belirlenebilmektedir. Rezerv alanlarla ilgili en güncel bilgilere, ilgili belediyeler, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlükleri, sahadaki irtibat ofisleri ve kdb.gov.tr adresinden ulaşılabilir.

    Tapu ve kadastronun farkı nedir?

    Tapu ve kadastro arasındaki temel fark, tapu işlemlerinin taşınmaz malların mülkiyet haklarını belgelemesi, kadastro işlemlerinin ise bu mülkiyet haklarını arazi ve harita üzerinde belirleyerek hukuki durumlarını tespit etmesidir. Tapu, bir arazinin bağımsız bölümünün sahibini gösteren, tapu sicil müdürlüğünce verilmiş, aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli resmi bir belgedir. Kadastro ise, taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirleyerek, tapu siciline kayıt etme çalışmalarını kapsar.

    İİK 106-110 nedir?

    İİK 106-110, İcra ve İflas Kanunu'nun ilgili maddeleridir ve hacizli malların belirli süreler içinde satışının istenmemesi durumunda haczin kendiliğinden kalkmasını düzenler. Taşınırlar: Hacizden itibaren 6 ay içinde satış talep edilmezse haciz düşer. Taşınmazlar ve araçlar: Hacizden itibaren 1 yıl içinde satış talep edilmezse haciz düşer. Banka alacakları ve üçüncü kişilerdeki haklar: Menkul hükmündedir, 6 ayda düşer. Alacaklı, bu sürelerde gerekli satış talebini yapmazsa, borçlu veya hacizli malı satın alan üçüncü kişi icra müdürlüğüne başvurarak haczin kaldırılmasını talep edebilir.

    Temellük edilebilir ne demek?

    Temellük edilebilir, "temellük edilebilir" ifadesinin kısaltması olup, "temellük edilebilir" anlamına gelir. Temellük, bir eşyayı, nesneyi, ev, arsa, tarla gibi taşınmaz malları sahiplenme, üzerine alma anlamına gelir. Özetle, temellük edilebilir ifadesi, bir malın veya taşınmazın sahip olunabilir, üzerine geçirilebilir olduğunu belirtir.

    Köşkler neden emlak olarak geçiyor?

    Köşklerin emlak olarak geçmesinin nedeni, her türlü taşınmaz malı kapsayan "emlak" teriminin içinde yer almalarıdır. Emlak; arsa, bahçe, bina, daire gibi taşınmaz malları ifade eder ve konut, ticari ve arsa olarak değerlendirilen mülkleri içerir.

    Yozgat tapuda hangi işlemler yapılır?

    Yozgat'ta tapu dairelerinde yapılan bazı işlemler şunlardır: Tapu devri. Tapu sorgulama. Yeni tapu çıkartma. Tapu iptali ve tescil. İpotek tesisi. Bilgi verici işlemler. Tapu işlemleri için gerekli belgelerin tam ve doğru olması, tapu harcı hesaplamasının önceden yapılması ve randevu alınması önemlidir. Yozgat'taki tapu dairelerinin iletişim bilgileri şu şekildedir: Yozgat Merkez Tapu Müdürlüğü. Adres: Bahçelievler Mah. Hacı Bayram Karabulut Cad. No:69, 66800 Şefaatli-Yozgat. Telefon: 0 354 564 10 55, 0354 280 10 96. Diğer tapu müdürlükleri. Sorgun Tapu Müdürlüğü; Çekerek Tapu ve Kadastro Müdürlüğü; Yozgat Boğazlıyan Tapu Müdürlüğü; Yozgat Akdağmadeni Tapu ve Kadastro Müdürlüğü. Ayrıca, tapu işlemleri için Tapu ve Kadastro XXII. (Yozgat) Bölge Müdürlüğü ile de iletişime geçilebilir. Güncel bilgiler için ilgili tapu daireleri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün resmi web sitesi ziyaret edilebilir.

    Kamu orta malı ne demek?

    Kamu orta malı, kamu hizmeti için kullanılmaya tahsis edilen, yayla, mera, kışla gibi tarım arazileridir. Kamu orta mallarının özellikleri: Sicil kayıtları tapu kütüğü yerine özel sicil üzerine işlenir. Hukuki sorunları idari yargı mahkemeleri çözer. İdare hukuku kurallarına göre düzenlenir. Kamu orta mallarına örnekler: Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri. Yol, meydan, köprü gibi alanlar. Ayrıca, devlete ait banka hesapları, kambiyo senetleri, devlet tarafından konulan harç ve vergiler ile kamu tarafından tapulanan taşınır ve taşınmaz mallar da kamu orta malı olarak kabul edilir.

    Vakıflara ait yalılar neden kiralanıyor?

    Vakıflara ait yalılar, ekonomik olarak değerlendirilmek amacıyla kiralanmaktadır. Kiralama işlemleri, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu gibi yasal düzenlemelere göre gerçekleştirilir.

    Arsada intifa hakkı olur mu?

    Evet, arsada intifa hakkı olabilir. İntifa hakkı, taşınmazlar, taşınırlar, haklar veya malvarlığı üzerinde kurulabilir. İntifa hakkının arsada kurulabilmesi için: Taşınmazlarda: Tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Taşınırlarda: Zilyetliğin devri ile kurulur. İntifa hakkı, devredilemez ve miras yoluyla geçmez.

    İdarenin hangi eylem ve işlemleri asliye hukukta görülür?

    İdarenin hangi eylem ve işlemlerinin asliye hukukta görüldüğüne dair bilgi bulunamadı. Ancak, idarenin eylem ve işlemlerinden doğan uyuşmazlıkların genellikle idare mahkemeleri, vergi mahkemeleri ve Danıştay'da görüldüğü bilinmektedir. İdare mahkemeleri, idari işlemlerden kaynaklanan davaların büyük çoğunluğunu görür. Vergi mahkemeleri, vergi yükümlülükleri ve mali yükümlülüklerden kaynaklanan uyuşmazlıkları çözer. Danıştay, bazı davalarda ilk derece mahkemesi olarak görev yapar ve idari yargı mercilerinin verdiği kararlar için temyiz mercii olarak hizmet verir. Ayrıca, idarenin haksız fiil niteliğindeki eylemleri, adli yargının görev alanına girer.

    İdarenin tasarrufunda olan taşınmaz ne demek?

    İdarenin tasarrufunda olan taşınmaz, idarenin mülkiyetinde veya kullanımında bulunan, kamu hizmetine özgülenmiş taşınmazları ifade eder.

    Miras davasında ev nasıl tahsis edilir?

    Miras davasında evin tahsisi, mahkeme tarafından mirasçıların hukuki durumu ve talepleri göz önünde bulundurularak gerçekleştirilir. Süreç şu adımlarla ilerler: 1. Mirasçıların Belirlenmesi: Mirasbırakanın vasiyeti veya kanun gereği belirlenmiş mirasçılar tespit edilir. 2. Varlıkların Tespiti: Mirasbırakanın tüm malvarlığı, taşınmazlar ve haklar belirlenip kayda geçirilir. 3. Anlaşma Sağlama: Mirasçılar, hangi malın kime verileceği konusunda uzlaşma sağlamalıdır. Eğer mirasçılar arasında anlaşma sağlanamazsa, tarımsal işletmeler, aile konutu ve ev eşyası gibi özel durumlarda mahkeme kur’a sonucuna bağlı kalmaksızın tahsis yetkisini kullanabilir. Miras paylaşımı davaları karmaşık olabileceğinden, bir avukattan hukuki destek almak faydalı olabilir.

    Kadastroya neden ihtiyaç duyulur?

    Kadastroya ihtiyaç duyulmasının başlıca nedenleri şunlardır: 1. Taşınmazların Kayıt Altına Alınması: Kadastro, taşınmaz malların sınırlarını, değerini ve hukuki durumunu belirleyerek kayıt altına alır, böylece kontrol altına alınmasını sağlar. 2. Anlaşmazlıkların Önlenmesi: Kadastro, taşınmazın sahibini kesin olarak belirleyerek ileride ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkları ve uyumsuzlukları önler. 3. Vergi Tahsilatı: Taşınmazın değeri kadastro sayesinde belirlendiği için, emlak vergisi gibi belirli dönemlerde ödenmesi gereken vergilerin hesaplanması kolaylaşır. 4. Planlama ve Kalkınma: Kırsal kalkınma ve imar planlamaları için temel oluşturur, arazi kullanımı ve dağıtımına ait bilgilerin temin edilmesini sağlar. 5. Yatırımların Harekete Geçirilmesi: Arazilere yapılacak yatırımların izlenmesini ve hızlandırılmasını mümkün kılar.

    Tahsis ve devir arasındaki fark nedir?

    Tahsis ve devir kavramları, taşınmaz malların kullanımında farklı anlamlar taşır: 1. Tahsis: Bir taşınmazın mülkiyetinin, belirli bir kamu hizmetinin yerine getirilmesi amacıyla, bedelsiz olarak bir kamu idaresinden diğerine aktarılmasıdır. 2. Devir: Bir taşınmazın mülkiyetinin tamamen bir kamu idaresinden diğerine geçmesi durumudur. Devredilen taşınmaz, yeni malik tarafından kendi amaçları doğrultusunda kullanılabilir.

    Kazandırıcı ve olağan zamanaşımı arasındaki fark nedir?

    Kazandırıcı zamanaşımı ve olağan zamanaşımı arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Kapsam: Kazandırıcı zamanaşımı, yalnızca taşınmaz malların mülkiyetini kazanmak için uygulanırken, olağan zamanaşımı hem taşınır hem de taşınmaz mallar için geçerlidir. 2. Süre: Olağan zamanaşımında zilyetlik (fiili hakimiyet), 10 yıl boyunca davasız ve aralıksız olarak sürdürülmelidir. 3. Yolsuz Tescil: Olağan zamanaşımında tapuda geçerli bir hukuki sebep olmaksızın malik olarak görünen kişinin durumu söz konusudur. 4. Tescil Talebi: Olağan zamanaşımında mülkiyet, herhangi bir başkaca talep veya işlem gerekmeksizin zilyede geçerken, olağanüstü zamanaşımında zilyet, tescil talep etme hakkını mahkemeye sunmalıdır.

    Milli Emlak 319 sayılı tebliğ nedir?

    Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No: 319), Hazine taşınmazları üzerinde tesis edilen irtifak hakları ile verilen kullanma izinlerinden alınacak hasılat payları hakkında düzenlemeleri içerir. Bu tebliğe göre: - Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler üzerinde yürütülen faaliyetlerden elde edilecek tüm hasılatın %1'i oranında Hazine payı alınır. - Tarım ve hayvancılık ile sanayi ve tersane yatırımları için bu oran binde bir olarak uygulanır. - 49 yıldan az süreli irtifak hakkı ve kullanma izinlerinde, belirli koşulların yerine getirilmesi durumunda rayiç bedel üzerinden yeni sözleşme düzenlenir ve sözleşme süresi 49 yıl olarak değiştirilir.

    İntikal etmemiş miras payı devredilebilir mi?

    İntikal etmemiş miras payı, belirli koşullara bağlı olarak devredilebilir. Devir, sadece mirasçılar arasında yapılabilir. Mirasçı olmayan bir kişiye pay devri mümkün değildir. Taşınmazlar üzerindeki miras paylarının devri, tapu müdürlüğünde resmi yazılı şekilde yapılmalıdır. Miras payının devri sözleşmesi, devredilen kişinin mirasçı olmasını gerektirir. Miras payının devri, mirasın açılmasından sonra ancak paylaştırılmadan önce gerçekleştirilebilir.

    TBK madde 349 ve 350 ile 352 ve 353 arasındaki fark nedir?

    TBK madde 349, 350, 352 ve 353 arasındaki farklar şunlardır: 1. TBK madde 349: Aile konutu olarak kullanılmak üzere kiralanan taşınmazlarda, kiracı eşinin açık rızası olmadıkça kira sözleşmesini feshedemez. 2. TBK madde 350: Kiraya veren, belirli durumlarda kira sözleşmesini sona erdirebilir: - Gereksinim: Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa. - Yeniden inşa ve imar: Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise. 3. TBK madde 352: Kiracı, kiralananı teslim aldıktan sonra belirli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa, kiraya veren kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir. 4. TBK madde 353: Kiraya veren, dava açma süresi içinde dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse, dava açma süresi bir kira yılı için uzamış sayılır.

    Komşu ülkeler arasında miras nasıl paylaşılır?

    Komşu ülkeler arasında miras paylaşımı, her ülkenin kendi iç hukukuna göre gerçekleştirilir. Türkiye'de miras paylaşımı şu şekilde yapılır: 1. Taşınmazlar: Türkiye'de bulunan taşınmazlar için doğrudan Türk hukuku uygulanır. 2. Taşınırlar: Eğer miras olarak taşınır bir mal kalmışsa, ölen kişinin milli hukuku uygulanır; yani hangi ülke vatandaşı ise o ülkenin mirasa ilişkin hükümleri dikkate alınır. 3. Paylaşma Sözleşmesi: Mirasçılar arasında yapılacak paylaşma sözleşmesi yazılı şekilde ve tüm mirasçıların katılımıyla yapılmalıdır. Yurt dışında miras paylaşımı için ise, yabancı ülkede verilmiş olan mahkeme kararlarının Türkiye'de geçerli olabilmesi için tanıma ve tenfiz işlemleri gereklidir.

    Vakıf arazisi satılabilir mi?

    Vakıf arazisinin satılıp satılamayacağı, arazinin niteliğine ve ilgili mevzuata göre değişiklik gösterir. Genel olarak, İslam hukukuna göre vakıf arazisinin satılması caiz değildir, çünkü vakıf malları satılamaz, hibe edilemez ve miras olarak bırakılamaz. Ancak, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 12. maddesine göre, vakıfların akar olarak nitelendirilen taşınmazları satılabilir.