Psikanaliz

"Yaşamın İkinci Yarısında Anlam Arayışı" kitabı, Jungcu psikanalist James Hollis tarafından yazılmış ve yetişkinliğin ikinci döneminde karşılaşılan zorluklar ve bu dönemin sunduğu fırsatlar üzerine odaklanmaktadır. Kitapta ele alınan bazı konular şunlardır: - Orta yaş krizi: Kırklı yaşlara gelindiğinde, yapılan seçimlerin sorgulanması ve kendini sıkışmış hissetme. - Gerçek benlik: Kişinin kendi özünü bulması ve otantik bir yaşam sürmesi. - Gölgelerle yüzleşme: Bilinçaltındaki bastırılmış yönleriyle yüzleşerek daha bütünleşmiş bir birey olma. - Popüler kültürün etkisi: Popüler kültürün ruha olan etkileri ve bunlara karşı farkındalık kazanma. - Kendi anlamını yaratma: Toplumun dayattığı anlamlar yerine, bireyin kendi ruhsal yolculuğunu keşfetmesi.

Psikanalitik kuram slaytları, Sigmund Freud tarafından geliştirilen ve insan davranışlarının bilinçdışı unsurlar tarafından yönlendirildiğini savunan psikanalitik kuramı anlatan sunum materyalleridir. Bu slaytlarda genellikle aşağıdaki konular ele alınır: Topografik model: Zihnin bilinç, bilinçöncesi ve bilinçdışı olmak üzere üç bölüme ayrılması. Yapısal model: İd, ego ve süperego kavramlarıyla kişiliğin yapısı. Psikoseksüel gelişim dönemleri: Oral, anal, fallik, gizil ve genital dönemler. Savunma mekanizmaları: Bireylerin çatışmalarla başa çıkmak için kullandığı psikolojik savunma yöntemleri. Psikanalitik kuram, sosyal hizmet ve psikoterapi gibi alanlarda da kullanılmaktadır.

Psikanalizin temel varsayımları şunlardır: 1. Psişik Determinizm: Tüm psikolojik problemlerin, çocukluk çağı inanışlarının, düşüncelerinin ve duygularının anlamlı birer sonucu olduğu görüşü. 2. Haz ve Hazsızlık İlkesi: İnsan davranışının, zihinsel acıyı azaltmaya ve hazzı ve içsel güvenlik duygusunu arttırmaya yönelik olduğu düşüncesi. 3. Çatışma: Birbirine aykırı olan şeylerin bir arada bulunması ve bu çelişkinin bilinçdışında tutulması sonucu kaygı ve hazsızlığın ortaya çıkması. 4. Savunma Mekanizmaları: Bilinçdışı çatışmalarla mücadele edebilmek ve duyulan kaygı ve hazsızlığı azaltabilmek için kullanılan mekanizmalar. 5. Bilinçdışı: İnsan psikolojisinin büyük bir kısmının bilinçdışında yer aldığı ve bu bölümde id, süperego ve egonun bulunduğu inancı.

Jerry M. Burger'in kişilik kuramı 6 ana yaklaşıma ayrılır: 1. Psikanalitik kuramlar; 2. Ayırıcı özellik kuramları; 3. Biyolojik kuramlar; 4. İnsancıl kuramlar; 5. Bilişsel ve davranışçı kuramlar; 6. Varoluşçu psikoterapi.

Adam Phillips, Carl Jung'un "Anılar, Düşler, Düşünceler" kitabını okuduktan sonra psikanalist olmaya ilgi duymaya başladı. Phillips, psikanalizi seçmesinin bir diğer nedeninin de D.W. Winnicott'un "Oyun ve Gerçeklik" kitabını okuması olduğunu belirtir. Ayrıca, Phillips'in psikanalize yönelmesinde edebiyatın ve edebi figürlerin de büyük etkisi oldu; psikanalizi şiirsel bir sanat olarak görmesi, bu alanda çalışmasına yol açtı.

André Breton, Sürrealizm akımının kurucusu olarak, aşağıdaki temel prensipleri savunur: 1. Bilinçaltı ve Rüyaların Önemi: Breton, bilinçaltının insan zihninin daha derin ve gerçek katmanı olduğunu savunur ve rüyaların, otomatik yazı ve hipnoz gibi yöntemlerle ortaya çıkarılması gerektiğini düşünür. 2. Otomatizm ve Spontane Yaratıcılık: Sanatın, bilinçli kontrolü ve akılcı müdahaleyi minimuma indirerek, düşüncelerin ve imgelerin kendiliğinden akmasına izin verilmesi gerektiğini savunur. 3. Gerçeküstü İmgeler: Mantık dışı, şaşırtıcı, absürt ve paradoksal imgelerin kullanılmasını, gerçeklikle bağlantısı kopmuş gibi duran nesnelerin bir araya getirilmesini savunur. 4. Psikanaliz ve Freud Etkisi: Breton, Sigmund Freud'un psikanaliz teorilerinden etkilenir ve bu teorileri sanat ve edebiyatta uygulamayı amaçlar. Ayrıca, Breton özgürlük ve politik sorumluluk gibi kavramları da sanat ve düşüncenin merkezine yerleştirir.

Sigmund Freud, ifade edilmemiş duygular için şu sözü söylemiştir: "İfade edilmeyen duygular asla ölmez, sadece diri diri gömülür ve sonradan daha korkunç şekillerde tezahür ederler".

Oğuz Atay'ın "Tehlikeli Oyunlar" romanı, psikanalitik bakış açısı ile yorumlanmıştır. Bu yorumda, romandaki karakterlerin ve olayların, Freud'un kişilik kuramı olan id, ego ve süperego düzeyleri üzerinden incelendiği belirtilmiştir.

Psikanaliz ve psikopatoloji arasındaki ilişki, psikopatolojinin ruhsal bozuklukları ve anormal davranışları inceleyen bir alan olması, psikanalizin ise bu bozuklukları anlamak ve tedavi etmek için kullanılan bir yöntem olmasıdır. Psikopatoloji, duygu, düşünce ve davranış bozukluklarını araştırır ve bu tür durumların bireyin yaşamında işlev bozukluklarına yol açtığını ve kendisi ile çevresinde sıkıntı yarattığını belirtir. Psikanaliz ise Sigmund Freud tarafından geliştirilen ve bireyin bilinçdışı süreçlerini, çocukluk deneyimlerini ve bastırılmış dürtülerini inceleyerek ruhsal bozuklukları açıklamaya çalışan bir kuramdır.

Psikanalitik yaklaşım, insan davranışlarının ve kişiliğinin bilinçdışı unsurlar tarafından yönlendirildiğini savunur. Bu yaklaşıma göre: Bireylerin davranışlarını doğuştan gelen içgüdüsel temellere dayandırmak mümkündür. Bireylerin davranışları, doğuştan getirdikleri saldırganlık ve cinsellik dürtüleri ile ilişkilidir. Ruhsal hastalıkların tedavisi, kişilik ve gelişim psikolojisi alanlarında bilinçaltının araştırılması gereklidir. Psikanalitik yaklaşımın temel temsilcileri Sigmund Freud, Alfred Adler ve Carl Gustav Jung'dur.

Psikanaliz dernekleri çeşitli faaliyetlerde bulunarak psikanalizin yayılmasını ve gelişmesini amaçlarlar: 1. Eğitim ve Araştırma: Psikanaliz eğitimi verir, analist yetiştirir ve psikanalitik alanda araştırmalar yaparlar. 2. Etkinlik Düzenleme: Sempozyumlar, seminerler ve çalıştaylar düzenlerler. 3. Uluslararası İşbirliği: Uluslararası psikanalitik oluşumlarla işbirliği yaparlar ve psikanalizin dünya çapında tanınmasına katkıda bulunurlar. 4. Yayıncılık: Psikanaliz tarihini ve güncel gelişmeleri içeren yayınlar yaparlar. 5. Etik İlkeler: Psikanalitik uygulamalarda etik ilkeleri ön planda tutarlar.

Lateral aktarım psikolojide kullanılan bir terim değildir. Ancak "transferans" (aktarım) kavramı, psikolojide önemli bir yer tutar. Transferans, bireyin geçmişteki önemli kişilerle yaşadığı duygu ve deneyimleri, şu anki ilişkilerinde veya terapötik ilişkisinde tekrar yaşaması veya yansıtması anlamına gelir.

Renata Salecl, Lacancı psikanaliz ve eleştirel hukuk çalışmaları akımlarına mensup bir filozof ve sosyologdur.

Carl Gustav Jung'un dönüşüm teorisi, bireyin bilinçdışı unsurları bilinçli zihne entegre ederek tam ve bütün bir benlik oluşturma sürecini ifade eder ve bu sürece "bireyleşme" denir. Jung'un dönüşüm teorisinde önemli olan bazı kavramlar şunlardır: 1. Gölge: Bilinçdışımızda yer alan, genellikle kabul etmekte zorlandığımız ve bilinçli benliğimizle yüzleşmekten kaçındığımız karanlık yönlerimizi temsil eder. 2. Persona: Toplumun beklentilerine ve normlarına uyum sağlamak için taktığımız maskedir, sosyal rollerimizi ve kimliklerimizi temsil eder. 3. Anima/Animus: Karşı cinsin ruhsal yönünü simgeler, bireyin bilinçdışında yer alan ve cinsiyetler arası dengeyi sağlayan arketiplerdir. 4. Mandala: Hem bireyi hem de evreni simgeleyen, bireyleşme sürecinin hedefi olan bütünlük ve dengeyi temsil eden bir semboldür. Jung'a göre, bu dönüşüm süreci, insanın anlam arayışına da büyük önem verir ve bireyin kendini tanıma ve tamamlama sürecini içerir.

"Kozmik Kahkaha" kitabı, Vamık D. Volkan tarafından yazılmış olup, psikiyatrik tedavi sürecini ve bir hastanın psikanaliz yolculuğunu anlatmaktadır. Kitapta işlenen konular: - Çocukluğunda geçirdiği örseleyici deneyimlerin izleriyle başa çıkmaya çalışan Jane'in hikayesi. - Jane'in, bu izleri hayatından silerek "büyümeye" çalışması ve bu süreçte cinselliğe, hayata, aşka ve ilişkilerine bakışını değiştirmesi. - Psikanaliz tedavisinin, hayatı "yük" olmaktan çıkarıp yaşamaya değer kılma süreci.

Derin psikolojik analiz, psikolojik süreçlerin bilinçdışı ve derin katmanlarına odaklanan bir analiz yöntemidir. Bu analiz, bireyin bilinçaltı düşüncelerini, duygularını ve motivasyonlarını anlamaya çalışır ve genellikle Sigmund Freud'un psikanaliz teorisine dayanır. Derin psikolojik analizde kullanılan bazı yöntemler: - Psikanalitik terapi: Rüyalar, serbest çağrışım ve analiz edilen konulara odaklanarak bilinçdışı içeriklerin açığa çıkarılması. - Nitel araştırma yöntemleri: Derinlemesine mülakatlar, odak grup çalışmaları ve katılımcı gözlem. - Tematik analiz: Toplanan verilerdeki temaların, kalıpların veya eğilimlerin ortaya çıkarılması. Bu tür analizler, bireylerin karmaşık psikolojik durumlarını ve bu durumların altında yatan nedenleri ortaya koymak için terapi süreçlerinde de kullanılır.

Analitik psikoloji ve psikanaliz arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Odak Noktası: Psikanaliz, Sigmund Freud tarafından geliştirilen ve insan davranışlarının büyük ölçüde bilinçdışı süreçler tarafından yönlendirildiğini savunan bir teoridir. 2. Kavramlar: Psikanaliz, cinsel ve saldırgan dürtüler, Oedipus kompleksi ve savunma mekanizmaları gibi kavramlara odaklanır. 3. Tedavi Yöntemleri: Psikanalizde, terapist danışanın divana uzanarak düşüncelerini sansürlemeden anlatmasını sağlar.

Freud'un psikanaliz teorisine göre üç temel savunma mekanizması şunlardır: 1. Bastırma. 2. Yansıtma. 3. Mantığa bürüme.

Özgürleşmenin diyalektiği, Stefan Bird-Pollan tarafından kaleme alınan ve Fol Kitap tarafından yayımlanan bir kitapta ele alınan bir konudur. Bu kitap, öznenin kuruluş sürecini Hegel, Freud ve Fanon düşüncesi üzerinden okumakta ve şu konuları tartışmaktadır: Özne olma süreci: Sancılı ve kanlı bir süreçtir. Kendiyle bütünleşme: Doğayla ve ötekiyle bütünleşmeyi gerektirir. Etkilenen filozoflar ve çalışmalar: Kant, Marx, Sartre, postkolonyal çalışmalar ve psikanalist bakış açıları da ele alınmaktadır. Ayrıca, Freudyen psikanalizin politik boyutları ve Hegel'in toplum teorisinin psikolojik boyutları da özgürleşmenin diyalektiği bağlamında incelenmektedir.

Lou Salomé, çeşitli alanlarda bıraktığı önemli izlerle tanınır: 1. İlk Kadın Psikanalist: Lou Andreas-Salomé, dünyadaki ilk kadın psikanalist olarak kabul edilir. 2. Entelektüel ve Özgür Düşünür: Salomé, döneminin ilerisinde bir özgürlük anlayışına sahipti ve teoloji, felsefe ve sanat tarihi gibi alanlarda eğitim alarak kendi bağımsızlığını kazanmıştır. 3. Ünlü Düşünürlerin Hayatında Etkisi: Nietzsche, Freud ve Rilke gibi önemli düşünürleri etkilemiş ve onlarla derin entelektüel ilişkiler kurmuştur. 4. Edebi Eserleri: Salomé, şiir, roman ve kültürel eleştiri alanlarında eserler vermiş, bu eserlerinde kadın karakterlerin özgür ruhlu ve bağımsız portrelerini çizmiştir.