Psikanaliz

Çağdaş psikolojinin bazı olağanüstü başarıları: Bilişsel psikoloji: Piaget, Neisser ve Miller'ın çalışmaları, zihinsel süreçlerin ve hafızanın anlaşılmasına katkı sağlamıştır. Hümanist anlayış: Maslow ve Rogers'ın çalışmaları, bireyin potansiyelini ve kendini gerçekleştirmesini vurgulamıştır. Davranışçılık: Skinner'ın "edimsel koşullanma teknikleri", davranış değiştirme ve kontrol etme konularında önemli bir rol oynamıştır. Gestalt kuramı: Koffka'nın çalışmaları, algı, öğrenme ve bellek konularında yeni bakış açıları sunmuştur. Ayrıca, 1983 yılında Pierre Daco tarafından yazılan "Çağdaş Psikolojinin Olağanüstü Başarıları" adlı kitap, psikoloji alanındaki gelişmeleri özetlemektedir.

"Los Padecientes", ünlü bir psikanalist olan Pablo Rouviot'un, ciddi psikolojik sorunları olan ve babasının cinayetiyle suçlanan kardeşi Javier'in yargılanamayacak durumda olduğunu kanıtlama çabasını anlatır. Genç bir kadın olan Paula, kardeşinin koşulları göz önüne alındığında suçlu olmadığını kanıtlamak için Pablo'dan yardım ister. Bu hikaye, Gabriel Rolón'un aynı adlı kitabından uyarlanmıştır.

İzmir Odağ Psikanaliz ve Psikoterapi Derneği, Halime Odağ Psikanaliz ve Psikoterapi Vakfı tarafından 1994 yılında bir avuç gönüllüyle kurulmuştur. Kurucuların arasında yer alan bazı isimler: Doç. Dr. Celal ODAĞ; Psikanaliz Enstitüsü, Düsseldorf'tan Dr. HARTKAMP; Heinrich-Heine-Üniversitesi'nden Prof. Dr. Yeşim ERİM; Virginia Üniversitesi'nden Prof. Dr. Vamık VOLKAN. 2012 yılından itibaren vakfın faaliyetleri dernek olarak devam etmektedir.

"Çocuk ve Ergen Psikanalizi: Kuramcılar ve Kavramlar" kitabı 2. baskıdadır. Kitabın ilk baskısı 2022 yılında yapılmıştır.

İmgesel ve simgesel düzen, Lacan'ın teorik psikanalizinin ana kavramlarındandır. İmgesel (hayalî). Henüz dile sahip olmayan çocuğun "ayna evresi"nde oluşturduğu özdeşleşmelerdir. Dünyanın henüz kategoriler, dikotomiler, "o" ya da "bu"lar ile parçalanmadığı, bütünselliğini koruduğu bir evreye tekabül eder. Ego (ben), imgeselin bir çökeltisidir. Simgesel (sembolik). Öznenin arzusunu düzenleyen yasanın alanına işaret eder. Simgesel, içinde yasanın aşikâr hale geldiği yerdir. Simgesel düzen, bir yandan ben'in imgesel özdeşleşmelerini, bir yandan da ancak göz ucuyla görülebilen gerçeği, zıtlıklar, ikili karşıtlıklar sistemi içine hapsetmeye çalışarak özneyi parçalar. Simgesel, tek başına anlam taşımayan, gelişigüzel işaretler olan, ancak birbirleriyle ilişkileri içinde anlam denilen şeyi oluşturan gösterenlerin, dilsel ve kültürel kapalı düzenini tanımlamakta kullanılır. Lacan'a göre gerçek ise, simgeselin gösterdiğinin ya da imgeselin resmettiğinin ötesine geçen, belli ölçülerde gizemli/muğlak bir kategoridir.

Lacan'ın 4-1'inin ne anlattığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, Jacques Lacan'ın dört temel söylemi şunlardır: 1. Efendinin Söylemi: Temsilin kurulduğu, ancak bu temsilin öznenin bastırılmasına dayandığı bir yapıdır. 2. Üniversite Söylemi: Bilginin efendiliği üzerine kurulu kurumsal formlar, özneyi simgesel düzlemde dışlar. 3. Histeriğin Söylemi: Temsilin krizi yaşanır ve özne görünür hale gelir. 4. Analistin Söylemi: Muhatabı yeniden üretme kudretine sahiptir ve özneyi yetkilendirecek kelimeleri harekete geçirir.

Psikanalist yaklaşım temsilcilerinin bazıları şunlardır: Sigmund Freud. Carl Jung. Alfred Adler. Karen Horney. Erik Erikson. Jacques Lacan.

Psikanalizde örnek vaka, bireylerin yaşadığı zihinsel, duygusal veya davranışsal sorunların profesyonel bir psikolog veya terapist tarafından değerlendirilmesi sürecidir. Psikanalizde bazı örnek vaka türleri: Sosyal fobi vakası. Depresyon vakası. Psikolojide örnek vaka olarak gösterilen bazı ünlü kişiler ise şunlardır: Anna O.. Phineas Gage. Genie.

Ödipal çatışma, genellikle 6 yaşına kadar devam eder ve bu süreçte çocuk, babasıyla daha fazla özdeşleşme yoluyla bu çatışmayı çözer. Ödipal dönemin sona ermesiyle, çocukta uzun süre (ergenliğe kadar) kastrasyon kaygıları ortadan kalkar. Ancak, bu süreç kişisel farklılıklara göre değişebilir ve bazı durumlarda ödipal çatışmaların etkileri yetişkinliğe kadar devam edebilir. Ödipal dönem ve çatışmalarla ilgili konularda bir uzmana danışılması önerilir.

Carl Gustav Jung, 26 Temmuz 1875'te İsviçre'de doğmuş İsviçreli bir psikiyatrdır ve analitik psikolojinin kurucusudur. Jung, bilinçaltının derinliklerine ışık tutan bir keşifçi ve sorgulayıcı olarak tanınır. Jung'un en çarpıcı teorilerinden biri, "kolektif bilinçdışı" kavramıdır. Jung, psikolojik analizlerinde astrolojiden de yararlanmıştır. 6 Haziran 1961'de hayatını kaybetmiştir.

Hayır, üst ben ve yargılayıcı ben aynı değildir. Üst ben (süperego), ruhsal aygıtın yargılayıcı bileşenidir ve toplumsal değer yargılarını içerir. Yargılayıcı ben ise, üst benliğin bir parçası olarak, benliği gözlemleyen ve eleştiren bir işlev görür. Dolayısıyla, üst ben ve yargılayıcı ben farklı kavramlardır, ancak üst benin içinde yargılayıcı ben de yer alır.

Psikanalizin kaç seans süreceği, bireyin ihtiyaçlarına ve terapinin türüne bağlı olarak değişir. Geleneksel psikanaliz: Genellikle haftada üç ila beş görüşme ile 3-5 yıl sürer. Kısa süreli psikodinamik terapi: 20-30 seans arasında tamamlanır. Psikanaliz süresi, danışanın çocukluk deneyimlerini, bilinçdışı süreçlerini ve içsel çatışmalarını derinlemesine incelemeyi amaçladığından diğer terapi türlerine göre daha uzun olabilir.

Paranoid-şizoid konum, Melanie Klein'ın Nesne İlişkileri Kuramı'na göre, bebeklerin yaşamının ilk aylarında görülen kaygılar, savunmalar ve iç ve dış nesne ilişkileri kümesidir. Bu konumun başlıca özellikleri: Kendilik ve nesnenin bölünmesi. Tümgüçlülük yanılsaması. İlkel savunma mekanizmaları. Paranoid-şizoid konum, yaşam boyunca paranoid ve depresif zihin durumları arasında dalgalanmalarla devam edebilir.

Sigmund Freud'un "Bilinçaltı" kitabı, psikanalizin ne olduğunu ve nasıl geliştiğini anlatan bir otobiyografi niteliğindedir. Freud'un bilinçaltı ile ilgili görüşleri de kitapta yer almaktadır. Freud'un bilinçaltı ile ilgili bir diğer benzetmesi ise bilinci okyanustaki buz dağına benzetmesidir.

Gizil kişilik kuramları, insanların kişilik özellikleri hakkında sahip oldukları, genellikle farkında olmadıkları varsayım ve inanç sistemlerini ifade eder. Bazı gizil kişilik kuramları: Bütün iyi özelliklerin bir arada, bütün kötü özelliklerin bir arada olduğu varsayımı. Bu tür kuramlar bilimsel temellere dayanmaz.

Yüceltme, olumsuz duyguların toplum tarafından kabul edilen olumlu bir yöne yönlendirilmesidir. İdealleştirme ise, bir kişinin veya nesnenin aşırı derecede büyütülmesi ve ruhsal olarak yüceltilmesidir. Yüceltme, psikanalizde olgun bir savunma mekanizması olarak kabul edilir. Bu kavramlar, Sigmund Freud'un psikanaliz teorisine dayanmaktadır.

Sigmund Freud'un "Günlük Yaşamın Psikopatolojisi" kitabında ele aldığı bazı konular: Özel adların ve sözcük kümelerinin unutulması. Dil sürçmeleri ve yanlış okumalar. İzlenimlerin ve niyetlerin unutulması. Çocukluk anıları ve perde anılar. Baştan savma eylemler ve semptomatik eylemler. Parapraksiler (hatalar). Şansa ve batıl inançlara inanma. Freud, bu kitaptaki çalışmalarında, günlük yaşamda meydana gelen dil sürçmeleri, kazalar ve unutkanlıkların, bilinçdışındaki arzuların kontrol mekanizmasını aşması sonucu ortaya çıktığını savunur.

Akli meleke, doğru ile yanlışı ayırt etme yetisi anlamına gelir. TDK'ya göre meleke kelimesinin iki farklı anlamı vardır: 1. Bir alandaki uzmanlık ve beceriklilik. 2. İdrak, hafıza ve anlamlandırma gibi temel yetiler. Akli meleke raporu ise, genellikle 65 yaş üstü bireylerin akıl sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesi amacıyla kullanılan ve çeşitli resmi işlemlerde istenen bir belgedir.

Antigone'nin iki yorumunun hangi akıma ait olduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, Antigone'nin farklı yorumlandığı bazı eserler şunlardır: Kemal Demirel'in "Antigone" Eseri. Jean Anouilh'in Eseri. Bertolt Brecht'in "Sofokles'in Antigone'si" Eseri.

Sigmund Freud'un insan psikolojisini anlatan bazı kitapları: "Rüyaların Yorumu". "Günlük Yaşamın Psikopatolojisi". "Cinsellik Teorisi Üzerine Üç Deneme". "Totem ve Tabu". "Psikanalize Giriş".