Psikanaliz

Carl Gustav Jung'un "Anılar, Düşler, Düşünceler" adlı kitabı, yazarın çocukluktan başlayarak kendi yaşamına dair düşüncelerini ve psikiyatri üzerine deneyimlerini anlatır. Kitapta ele alınan bazı konular: Jung'un karakteri: Küçük yaşta karakterinin ikiye bölünmüş olduğunu fark etmesi ve bu durumun psikiyatri yaklaşımındaki teorilerinin temelini oluşturması. Freud ile ilişkiler: Jung'un Freud'un "cinsellik" kavramına takıldığını düşünmesi ve Oedipus Kompleksi gibi teorilerdeki benzerlikler. İnsanın içsel yolculuğu: Yaş ilerledikçe kişinin içindeki gerçeği araması. Hristiyanlık: Jung'un çocukluktan itibaren ailesinden öğrendiği Hristiyanlık temaları ve yetişkinlik dönemindeki düşünceleri. 1. ve 2. Dünya Savaşları: Jung'un bu dönemlere dair düşünceleri. Kitap, Jung'un zihninin derinliklerine inmesini ve kendini objektif bir şekilde değerlendirmesini konu alır.

Libidinal cathexis, psikanalizde bir kişi, nesne veya fikre zihinsel veya duygusal enerji tahsis etme süreci olarak tanımlanır. Daha önceki bir aşamanın nesnesine veya haz tarzına yönelik libido, yeni bir aşamaya ulaşıldıkça azalır, ancak sonraki aşama kurulup ona uygun nesneler libidinal yatırımın ana nesneleri haline gelse de bir süre daha devam eder. Ayrıca, Margaret S. Mahler'in kuramında "libidinal kateksisin ilk kayması" (the first shift of libidinal cathexis) olarak adlandırılan bir kavram vardır.

Jacques Lacan'ın "Yine/Hâlâ" kitabı, arzu ile bilgi arasındaki ilişkiyi odağına alır. Kitapta ele alınan bazı konu başlıkları şunlardır: beden ve cinsel ilişki; ruh ve aşk; erkekle karşıtlığı içinde kadın; Öteki ve Tanrı. Lacan, bu konuları kendine özgü düşünce tarzı ve üslubuyla irdelerken Aristoteles’ten Marx’a çeşitli düşünürlerle, dinle, matematikle ve Freud’un teorisiyle tartışır. Ayrıca, felsefeyle hesaplaşırken bilimsel söylem ile psikanaliz arasındaki ilişkiye dair ipuçları sunar. Lacan, analitik söylemin "cinsel ilişki yoktur" sözcesi üzerinde ayakta durduğunu savunur. Kitapta, "Varlığın ancak birbirini ıskalayarak ayakta duran bir şeye dönüşmesine neden olan şey, varlığa aşk yoluyla yaklaşmakta ortaya çıkmaz mı?" sorusu sorulur.

Preödipal dönem, doğum ile Oedipus (ödip) kompleksinin ortaya çıkışı arasındaki zamanı ifade eder. Bu dönemde: Bebek, annesinin kendisiyle kurduğu ilişki sayesinde dış dünyaya yönelir ve bir kendilik duygusu geliştirir. Çocuklar, duygu ve ihtiyaçlarını ifade etmek için oyunları kullanır. Çocuğun dünyası, anne ve çocuktan ibarettir. Preödipal dönem, 0-3 yaş aralığını kapsar.

Psikanaliz, zihinsel bozukluklar için bir tedavi yöntemi oluşturan bir dizi teori ve terapötik tekniktir. Psikanalizin temel unsurları: Bilinçdışı zihinsel süreçler. Bastırma ve direnç. Oedipus kompleksi ve cinselliğin önemi. Psikanalizin yapılışı: 1. Seanslar. 2. Serbest çağrışım. 3. Yorumlama. 4. Aktarım. Psikanaliz, tartışmalı bir alan olup, etkinliği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.

Ego ve süperegonun görevleri şu şekilde özetlenebilir: Ego: İd'in içgüdüsel arzuları ile eleştirel süperegonun arasında aracılık eder. İd'in dürtülerini kontrol ederek, dış dünyayla uyumlu bir şekilde tatmin edilmelerini sağlar. Gerçeklik ilkesine dayanır ve dış dünya ile iç dünyanın haz arayışı arasında denge kurar. Süperego: Ebeveynlerden ve toplumdan edinilen ahlaki standartları ve idealleri tutar. Vicdanın sesidir ve bireyin doğru ile yanlışı ayırt etmesine yardımcı olur. Davranışları mükemmelleştirmeye ve uygarlaştırmaya çalışır. İd'in kabul edilemez tüm dürtülerini bastırmaya çalışır. Freud'a göre sağlıklı bir kişilik yapısı, ego ve süperego arasındaki dengeye bağlıdır.

Sigmund Freud'un neden okunması gerektiği ile ilgili bazı nedenler: Psikoloji bilimine katkıları. İnsan zihnine dair içgörüler. Tartışılmaya devam eden düşünceler. Popüler kültürdeki etkisi. Freud'un okunması gereken bazı kitapları arasında Günlük Yaşamın Psikopatolojisi, Totem ve Tabu, Kitle Psikolojisi ve Ego Analizi ve Rüyaların Yorumu yer almaktadır. Kitap okumaya başlamadan önce bir uzmana danışılması önerilir.

Fare Adam Vakası, Sigmund Freud'un analiz ettiği ve Jacques Lacan'ın da üzerine çalıştığı bir obsesif nevroz vakasıdır. Vakanın Özeti: 29 yaşında bir hukukçu olan Ernst Lanzer, ağırlaşan obsesif belirtileri nedeniyle Freud'a danıştı. Lanzer, babası ve sevdiği kadının fare işkencesiyle öleceği şeklinde bir düşünceye kapılmıştı. Freud, hastanın analiz sürecinde, obsesif düşüncelerin çocuklukta yaşanan cinsel deneyimlerden kaynaklandığını ortaya koydu. Lacan'ın Yaklaşımı: Lacan, Freud'un vakaya dair analizlerini yeniden yorumlayarak, obsesyonun aileden gelen mitler üzerinden ele alınması gerektiğini belirtti. Bu vaka, Freud'un obsesif nevrozun ruhsal kökenli bir hastalık olduğunu ve çocukluktaki bilinçdışı çatışmalardan kaynaklandığını göstermesine olanak tanımıştır.

Psikanalizde kayıp nesne, bir zamanlar var olduğuna inanılan ancak şu an var olmayan, yani özne tarafından yitirilmiş olan şeyi ifade eder. Freud, bu kavramı ilk kez 1917 tarihli "Yas ve Melankoli" adlı makalesinde dile getirmiştir. Kayıp nesne, şu anlamlara da gelebilir: Sevgi nesnesi. İmgesel nesne. Yas süreci, kaybedilen sevgi nesnesine dair tüm temsillere erişerek, libidonun bu nesneye dair her bir tekil izlenimden geri çekilmesi sürecidir.

İçe atılan önemli öteki, psikanalitik açıdan, kişinin içsel dünyasında yer eden ve genellikle anne figürü ile temsil edilen ilk ve önemli bir referans noktasını ifade eder. Bebek, doğduğu andan itibaren anneye muhtaçtır ve annenin bakışlarında kendini görmeye başlar. Zamanla, kişi yeni ötekilerle etkileşime girer ancak anne figürü, içsel bir referans olarak varlığını sürdürür. İçe atılan önemli öteki, aynı zamanda kişinin içsel çatışmalarını ve kabul edemediği duygularını dışa yansıttığı bir nesne olarak da işlev görebilir.

Freud ve Jung'un psikanalitik kuramları arasındaki temel farklar şunlardır: Bilinçdışı kavramı: Freud'un bilinçdışı, bastırılmış cinsel ve agresif dürtülerin depolandığı bir alan olarak görülürken, Jung bilinçdışını kişisel bilinçdışına ek olarak kolektif bilinçdışı kavramıyla genişletir. Libido tanımı: Freud için libido cinsel içerikli bir enerjidir, Jung'da ise libido "hayat enerjisi" olarak ele alınır ve bireyin kişisel gelişim, yaratıcılık ve manevi arayışlarını da kapsayan bir anlayış sunar. Terapi yaklaşımı: Psikanaliz, nevrotik semptomları çözmek ve bilinçdışı çatışmaları çözüme kavuşturmak için serbest çağrışım ve transferans analizine dayanırken, analitik psikoterapi bireyselleşme sürecine vurgu yapar. İnsan doğasına bakış: Freud, insan doğasını temelde çatışmalarla dolu ve dürtülerle yönetilen bir yapı olarak görürken, Jung insanı daha bütüncül bir varlık olarak tanımlar. Enerji kaynağı: Freud, enerji kaynağı olarak temel gereksinimlerin karşılanmasından sonra duyguların doyurulmasını ve felsefi-manevi ihtiyaçların karşılanmasını içeren libidoyu kabul ederken, Jung ruhsal enerji olarak libidoyu benimser.

Destekleyici dinamik psikoterapi, ruhsal sorunları olan hastaların çoğunun ihtiyaçlarını karşılayabilecek psikoterapötik bir yaklaşımdır ve psikodinamik psikoterapi uygulamalarından geliştirilmiştir. Amaçları: Benlik değerini ve ego işlevini geliştirmek. Bireyin dış dünyaya uyum kapasitesini artırmak. Bireyin duygusal açıdan rahat bir pozisyona geçmesini sağlamak. Temel stratejileri: Gerçeklik algısını güçlendirmek. Dürtüselliği azaltmak. Kaotik düşünce sistemini netleştirmek. Terapist rolü: Danışanın duygusal sorunlarını anlamak ve çözüm bulmaya yönelik stratejiler geliştirmek. Danışanın kendisini daha olumlu bir açıdan görmesi için katkı sağlamak. Teknikler: Rol yapma tekniği. Süreç: Danışan ve terapistin ortak bir amaç uğruna çalışması. Danışanın duygusal huzurunu ve dengesini yeniden kazanmasına yardımcı olmak. Destekleyici dinamik psikoterapi, günümüzde en yaygın uygulanan bireysel psikoterapilerin başında gelmektedir.

Evet, süblemizasyon ve yüceltme aynı anlama gelir. Yüceltme (süblimasyon), Sigmund Freud tarafından psikanaliz diline sokulmuş bir savunma mekanizmasıdır. Yüceltme mekanizmasına örnek olarak, saldırgan ve kavgacı yapısı olan bir gencin, polislik mesleğini seçtikten sonra toplum tarafından hoş karşılanmayan saldırgan yapısının, görevinin bir yönü olarak kabul edilmesi verilebilir.

Uluslararası Psikanaliz Birliği (IPA) psikanaliz eğitimi, ortalama beş ila on yıl sürer. Bu süre, adayın bireysel psikanalizi, kuramsal ve klinik seminerlere katılımı ile süpervizyon almasını kapsar. Eğitimin süresi, adayın ilerleme hızına ve seçtiği formasyon modeline göre değişiklik gösterebilir.

"Freud: Gizli Hakikatler" (Freud: The Secret Passion) filmi, Avusturyalı psikolog ve psikanalizin kurucusu Sigmund Freud'un gençlik yıllarını ve onun bilinçaltı kavramını keşfetmesini anlatıyor. Filmde, Freud'un hüsranları ve çabaları, insan zihninin gizli işleyen ve hayatımıza hükmedebilen bir başka bölümünün varlığını ispatlama çabası üzerinden işleniyor.

Melanie Klein'in nesne ilişkileri kuramı, erken dönem bebek-anne ilişkisinin önemini vurgulayan bir psikanaliz kuramıdır. Klein'ın kuramında psişik yapı, içsel ve dışsal nesneler arasındaki duygulanımsal ve fantazmatik alışverişin bilinçdışı sahnesinde şekillenir. Klein, bebeklerin ilk yılda geçtiği iki konumdan bahseder: 1. Paranoid-şizoid konum: Bebek, kaygısını azaltmak için kendi içindeki istenmeyen saldırganlığı ve kötü yanlarını anneye yansıtarak kendinden uzaklaştırmaya çalışır. 2. Depresif konum: Çocuk, anneyi ve kendisini daha bütüncül bir şekilde görmeye başladıkça, geçmişte annenin iyi yanlarını görememekten dolayı suçluluk duygusu yaşar.

Jean Laplanche adına dair "gösterge" kavramına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, "gösterge" kavramına dair bazı bilgiler şu şekildedir: Gösterge. Gösterge-işlev. Ayrıca, Jean Laplanche hakkında şu bilgiler değerlendirilebilir: Fransız yazar, psikanalist ve şarap üreticisi olan Laplanche, psikoseksüel gelişim ve Sigmund Freud'un baştan çıkarma teorisi üzerine çalışmalarıyla tanınır. "The Unfinished Copernican Revolution" adlı eseriyle, psikanalizin "nesnesi" olan bilinçdışına vurgu yaparak, Freud'un teorisinin eksik yönlerini ele almıştır. Freud'un çalışmalarının büyük bir kısmını Fransızcaya çevirmiş ve psikanaliz alanına önemli katkılarda bulunmuştur.

"Çocuk ve Ergen Psikanalizi: Kuramcılar ve Kavramlar" kitabı, çocuk psikanalizinin Freud'un ünlü Küçük Hans vakasını analiziyle başladığını ve bu alanda birçok analistin yöntemler ve kuramlar geliştirdiğini anlatıyor. Kitapta ele alınan bazı kuramcılar ve kavramlar: Freud: Oidipus karmaşası, anal dönem, iğdiş edilme tehdidi. Yüceltme: Dürtülerin bastırılması ve kültürel etkinliklere yönlendirilmesi. Gizil dönem: Cinselliğin ve saldırganlığın bastırılması, çocuğun toplumsal kuralları ve ahlaki değerleri içselleştirmesi.

Çağdaş sanatta "tekinsiz" kavramı, izleyicinin bilinen estetik deneyimini bozan ve onu şoka uğratan bir tavrı ifade eder. Diğer tanımlamalar: - Felsefe ve sanatta: Bir şeyin aynı anda hem yabancı ve tuhaf, hem de şaşırtıcı derecede yakın ve aşina gelmesi. - Psikanaliz bağlamında: "Bastırılmışın geri dönüşü" olarak yorumlanır ve Freud sonrası diğer sosyal bilimlerde de kullanılır.

Psikanaliz teorisine göre dört ana savunma mekanizması türü vardır: 1. Olgunlaşmamış savunmalar. 2. Nevrotik savunmalar. 3. Olgun savunmalar. 4. Patolojik savunmalar.