Felsefe

Albert Camus'nün denemeler yazmasının birkaç nedeni vardır: Felsefi düşüncelerini paylaşmak: Camus, denemelerinde çağdaş bilinç, özgürlük, demokrasi, politika, yurtseverlik, ahlak ve sanat gibi konulardaki düşüncelerini dile getirmiştir. Varoluşsal ve absürt felsefesini işlemek: "Sisifos Söyleni" gibi eserlerinde absürt felsefesini açıklamış ve bu düşünce akımını geliştirmiştir. Toplumsal ve siyasi konuları ele almak: 2. Dünya Savaşı sırasında Fransız Direnişi’nde aktif bir rol oynamış, savaş sonrası ise Nazizm ve totalitarizme karşı demokrasiyi savunmuştur. Camus, denemelerinde okuyucusunu dualizmle tanıştırmış, mutluluk ve keder, yaşam ve ölüm gibi zıt kavramları işlemiştir.

Nihilizm (hiççilik) akımının kurucusu olarak kabul edilen kişi yoktur, çünkü nihilizm, farklı düşünürlerin ve akımların etkisiyle gelişmiş geniş bir felsefi görüştür. Nihilizmin önemli öncüleri ve savunucuları arasında şunlar bulunur: Friedrich Nietzsche. Ivan Turgenev. Jean-Paul Sartre. Søren Kierkegaard. Gorgias.

Hegel ve Marx diyalektik konusunda şu noktalarda ayrılır: Diyalektiğin konusu: Hegel'in diyalektiği fikirlerdeki çelişkilerle ilgilenirken, Marx maddi koşulların insan düşüncesini şekillendirdiğine inanır ve diyalektiği tarihi maddi değişimler üzerinden analiz etmek için kullanır. Diyalektik yöntem: Marx, Hegel'in diyalektik yöntemini tersine çevirir ve "diyalektik materyalizm" olarak adlandırır. Tarihin sonu: Hegel, tarihin liberal devletle son bulacağına inanırken, Marx için sınıf çelişkileri devam ettiği sürece tarih sona ermez; nihai nokta proletaryanın zaferidir.

Hayır, "hüve" ve "hüviyet" aynı değildir. Hüve, Arapça'da "O" anlamına gelen bir zamirdir ve genellikle ilahi hüviyeti veya Zatı temsil eder. Hüviyet ise kimlik anlamına gelir. Dolayısıyla, "hüve" bir kavram veya zamir iken, "hüviyet" bir sıfat veya niteliktir.

Platon'un "Şölen" adlı eseri, Sokrates'in bir şölen sırasında arkadaşlarıyla yaptığı bir konuşmayı anlatır. Eserde ele alınan bazı konular: Aşkın tanımı ve farklı türleri. Aşkın doğası ve kaynağı. Güzellik ve doğruluk ilişkisi. Bilgelik sevgisi. "Şölen", aynı zamanda antik Yunan kültürünün sosyal yapısını felsefi bir tartışma ortamında yansıtır.

Evet, İbn-i Sina'nın lakabı "filozofların prensi"dir. Batı dünyasında "Avicenna" olarak da bilinen İbn-i Sina, İslam'ın Altın Çağı döneminin en önemli doktorlarından, astronomlarından, düşünürlerinden, yazarlarından ve bilginlerinden biri olarak kabul edilir.

Nominalizm, evrensel kavramların gerçek varlıklar olmadığını, sadece zihinsel kavramlar olduğunu ve nesneler arasındaki benzerliklerden kaynaklandığını savunur. Ockhamlı William, nominalizmin önde gelen temsilcilerinden biridir ve şu görüşleri savunur: Tanrı'nın iradesi: Tanrı'nın iradesi mutlaktır ve hiçbir mantıksal veya metafizik kurala tabi değildir. Ahlaki ilkelerin kaynağı: Tanrı, ahlaki ilkelerin kaynağı ve nihai standardıdır. En basit açıklama: "Ockham'ın usturası" olarak bilinen felsefi prensibi, gereksiz öğelerin varlığını reddeder ve en az sayıda varsayım içeren teorinin tercih edilmesi gerektiğini savunur.

Teleolojik etik türleri şunlardır: Faydacılık (Utilitarinizm). Egoizm. Epikurosçuluk ve Kirene Hazcılığı. Teleolojik etik, ahlaki eylemin değerini belirleyen şeyin eylemin ürettiği sonuç olduğunu savunur.

Medeniyet zihni olmak, medeniyetin temel şekillendirici unsuru olan zihniyete sahip olmak anlamına gelir. Medeniyet zihni olmanın bazı özellikleri: İtidâl ve denge: Uçlara savrulmamak, ne aşırılığın uçurumlarına sürüklenmek ne de gevşekliğin sığlığına düşmek. Sabır ve metânet: Musîbet ve meşakkat karşısında dirâyetli olmak. Akıl ve vicdan: Aklı ilhamla, ahlakı adaletle, bilgiyi irfânla buluşturmak. Kapsayıcılık: Kapsayıcı, kuşatıcı ve rağbet edilebilir bir sosyal ve yapısal örnekliğe sahip olmak.

Kozmopolitizm, bireyin insanlık adı verilen büyük bir komüniteye aitliğini savunan, yerel nitelikteki bağlılığın yerini evrensel bağlılığın aldığı, evrensel düşüncelerin benimsendiği, tüm dünyanın ülke ya da vatan olarak görüldüğü bir kavramdır. Kozmopolitizm, aynı zamanda şu anlamlara da gelir: Dünya yurttaşlığı veya evren yurttaşlığı. Çeşitli kimseleri barındıran topluluk. Kozmopolit, bu görüşleri benimseyen kişiye denir.

Felsefe derslerinin kaç ayda biteceği, kişinin bilgi seviyesine, günlük çalışma temposuna ve konuya olan hâkimiyetine bağlı olarak değişir. Günde 1-2 saat çalışma: AYT felsefe konuları yaklaşık 1-1,5 ayda bitirilebilir. Günde 3-4 saat çalışma: 3-4 hafta içinde tamamlanabilir. Yoğun çalışma programı: 2-3 hafta içinde konular bitirilebilir. Felsefe, kavramsal bir ders olduğu için düzenli tekrar ve okuma yapmak konuların kalıcı olmasına yardımcı olacaktır.

Anaksagoras'ın savunduğu bazı görüşler şunlardır: Nous (Kozmik Akıl) kavramı. Spermata (temel öğeler). Evrenin başlangıcı. Her şeyde her şeyden bir parça olması. Güneş ve Ay'ın doğası. Dinsizlik suçlaması.

Aristo'ya göre madde, dört ana elementten oluşur. Bu elementler şunlardır: 1. Toprak. 2. Su. 3. Hava. 4. Ateş.

Evrenin düzeni, teleolojik (gaye ve nizam) delili ile açıklanır. Teleolojik delilin bazı alt dalları: İnayet delili. Analojik delil. Ayrıca, kozmolojik delil de evrenin düzenini açıklar.

"Öleceğini unutma" ifadesi, ölüm gerçeğini göz ardı etmemeyi, bu gerçeğin farkında olarak yaşamayı ifade eder. Bu farkındalık, hayatın anlamını sorgulamaya ve ölüm ötesi bir hayata yönelik düşüncelere sevk edebilir. Bu konuda, Nazım Hikmet'in "İnsan öleceğini bile bile nasıl yaşar? Ya çıldırır ya da öleceğini unutur" sözü de bu düşünceyi destekler. Ancak, ölümü sürekli hatırlamanın hayatı zorlaştırabileceği de belirtilmiştir.

John Rawls ve Robert Nozick'in adalet anlayışları ve günümüz eşitsizliklerine etkileri şu şekilde karşılaştırılabilir: Rawls'un Adalet Anlayışı: Toplumsal İşbirliği ve Eşitlik: Rawls, adaletin toplumsal işbirliği yoluyla sağlandığını ve bireylerin kolektif bir mutabakatla haklarını koruduğunu öne sürer. Fark İlkesi: Toplumsal ve ekonomik eşitsizliklerin, en dezavantajlı bireylerin durumunu iyileştirdiği sürece kabul edilebilir olduğunu savunur. Eleştiriler: Bireysel özgürlüklerin kolektif hedefler uğruna kısıtlanabileceği ve uygulamada soyut kalabileceği eleştirileriyle karşılaşır. Nozick'in Adalet Anlayışı: Bireysel Haklar ve Minimal Devlet: Nozick, adaletin, bireylerin meşru yollarla elde ettikleri kazanımlara saygı gösterilmesiyle sağlanacağını savunur. Eleştiriler: Nozick'in yaklaşımı, toplumsal dayanışmayı zayıflatabileceği ve dezavantajlı grupların korunmasına yönelik somut çözümler sunmadığı için eleştirilir. Günümüz Eşitsizlikleri Bağlamında Değerlendirme: Rawls'un Teorisi: Rawls'un eşitlikçi modeli, kaynakların sınırlı olduğu bir dünyada sürdürülebilir bir toplumsal düzen için rehber olabilir. Nozick'in Teorisi: Nozick'in yaklaşımı, serbest piyasa ekonomilerinde daha fazla destek bulabilir, ancak toplumsal eşitsizlikleri derinleştirme potansiyeli taşır. Her iki teori de adalet algısını şekillendirmede eksiklikler taşır ve adalet algısı, bu iki teori arasında bir denge arayışını gerektirir.

Farabi'nin varlık hiyerarşisi şu şekilde özetlenebilir: 1. İlk Sebep (Tanrı). 2. İkinciler (es-sevânî) ve Maddeden Ayrık Akıllar (el-ukûlü’l-müfârıka). 3. Faal Akıl. 4. Nefis. 5. Suret (Form). 6. Madde (Heyûlâ). Bu hiyerarşide en üstte Tanrı, en altta ise madde bulunur.

Mantık, her zaman baki olan bir disiplindir. Mantık, doğru düşünmenin kurallarını inceleyen ve akıl yürütme süreçlerini analiz eden bir felsefi disiplindir. Mantığın baki olduğu bir zaman dilimi veya durum belirtmek mümkün değildir, çünkü mantık her zaman geçerli ve uygulanabilir bir bilim dalıdır.

"Agnostisizm ve İlahi Tragedya" kitabı, agnostisizm, din, bilim ve felsefe arasındaki ilişkileri ve bu alanların birbirleriyle olan bağlantılarını ele alır. Yazar Diamond Tema, hem ateist hem de teist argümanları sunarak, agnostisizm pozisyonunu savunur ve her iki tarafın da eksikliklerini ve aşırıcılıklarını gözler önüne sermeye çalışır. Kitap, mantıksal bütünlükten yoksun ve çelişkili fikirler içerdiği yönünde eleştiriler almıştır.

"En tehlikeli düşman, bize benzeyip de bizden olmayandır" sözü Hz. Ali'ye aittir.