Hz.Ali

Hz. Ali'nin ilk eşi, İslam peygamberi Hz. Muhammed'in kızı Fatıma'dır.

Necef, kutsal kabul edilir çünkü Hz. Ali'nin şehit edildiği ve defnedildiği yer olarak bilinir. Yaygın geleneğe göre, Hz. Ali'nin gizlice Necef'e gömülmesi, şehrin önemini artırmış ve buradan bir yerleşim merkezi olarak anılmaya başlanmıştır.

Hz. Ali'nin sekiz eşi olduğu bilinmektedir.

Hayber Kalesi, Hz. Muhammed'in emriyle Hz. Ali tarafından fethedilmiştir.

Zülfikar kılıcı, Hz. Muhammed tarafından Hz. Ali'ye verilmiştir.

Hz. Ali'nin toplam 15 erkek ve 20 kız çocuğu olduğu bilinmektedir.

"Yetiş Ya Ali" ifadesi, iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Dini ve Tarihi Bağlam: "Yetiş Ya Ali" yakarışı, Hz. Muhammed'in Uhud Savaşı'nda iki dişinin kırılması üzerine Hz. Ali'den yardım istemesine dayanır. 2. Kitap Adı: "Yetiş Ya Ali" aynı zamanda Corci Zeydan'ın bir kitabının adıdır.

"İlim bir noktadır, cahiller onu çoğalttı" sözü, Hz. Ali'ye atfedilen bir sözdür ve iki farklı şekilde yorumlanabilir: 1. Tasavvufi açıdan: Bu söz, ilmin aslında tek bir özden ibaret olduğunu, ancak cahillerin bu özü anlamayarak onu çeşitli yorumlarla genişlettiklerini ifade eder. 2. Genel anlamda: Bilginin, söze veya yazıya döküldüğünde anlamının arttığı ve çoğaldığı, oysa ilmin özünün aynı kaldığı anlamına gelir.

Düldül, İslam peygamberi Muhammed tarafından Ali bin Ebu Talib'e armağan edilen katırın adıdır. Bu katıra "düldül" adı, hızlı yürüyüşü ve çevikliği nedeniyle "kirpi" anlamına gelen Arapça bir kelimeden verilmiştir.

“İlim bir nokta idi, cahiller onu çoğalttı” sözü Hz. Ali’ye aittir.

“Her zorluğun sonunda bir ferahlık vardır” sözü Hz. Ali'ye aittir.

“Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz” sözü Hz. Ali’ye aittir.

“En tehlikeli düşman, bize benzeyip de bizden olmayandır” sözü Hz. Ali’ye aittir.

“Gönül, kendine benzeyen gönüle akar” sözü Hz. Ali'ye aittir.

Hasan ve Hüseyin'in babası, İslam peygamberi Hz. Muhammed'in (sav) damadı ve dördüncü halifesi olan Hz. Ali'dir.

Güredil Kalesi'nin hikayesi, Kahramanmaraş'ın Onikişubat ilçesinde yer alan kalenin, Hz. Ali ile ilgili bir menkıbeye dayandığı söylenir. Hikayeye göre, Güredil Kalesi'nin bulunduğu tepe, Hz. Ali'nin bir kılıç darbesiyle Alikayası'ndan ayrılmıştır. Olay şu şekilde gerçekleşmiştir: Karakeşiş adında bir zalim, kalenin bulunduğu topraklarda yaşayan Müslüman halka eziyet etmek için suyun gözüne kaya tıkamış ve halkı susuz bırakmıştır. Ayrıca, kalede 2 metre derinliğinde su sarnıçları bulunduğu ve bu sarnıçların define avcıları tarafından tahrip edildiği de belirtilmektedir.

"İlim şehrinin kapısı" olarak nitelendirilen kişi, Hz. Ali'dir.

"Zalimin sonu geldikçe zulmü artar" ifadesi, Hz. Ali'ye atfedilen bir sözdür ve anlamı şudur: Zalim, zulmünde ısrar ettikçe, sonunun yaklaştığını gösterir.

“Söz ağızdan çıkana kadar senin esirin, ağızdan çıktıktan sonra sen onun esiri olursun” sözü Hz. Ali’ye aittir.

"Gül-i Sad-Berg" iki farklı bağlamda ele alınabilir: 1. Reşidüddin Vatvat'ın eseri: Bu eser, Hz. Ali'nin hikmetli sözlerinden oluşan ve "her biri bin kelimeye denk" yüz sözü içeren bir derlemedir. 2. Enderunlu Hasan Yaver'in eseri: 18. yüzyıl divan şairi Enderunlu Hasan Yaver tarafından kaleme alınan bu eser, 100 beyitten oluşan ve mesnevi nazmıyla yazılmış bir sıhhatnamedir.