Medeniyet

Kültür ve medeniyet arasındaki bazı farklar şunlardır: Kaynak ve köken: Kültür bir topluma özgü iken medeniyet insanlığın ortak aklının sonucudur. Yaygınlık ve kapsayıcılık: Kültür daha çok yereldir, medeniyet ise evrenseldir. Maddi ve manevi unsur: Kültür manevi öğedir, medeniyet ise maddi öğedir. Değişim hızı: Kültür, medeniyete kıyasla daha yavaş gelişir ve değişir. İfade biçimi: Kültür "biz kimiz" sorusuna cevap verirken medeniyet "ne başardık" sorusuna cevap verir. Devamlılık ve evrensellik: Medeniyet kültüre kıyasla daha evrensel ve paylaşılabilirdir.

William Golding'in "Sineklerin Tanrısı" adlı romanı, insanın içindeki kötülük ve medeniyetle vahşilik arasındaki çatışma temalarını işler. Romanın bazı temel mesajları: İnsanın Doğasındaki Kötülük: Golding, tüm insanların içinde hem iyilik hem de kötülük olduğunu, bu içgüdülerin gelişim dönemindeki sosyal referanslara bağlı olarak ortaya çıktığını savunur. Medeniyet ve Vahşilik: Eser, medeniyet kurallarının olmadığı bir ortamda insanların ilkel dürtülerine nasıl teslim olduklarını ve bunun sonuçlarını gösterir. Liderlik Mücadelesi: Kitap, liderlik savaşının insanın doğal yapısında olduğunu ve bu mücadelede dost kazanma ile düşman kaybetme yöntemlerinin uygulandığını anlatır. Korku ve Din: Çocukların korkularından beslenen bir din oluşumu ve bu dinin ritüelleri ele alınır. Golding, II. Dünya Savaşı'nın vahşetine tanıklık ederek yazdığı bu eserde, başlıca insanın doğası ve içinden gelen kötülüğü sorgulamıştır.

Gümüş Küre, bir grup astronotun yeni bir medeniyet kurmak amacıyla uzak bir gezegenin karanlık yüzüne iniş yapmasıyla başlar. Filmde işlenen bazı temalar: İletişimsizlik ve yabancılaşma. Toplumsal çöküş. Otoriter yönetimlere karşı eleştiri. Dinin toplumsal ilişkilerdeki rolü. İlkelleşme ve hayatta kalma mücadelesi. Film, bu temaları işlerken deniz, hayat ve ölüm gibi ikilikleri ve mitolojik göndermeleri de kullanır.

Tarihi ticaret yolları, değerli malların taşınmasını kolaylaştırmış ve farklı medeniyetlerin buluşmasına olanak tanımıştır. Bu yollar sayesinde: Ticari ürünler dışında, kültürler, dini değerler ve hastalıklar da taşınmıştır. Kıtalar arasında ekonomik ve kültürel etkileşim sağlanmıştır. Önemli ticaret merkezleri oluşmuştur. Farklı etnik ve kültürel geçmişlere sahip insanlar tanışıp, bilgi ve deneyim alışverişinde bulunmuştur. Örneğin, İpek Yolu sayesinde Doğu kültürü Batı tarafından tanınmış, Baharat Yolu ile baharatlar Avrupa'ya taşınmış ve Amber Yolu ile kehribar Akdeniz ülkelerine ulaştırılmıştır.

Sâmerrâ'nın önemli olmasının bazı sebepleri şunlardır: Kuruluş amacı. Başkent olması. Mimari ve kültürel önemi. Bilimsel ve kültürel merkez olması. Arkeolojik değer. Şiîler için önemi.

Kültür, bir toplumun kendi tarihi ve toplumsal algısı içinde meydana getirdiği değerlerin bütünüdür. Kültür ve medeniyet arasındaki bazı farklar: Kültür yaşanır, medeniyet öğrenilir. Kültür toplumu, medeniyet bireyi öne çıkarır. Kültür akıl dışı olabilir, medeniyet daima aklı rehber edinir. Kültür sert ve kıyıcı olabilir, medeniyet her durumda anlayışlı ve hoşgörülüdür. Kültür milli, medeniyet milletler arasıdır.

Farabi'nin kültür ve medeniyetimize katkıları şunlardır: Felsefe ve bilime katkıları: Mantık ve dil felsefesi: Aristo'nun mantık eserlerini Arapça'ya çevirmiş ve şerhler yazmıştır. İlimlerin tasnifi: "İhsâ’ü’l-‘Ulûm" (İlimlerin Sayımı) ve "Merâtib-ül-Ulûm" (İlimlerin Mertebeleri) kitaplarıyla ilimleri beş ana başlık altında sınıflandırmıştır. Metafizik ve doğa felsefesi: Metafizik ve doğa üzerine eserler yazmış, Sudur teorisini geliştirmiştir. Musiki ve tıp alanındaki çalışmaları: Musiki: "Kitâbu’l Mûsika’l-Kebîr" (Büyük Musiki Kitabı) adlı eseri ile müzik teorisine katkıda bulunmuş, kanun ve rübab gibi çalgıları geliştirmiştir. Tıp: Çeşitli ilaçlardan bahseden eserler kaleme almıştır. Siyaset felsefesi: "El-Medinetü’l Fazıla" (İdeal Devlet) adlı eserinde erdemli toplum ve devlet üzerine düşüncelerini ortaya koymuştur. İslam felsefesine katkıları: İslam felsefesine zihincilik mantığını getirmiş ve din ile felsefeyi uzlaştırmaya çalışmıştır. İslam dinine felsefi bir nitelik kazandırmaya çalışmış, bu nedenle Doğu'da İslam felsefesinin kurucusu olarak kabul edilir.

A.R.O.G. (A.R.O.G: Bir Yontma Taş Filmi), Cem Yılmaz'ın yazıp Ali Taner Baltacı ile birlikte yönettiği 2008 yapımı bilimkurgu ve fantastik komedi filmidir. Filmin konusu, G.O.R.A. filminin ana karakteri Arif'in, Komutan Logar tarafından bir zaman makinesiyle 1 milyon yıl geriye, Yontma Taş Devri'ne ışınlanmasını ve burada yaşadığı maceraları anlatır. Film, irade gücü, otokontrol ve verilen kararların farkında olunmayan faktörlerden etkilenmesi gibi davranışsal ekonomi konularını da ele alır. Ayrıca, A.R.O.G. köyünün inşası sırasında çalışanların özgürlüğü ve motivasyonun önemi gibi temalar da işlenmiştir.

Mezopotamya'nın medeniyetin beşiği olarak adlandırılmasının bazı nedenleri: Tarım Devrimi: Dicle ve Fırat nehirlerinin alüvyonları, çevresindeki arazileri tarım için verimli hale getirdi ve bu da yaklaşık 12.000 yıl önce Tarım Devrimi'ne yol açtı. İlk şehirler: M.Ö. 4000'li yıllarda Sümerlerin küçük köyleri, Uruk gibi büyük şehirlere dönüştü. Yazının icadı: M.Ö. 3600 civarında yazı icat edildi, bu da kayıt tutmayı ve bilgi birikimini mümkün kıldı. Teknolojik gelişmeler: Çömlekçilikte seri üretim, hidrolik mühendislik, metalurji ve matematik gibi alanlarda önemli ilerlemeler kaydedildi. Kültürel çeşitlilik: Farklı kavimlerin bir arada yaşaması, kültürel ve teknolojik alışverişi teşvik etti. Yönetim sistemleri: Şehir devletlerinden krallıklara ve imparatorluklara kadar gelişen yönetim yapıları oluşturuldu.

Alaçam halkının kökeniyle ilgili kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, ilçenin tarih boyunca birçok farklı medeniyete ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Alaçam'ın bazı eski sakinleri: M.Ö. 7. yüzyılda Miletliler, Alaçam'a "Zalikus" adını vermiştir. Pontus Krallığı döneminde Rumlar bölgede etkili olmuştur. Osmanlı döneminde Balkan göçmenleri ve Cumhuriyet döneminde Gerze, Samsun, Sinop ve Trabzon'dan göçmenler Alaçam'a yerleşmiştir. Alaçam, 1944 yılında ilçe statüsü kazanmıştır.

İran'ın eski bir devlet olmasının birkaç nedeni: Tarihî şehir yerleşimleri: İran'daki tarihî şehir yerleşimleri MÖ 7000'lere dayanmaktadır. Antik krallıklar: Modern İran topraklarında kurulan ilk büyük devlet, MÖ 7. yüzyılda kurulan Med İmparatorluğu'dur. Ahameniş İmparatorluğu: Büyük Kral Kyros tarafından MÖ 6. yüzyılda kurulan Ahameniş İmparatorluğu, dünyanın ilk merkezi çok uluslu imparatorluklarından biridir. Sürekli varlık: İran, tarih boyunca birçok devlet tarafından yönetilmiş, ancak ulusal kimliğini koruyarak belirli bir siyasi ve kültürel oluşum ortaya koymuştur. Zerdüştlük: İran, tarih boyunca hiçbir semavi dini kabul etmemiş, Zerdüştlüğü resmi din olarak kabul etmiştir.

"Gümüş Küre'nin Üzerinde" (Na srebrnym globie), bir grup kozmik kaşifin yeni bir medeniyet kurmak için Dünya'dan ayrılmasını ve bu süreçte yaşadıkları olayları anlatır. Filmin bazı temaları: İletişimsizlik ve yabancılaşma. Toplumsal çöküş. Otoriter yönetim eleştirisi. Mitoloji ve din. Film, üç saatlik uzunluğuyla izleyiciye modern toplumun, dinin ve yabancılaşmanın eleştirisini sunan benzersiz bir sinematik deneyim sağlar.

Selçuklularda kültür ve medeniyet, üç ana bölüme ayrılır: 1. Divan Edebiyatı: Resmi yazışmalar ve yüksek zümre için yazılan eserler. 2. Tasavvuf Edebiyatı: Tasavvuf konuları üzerine yazılan eserler. 3. Halk Edebiyatı: Halkın günlük dilinde yazdığı eserler. Ayrıca, Selçuklularda bilim ve kültür hayatı şu alanlarda da gelişmiştir: Eğitim: Nizamiye medreseleri kurulmuş ve burada dini bilgilerin yanı sıra matematik, felsefe, dil ve edebiyat gibi dersler okutulmuştur. Sanat: Hat, minyatür, ahşap ve taş oymacılığı, çinicilik, maden işleme gibi sanatlar gelişmiştir. Mimari: Camiler, kervansaraylar, medreseler, hastaneler gibi yapılar inşa edilmiştir.

5. sınıf "Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler" dersinde ele alınan bazı önemli isimler şunlardır: Ahmet Yesevi: Tasavvufi öğretileriyle Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasına katkıda bulunmuştur. Ahi Evran: Ahilik teşkilatını kurarak esnaf ve zanaatkarları bir araya getirmiş, Anadolu'nun ekonomik ve sosyal gelişimine katkıda bulunmuştur. Mevlana Celaleddin Rumi: "Mesnevi" adlı eseriyle sevgi, hoşgörü ve birlik gibi evrensel değerleri yaymıştır. Hacı Bektaş Veli: Öğretileri sevgi, hoşgörü, sosyal adalet ve birlik gibi temel değerleri vurgular. Şeyh Edebali: Ahilik teşkilatının gelişmesinde rol oynamış ve Osmanlı Devleti'nin kuruluş felsefesine katkıda bulunmuştur. İbni Sina: Tıp ve felsefi alanlardaki çalışmalarıyla medeniyetimize katkı sağlamıştır. Cezri: Mekanik makineler ve otomasyon alanındaki çalışmalarıyla makine ve robotik biliminin temellerini atmıştır. Bâkî: Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşamış, şiirlerinde sadelik ve Kanuni Mersiyesi ile tanınmıştır. Evliya Çelebi: "Seyahatname" adlı eseriyle Osmanlı medeniyetini ve kültürel birikimini yansıtmıştır.

Türk kültür medeniyet tarihinde genellikle üç ana dönem kabul edilir: 1. İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı ve Kültürü: Bu dönem, Orta Asya'da gelişmiş ve Orhun-Yenisey yazıtları ile Uygur Kağanlığı'nın yazılı eserleriyle temsil edilir. 2. İslamiyet Sonrası Türk Edebiyatı ve Kültürü: 11. yüzyıldan itibaren Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden şeyh, derviş ve halk ozanları ile tasavvufi düşünce bu dönemde öne çıkar. 3. Modern Türk Edebiyatı ve Kültürü: Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş döneminden itibaren, Tanzimat, Servet-i Fünun ve Cumhuriyet dönemi gibi alt dönemlerle incelenir. Bu dönemler, Türk kültür ve medeniyetinin gelişimini ve etkileşimini kapsar.

6. sınıf "Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler" dersi yazılı sınavının nasıl olacağına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, bu dersle ilgili yazılı soruları ve cevapları şu sitelerde bulunabilir: yazilihocam.com. mebsinavlari.com. Ayrıca, YouTube'da 6. sınıf "Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler" dersi 1. dönem 1. yazılı sınavı için açık uçlu soru ve cevapların bulunduğu bir video mevcuttur. Yazılı sınav formatı, okul zümre öğretmenleri tarafından belirlenebilir ve okula göre değişiklik gösterebilir.

Ateşin bulunuşu insanlık tarihini şu şekillerde değiştirmiştir: Beslenme: Etin pişirilmesini sağlayarak beslenme şeklini değiştirmiş, daha yüksek ve verimli bir enerji kaynağı oluşturmuştur. Hayatta kalma: Yırtıcı hayvanlardan korunma ve gece avlanma imkanı tanımıştır. Teknoloji: Alet yapımı ve yeni yaşam alanlarının keşfedilmesini mümkün kılmıştır. İletişim: İnsanlar arasındaki iletişimi güçlendirmiş ve toplulukların bir araya gelmesini sağlamıştır. Toplumsal gelişim: Ritüeller ve sosyal bağlar için bir merkez olmuş, beyin gelişimini hızlandırmıştır.

7. sınıf 2. dönem 1. yazılı "Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler" dersinin cevapları için aşağıdaki kaynaklar kullanılabilir: YouTube: "7. Sınıf Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler 2. Dönem 1. Yazılı Sınavı Açık Uçlu Soru ve Cevapları" videosu. sosyalciniz.net: 2024-2025 eğitim yılı için "Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler I 2. Dönem 1. Yazılı (Cevaplı)" başlıklı içerik. mesuthayat.com: "Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler Soru ve Cevapları" başlıklı bölüm. izzeteker.com: "Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler 2. Dönem 1. Yazılı" başlıklı dosyalar. sosyalbilimciler.com: "Kültür ve Medeniyetimize Yön Verenler 2. Dönem 1. Yazılı (Cevaplı)" başlıklı içerik. Bu kaynaklar, yazılı sınav sorularının cevapları ve örnek çözümleri içermektedir.

Medeniyet zihni olmak, medeniyetin temel şekillendirici unsuru olan zihniyete sahip olmak anlamına gelir. Medeniyet zihni olmanın bazı özellikleri: İtidâl ve denge: Uçlara savrulmamak, ne aşırılığın uçurumlarına sürüklenmek ne de gevşekliğin sığlığına düşmek. Sabır ve metânet: Musîbet ve meşakkat karşısında dirâyetli olmak. Akıl ve vicdan: Aklı ilhamla, ahlakı adaletle, bilgiyi irfânla buluşturmak. Kapsayıcılık: Kapsayıcı, kuşatıcı ve rağbet edilebilir bir sosyal ve yapısal örnekliğe sahip olmak.

Ani Harabeleri'nin eski hali, bir zamanlar on binlerce kişinin yaşadığı, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, çok kültürlü ve önemli bir ticaret ve kültür merkezi olarak tanımlanabilir. Bazı özellikleri: Mimari çeşitlilik: Katedral, kilise, saray ve surlar gibi yapılar, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin izlerini taşır. Nüfus: 11. yüzyılda nüfusun 100 bini aştığı ve tahminen 200 bine ulaştığı belirtilmiştir. Dini yapılar: 40 kilise, şapel ve anıt mezarın tespit edildiği Ani, "1001 Kilise Şehri" olarak da anılır. Stratejik konum: İpek Yolu üzerinde yer alması, Ani'yi ekonomik ve kültürel açıdan canlı bir merkez haline getirmiştir.