Din

Saadettin Merdin'in "Cinler Bağlamında Teolojinin Mitolojiden Arındırılması" kitabı, dini bilgiyi mitolojik unsurlardan arındırmayı amaçlar. Kitapta ayrıca şu konular da işlenir: İslam öncesi inanç ve kültürler; Cahiliye Arapları; Kur'an'ın oluşumu ve metin yapısı; Yeni bir din dili ve anlayışının nasıl olması gerektiği. Merdin, mitolojiden arındırmanın amacının mitolojiyi ortadan kaldırmak değil, onun içerdiği hakikati perdeleyen mitolojik anlatımın üstesinden gelmek olduğunu belirtir.

"FlNs 114" ifadesinin konusu hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "114" sayısı farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir: Kuran'da bir sayı: Kuran'da sure sayılarının ve Allah için kullanılan isim ve sıfatların sayısı olup 6x19'a eşittir. Otobüs numarası: Ankara'da Ulus-Kırkkonaklar arasında çalışan otobüslerin numarasıdır. Ajan numarası: "A Clockwork Orange" filmindeki Alexander de Large karakterine işkence uygulanmadan önce enjekte edilen ilacın şişesinin üzerindeki numaradır.

"Kişi sevdiği ile beraberdir" hadisi, iyilik-kötülük ayrımı yapmaksızın, bir kişinin dünyada sevdiği kimselerle ahirette de birlikte olacağını ifade eder. Bu hadis, müminleri hem Allah rızası doğrultusunda yaşamaya hem de Allah rızası dairesinde yaşayanları sevmeye teşvik eder. Ancak, bu sevgi Allah için olmalıdır; imansız kimseye beslenen sevgi, hadisin kapsamına girmez. Ayrıca, bir kişinin sevdiği kimselerle birlikte olabilmesi için onların yaptıklarını tam olarak yapması gerekmez; önemli olan gerçek bir sevgi beslemesidir.

Ravza-i Mutahhara'da (Medine'deki Mescid-i Nebevî'de) bulunan bazı mezarlar: Hz. Muhammed: Ravza-i Mutahhara, Hz. Muhammed'in kabrinin bulunduğu yerdir. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer: İslam'ın ilk yıllarında Hz. Muhammed'in yakın dostları olan bu sahabelerin kabirleri de burada yer almaktadır.

Bu dizeler, Karacaoğlan'ın "Eğlen Hocam Eğlen, Bir Sualim Var" adlı şiirinden bir bölümdür. Cevaplar: On iki bahçe ve kırk sekiz kapı: On iki imam ve dört kapı (Şeriat, Tarikat, Marifet, Hakikat) inancını ifade eder. Eşiğin bekleyen iki kul: Hz. Muhammed ve Hz. Ali'yi temsil eder.

2024 yapımı Bonhoeffer: Pastor. Spy. Assassin filmi, Alman teolog ve anti-Nazi muhalif Dietrich Bonhoeffer'in hayatını anlatıyor. Filmde Bonhoeffer'in hayatı, Bavyera'daki çocukluğundan tutuklanmasına ve Naziler tarafından öldürülmesine kadar bir dizi geri dönüşle anlatılıyor. Filmin anlattığı bazı konular: Bonhoeffer'in, ABD'deki bir ilahiyat okulunda eğitim alırken Afrikalı Amerikalılarla tanışması ve bu deneyiminin onun manevi bakış açısını ve dini inançlarını etkilemesi; Bonhoeffer'in, Nazi Partisi'nin Almanya'daki artan etkisine ve kiliseler üzerindeki etkisine karşı çıkması; Bonhoeffer'in, Finkenwalde'de Confessing Church papazlarını eğitmek için bir yeraltı semineri başlatması; Bonhoeffer'in, Gestapo tarafından Nisan 1943'te tutuklanması ve Tegel Hapishanesi'ne gönderilmesi; Bonhoeffer'in, Hitler'i öldürme girişimlerine dahil olması. Film, bazı tarihsel olaylar ve karakterler hakkında kurgusal unsurlar içeriyor ve bu nedenle eleştirilerle karşılaştı.

Kibir, kalbi şu şekillerde karartır: Allah'ı unutmaya yol açar. Kalp kırmaya neden olur. Dostlukları zedeler. Kötü huyları beraberinde getirir. Kalbin işlevlerini zayıflatır.

Suyûtî'nin el-İtḳān adlı eseri, Kur’an ilimlerine dair bir çalışmadır. Bu eserin bazı özellikleri: Telif Sebebi: Suyûtî, bu eseri Mecmaʿu’l-baḥreyn ve maṭlaʿu’l-bedreyn adlı tefsirine mukaddime olarak yazmıştır. İçerik: Kur’an’ın nüzûl sebepleri, isimleri, sûre adları, toplanması, tertibi, sûre, âyet, kelime ve harf sayıları, kıraatler, tecvidle ilgili konular, tilâvet âdâbı, tefsir metodolojisi ve müfessirlerin tabakaları gibi konuları içerir. Düzen: Konular, birbirine yakın olanlar birlikte ele alınarak seksen başlık altında düzenlenmiştir. Kaynaklar: Eserde, ilgili yerlerde kaynaklar zikredilmiş, görüşler Kur’an ve hadislerle, yoksa selef ulemasının sözleriyle temellendirilmiştir.

"Berzerss uyku" hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, uyku iki ana evreye ayrılır: REM (Hızlı Göz Hareketi) uykusu ve REM dışı uyku (NREM). REM uykusu, rüyaların yoğun olarak görüldüğü evredir ve bu aşamada vücut kasları felç olur. Uyku, beyin aktivitelerinin tamamen durduğu bir durum değildir; kişi hala belirli düzeyde beyin aktivitesine sahiptir.

Evet, el-Câmiu’s-Sahîh güvenilir bir eser olarak kabul edilir. Buhârî'nin el-Câmiu’s-Sahîh adlı eseri, sahih hadisleri toplaması ve titiz yazım süreciyle bütün ümmetin icmaya yakın bir ittifakla tam güvenini kazanmış, "Kur'ân'dan sonra ikinci kitap" olma şerefini elde etmiştir. Eser, birçok hadis alimi tarafından yüksek bir makama yerleştirilmiş, örneğin Zehebî, el-Câmiu’s-Sahîh'i, Kur'an-ı Kerim’den sonra müslümanların elindeki kitapların en üstünü olarak nitelendirmiştir. Ancak, her eserde olduğu gibi el-Câmiu’s-Sahîh de bazı eleştirilerle karşılaşmıştır.

İncil'in Türkçe'ye ilk çevirisi, Sultan IV. Mehmet'in baş tercümanı Ali Bey tarafından 1666 yılında tamamlanmıştır. Basılmak üzere Hollanda'ya götürülen ilk Türkçe Yeni Ahit, 1819'da 5000 nüsha olarak basılmıştır.

Ebter kelimesi, Arapça kökenli olup şu anlamlara gelir: Soyu kesik, nesli olmayan. Eksik, yarım, sonuçsuz. Ayrıca, divan edebiyatında aruz kalıbında yapılan değişikliklere de ebter adı verilir.

"Affedemem yine yaşanır mı?" ifadesi, Volkan Akmehmet ve İnanç Şanver'in "Affedemem" şarkısının bir dizesi olabilir. Şarkının sözleri şu şekildedir: > Yalanlar vurmuş bir anda ikimizi, acılar derinlerde > Affedemem yine yaşanır mı bunu bile bile. Ayrıca, "affedememek" kavramı, kişinin affetmek isteyip de kendine yenilememesi durumunu ifade eder. "Affedilmem yine yaşanır mı?" ifadesinin başka bir bağlamda kullanılıp kullanılmadığı hakkında bilgi bulunamadı.

Hanefi mezhebine göre, balık sûretinde olmayan deniz hayvanlarının etleri yenmez. Şafii, Mâlikî ve Hanbeli mezheplerine göre ise, suyun içinde yaşayan tüm deniz ürünleri, nerede bulunursa bulunsun, helaldir. Kurbağa, yengeç, kaplumbağa ve su yılanı, Şafii mezhebinde hem denizde hem de karada yaşayabildikleri için helal kabul edilmez. Deniz ürünlerinin yenip yenmemesi konusunda farklı görüşler bulunduğundan, kesin hüküm için bir din görevlisine danışılması önerilir.

"İnanmak istiyorum" diyen bir kadına özel bir terim bulunmamaktadır. Ancak, kadınların bazen bir şeye inanmak istedikleri için o şeye inandıkları veya inanmak istedikleri için o şeye inanmak istedikleri şeklinde ifadeler kullanılabilir. Ayrıca, "inanmak istiyorum" ifadesi, umudu olmayan ve umut sahibi olmak isteyen kişiler tarafından da kullanılabilir.

Arşa istiva etmek, "kâinatın yönetiminin Allah’ın elinde olduğunu ifade eder". Bu ifade, farklı şekillerde yorumlanabilir: Egemenlik ve mülkiyet: Arş, mülk ve memleket anlamına gelir; istiva etmek, istilâ ve mülkiyet anlamına gelir. Yükseklik ve üstünlük: Arş, yücelik, kudret ve hâkimiyetten kinayedir. Kur’an’da geçen “Allah arşa istiva etti” cümlelerinin anlamının kapsamı sadece bunlarla sınırlı değildir. Bu tür dini konular hakkında doğru bilgi almak için bir din görevlisine danışılması önerilir.

Cenaze evinde yemek pişmemesinin sebebi, cenaze sahiplerinin keder ve meşguliyetlerini artırmamaktır. Hz. Muhammed'in "Cafer’in ev halkına yemek hazırlayınız. Çünkü onların başına kendilerini meşgul eden bir iş gelmiştir" hadisi sebebiyle, cenaze sahibinin taziye için gelen misafirlere yemek hazırlaması mekruh sayılmıştır. Ancak, uzaktan gelip geceyi cenaze sahibinin evinde geçirecek kimseler için yemek hazırlanması bazı ulema tarafından caiz görülmüştür.

"Hijjabert" kelimesi, "hijab" kelimesinin yanlış yazılmış hali olabilir. Hijab, Müslüman kadınların saçlarını örtmek için kullandıkları başörtüsü anlamına gelir.

Kimsesizlerin kimsesi olarak genellikle Allah kabul edilir. Ayrıca, bazı kurum ve belediyeler de bu ifadeyi sıfat olarak kullanmaktadır, örneğin Sarıyer Belediyesi "kimsesizlerin kimsesi" olarak anılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de "Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir" sözleriyle bu kavrama vurgu yapmıştır.

Evrenin amacı, bilimsel, dini ve felsefi bakış açılarına göre farklı şekillerde yorumlanabilir: Bilimsel bakış açısı: Evrenin amacı, bilimsel yöntemlerle evrenin oluşumu, evrimi ve işleyişini anlayarak ortaya konabilir. Dini bakış açısı: Evrenin amacı, bir yaratıcının eşsiz estetiğinin bir ifadesi olarak görülebilir. Felsefi bakış açısı: Evrenin amacı, bireyin varoluşsal kararları ve anlamlarıyla ilişkilidir. İnsanın amacı ise İslam inancına göre Allah'a kulluk etmek ve yeryüzünde ilahi buyruklara (vahye) uygun bir yaşam sürmektir.