Kur'an

Yasin Suresi Arapça olarak yazılmıştır.

Fâtır Suresi'nin 2. ayeti, Mekke döneminin ortalarında, Habeşistan'a hicret olayından sonra ve Miraç'tan önce inmiştir.

"Gece ve Gündüz" ifadesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Edebiyat: Virginia Woolf'un "Gece ve Gündüz" adlı romanı, Edwardian Londra'sında geçen ve iki tanıdık karakterin günlük yaşamlarını ve romantik saplantılarını anlatan bir romandır. 2. Kur'an Ayeti: İsra Suresi'nin 12. ayetinde geçen "gece ve gündüz iki ayettir" ifadesi, gece ve gündüzün Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren işaretler olduğunu belirtir.

Nur Suresi, İslam dininin temel prensiplerini, iman esaslarını, ahlaki değerleri ve aile hayatını düzenleyen hükümleri ele alır. Surede anlatılan bazı konular şunlardır: Zina ve evlilik: Zina edenlerle evlenmeyi kınayan ayetler yer alır. Tesettür: Mümin kadınlara, iffetlerini korumaları ve süslerini gizlemeleri gerektiği emredilir. Allah'ın kudreti: Göklerde ve yerde bulunan varlıkların Allah'ı tesbih etmesi ve O'nun mutlak mülkiyeti gibi konular işlenir. Hidayet: Allah'ın hidayetinin, insanların manevi halleri ve gelecekteki başarıları üzerindeki etkileri anlatılır. Surenin tamamı, Kur'an'ın doğru yolu gösterme ve insanları aydınlatma mesajını içerir.

Mehmet Okuyan, Kur'an-ı Kerim ve İslam konularında konferanslar vermektedir. Bazı konferans konuları şunlardır: - "Kur'an'ın Müslüman İnşası"; - "Hayatın İnşası İçin Yasin Suresi Tefsiri"; - "Kabir Hayatı Nedir Ne Değildir?".

Tarık suresinde yıldıza yemin edilmesinin nedeni, insanın dünyadaki hayatının daima bir denetleyicinin kontrolünde olduğunu vurgulamaktır. İlk ayetlerde söze, göğe ve yıldıza yemin edilerek başlanması, bu gerçeğin önemine dikkat çekmek için yapılmıştır.

Kalem Suresi, 51. ayet şu şekildedir: > "O inkâr edenler Zikr'i (Kur'an'ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi. Hâla da (kin ve hasetlerinden:) 'Hiç şüphe yok o bir delidir' derler". Bu ayet, müşriklerin Hz. Peygamber'e olan düşmanlık ve kıskançlıklarını ifade eder.

"Ölümü tatmak" ifadesi, kişinin ölümü deneyimlemesi ve bu süreçte hakikatin farkına varması anlamına gelir. Kur'an-ı Kerim'de ise bu ifade, "her nefsin ölümü tadacağı" şeklinde geçer ve herkesin bir gün öleceği gerçeğini vurgular.

Ab-ı hayat, efsanelere göre içen kişiye ölümsüzlük kazandırdığına inanılan bir sudur. Bu suyun kaynağı, dünyadaki bir nehirden aktığına inanılan ve Zülümât (karanlıklar ülkesi) olarak tanımlanan bir yerde gizlidir. Ab-ı hayat, tasavvufta gerçek aşk, edebiyatta ise ince, saf, veciz söz anlamlarında da kullanılmıştır. Ayrıca, "abıhayat içmiş" deyimi, TDK'ya göre yaşı çok ilerlemiş olmasına karşın genç görünen kimse anlamına gelir. Ab-ı hayat, aynı zamanda eğitim, kalkınma ve insani yardım çalışmaları yapan bir hayır kurumunun adı olarak da kullanılmaktadır.

Yasin Suresi'nin ilk sayfası Arapça olarak "١ يس" şeklinde yazılır.

Mütalaa Nur, Risale-i Nur'un okunması ve anlaşılması sürecini ifade eder. Bu süreçte anlatılan konular şunlardır: 1. İman ve Kur’an hakikatleri: Risale-i Nur, iman ve Kur’an’ın temel prensiplerini kuvvetli ve ikna edici izahlarla sunar. 2. Kelime ve ıstılah bilgisi: Metinlerin anlaşılması için bilinmeyen kelimelerin öğrenilmesi gereklidir. 3. Dikkatli ve yavaş okuma: Cümlelerin anlamadan geçilmemesi, anlaşılmayan yerlerin tekrar üzerinde düşünülmesi veya başkalarına sorulması önerilir. 4. Not alma: Okuduklarının özetini çıkarmak ve önemli kısımları not almak, dikkati canlı tutar ve öğrenmeyi kolaylaştırır. 5. Toplu mütalaa ve müzakere: Risale-i Nur’un daha iyi anlaşılması için toplu okumalar ve müzakereler yapılması faydalıdır.

"Her canlı ölümü tadacaktır" ifadesi, Ankebut Suresi 57. ayette geçen bir cümledir ve her canlının hayatının bir gün sona ereceğini ve sonunda Allah'a döndürüleceğini ifade eder.

Semûd halkı, Allah'ın uyarılarını dinlemedikleri ve peygamberleri Sâlih'i inkâr ettikleri için helak olmuştur. Kur'an'da bildirildiğine göre, Semûd kavmi şu şekillerde cezalandırılmıştır: 1. Şiddetli sarsıntı (recfe). 2. Korkunç bir ses, gök gürlemesi (sayha). 3. Yıldırım (sâika). Sonuç olarak, üç günün sonunda bütün Semûd kavmi yok olmuştur.

Nisa Suresi 23. ve 24. ayetler şu konuları ele almaktadır: 23. ayet: Bu ayette, İslam'da evlenilmesi haram olan kadınlar sıralanmaktadır. Bunlar arasında: - Anneler, kız çocukları, kız kardeşler, halalar, teyzeler, erkek kardeşlerin kızları, süt anneler ve üvey kızlar bulunmaktadır. - Başkalarının nikâhı altında bulunan kadınlar da bu kapsama dahildir. 24. ayet: Bu ayette ise evli kadınların nikahlanması yasaklanmış, ancak cariyeler bundan istisna edilmiştir.

A'râf Suresi 144. ayet, Allah'ın Hz. Mûsâ'yı peygamberlik ve buyrukları tebliğ etmekle görevlendirdiğini ve kendisiyle vasıtasız konuşabilme ayrıcalığı vererek onu insanlar arasında seçkin kıldığını belirtir. A'râf Suresi 145. ayet ise, levhalarda her şeyin yazılı olduğunu, nasihat ve hükümlerin ayrıntılarının belirtildiğini ifade eder. Bu ayetler, genel olarak Hz. Mûsâ'ya verilen peygamberlik ve vahiy gibi özel ayrıcalıkları ve ilahi emirlere göre hareket etme sorumluluğunu anlatır.

"Osmanlıca Usul Birinci Söz", Kur'ân yazısını öğrenmek için kullanılan bir eğitim yöntemidir. Bu yöntemde: 1. Kelimelerin başında gelen harfler ve dört okutucu harf öğrenilir. 2. Ardından, doğrudan "Birinci Söz"ün birinci satırına geçilir ve bu satır yirmi defa yazılıp ezber edilir. 3. İkinci, üçüncü ve diğer satırlar da aynı usul ile öğrenilir. Bu şekilde devam edilerek, "Birinci Söz" yazılarak ezber edildiğinde, kişi İslâm harfleriyle yazmaya ve okumaya muvaffak olur.

Hıkr Suresi, 198. ayet iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 198. maddesi: Bu madde, hâkimin delilleri serbestçe değerlendireceğini ve kanunî istisnalar dışında herhangi bir sınırlama olmadığını belirtir. 2. Şuarâ Suresi'nin 198. ayeti: Bu ayet, Kur'an'ın Arapça olmayan birine indirilseydi bile, müşriklerin yine de ona inanmayacaklarını ifade eder.

Ecelin ne zaman belli olduğu konusunda İslam inancına göre, insanın eceli Allah tarafından önceden takdir edilmiştir ve bu zaman kesin olarak bilinmemektedir. Kur'an'da, "Hiçbir kimse Allah'ın izni olmadan ölmez. Ölüm belirli bir süreye göre yazılmıştır" (En'am Suresi, 60) şeklinde ifade edilmektedir.

Mürselât suresinde rüzgarlara yemin edilmesinin nedeni, bu surede rüzgarların Allah'ın kudretini gösteren varlıklar olarak anılmasıdır. Surede, rüzgarların ardı ardına gönderilmesi, şiddetle esip savurması ve bulutları yayıp yayması gibi özelliklerine vurgu yapılarak, Allah'ın emirlerini hızla yerine getirdikleri ve O'nun kudretini ortaya koydukları ifade edilir.

Zümer Suresi 53. ayet, Mekke döneminde inmiştir.