AlacakDavaları

HMK 107, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesi anlamına gelir ve "Belirsiz Alacak Davası"nı düzenler. Bu maddeye göre: 1. Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını veya değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmek mümkün değilse, alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar veya değeri belirterek belirsiz alacak davası açabilir. 2. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değeri tam ve kesin olarak belirlenebildiğinde, davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın iki haftalık kesin süre içinde talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir.

107 sayılı kanun, iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Türk Ceza Kanunu Madde 107: Bu madde, şantaj suçunu düzenler. 2. Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 107: Bu madde, belirsiz alacak davasını kapsar.

Fatura alacaklarında yetki, borçlunun yerleşim yerine göre belirlenir. Bu durumda, faturaya dayalı alacak davasında görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi'dir.

Alacak davası takip talebi, alacaklının borçludan olan alacağını tahsil etmek için icra dairesine yaptığı resmi başvurudur. Takip talebinde bulunması gereken unsurlar şunlardır: Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin adı, soyadı, kimlik veya vergi numarası, yerleşim yeri; Borçlunun adı, soyadı, kimlik veya vergi numarası, yerleşim yeri; Alacağın tutarı ve yabancı para ise kur bilgisi; Senedin aslı veya örneği; Takip yolunun seçimi; Alacaklı veya vekilinin imzası. Takip talebi, icra dairesine yazılı, sözlü veya elektronik ortamda yapılabilir.

Katılma alacak davasında karşı taraf, her eşin birbirine karşı dava açabilmesi nedeniyle her iki eş olabilir. Ayrıca, eşlerin mirasçıları da katılma alacağı davasında talep hakkına sahip oldukları için davalı konumunda yer alabilirler.

Islah tarihinden itibaren faiz hesaplaması, davanın türüne göre değişiklik gösterebilir: 1. Alacak davalarında: Islah yoluyla artırılan miktarlar için faiz, ıslah tarihinden itibaren başlar. 2. İhbar tazminatında: İşverenin temerrüde düşürülmesi durumunda, ihbar tazminatına temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilir. 3. Haksız fiillerde: Islah yolu ile talep edilen tazminata, kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir.

İbraname, alacak davası sonrasında, sigortalıya tüm haklarının teslim edildiğini ve herhangi bir alacak ya da vereceğin kalmadığını gösteren bir belgedir. İbranamenin imzalanması için, iş akdinin sona ermesinden itibaren en az 1 aylık süre geçmesi gerekir. İbranamenin geçerlilik şartları arasında yazılı olması, alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin eksiksiz ve banka aracılığıyla yapılması da bulunur.

İşçilik alacağı davasında kesin delil olarak kabul edilebilecek belgeler şunlardır: 1. İş Sözleşmesi: İşçinin çalışma koşullarını ve ücretini belirleyen resmi belge. 2. Maaş Bordroları: İşçinin aldığı ücretin ve ödemelerin düzenli yapıldığını gösteren belgeler. 3. Yazılı Anlaşmalar ve E-posta Yazışmaları: İşverenle yapılan yazışmalar, özellikle ücret artışı, fazla mesai ve izinlerle ilgili olanlar. 4. Tanık Beyanları: Çalışma koşulları ve alacakların kanıtı olarak işçinin çalışma ortamında doğrudan gözlemde bulunmuş tanıkların ifadeleri. 5. SGK Hizmet Dökümü: İşe başlama ve işten ayrılma tarihlerini gösteren belgeler. Bu belgelerin eksiksiz ve doğru olması, işçilik alacaklarının ispatında büyük önem taşır.

Ziynet alacağı davasında zamanaşımı, boşanma davasının kesinleşme tarihinden itibaren başlar ve 10 yıldır.

Yıllık izin belirsiz alacak davası açmak için aşağıdaki adımlar izlenmelidir: 1. Görevli ve yetkili mahkemenin belirlenmesi. 2. Dilekçe hazırlanması. 3. Asgari bir miktar belirtilmesi. 4. İspat yükü. Dava sürecinde alacağın miktarı kesin olarak belirlenebilir hale geldiğinde veya ıslah yoluyla artırıldığında, bunlar da zamanaşımına tabi olmaz.

SGK alacak davaları, iş ve sosyal güvenlik hukuku kapsamında yer alır.

İhtiyati haciz, belirsiz alacak davaları için geçerli değildir. İhtiyati haciz alınabilmesi için alacak miktarının belirlenmiş ve tutarının kesin olması gerekmektedir.

Belirsiz alacak davasında fazla mesai hesaplaması, işçinin normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının %50 fazlası üzerinden yapılır. Hesaplama adımları şunlardır: 1. Saatlik ücretin belirlenmesi: İşçinin brüt maaşı üzerinden saatlik ücreti hesaplanır. 2. Fazla çalışılan saatlerin tespiti: İşçinin fazla mesai yaptığı ve fazla sürelerle çalıştığı süreler belirlenir. 3. Ödeme miktarının hesaplanması: - Fazla sürelerle çalışma: Fazla sürelerle çalışılan her saat için normal ücretin %25 fazlası ödenir. - Fazla mesai: Fazla çalışılan her saat için normal ücretin %50 fazlası ödenir. Zamanaşımı süresi ise 5 yıldır ve bu süre fazla mesainin yapıldığı tarihten itibaren başlar.

Banka alacaklarına ilişkin davalar, asliye hukuk mahkemeleri tarafından görülür.

Evet, denkleştirici adalet ilkesi gereğince belirsiz alacak davası açılabilir. Denkleştirici adalet ilkesi, geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına geçen değerlerin eksiksiz iadesini öngörür. Belirsiz alacak davası ise, alacak miktarının veya değerinin tam olarak belirlenemediği durumlarda açılan bir dava türüdür. Dolayısıyla, denkleştirici adalet ilkesinin uygulandığı durumlarda, belirsiz alacak davası açma imkanı bulunmaktadır.

UBGT (Ulusal Bayram ve Genel Tatil) ücreti, belirsiz alacak davası olarak açılabilir. Yargıtay kararlarına göre, bu tür alacakların hesabı tanıkların dinlenmesi ve işverenin kayıtlarının incelenmesi gerektiğinden belirsiz kabul edilmektedir.

Belirsiz alacak davasında kısmi dava olarak açılabilecek alacaklar, niteliği itibariyle bölünebilir olan ve aynı hukuki ilişkiden doğan alacaklardır. Örneğin, ticari satımdan kaynaklanan fatura alacakları, kira alacaklarına yönelik davalar, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davaları gibi alacaklar kısmi dava olarak açılabilir. Manevi tazminat talepleri ise kısmi dava olarak açılamaz.

Dilekçede yer alan açıklamalar ve talep sonucundan davanın belirsiz alacak davası olarak açılması, alacak miktarının veya değerinin dava açıldığı tarihte tam ve kesin olarak belirlenememesi anlamına gelir. Bu durumda, alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar veya değeri belirterek dava açar ve mahkeme, gerekli incelemeleri yaparak alacağın kesin miktarını belirler.

Kamu ihalelerinde alacak davası, idari başvuru yollarının tüketilmesinden sonra açılabilir. İdari başvuru süreci şu şekildedir: 1. Şikayet Başvurusu: İhale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemleri öğrendiği tarihten itibaren on gün içinde ihaleyi yapan idareye yapılır. 2. İtirazen Şikayet Başvurusu: Şikayet başvurusunun olumsuz sonuçlanması veya süresinde sonuçlanmaması halinde, Kamu İhale Kurumu'na (KİK) on gün içinde yapılır. Bu başvuruların olumsuz sonuçlanması durumunda, idari yargıda kamu ihalesinin iptali için dava açılabilir.

Alacak davası sonrasında olabilecekler şunlardır: Mahkeme Kararı: Mahkeme, alacağın varlığı ve miktarına ilişkin hüküm kurar. İcra Takibi: Alacaklı, mahkeme kararının onaylı örneği ile ilamlı icra takibine başlar ve borçludan tahsilat yapabilir. Kesinleşme: Karar tebliğ edildikten sonra taraflar istinaf veya temyiz yoluna başvurmazsa, karar kesinleşir. Haciz ve Satış: Borçlu 7 gün içinde ödeme yapmazsa alacaklı haciz talebinde bulunabilir; taşınır veya taşınmaz mallar satışa çıkarılabilir. Alacak davasının süresi, borcun türüne ve davanın görüldüğü mahkemeye göre değişiklik gösterebilir.