Bu video, bir konuşmacının "Gündem Dışı" başlığı altında yaptığı akademik bir sohbet formatındadır. Konuşmacı, verilere dayanarak karmaşık siyasi ve toplumsal konuları ele almaktadır.. Video, Türkiye'deki güncel siyasi ve toplumsal konuları incelemektedir. İlk bölümde belediye seçimleri, S-400 füze sistemi ve Mavi Vatan tatbikatı gibi dış politika konuları tartışılmakta, ardından 8 Mart kutlamaları sırasında yaşanan ezan protestoları ve bunun demokratik değerlere etkisi ele alınmaktadır. İkinci bölümde ise Fransa'daki Magreb kökenlilerin entegrasyon süreci ve Türkiye'deki ezan tartışmasının benzer bir "baskın söylem" olduğu analiz edilmektedir.. Konuşmacı, "millet olmak" kavramının ezana sahip çıkmak anlamına geldiği iddiasını eleştirerek, demokrasi, çoğulculuk ve ulusal kimlik inşa etme konularını akademik bir yaklaşımla inceliyor. Ayrıca, Türkiye'deki ezan tartışmasının ekonomi ve terörle mücadele gibi konuların gerisinde kaldığını vurgulayarak, bu tür gerilimin çözümü için demokratik bir yaklaşım ve farklı görüşlerin bir araya gelmesi gerektiğini savunmaktadır.
Sol ve merkez arasındaki siyasi görüşlerdir. Toplumsal adaletin fırsat eşitliği ile sağlanabileceğini savunur. Çoğulculuk taraftarı olup toplumun tüm haklarını destekler
Bu video, Cumhuriyet Gazetesi'nden bir yazarın Özgür Özel'in opera sanatçısı Pervin Çakar'ın konserine gitmesi ve sonrasında yaşanan olayları değerlendirdiği bir yorum içeriğidir.. Video, Özgür Özel'in operada görünmesi ve Pervin Çakar'ın Kürt kültürünü savunan çıkışları üzerine yapılan spekülasyonları ele alıyor. Yazar, sanatçıları etnik kimliğiyle tanımlamanın ayrımcılık olduğunu vurgulayarak, Özel'in konserden sonra sanatçının önünde eğilmesi ve elini öpmesinin çok kültürlülüğü savunmasının bir göstergesi olduğunu belirtiyor. Ayrıca, Özel'in Pervin Buldan ile birlikte çektiği fotoğrafın, CHP'nin kültürel çoğulculuğa yaklaşımındaki değişimi gösterdiğini ve bu ziyaretin kültürel çoğulculuğun, legal siyasetin ve muhalefet dayanışmasının önünü açabileceğini düşünüyor.
Hoşgörü, başkalarının görüşlerine sabırla ve yan tutmadan katlanma erdemidir. Hoşgörü, sağlıklı insan davranışının ve beşeri ilişkilerin temelidir. Hoşgörü, görmezden gelme veya göz yumma değil, kendini bilmektir
Çoğulculuk, farklı düşünce ve eğilimlerin yönetimde etkili olduğu siyasi yöntemdir. Azınlıkların siyasi ve kültürel değerlerinin kabul edilmesi gerektiğini savunur. Çoğunluğun mutlak hakimiyetini reddeder ve azınlıkların haklarını korur. Çok partili sistem ve yazılı anayasa ile uygulanır
Bu video, bir hoca tarafından sunulan İslami bir ders formatındadır. Konuşmacı, İslami değerler ve ibadetler hakkında bilgi vermektedir.. Videoda, İslami ibadetlerde çoğulculuğun önemi vurgulanmaktadır. Konuşmacı, Kur'an okuma örneği üzerinden, tek başına ibadet yapmanın ve bir müminin de dinlemesini sağlamanın arasındaki farkı açıklamaktadır. İslami bir müminin Allah'ın rızasını kazanmada çoğulcu olması gerektiği, bir fazlası için mücadele etmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Çoğulculuk, modern toplumların yapısını analiz eden yerleşik bir kavramdır. Toplumda iktidar gruplar arasında yarışan bir pazarlık sürecidir. Devlet, gruplar arasında hakemlik yaparak talepleri uzlaştırır
Postmodernizm, 20. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkan modernizme tepki akımıdır. "Post" kelimesi "sonra" anlamına gelir ve modernizm sonrası dönemi ifade eder. Kavram ilk kez 1974'te Joseph Toynbee tarafından kullanılmıştır
Postmodernizm, 1960'lardan itibaren önem kazanan modern ötesi bir harekettir. İlk kez 1947'de Arnold Toynbee tarafından kullanılmıştır. Lyotard, Derrida, Foucault gibi düşünürler postmodernizmin önemli temsilcileridir
Bu video, bir konuşmacının İnsan Hakları Eylem Planı hakkında bilgi verdiği bir sunum veya konuşmadır. Konuşmacı, Cumhurbaşkanı tarafından 2 Mart'ta duyurulan İnsan Hakları Eylem Planı'ndaki hedefleri paylaşıyor.. Konuşmacı, planın milletin çeşitliliğini ve çoğulculuğunu yaşatma ve geliştirmeye yönelik kararlılığını vurguluyor. Özellikle medya çalışanlarına yönelik eğitim ve el kitapçıkları hazırlama, nefret söylemi ve ayrımcılıkla mücadele, İslam ve yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı gibi konularda çalışmalar yapacaklarını belirtiyor. Ayrıca Türk Ceza Kanununda yeni düzenlemeler yaparak bu suçlarla etkili mücadele etmek için soruşturma kılavuzları oluşturacaklarını ifade ediyor.
Bu video, mülteci kimliği ve mültecilik konusunda bilgilendirici bir içeriktir.. Video, mülteci ve mültecilik kavramlarını tanımlayarak başlıyor. Mültecilerin savaştan, şiddetten ve zulümden kaçarak başka bir ülkede sığınma talep eden kişiler olduğu, mültecilik ise bu talebi karşılayan hukuki bir statü olduğu açıklanıyor. Ayrıca mültecilerin sığındıkları yerlerde sömürüye maruz kaldığı, insan hakları ihlallerine uğradığı ve nefret söyleminin hedefi olduğu belirtiliyor. Video, mültecilere yönelik hak ihlallerine dur demek ve çoğulculuğu seçmek gerektiğini vurgulayarak sona eriyor.
Bu video, bir röportaj ve tartışma programı formatında olup, sunucu ile Mustafa Şen, Hülya, Cemil Bayık ve Melih Bulu gibi konuklar arasında geçmektedir. Konuşmacılar arasında araştırmacı-yazar, akademisyen ve Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun kişiler bulunmaktadır.. Video, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki mobbing ve fişleme gelenekleri, Melih Bulu'nun rektör ataması ve sonrasında yaşanan öğrenci eylemleri üzerine odaklanmaktadır. Tartışmada üniversite içindeki çoğulculuk eksikliği, başörtülü akademisyenlerin durumu, öğrencilerin örgütlenme imkanları ve FETÖ faaliyetleri ele alınmaktadır.. Videoda ayrıca Boğaziçi Üniversitesi'nin tarihi, misyonerler tarafından kurulan bir kurum olduğu, 1971 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin rektör atama yetkisine sahip olmadığı bilgisi paylaşılmaktadır. İçişleri Bakanı Soylu'nun açıklamaları, eylemlerde terör örgütü marşının okunması ve Boğaziçi Üniversitesi'nde kurulması planlanan Uzay Araştırmaları Merkezi konusu da tartışılan diğer konular arasındadır.
Ekotürk kanalında yayınlanan "Muhakeme" programının bu bölümünde, sunucu Fatih Ergenekon ile Profesör Dr. Caner Taslaman bir röportaj gerçekleştiriyor. Program, "Bu Hayatı Nasıl Yaşamalıyız?" sorusunu ele alıyor.. Video, modernleşme ve küreselleşme sürecinin toplumsal etkilerini beş maddeye ayırarak inceliyor: süper mobilizasyon, karizma-para-haz merkezli hayatlar, bilimin artan otoritesi, dört ekranlı hayatlar ve çoğulculuk. Her bir madde ayrıntılı olarak ele alınırken, bu değişimlerin dini perspektiften nasıl değerlendirilebileceği tartışılmaktadır.. Programda ayrıca bilimin toplumsal rolü, ekranlı hayatın etkileri ve çoğulculuk gibi konular da ele alınmaktadır. Konuşmacılar, günümüzdeki sosyolojik değişimlerin insanın Allah'a olan ilişkisini nasıl etkilediğini ve hayatın anlamı sorusuna dini bir bakış açısıyla yaklaşım sunmaktadır.
Bu video, sosyal bilgiler öğretmeni Seval Hoca tarafından sunulan bir eğitim içeriğidir. Öğretmen, altıncı ünite olan "Yönetime Katılıyorum" konusunun ilk iki konusunu anlatmaktadır.. Video, demokrasi kavramının tanımı ve temel ilkeleriyle başlayıp (milli egemenlik, eşitlik, katılım, özgürlük, çoğulculuk ve çoğunluk) devam etmektedir. Ardından farklı yönetim biçimleri (monarşi, meşruti monarşi, oligarşi, teokrasi ve cumhuriyet) detaylı olarak açıklanmaktadır. Her yönetim biçimi için örnekler verilmekte ve konuyla ilgili test soruları çözülmektedir. Video, bir sonraki derste güçler ayrılığı konusunun anlatılacağı bilgisiyle sonlanmaktadır.
Bu video, Hidayet Erdoğan ve Ebubekir Sefil Hoca'nın sunduğu "Amen Hassasiyeti" programının bir bölümüdür. Konuşmacılar, günümüzdeki çoğulculuk anlayışının itikadi açıdan tehlikelerini ele almaktadır.. Video, çoğulculuğun itikadi meselelerde (iman, küfür, hak, batıl, sünnet, bid'at) kabul edilemez olduğunu vurguluyor. İmam Ebu Hanife'nin görüşlerine dayanarak, bu anlayışın insanın muhakemesini bozduğunu, fıtratına aykırı olduğunu ve Allah'ın muvazenesine zarar verdiğini açıklıyor. Ayrıca, modernist müslümanların "hepsi mutlak" fikrini eleştiriyor ve bu anlayışın İslam'ı diğer dinlerle eşitleme tehlikesini anlatıyor.
Bu video, bir konuşmacının Atatürkçülüğün Türkiye'deki durumu ve geleceği hakkında düşüncelerini paylaştığı bir analiz içeriğidir.. Konuşmacı, Atatürk'ün Türkiye'de yeniden keşfedildiğini ve siyasi partiler veya çevreler tarafından tekeline alınamadığını belirtiyor. Atatürkçülüğün bu yeni dönüşünün, devlet eliyle topluma dayatılan kemalizm veya AKP'nin ilk yıllarında yaşanan iktidar koruma amaçlı teşvik edilen Atatürkçülükten farklı olduğunu, daha demokratik, çoğulcu ve sivil olduğunu vurguluyor. Ancak Türkiye'nin ileriye yönelik gidebilmesinde Atatürk'ten yararlanmakla birlikte, kendi liderlerini ve hareketlerini çıkartabilmesi gerektiğini, bu durumun sürdürülebilir olmadığını ifade ediyor.
Bu video, bir konuşmacının feminist dalgalar ve kimlik politikaları hakkında düşüncelerini paylaştığı bir sohbet formatındadır.. Konuşmacı, feminist dalgaların şematik bir araç olarak kullanılabileceğini ancak dördüncü bir feminist dalga olup olmadığı konusunda emin olmadığını belirtiyor. Kimlikler üzerinden politika yapmanın zorluğunu vurgulayarak, kimliklerin politik yönelimlerle doğrudan ilişkili olmadığını örneklerle açıklıyor. Konuşmacı, çoğulcu ve kapsayıcı bir demokratik yaklaşımın önemini vurgulayarak, kimlikler yerine politik seçimler ve tercihler üzerinden dayanışma kurulması gerektiğini savunuyor.
Bu video, Bilgi Üniversitesi'nin yeni akademik dergisi Reflektif'in tanıtım webinarı formatında bir etkinliktir. Konuşmacılar arasında rektör Kübra Doğan Yenisey, derginin editörü Prof. Dr. Emre Erdoğan, Daim Hoca, İlke Hoca, Aydın Hoca ve diğer akademisyenler bulunmaktadır.. Webinar, Reflektif dergisinin tanıtımını ve ilk sayılarının içeriğini ele almaktadır. Dergi, çoğulculuk, çeşitlilik ve eleştirel düşünce prensipleriyle disiplinler arası bir platform olarak kurulmuş olup, ilk sayısında popülizm üzerine makaleler yer almaktadır. İkinci sayı ise "Toplumsal Cinsiyet ve Şiddet" konusunu ele alacaktır.. Videoda ayrıca akademik eleştiri, sosyal bilimler, transdisiplinlik ve Türkiye'deki akademik ortamın zorlukları gibi konular da tartışılmaktadır. Konuşmacılar, akademik yayın sisteminin sorunlarını, eleştirel düşünceyi öğrenmenin önemini ve Reflektif dergisinin yaratıcı bir diyalog ortamı sağlayabileceğini vurgulamaktadır.
Bu videoda Türkiye'nin Adalet Bakanı, yargı sistemi hakkında görüşlerini paylaşıyor. Konuşmacı, geçmişte FETÖ-PDY terör örgütü nedeniyle bedel ödemiş bir Türkiye'nin adalet bakanı olarak kendini tanıtmaktadır.. Konuşmacı, yargı sisteminde liyakat esaslı bir alım yapıldığını ve herkesin haklarının korunacağını vurguluyor. Ayrıca yargıda çoğulculuğun önemini anlatıyor ve yargı içinde örgütlü hareket edecek hiçbir yapıya izin vermeyeceğini belirtiyor. Çoğulculuğun Türk yargısının sigortası olduğunu ve bu anlayışı muhafaza etmenin Türkiye için önemli olduğunu ifade ediyor.
Bu video, Bülent Ecevit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi son sınıf öğrencisi Mikail Üzel tarafından sunulan bir akademik ders formatındadır. Konuşmacı, dini çoğulculuk kavramını detaylı bir şekilde ele almaktadır.. Videoda dini çoğulculuğun tarihsel gelişimi, tanımı ve temel prensipleri açıklanmaktadır. Konuşmacı, John Hick'in dini çoğulculuk teorisini ve bu teorinin temel gerekçelerini (alemin dini bakımdan müphem olması, dini tecrübenin sadece inanma hakkını temin etmesi, gerçeklik teorisi) detaylı bir şekilde incelemektedir. Ayrıca, dinlerin aşkın gerçeklikle ilgili öğretilerini "körlerin fili dokunması" benzerliğiyle açıklayan Hick'in yaklaşımı da sunumun önemli bir bölümü oluşturmaktadır.