Temerrüt

Gecikmeli faiz, gecikme faizi olarak adlandırılır. Gecikme faizi, bir borcun vadesinde ödenmemesi durumunda borçluya uygulanan bir faiz türüdür ve alacaklının uğradığı zararı telafi etmeyi amaçlar. Gecikme faizi, taraflar arasında yapılan sözleşmelere dayanabilir veya kanun hükümlerine göre uygulanabilir. Gecikme faizi türleri arasında şunlar yer alır: Tüketici kredilerinde gecikme faizi. Ticari kredilerde gecikme faizi. Vergi borçlarında gecikme faizi. Kira borçlarında gecikme faizi. Mahkeme kararlarıyla hükmedilen tazminatlarda gecikme faizi.

Temerrüt faizi ödemezlik def'i hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, ödemezlik def'i hakkında genel bilgi verilebilir. Ödemezlik def'i, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın kendi edimini ifa etmeden veya ifasını teklif etmeden karşı taraftan edimini talep etmesi durumunda, diğer tarafın kendi edimini ifadan kaçınmasına olanak tanıyan bir savunma hakkıdır. Ödemezlik def'inin şartları: Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme olmalıdır. Edimler arasında karşılıklılık ve mübadele ilişkisi bulunmalıdır. Her iki tarafın borçları doğmuş, muaccel ve sona ermemiş olmalıdır. Taraflardan birinin borcunu önce ifa etme yükümlülüğü olmamalıdır. Edimini ifa etmede güçlüğe düşen taraf, borcun ifasını teklif etmemiş olmalıdır. Ödemezlik def'i, geciktirici bir def'i olup, hakim tarafından resen dikkate alınmaz; tarafların talebi üzerine değerlendirilir.

Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 118. ve 119. maddeleri arasındaki temel fark, temerrüde düşen borçlunun beklenmedik hâlden sorumluluğu ve bu sorumluluktan kurtulma koşullarıdır. TBK 118. madde: - Temerrüde düşen borçlu, borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermek zorundadır. - Borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabilir. TBK 119. madde: - Temerrüde düşen borçlu, beklenmedik hâl sebebiyle doğacak zarardan da sorumludur. - Borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını veya borcunu zamanında ifa etmiş olsaydı bile beklenmedik hâlin ifa konusu şeye zarar vereceğini ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabilir. Özetle, 118. madde borcun geç ifasından doğan zararla ilgiliyken, 119. madde beklenmedik hâlden doğan zararla ilgilidir ve borçluya daha geniş bir sorumluluk yükler.

Borçlar Kanunu'nda temerrüt tarihi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 117. maddesinde düzenlenmiştir. Borçlunun temerrüde düşmesi için gerekli şartlar: Muacceliyet. İhtar. Edim ifasının mümkün olması. Temerrüt tarihi, bu şartların gerçekleştiği gündür.

Temerrütten doğan seçimlik haklar, Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde düzenlenmiştir. Bu haklar şunlardır: 1. Aynen ifa ve gecikme tazminatı talep etmek. 2. Olumlu (müspet) zarar tazminini talep etmek. 3. Sözleşmeden dönmek ve olumsuz (menfi) zarar tazminini talep etmek. Alacaklı, bu haklardan birini serbestçe seçebilir.

Temerrüt faizi ve gecikme tazminatı arasındaki temel farklar şunlardır: Kusur: Gecikme tazminatının talep edilebilmesi için borçlunun kusurlu olması gerekir. Zarar İspatı: Gecikme tazminatı için alacaklının zararını ispatlaması gerekir. Talep Şekli: Temerrüt faizi, asıl borcun sona ermesiyle son bulur ve çekince konulmadan kabul edilen ifadan sonra talep edilemez. Miktar: Temerrüt faizi, gecikme tazminatından daha düşük olabilir; çünkü temerrüt faizi, uğranılan zararın tamamını karşılamayabilir. Özetle, temerrüt faizi daha genel bir kavram olup, gecikme tazminatı ise özel bir tazminat türüdür ve belirli koşullar altında talep edilir.

Temerrüde düşmek, borçlu tarafın belirlenen vade süresi içinde borcunu ödeyememesi durumunu ifade eder. Bu kavram, iflas etmek veya borcun hiçbir zaman ödenmeyeceği anlamına gelmez; sadece hedeflenen edimin belirlenen tarihte yerine getirilememesi durumunu belirtir. Borçlu, temerrüde düştükten sonra gecikme faizi ve ceza ödemek zorunda kalır.

Kiranın 1 gün gecikmesi, temerrüt olarak kabul edilebilir. Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesine göre, kiracının kira bedelini veya yan gideri ödeme borcunu ifa etmemesi durumunda temerrüde düştüğü ve kiraya verenin kiracıya yazılı olarak bir süre verip, bu sürede de ifa etmeme durumunda sözleşmeyi feshedebileceğini bildirebileceği belirtilmiştir.

Ticari iş temerrüdünde faiz, borçlunun muaccel olan borcunu yasal bir engel bulunmamasına rağmen zamanında ifa edemediği anda işlemeye başlar. Türk Borçlar Kanunu'na göre, borçlunun temerrüde düşmesi, borcun muacceliyet anından itibaren değil, alacaklının borçluya ihtarından itibaren gerçekleşir. Ticari işlerde faizin işlemeye başlayacağı kesin tarih, sözleşmede belirlenen vadeye göre veya noter aracılığıyla gönderilen ihtarname ile belirlenir.

İsmen temerrüt ifadesi, Türkçe'de yaygın olarak kullanılan bir terim değildir. Ancak, genel olarak temerrüt kelimesi, bir borçlunun borcunu zamanında ödeyememesi durumunu ifade eder. Temerrüt iki şekilde olabilir: 1. Borçlu temerrüdü: Borçlunun, borcunu gereken zamanda ödeyememesi. 2. Alacaklı temerrüdü: Alacaklının, ifası istenen borcu kabul etmemesi. Temerrüt durumu, borçlunun kredi notunu olumsuz etkileyebilir ve yasal işlemlere yol açabilir. Eğer "ismen temerrüt" belirli bir bağlamda kullanılıyorsa, daha fazla bilgi veya bağlam sağlanması gerekebilir.

Yargıtay kararlarına göre temerrüt faizinin başlangıç tarihi şu durumlara göre belirlenir: İşverenin temerrüde düşürülmesi. Dava açılması. Islah yoluyla artırılan tazminat. Temerrüt faizi, borçlunun borcunu öngörülen sürede ödememesi durumunda alacaklıya ödemesi gereken ek bir maliyettir. Temerrüt faizinin hesaplanması ve uygulanması konusunda bir avukata danışılması önerilir.

Borç verilen paranın değer kaybı, borçluya aittir. Türk Borçlar Kanunu'na göre, borçlu temerrüde düşmede kusurlu olduğunda, alacaklı temerrüt faizini aşan bir zarara uğrarsa, bu zararı borçlu gidermek zorundadır. Bu durumda, alacaklı munzam zarar davası açarak, borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan değer kaybını talep edebilir.

Borçluya ihtar çekilmezse, borçlu temerrüde düşmüş sayılmaz. Türk Borçlar Kanunu'na göre, bir borçlunun temerrüde düşmesi için aşağıdaki koşulların bir arada bulunması gerekir: Borcun konusu muaccel olmalıdır. İfanın mümkün olması gerekir. Alacaklı, borçluya borcunu ifa etmesi konusunda bir ihtar yöneltmiş olmalıdır. Ancak, borcun vadesi belirli bir gün ise o günün gelmesiyle alacaklının ihtarı olmadan borç ifa edilmediğinde borçlu temerrüde düşmüş olur.

Haksız fiilde temerrüde düşme, zararın doğduğu anda, başka bir deyişle haksız eylem tarihinden itibaren gerçekleşir. Temerrüde düşme için gerekli koşullar: Borcun muaccel olması. Alacaklının ihtarı. Borcun ifasının mümkün olması. Haksız fiil faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır.

Borçlunun temerrüdü, borcun muaccel olduğu ve vadesinin geldiği andan itibaren başlar. Borçlunun temerrüde düşme süresi, alacaklının ihtarı ile kesinleşir. Temerrüt süresi, borçlunun kusuru ve edimin ifasının mümkün olup olmamasına bağlı olarak değişebilir. Daha spesifik bir süre belirtmek için, sözleşmenin veya ilgili yasal düzenlemelerin detaylı incelenmesi gereklidir.

Ödüncün geri ödenmesinde enflasyon farkı talep edilip edilemeyeceği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır: Bazı fıkıhçılara göre, borç verenin parasının değer kaybı telafi edilmelidir. Diğer fıkıhçılara göre, enflasyon farkı faize benzediği için caiz değildir ve borçlu borcun aslını ödemelidir. Türk hukuk sisteminde, borç anlaşmasında enflasyon farkının ödenip ödenmeyeceği genellikle belirlenmez ve normal şartlarda borç, alındığı tutarla geri ödenir. Bu konuda kesin bir hüküm vermek için bir din alimine veya yetkili bir kuruma danışılması önerilir.

Temerrüt faizi, borçlunun borcunu vadesinde ödememesi durumunda, yani temerrüde düşmesi halinde uygulanır. Temerrüt faizinin uygulandığı bazı haller: Ödeme vadesi: Borçlu, sözleşmede belirlenen ödeme tarihinden sonra herhangi bir ödeme yapmazsa. Sözleşme maddesi: Alacaklı ve borçlu arasında yapılan sözleşmede temerrüt faizi belirtilmemişse. Ticari faaliyetler: Ticari işletmeler arasında yürütülen borç ilişkilerinde ödeme süresinin ertelenmesi ya da aşılması halinde. Tüketici borçlarında gecikme: Tüketicilerin gecikmiş borçlarına. Hukuki takibin başlaması: Borçlu tarafın borcunu ödememe konusunda ısrar etmesinin ardından alacaklı taraf hukuki süreç başlatırsa. Kira sözleşmeleri: Mülk sahibi, kiracının kira bedelini sözleşmede belirtilen tarihte ödememesi halinde. Fatura ödemeleri: Ticari işlemlerde faturaların belirtilen zamanda ödenmemesi.

Eser sözleşmesinde iş sahibinin temerrüdü halinde sözleşmenin nasıl sona ereceğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, Türk Borçlar Kanunu'nun 482-486. maddeleri arasında sayılan eser sözleşmesinin ifa dışı sona erme sebeplerinden bazıları şu şekildedir: İş sahibinin tazminat karşılığı sözleşmeyi feshetmesi. Sözleşmenin imkânsızlık sebebiyle sona ermesi. Yüklenicinin kişisel özellikleri sebebiyle sözleşmenin sona ermesi. Eser sözleşmesinin sona ermesiyle ilgili detaylı bilgi için bir avukata danışılması önerilir.

İtirazsız ödemesiz temerrüt, borçlunun, herhangi bir uyarı veya ihtara gerek kalmadan, vadesi gelmiş bir borcu zamanında ödememesi durumunu ifade eder.

Temerrüt nedeniyle tahliye davası konutta ödemeli olarak şu şekilde yapılır: 1. İhtarname Gönderilmesi: Kiraya veren, ödenmeyen kira borçları nedeniyle kiracıya yazılı bir ihtarname göndermelidir. 2. İkinci İhtar ve Tahliye Talebi: Eğer kiracı, ihtara rağmen borcunu ödemezse, kiraya veren ikinci bir ihtar çekerek tahliye talebinde bulunabilir. 3. Dava veya İcra Takibi: Kiraya veren, temerrüt nedeniyle tahliye için dava açabilir veya icra yoluyla tahliye sürecini başlatabilir. Önemli Notlar: - Ödeme, kiraya verenin yerleşim yerinde gerçekleştirilmelidir. - Ödeme, sözleşmede belirtilen para birimiyle yapılmalıdır.