Metafizik

Gizli şeyler çeşitli kategorilere ayrılabilir: Suç teşkil eden eylemler: Bu tür şeyler doğal olarak gizlilik gerektirir. Ayıp veya günah sayılan durumlar: İnsanların rahatsız olacağı, utanç verici veya gizli zaaflardan kaynaklanan durumlar. Sır olarak saklanması gereken bilgiler: Örneğin, en hırslı planlar, cömert yardımlar, aile içi sorunlar. Gizli buluşlar ve deneyler: İddialara göre, zihin kontrolü, zaman yolculuğu gibi gizli teknolojiler ve deneyler de bu kategoriye girebilir. Ayrıca, bazı insanlar hayatlarını gizemli olarak yaşamayı tercih edebilir ve bu amaçla zararsız gizlilik düşünceleri geliştirebilirler.

Tin ve ruh aynı şey değildir, çünkü felsefi bir terim olarak tin, ruhtan ayrı bir kavramdır. Ruh, organik ve duyusal yaşamın ilkesi olup, yalnız insana özgü düşünme yetisi olan tin kavramından farklıdır. Tin, evreni açıklamak için her şeyin özü, temeli veya yapıcısı olarak benimsenen madde dışı varlıktır.

Bergson ve Manevi Kudrete Dair Birkaç Konferans, Henri Bergson'un birkaç konferansının Türkçeye çevrilmesinden ibaret gibi görünse de, aslında yazarın Bergson'a olan hayranlığını ve onun felsefesinin kendisini nasıl uyanışa geçirdiğini anlatmayı amaçlar. Kitapta, yazarın Bergson'la olan ilişkisinin I. Dünya Savaşı'nın son yıllarında başladığı ve mütareke döneminde ülkenin yaşadığı esaret ve İzmir faciasının ardından bu ilginin bir tutkuya dönüştüğü ifade edilir. Ayrıca, eserde Bergson'un felsefesinin, özellikle süre ve özgürlük kavramlarının ele alındığı düşünülmektedir. Kitabın tam içeriği hakkında bilgi almak için doğrudan kaynağa başvurulması önerilir.

Sürrealist sanat akımının amacı, bilinçaltının ve rüyaların sınırsız yaratıcı potansiyelini ortaya çıkarmaktır. Akımın temel özellikleri arasında: Akla karşı olma ve bilinçaltını esas alma. Otomatizm. Gerçek ile gerçeküstünün çarpışması. Simgelerin dansı. Sürrealizm, bu amaçlarla sanat ve edebiyatta yeni bir ifade biçimi arayışı içinde olmuştur.

Kant ve Hegel arasındaki bazı farklar şunlardır: Bilgi anlayışı: Kant'ta bilgi, teorik aklın doğaya yönelik sınırlı bilgisidir ve fenomenler ile numenler arasındaki ayrıma dayanır. Özgürlük kavramı: Kant'ta özgürlük, pratik aklın alanıdır ve doğadan ayrıdır. Doğa görüşü: Kant'ta doğa, zorunluluk yasalarıyla işleyen ve özgürlük alanının dışında kalan bir aşamadır. Diyalektik yaklaşım: Kant'ın felsefesinde diyalektik yoktur ve çelişki mantığa aykırıdır. Etik anlayış: Kant, özgürlüğü toplumdan ve doğadan özerklik olarak algılar.

Olguculuk (pozitivizm), doğru bilginin yalnızca bilimsel bilgi olduğunu ve bu bilgiye ise yalnızca ampirizm (deneycilik) ile ulaşılabileceğini savunur. Olguculuğun temel özellikleri: Empirizm: Bilgi, duyusal deneyimlere dayalı verilere dayandırılmalıdır. Doğa bilimlerine odaklanma: Gerçekliği anlamak için doğa bilimlerinin ve bilimsel yöntemlerin kullanılması gerektiği inancı. Analitik düşünce: Anlamlı ifadelerin doğruluğunu ve yanlışlığını belirlemenin mantıklı ve analitik yollarla mümkün olduğu düşüncesi. Evrensel yasa ve yasalar: Gözlem ve deneylere dayalı olarak evrensel yasaların ve genellemelerin belirlenebileceği inancı. Olguculuğun kurucusu Auguste Comte'a göre toplumsal evrim, aklın evriminin bir ürünüdür ve bu evrim üç aşamadan geçer: teolojik dönem, metafizik dönem ve pozitivist dönem.

Safir taşının bazı faydaları ve kullanım amaçları: Fiziksel sağlık: Göz ve kulak sorunlarına, baş ağrısına, burun kanamasına, işitme sorunlarına, enfeksiyonlara ve baş dönmesine iyi gelebilir. Ruhsal denge: Ruhsal huzuru artırır, negatif enerjilere karşı koruma sağlar ve duygusal dengeyi yeniden oluşturabilir. Zihinsel netlik: Zihinsel netliği ve odaklanmayı artırır, zihinsel disiplin gerektiren işlerde görsel hatırlatma işlevi görebilir. Astrolojik ve metafizik etkiler: Astrolojide özellikle Terazi, Yay ve Balık burçlarıyla uyumlu olduğu düşünülür. Takı olarak kullanım: Safir, mücevher yapımında sıkça tercih edilir; yüzük, kolye ve bileklik gibi takılarda kullanılır. Safir taşının faydaları bilimsel kanıtlara dayanmamaktadır.

Ezoterizm, bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstat tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon yoluyla öğretilmesidir. Ezoterizmin diğer anlamları: İçsel, tinsel farkındalığa sebep olan, mistisizm ile eşanlamlı kabul edilen önemli ve kesin bilgiler; Geniş, farklı öğreti ve pratik yelpazesine sahip bir akım. Ezoterizm bir din veya inanç sistemi değildir.

Hamdi Onay'ın varlık anlayışına dair bilgi, İhvan-ı Safa'nın varlık düşüncesi bağlamında değerlendirilebilir. İhvan-ı Safa'ya göre varlık iki şekilde yaratılır: 1. Kevn ile ifade edilen, aracısız ve yoktan yaratma. 2. Halk ile ifade edilen, kevnden sonra meydana gelen varlıklar aracılığıyla yaratma. Varlığın oluşum süreci ise oluş ve bozuluş ekseninde ele alınır. Varlık hiyerarşisi soyuttan somuta doğru bir modellemeyle açıklanır. Hamdi Onay'ın varlık anlayışına dair daha fazla bilgi için "İhvan-ı Safa'da Varlık Düşüncesi" adlı kitabı incelenebilir.

Türkiye'de UFO araştırmacısı olarak tanınan bazı isimler şunlardır: Haktan Akdoğan. Farah Yurdözü. Ayrıca, dünya genelinde tanınan UFO araştırmacılarından bazıları şunlardır: Jacques Vallée. Steven M. Greer.

Astral boyut, fiziksel dünya ile daha yüksek alemler veya varoluş planları arasında bir ara boyut olarak tanımlanır. Bazı özellikleri: Yoğunluk: Fiziksel dünyadan daha az yoğundur ve süptil enerji ve maddeden oluşur. Varlıklar: Göksel varlıkların yanı sıra insanların ve diğer yaşam formlarının fiziksel olmayan yönleri burada ikamet eder. Erişim: Ruhun veya bilincin rüyalar, beden dışı deneyimler, ölüme yakın deneyimler ve astral projeksiyon sırasında seyahat ettiği yerdir. İşlev: İçsel yolculukların, kendini keşfetmenin ve kişisel gelişimin gerçekleşebileceği fiziksel ve ruhsal alemler arasında bir köprü görevi görür. Astral boyutun varlığı bilimsel olarak kanıtlanmamıştır; bu kavram, metafizik ve ezoterik inanç sistemlerine dayanır.

René Guénon'un önemli olmasının bazı nedenleri: Modernizme karşı eleştirel yaklaşımı: Guénon, modern dünyayı bir sapma olarak görmüş ve hakikatin tamamen yitirildiğini düşünmüştür. Doğu felsefesine ilgisi: Guénon, doğu felsefesi ve tasavvufunun Batı’daki en önemli savunucularından biridir. İslam'a geçişi: Guénon, İslam'ı derinlemesine inceledikten sonra Müslüman olmuş ve Abdülvahid Yahya ismini almıştır. Eserleri: "Modern Dünyanın Bunalımı", "Niceliğin Egemenliği" ve "Doğu - Batı" gibi eserleriyle düşünce dünyasında etkili olmuştur.

İbn-i Sina metafiziği şu şekilde açıklar: Varlığın Doğası: İbn-i Sina, metafiziğin konusunu varlık olmak bakımından varlık olarak belirler. Ontolojik Delil: Tanrı'nın varlığını, varlığın doğasını analiz ederek ispatlamaya çalışır. Modalite Analizi: Varlık hakkında zorunlu, olurlu ve imkânsız olmak üzere üç modalite olduğunu belirtir. Metafiziğin Amacı: İbn-i Sina'ya göre Tanrı'nın varlığı, metafiziğin konusu değil, amacıdır. Sudur Nazariyesi: Varlığın, ilk ilke olan Tanrı'dan sudur ederek var olduğunu savunur. İbn-i Sina'nın metafizik açıklamaları, onun genel felsefi sistemi içinde yer alır ve bu sistemdeki merkezi konumu nedeniyle düşünce sisteminin bütünlüğü ile doğrudan ilişkilidir.

İnsan, kâinatın bir özeti olarak kabul edilir çünkü kâinatta bulunan birçok unsuru ve özelliği bünyesinde barındırır. Bunun bazı nedenleri: Kâinattaki kanunların yansıması. Kâinatın çekirdeği olması. Numune ve model olması. Duygu ve hislerin varlığı.

İşte bazı ilginç felsefi konular: Gerçeklik algısı: Gerçek nedir ve gerçeklik algısı nasıl oluşur? Kader: Hayatımız daha büyük bir güç tarafından mı kontrol edilir? Özgür irade: Beynimizi biz mi kontrol ederiz yoksa beynimiz mi bizi kontrol eder? Zaman: Zaman var mıdır, yoksa kendi algımıza dayalı bir yapı mıdır? Ruh: Manevi anlamda ruh maddi değildir, bedene bağlı değildir ve ölümsüzdür? İdealizm: Asıl gerçek olan idealar dünyasındaki idealar mıdır? Solipsizm: Gerçekliği kendinden ibaret görmek ne anlama gelir? Eternalizm: Geçmiş, şimdi ve gelecek eşit derecede gerçek midir? Nominalizm: Soyutlamalar gerçek varlıklar değil, yalnızca isimden ibaret midir? Hayatın anlamı: Hayatın evrensel bir anlamı var mı, yoksa kişiden kişiye mi değişir?

Evet, İbn Sina'nın "Metafizik" adlı bir kitabı vardır. Bu kitap, İbn Sina'nın bilim ve felsefe sisteminin temel eserlerinden biridir ve on makaleden oluşur. İbn Sina'nın "Metafizik" adlı kitabının bazı versiyonları: Metafizik (Kitâbu'ş-Şifâ). İbn Sînâ Metafiziği.

Kitabü'ş-Şifa, İbn-i Sina tarafından yazılmış, felsefenin tüm alanlarını kapsayan sistematik bir felsefe külliyatıdır. Eserin içeriği: Mantık: 9 kitap. Fizik: 8 kitap. Matematik ve metafizik: İlgili bilimleri bağımsız kitaplar halinde ele alır. Ana amacı, felsefi ilimleri bir bütün olarak tahsil etmek isteyenleri başka kaynaklara ihtiyaç duymadan bilgilendirmektir. "Şifâ" kelimesi mecaz anlamda "ruhun iyileşmesi"ni ifade eder; bu yönüyle eser, zihinsel ve entelektüel gelişime hitap eder.

Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın "Çocuk ve Allah" şiirinin konusu, insanın evrendeki yeri, doğanın görkemi karşısındaki sarsılış ve duyuşlar olarak özetlenebilir. Şiirde, çocukluk anıları, İslam, tasavvuf ve mistizm temaları da işlenmiştir. Ayrıca, "Çocuk ve Allah" kitabının bir bütün olarak konusu, yaşamın ayrıntılarını izlerken şaire eşlik eden kişinin bir çocuk olması ve bu çocuğun uyku, karanlık, gece, gündüz gibi temalar üzerinden kâinattaki her şeyi sessizliği ile şekillendirmesidir.

Immanuel Kant'ın "Gelecekte Bilim Olarak Ortaya Çıkabilecek Her Metafiziğe Prolegomena" adlı eseri, geleneksel metafizik anlayışına karşıdır. Kant'a göre metafizik, insanın sonlu varoluşunu güvence altına alma isteğinden kaynaklanır ve bu, dünyaya aşkın olan nesneler hakkında bilgiler ortaya koyan bir bilim olarak var olsa da aslında insan türünde doğal bir yatkınlıktır. Kant, metafiziği bir bilim olarak kurmak ister, ancak bunun için yanlış yoldan geri çevirmesi gerektiğini savunur. Kant'ın eleştirdiği bir diğer nokta ise, metafiziğin dogmatik bir uykuda olduğu ve Hume'un bu uykuyu sonlandırarak onu uyandırdığıdır. Kant, metafiziğin bilim olabilmesi için a priori bilgileri ve sentetik yargıları kullanması gerektiğini savunur.

Aristoteles, Tanrı'nın varlığını hareket ve nedensellik üzerinden kanıtlamaya çalışmıştır. Temel argümanları: Hareket: Aristoteles, evrendeki tüm hareketlerin bir ilk hareket ettirici gerektirdiğini ve bu ilk hareket ettiricinin ezeli, ebedi, uzamsız ve madde dışı olması gerektiğini savunur. Nedensellik: Nedenler zincirinin sonsuza kadar gidilemeyeceğini, bu zincirin bir noktada Tanrı'ya dayanması gerektiğini öne sürer. Aristoteles'e göre Tanrı, kendini düşünen düşüncedir ve evrenin dışında, mantıksal veya mevki bakımından evrenin öncülüdür.