KadınHakları

Kadın Dostu Kentler Projesi, kadınların kent yaşamının her alanında eşit yurttaşlar olarak yer alabildiği, ekonomik, sosyal ve kültürel fırsatlardan eşit yararlanabildiği, karar süreçlerinde eşit temsil edilebildiği ve kamu hizmetlerinden eşit faydalanabildiği kentlerin oluşturulmasını hedefler. Proje kapsamında: Yerel yönetimlerin kapasitesi artırılır. Kadın sivil toplum kuruluşlarının kapasitesi geliştirilir. Yerel yönetimler ve kadın örgütleri arasındaki işbirlikleri güçlendirilir. Proje, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yürütülmekte olup, İsveç Uluslararası İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (SIDA) tarafından finanse edilmektedir. 2024 yılında başlayan Kadın Dostu Kentler-Faz III Projesi ile yerel eşitlik mekanizmalarının kurulması, Yerel Eşitlik Eylem Planlarının uygulanması ve kadınların yerel karar alma süreçlerine katılımının artırılması amaçlanmaktadır.

Ravandalı Kadınlar Derneği, kırsal alanda yaşayan kadınların emeklerini değerlendirmek, sosyal yönden güçlendirmek ve çevre konularında çalışmalar yürütmek amacıyla faaliyet göstermektedir. Derneğin bazı faaliyetleri: Üretim ve Pazarlama: Zeytinyağı sabunu, nar ekşisi, el işi ürünler ve pekmez gibi ürünler üretip pazarlamaktadır. Eğitim ve Sosyal Faaliyetler: Bilgisayar, kayıt tutma, sosyal medya kullanımı gibi eğitimler düzenlemekte, yaz anaokulları ve okuma grupları gibi sosyal etkinlikler organize etmektedir. Çevre Çalışmaları: Ekolojik eğitimler ve etkinlikler düzenleyerek çevreyi koruma ve güzelleştirme çalışmaları yapmaktadır. İktisadi İşletme: Dernek, vergi mükellefi ve müşterilerine fatura kesen bir iktisadi işletmeye sahiptir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kadına yönelik şiddetle ilgili verdiği bazı önemli kararlar şunlardır: Opuz / Türkiye Davası. İzci / Türkiye Davası. Y. / Slovenya Davası. AİHM, kadına yönelik şiddet davalarında genellikle Sözleşme'nin 2. (yaşama hakkı), 3. (işkence yasağı) ve 14. (ayrımcılık yasağı) maddelerini esas almaktadır.

Feminist sanat akımı ile ilgili bazı tablolar: "Ataerkilliği Yaratan Şeytan" (The Devil Giving Birth to the Patriarchy), Mary Beth Edelson (2015-2017). "A Little Taste Outside Love", Mickalene Thomas (2007). "Yemek Daveti", Judy Chicago (1974-79). "Cut Piece", Yoko Ono (1964). "Oven-Pan", Yayoi Kusama (1963). Feminist sanat, 1960'ların sonu ve 1970'lerin feminist hareketiyle ilişkili olup, kadınların yaşamları boyunca deneyimledikleri toplumsal ve politik farklılıkları vurgular. Feminist sanat, resim gibi geleneksel sanat biçimlerinden performans sanatı, kavramsal sanat, vücut sanatı, zanaatçılık, video, film ve lif sanatı gibi daha alışılmışın dışında yöntemlere kadar çeşitli medya türlerini kapsar.

Tanzimat döneminde öne çıkan kadın aydınlardan bazıları şunlardır: Fatma Aliye: Osmanlı-İslam değerleri çerçevesinde aydın kimliğini kuran Fatma Aliye, kadınların toplumsal konumlarını iyileştirmeyi hedeflemiştir. Şemseddin Sami: Kadınları toplumun bir parçası olarak gören ve değişimi savunan aydınlardan biridir. Adile Sultan: Osmanlı'nın son dönem aydın kadınlarından biri olarak şair kimliğiyle tarihe geçmiştir. Şair Nigar Hanım: Batı karşısında mesafeli bir duruş sergileyen aydın kadınlardandır. Bu dönemde kadın hakları, genellikle entelektüel ve batı yönlü bürokrat aileler ile iletişim içinde olan kadınlar tarafından benimsenmiştir.

Kadınlar, toplumsal, ekonomik ve siyasi hakları için verdikleri mücadele ve bu hakların kazanılmasındaki rolleri nedeniyle önemlidir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bu mücadelenin anısına kutlanır. Kadınların önemli olduğu bazı alanlar şunlardır: İş hayatı. Toplumsal cinsiyet eşitliği. Eğitim. Ayrıca, çalışan kadınların daha mutlu olduğu ve toplumda rol model olarak ilham verdiği bilinmektedir.

Antik Yunan'da kadınların hakları sınırlıydı. Kadınlar: Oy kullanma hakkına sahip değillerdi. Toprak sahibi olamazlar veya miras hakları olmazdı. Tek başlarına sokağa çıkamazlardı, yanlarında bir refakatçi bulunmalıydı. Eğitim hakları kısıtlıydı, genellikle sadece aristokrat sınıftan kadınlar eğitim alırdı. Kamu görevlerinde bulunamazlardı. Ancak, Sparta'da kadınlar diğer şehir devletlerine göre daha fazla özgürlüğe sahipti; mal mülk sahibi olabilir, eğitim alabilir, tarlaları işletebilir ve boşanabilirlerdi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün ortaya çıkışıyla ilgili karikatür bulunamadı. Ancak, bu özel günün tarihçesi hakkında bilgi verilebilir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların daha iyi çalışma koşulları ve eşit haklara kavuşma mücadelesi ile ilişkilidir. 1857: ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi kadın, düşük ücret ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto ederek greve başladı. 1910: Danimarka'nın Kopenhag kentinde düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı'nda, Clara Zetkin 8 Mart'ın "Uluslararası Kadınlar Günü" olarak kabul edilmesini önerdi ve bu öneri oy birliğiyle kabul edildi. 1977: Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Mart'ın "Birleşmiş Milletler Dünya Kadınlar Günü" adı altında resmî olarak kutlanmasını ve tanınmasını kabul etti.

Kadın işçi teşvikleri kapsamında, 4447 sayılı Kanunun Geçici 10. maddesi uyarınca, özel sektör işverenleri tarafından 01.03.2011 - 31.12.2025 tarihleri arasında işe alınan sigortalılar için sigorta primi işveren payı teşviki uygulanmaktadır. Bu teşvik, 6 ila 54 ay arasında değişen sürelerle geçerlidir ve yararlanılacak süre, sigortalının cinsiyetine, mezuniyet durumuna ve yaşına göre farklılık gösterir. Dolayısıyla, kadın işçi teşvikleri 31.12.2025 tarihine kadar devam edecektir.

Kadın sığınma evi bulmak için aşağıdaki adımlar izlenebilir: 1. Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne Başvuru: Kadın sığınma evine başvuru yapmak için il veya ilçedeki Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne gidilebilir. 2. Acil Durumlarda Kolluk Kuvvetlerine Başvuru: Acil bir durumda Emniyet Müdürlüğü'ne başvurulabilir. 3. ŞÖNİM, Adli Merciler veya ALO 183 Hattı: Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM), adli merciler veya ALO 183 hattı aranarak da kadın sığınma evine müracaat edilebilir. Türkiye'de her ilde kadın sığınma evleri bulunmaktadır. Kadın sığınma evlerine başvuru yapacak kişilerin şiddete maruz kalması gerekmektedir.

Annie Jump Cannon, yıldız sınıflandırmasının temelini oluşturan çalışmalarıyla tanınır. Başlıca katkıları: Harvard Sınıflandırma Şeması: Edward C. Pickering ile birlikte, yıldızları sıcaklıklarına ve spektral türlerine göre organize edip sınıflandıran Harvard Sınıflandırma Şeması'nı geliştirmiştir. OBAFGKM Sınıflandırma Sistemi: Yıldızları sıcaklıklarına göre kategorize eden OBAFGKM sınıflandırma sistemini oluşturmuştur. Yıldız Kataloğu: Henry Draper Kataloğu'nu hazırlayarak yaklaşık 350.000 yıldızı manuel olarak sınıflandırmıştır. Değişken Yıldızlar: 300 değişken yıldız, beş nova ve bir spektroskopik ikili yıldız keşfetmiştir. Cannon'un çalışmaları, Uluslararası Astronomi Birliği tarafından 1922'de resmi sınıflandırma sistemi olarak kabul edilmiştir.

İşçi kadınların bazı hakları şunlardır: Analık izni: Kadın işçiler, doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam on altı haftalık süre için çalıştırılamaz. Haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin: Analık izninin bitiminden itibaren, çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla kadın işçilere istekleri hâlinde birinci doğumda altmış gün, ikinci doğumda yüz yirmi gün, sonraki doğumlarda ise yüz seksen gün süreyle haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin verilir. Altı aya kadar ücretsiz izin: Analık izni bitiminden itibaren kadın işçiye, isteği hâlinde altı aya kadar ücretsiz izin verilir. Periyodik kontrol izni: Hamilelik süresince kadın işçiye periyodik kontroller için ücretli izin verilir. Süt izni: Kadın işçilere, bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Gece vardiyası yasağı: Kadın işçiler, gece vardiyasında yedi buçuk saatten fazla çalıştırılamaz. Bu haklar, 4857 Sayılı İş Kanunu ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gibi mevzuatlarla düzenlenmiştir.

Türkiye'de kadın hakları için mücadele eden bazı önemli kadınlar şunlardır: Halide Edib Adıvar. Nezihe Muhittin. Şükufe Nihal. Latife Bekir (Çeyrekbaşı). Sabiha Zekeriye (Sertel). Yaşar Nezihe Hanım. Ülviye Mülan Hanım. Müfide İlhan. Lale Aytaman. Edibe Sayar, Mebrure Aksoley, Hatice Mualla Akarca, Zehra Neriman Ağaoğlu, Fatma Feriha Öztürk, Günseli Özkaya ve Ayseli Göksoy.

Avrupa'da kadınların ilk ne zaman sayıldığı ile ilgili bilgi bulunamadı. Ancak, Avrupa'da kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilk ülke 1906 yılında Finlandiya olmuştur. Finlandiya'yı 1918 yılında Avusturya ve Almanya takip etmiştir. Türkiye'de kadınlar ise 20 Mart 1930'da belediye seçimlerinde seçme hakkı kazanmış, 5 Aralık 1934'te yapılan anayasa değişikliğiyle milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkına sahip olmuşlardır.

Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC), 24 Ocak 2025 tarihinde Diyarbakır'da kadın merkezi kurdu. Kadın merkezi, kadın gazetecilerin mesleklerini icra ederken karşılaştıkları cinsiyete dayalı ayrımcılık, şiddet ve mobbing ile mücadele etmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla kuruldu. Merkezin koordinatörlüğüne Sosyal İşlerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Gülistan Korban getirildi. GGC Başkanı Felat Bozarslan, Kadın Merkezi’nin kurulmasına ilişkin yaptığı açıklamada, "Kadın gazeteciler, meslek hayatlarında birçok zorlukla karşı karşıya kalıyor.

Kazakistan'da cezaların neden alt yazılı olduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, Kazakistan'da uygulanan bazı cezalar şunlardır: Küfür cezası: Kamuya açık alanlarda küfür edenler, 69 bin tenge (yaklaşık 3 bin TL) para cezasına veya 15 güne kadar hapis cezasına çarptırılabilir. Pedofili cezası: Pedofillere ömür boyu hapis ve kimyasal hadım cezası uygulanır. Yanlış bilgi yayma cezası: Sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları aracılığıyla yanlış bilgi yayanlar 150 dolar para cezasına çarptırılabilir ve 10 güne kadar idari gözaltı uygulanabilir.

"En iyi hizmetçi kızlar" ifadesi için kesin bir yanıt vermek mümkün değildir. Ancak, hizmetçi kızların bulunduğu bazı ülkeler şunlardır: Japonya: Japonya'da hizmetçi kostümlü kızların çalıştığı kafeler bulunmaktadır. Almanya: Almanya'da ev işlerinde yardımcı olacak hizmetçiler kiralanabilmektedir. Körfez ülkeleri: Bu ülkelerde, özellikle yoksul ülkelerden gelen kadınlar hizmetçi olarak çalışmaktadır.

"Serçenin Gözyaşı" filmi, şiddet gören bir kadının yaşadığı zorlukları ve adalet arayışını anlatıyor. Filmin konusu: Emine, kocası Mesut tarafından şiddet görmekte ve cinsel saldırıya maruz kalmaktadır. Bir gün, şiddetten kaçarken yaşadığı arbedede Mesut'un silahı ateşlenir ve Mesut'un durumu kritik hale gelir. Genellikle mağdur kadınların davalarıyla ilgilenen avukat Ayten Çetiner, Emine'nin davasını üstlenir. Emine, Ayten'in annesiyle aynı köydendir ve bu tesadüf, geçmişin geleceğin aynası olduğu tezini güçlendirir. Film, kadına yönelik şiddet ve adalet arayışı temalarını işliyor.

II. Meşrutiyet'ten sonra kadın derneklerinin kurulmasının birkaç nedeni vardır: Eğitim: Kız çocuklarının eğitim alması ve meslek sahibi olabilmesi için yeni fırsatlar yaratmak. İstihdam: Kadınların iş hayatına katılımını sağlamak ve onlara meslek eğitimleri sunmak. Toplumsal yaşama katılım: Kadınların sosyal yaşamda daha aktif rol almasını desteklemek. Feminist bilinç: Kadın hakları konusunda bilinç oluşturmak ve feminist düşünceyi yaymak. Milli mücadele: Milli mücadeleye katkıda bulunmak. Ayrıca, İttihat ve Terakki'nin kadınları toplumsal ve ekonomik hayata dahil etme politikası da bu derneklerin kurulmasında etkili olmuştur.

TKDF (Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu), kadının kalkınması yoluyla toplumun maddi ve manevi kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla çeşitli faaliyetler yürütmektedir. Başlıca çalışmaları: Ev içi şiddet acil yardım hattı: Kadına karşı şiddetle mücadele etmek, şiddet gören kadınları uzman psikolog, sosyal çalışmacı ve hukukçularla buluşturmak ve gerekli kurum ve kuruluşlara yönlendirmek. Veri ve analiz raporları: Kadın cinayetleri ve ev içi şiddet vakalarına ilişkin yıllık raporlar hazırlamak. Toplumsal farkındalık: Kadının güçlenmesi ve toplumsal dayanışmayı artırmaya yönelik projeler geliştirmek.