Demokrasi

Çoğunluğun sonunda, yani çoğunluk sisteminin uygulandığı bir seçimde, en çok oy alan aday veya parti kazanmış olur. Bu sistemde, seçilenin oyların çoğunluğunu sağlaması gerektiği için, ikinci bir oylama veya farklı bir yöntem gerekebilir.

İstanbul Barosuna destek verilmesinin birkaç nedeni vardır: 1. Bağımsızlık ve Hukukun Üstünlüğü: Uluslararası hukuk ve insan hakları kurumları, İstanbul Barosunun bağımsızlığına ve hukukun üstünlüğünü koruma görevine yapılan müdahalelerin uluslararası insan hakları hukukuna aykırı olduğunu belirtmektedir. 2. İfade Özgürlüğü: İstanbul Barosunun, gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in öldürülmesi olayıyla ilgili yaptığı açıklamanın ifade özgürlüğü kapsamında olduğu ve bu nedenle soruşturulamayacağı vurgulanmaktadır. 3. Demokratik Değerler: DEM Parti gibi bazı siyasi partiler, barolar gibi anayasal kuruluşların susturulmasının demokratik değerlere ve halkın adalet arayışına engel olduğunu savunmaktadır.

Jimmy Carter, 2002 Nobel Barış Ödülü'nü "uluslararası çatışmalarda barışçıl çözümler bulmak, demokrasiyi ve insan haklarını ilerletmek, ekonomik ve sosyal kalkınmayı teşvik etmek" yönündeki onlarca yıllık çabaları nedeniyle aldı. Ayrıca, Carter'ın 1978'de Mısır ile İsrail arasındaki Camp David Anlaşmaları'ndaki rolü de ödülün verilmesinde etkili oldu.

Türkiye Basın Federasyonu, basın mensuplarının özlük haklarını güçlendirmek ve medya sektörünün daha özgür ve adil bir yapıya kavuşmasını sağlamak amacıyla faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşudur. Federasyonun diğer görevleri arasında: Demokrasi ve insan hakları alanlarında çalışmalar yürütmek. 3 kırmızı çizgi (ezan, bayrak ve Cumhuriyet’in değerleri) çerçevesinde hareket etmek. Basın sektörünü daha güçlü ve bağımsız hale getirmek için projeler geliştirmek.

Oy kullanmak önemlidir çünkü: 1. Demokrasinin temel taşıdır: Oy verme, halkın kendi kendini yönetmesi ilkesinin en önemli bileşenidir. 2. Toplumsal iradenin yansımasıdır: Seçmenler, sandığa giderek toplumlarını ve ülkelerini ilgilendiren konularda kendi görüşlerini ve tercihlerini ifade ederler. 3. Politik katılım ve hesap verebilirlik sağlar: Yurttaşların siyasi sürece aktif olarak katılmalarını sağlar ve hükümetlerin eylemlerinden sorumlu tutulmalarını sağlar. 4. Gelecek politikaları şekillendirir: Seçimler, hükümet politikalarının yönünü belirler ve vatandaşların önceliklerini belirler. 5. İnsan haklarının sembolüdür: Oy kullanma hakkı, tarih boyunca eşitlik, temsil ve adalet için verilen mücadelelerin bir sonucudur.

Yerel gazeteler birçok açıdan önemlidir: 1. Toplumsal Bağlar: Yerel gazeteler, toplumsal bağları güçlendirir ve yerel halkı bir araya getirir. 2. Bölgesel Haberler: Ulusal medyada yer bulamayan yerel haberleri ve olayları detaylı bir şekilde ele alır. 3. Yerel Demokrasi: Yerel demokrasinin işlemesine katkı sağlar, yerel sorunları gündeme getirir ve toplumu bilgilendirir. 4. Kültürel Koruma: Yerel kültür, tarih ve değerleri korur ve tanıtarak toplumsal hafızayı güçlendirir. 5. Yerel Ekonomi: Yerel iş yerlerine ve girişimcilere destek olur, ekonomik kalkınmayı teşvik eder.

Güney Kore'nin siyasi sistemi, yarı başkanlık sistemi ile yönetilen temsili demokratik bir cumhuriyet şeklindedir. Temel yapılar şunlardır: - Devlet Başkanı: Beş yıllık tek bir dönem için doğrudan halk oylamasıyla seçilir ve aynı zamanda Kore Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri'nin başkomutanlığını yapar. - Yasama Organı: 300 sandalyeli Ulusal Meclis'ten oluşur ve dört yılda bir yapılan genel seçimlerle üyeleri belirlenir. - Yargı Organı: Bir Yüksek Mahkeme, temyiz mahkemeleri ve bir Anayasa Mahkemesi'nden oluşur ve yürütme ile yasamadan bağımsızdır. Güney Kore'de ayrıca, siyasi partilerin yanı sıra hükümet yürütme yetkisini de Devlet Başkanı kullanır.

Toplumsal barış ve özgürlük buluşmalarında yer alanlar arasında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) üyeleri bulunmaktadır. Ayrıca, Newroz kutlamalarında Abdullah Öcalan'ın mesajlarının okunduğu ve özgürlük taleplerinin dile getirildiği etkinliklerde siyasi parti temsilcileri, sanatçılar ve çeşitli sivil toplum örgütü üyeleri de yer almıştır.

İktisadi dayanışma, değer odaklı ve alternatif bir ekonomi modeli olup, aşağıdaki işlevleri yerine getirir: 1. Temel ihtiyaçların karşılanması: Üretim ve tüketim kooperatifleri, topluluk temelli dernekler gibi inisiyatifler aracılığıyla temel ihtiyaçların yaratıcı ve otonom çözümlerle karşılanması. 2. Sosyal adaletin sağlanması: Ekonomik başarı ile sosyal adalet ve hakkaniyetin dengelenmesi, gönüllü katılım ve öz yardımın teşvik edilmesi. 3. Demokratik yapıların desteklenmesi: Dahiliyetçi, çok paydaşlı ve özgürleştirici araçların yaratılması, pasif demokrasinin ötesinde bir yönetim anlayışının benimsenmesi. 4. Alternatif hizmetlerin sunulması: Piyasa ekonomisinin dayattığı ilişki ve yaşam biçiminden tatmin olmayan kesimler için yeni geçim yollarının aranması. 5. Uluslararası işbirlikleri: Neoliberal ve neokoloniyal güçlere karşı global ağlar kurarak sosyoekonomik bağlamda ekonomik dayanışma projelerinin geliştirilmesi. İktisadi Dayanışma Haber Ajansı ise, mesleki haber ajansı ve mevzuat portalı olarak, muhasebe ve mali müşavirlik camiasına hizmet vermektedir.

1982 Anayasası'nın temel felsefesi, devletin güçlendirilmesi ve bireyin temel hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılması üzerine kuruludur. Anayasanın temel ilkeleri: Millet iradesinin üstünlüğü: Egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletine aittir ve bu yetki, Anayasa'da belirlenen hürriyetçi demokrasi ve hukuk düzeni dışına çıkamaz. Devletin temel amaçları: Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumak, kişilerin ve toplumun refahını sağlamak, sosyal hukuk devleti ilkelerini uygulamak. Laiklik ve Atatürk milliyetçiliği: Din, devlet işlerine karıştırılamaz; Anayasa, Atatürk milliyetçiliğine bağlıdır. Kanun önünde eşitlik: Dil, ırk, cinsiyet gibi sebeplerle ayrımcılık yapılamaz; herkes yasalar önünde eşittir.

1923 yılının önemi, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilan edilmesi ile ilişkilidir. 1923 yılının diğer önemli olayları arasında, 6 Ekim'de İstanbul'un düşman işgalinden kurtulması ve 13 Ekim'de Ankara'nın başkent ilan edilmesi yer alır.

AK Parti'nin iktidar olmasının bazı nedenleri: Güçlü liderlik: Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde kurulması ve Erdoğan'ın siyasi tecrübesi. Ekonomik toparlanma: AK Parti hükümeti, ekonomik vaatlerde bulunarak halkın güvenini kazanmış ve Türkiye ekonomisini toparlamıştır. Sağlık ve ulaşım yatırımları: Sağlık altyapısının iyileştirilmesi ve ulaşım alanında yapılan yatırımlar, AK Parti'ye halkın desteğini artırmıştır. Demokratik açılımlar: AK Parti, demokrasye sahip çıkmak için çeşitli mücadeleler vermiş ve bu süreçte milletin teveccühünü kazanmıştır. Sürekli başarı: AK Parti, üst üste yedi kez genel seçimlerden birinci parti olarak çıkmıştır. Ancak, bazı siyaset bilimciler AK Parti hükûmetinin 2013'teki Gezi Parkı olaylarından bu yana giderek otoriterleştiğini iddia etmektedir.

1961 ve 1982 anayasaları arasındaki bazı farklar: İnsan hakları odağı: 1961 anayasası insan haklarına dayalı bir milli anayasa iken, 1982 anayasası insan haklarına saygılı bir anayasadır. Devlet şekli: 1961 anayasasında "devlet şeklinin cumhuriyet olduğu" hükmü değiştirilemezken, 1982 anayasasında "cumhuriyetin nitelikleri" kısmında "milli" ifadesi çıkarılmıştır. Yürütme görevi: 1961 anayasasında yürütme görevi, kanunlar çerçevesinde cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu tarafından yerine getirilirken, 1982 anayasasında yürütme yetkisi ve görevi, cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu tarafından anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır. Eşitlik: 1961 anayasasında herkes, kanun önünde dil, ırk, cinsiyet gibi ayrımlar gözetilmeksizin eşittir ve imtiyaz tanınamazken, 1982 anayasasında temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da içerir. Çalışma hakkı: 1961 anayasasında çalışma herkesin hakkı ve ödevi iken, 1982 anayasasında devletin, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek için gerekli tedbirleri alması belirtilmiştir. Kanunların yayınlanması: 1982 anayasasında cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları 15 gün içinde yayımlar. Ayrıca, 1961 anayasası seçilmişlerin demokratik rejimi yozlaştırmasını engellemeyi amaçlarken, 1982 anayasası daha çok otoriteyi ve yürütmenin güçlendirilmesini vurgulamıştır.

İstibdadın zıttı olarak "hürriyet" ve "demokrasi" kavramları gösterilebilir.

John Stuart Mill'in felsefesi özgürlük, bireysel haklar ve demokrasi üzerine odaklanmıştır. Temel fikirleri şunlardır: - Bireyin özgürlüğü en yüksek değerdir ve devletin müdahalesi sınırlı olmalıdır. - İnsanlar kendi iyiliklerini en iyi şekilde kendileri belirleyebilirler, bu nedenle devletin müdahalesine ihtiyaçları yoktur. - Farklı görüşlere sahip olma hakkı saygı duyulmalıdır ve herkes kendi inancına göre yaşamalıdır. - Demokrasinin önemi: Toplumun çoğunluğunun azınlığın haklarını ihlal etmesini engellemek için demokrasi, bireylerin eşit şekilde katılım sağlayabileceği bir yönetim biçimidir. - Eylemlerin doğruluğu: Eylemlerin sonuçları değil, niyetleri ve motivasyonları ile değerlendirilmelidir.

Kooperatifin avantajları şunlardır: 1. Demokratik Yönetim: Kooperatifler, üyeleri tarafından yönetilir ve her üye eşit oy hakkına sahiptir. 2. Maliyet Düşürme: Ortak alım yaparak maliyetleri düşürür ve üyelerine daha iyi fiyatlar sunar. 3. Risk Dağılımı: Üyeler arasında risk paylaşımı yapılır, bu da bireysel riskleri azaltır. 4. Toplumsal Kalkınma: İstihdam yaratır, eğitim ve sağlık hizmetleri sunar, böylece toplumsal kalkınmayı destekler. 5. Sürdürülebilirlik: Uzun vadeli sürdürülebilir iş modelleri sunar ve kar amacı gütmeyen bir yapıya sahiptir. 6. Vergi Avantajları: Bazı ülkelerde kooperatifler vergi avantajlarından yararlanabilir. 7. Çevreye Duyarlılık: Çevreye duyarlı mal ve hizmetler sunar.

Liberal ve demokrat kavramları aynı şeyi ifade etmez, ancak birbirleriyle ilişkilidir. Demokrat, genellikle demokrasi ideolojisini savunan, yani iktidarın halka ait olduğu ve halkın oylarıyla belirlendiği bir sistemi destekleyen kişiyi ifade eder. Liberal ise, liberalizm ideolojisini savunan, yani bireysel özgürlükleri ve sınırlı devlet müdahalesini ön planda tutan kişiyi ifade eder.

Yerel basının önemi şu şekilde özetlenebilir: 1. Bilgilendirme: Yerel basın, bölgedeki gelişmeleri takip ederek halkı bilgilendirir ve yerel olayları ulusal basına taşır. 2. Demokratik Katılım: Yerel yönetimlerin şeffaflığını ve hesap verebilirliğini sağlayarak demokratik süreçlerin işlemesine katkıda bulunur. 3. Toplumsal Dayanışma: Farklı toplulukların seslerini duyurarak sosyal dayanışmayı ve toplumsal birlikteliği güçlendirir. 4. Kültürel Mirasın Korunması: Bölgenin kültürel değerlerini, geleneklerini ve hikayelerini yaşatarak yerel kimliğin korunmasına yardımcı olur. 5. Ekonomik Katkı: Yerel işletmelerin tanıtımına ve ekonomik faaliyetlerin teşvik edilmesine katkıda bulunur.

Parlamenter ve başkanlık sistemleri arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Yürütme Organının Yapısı: - Parlamenter sistemde yürütme organı ikili bir yapıdadır; bir tarafta devlet başkanı, diğer tarafta ise başbakan ve bakanlardan oluşan kabine bulunur. - Başkanlık sisteminde ise yürütme organı tek kişiden oluşur, devlet başkanı ve başbakan aynı kişidir. 2. Yasama ve Yürütme İlişkisi: - Parlamenter sistemde yürütme organı yasamaya karşı sorumludur ve güvensizlik oyu ile düşürülebilir. - Başkanlık sisteminde ise yasama ve yürütme organları birbirinden bağımsızdır ve birbirlerinin görev sürelerine müdahale edemezler. 3. Seçim ve Görev Süresi: - Parlamenter sistemde yürütme organı, genellikle yasama organı tarafından seçilir ve görev süresi yasama organının güvenine bağlıdır. - Başkanlık sisteminde başkan, doğrudan halk tarafından seçilir ve belirli bir süreliğine görev yapar, görev süresi dolmadan görevden alınması zordur.

Özgür Özel, TÜSİAD'a yönelik iki farklı konuda açıklama yapmıştır: 1. TÜSİAD Olağan Genel Kurulu'ndaki Sunum Hakkında: Özgür Özel, TÜSİAD'ın genel kurulundaki sunumda yer alan eleştirilerin haklı olduğunu ve ülkenin geleceğini düşünen değerlendirmeler olduğunu belirtmiştir. 2. TÜSİAD Yöneticilerine Açılan Soruşturma Hakkında: Özgür Özel, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras'ın yurt dışı yasağı ve adli kontrol kararına tepki göstererek, bu durumun demokrasi ve hukuk ortamının nasıl çürütüldüğünün bir göstergesi olduğunu ifade etmiştir.