Delil

Maaş bordrosu, delil olarak şu durumlarda sunulur: 1. İşçilik alacaklarının ispatı: İş Mahkemelerinde, işçinin ücret ve diğer alacaklarının tespitinde maaş bordrosu önemli bir delil olarak kabul edilir. 2. Fazla mesai iddialarının kanıtı: Fazla mesai yaptığını iddia eden işçi, bu iddiasını bordro ile kanıtlayabilir; bordroda fazla mesai ücretinin ödendiği görünüyorsa, işçinin daha fazla mesai yaptığını tanık dahil başka delillerle ispatlaması gerekir. 3. Ödemenin yapıldığını gösterme: İmzalı bordro, ilgili alacağın ödendiğini varsayımı yaratır ve bu nedenle yazılı bir delil olarak kullanılır.

Hatır çeki ispatı için aşağıdaki adımlar izlenebilir: 1. Çekin Mevcut Olması: Hatır çekinin varlığına dair bir belge veya yazılı bir delil olmalıdır. 2. Çek Üzerindeki Bilgiler: Çekte, çeki veren kişinin adı, tarih, miktar ve çekin kime verildiği gibi bilgilerin yer alması önemlidir. 3. Tanıklar: Çekin verildiği durumla ilgili tanıklar varsa, bu kişilerin ifadeleri de önemli bir delil olabilir. 4. İletişim Kayıtları: Hatır çekinin verilişiyle ilgili önceden yapılan yazışmalar veya mesajlar delil olarak kullanılabilir. 5. Ödeme Talebi: Çek sahibi, hatır çekinin ödenmesi için çeki veren kişiye bir ödeme talebinde bulunmuşsa, bu talebe ilişkin belgeler de ispat niteliği taşıyabilir. 6. Yazılı Sözleşme: Hatır çeki verirken, çekle ilgili bütün bilgileri yazarak "hatırlı" müşteriyle bir sözleşme yapmak, çekin hatır çeki olduğunu ispatlamak için en sağlam yöntemdir.

Tanık delili, hukuk davalarında genellikle ilk dilekçede sunulur ve ikinci kez verilmesi yasaktır. Ancak, bazı istisnalar vardır: - Hukuki veya fiili imkansızlık: Tanıkların vefatı veya tanıklık yapamayacak durumda olmaları gibi nedenlerle yeni bir tanık listesi sunulabilir. - Delillerin sonradan ileri sürülmesi: Yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa ve süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkeme yeni delillerin sunulmasına izin verebilir (HMK m.145). - Resen araştırma ilkesinin uygulandığı davalar: Babalık davası gibi davalarda yeni tanık listesi verilmesi mümkündür.

Tanık ve delil dilekçesi farklı zamanlarda sunulabilir: 1. Tanık dilekçesi: Taraflar tanıklarını ön inceleme duruşmasından sonra da mahkemeye bildirebilirler. 2. Delil dilekçesi: Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre, dava dilekçesiyle birlikte veya cevap dilekçesiyle birlikte delil dilekçesi sunulabilir.

Evet, Yargıtay içtihatlarına göre bilgisayar ortamında kolayca düzenlenebilecek delillere göre mahkumiyet hükmünün kurulması yanlıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararlarına göre, hukuka aykırı olarak elde edilmiş bulunan iletişim tespit tutanakları ve HTS kayıtları gibi deliller hiçbir şekilde hükme esas alınmaz.

Kuvvetli suç şüphesi, bir kişinin suç işlediğine dair somut delillerin bulunması anlamına gelir. Kuvvetli suç şüphesinin varlığı için aşağıdaki koşulların sağlanması gereklidir: - Delillerin suçun işlendiğine dair güçlü bir kanaat oluşturması; - Şüphelerin makul ve objektif olması.

HMK basit yargılamada toplanan deliller şunlardır: 1. Tarafların dilekçeleri ve ekleri: Taraflar, dava ve savunmalarının dayanağı olan vakıaları ve delilleri dilekçelerinde açıkça belirtmek zorundadır. 2. Ellerinde bulunan deliller: Taraflar, dilekçelerine ek olarak ellerinde bulunan tüm delillerini sunmak zorundadır. 3. Başka yerlerden getirilecek belgeler: Dilekçelerde, başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için gerekli bilgilere yer verilmelidir. Basit yargılama usulünde, tanık ve bilirkişi beyanları gibi takdiri deliller hakimi bağlamaz.

İddianamenin en önemli delili, suçun işlendiğini gösteren somut delillerdir. Bu deliller arasında: tanık ifadeleri, fiziksel kanıtlar, kamera kayıtları, söz konusu suçla ilişkilendirilen diğer belgeler yer alabilir. Ayrıca, iddianamenin hukuki açıdan geçerli olabilmesi için yeterli şüphenin de bulunması gereklidir.

Yemin teklifinden vazgeçilmesi durumunda, yemin teklif olunan kişi tarafından yeminin edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil gösteremez.

İcra takibine itirazda sunulan deliller şunlardır: 1. Borç Belgesi: Borcun varlığını, miktarını ve niteliğini gösteren belgeler (borç senedi, kredi sözleşmesi, çek veya senet, fatura vb.). 2. İtiraz Dilekçesi: İtiraz gerekçelerini açıkça belirten ve yasal süre içinde sunulan resmi belge. 3. Kanıtlar: Banka dekontları, ödeme makbuzları, yazışmalar, tanık beyanları, bilirkişi raporları gibi itiraz gerekçelerini ispatlayan belgeler. 4. Hakkın Varlığına İlişkin Belgeler: Sözleşmeler, mahkeme kararları, resmi yazışmalar, mülkiyet belgeleri, vekaletnameler gibi borçlunun hukuki durumunu gösteren belgeler. 5. Ödeme Kanıtları: Borcun kısmen veya tamamen ödendiğini gösteren belgeler (banka hesap hareketleri, EFT/havale dekontları, ödeme makbuzları). Bu belgelerin aslı veya noter onaylı örnekleri sunulması önemlidir.

Zina davasında karşı taraf delil sunmazsa, davanın reddi söz konusu olabilir. Ayrıca, hukuka aykırı olarak elde edilmiş deliller de mahkemede dikkate alınmaz ve bu durum da davanın aleyhine sonuçlanmasına yol açabilir.

İlamsız icra takibinde borcun sebebinin ispatlanması, borçlunun itiraz dilekçesinde gerekçelerini detaylı bir şekilde belirtmesiyle mümkündür. Borçlu, itirazında aşağıdaki gibi gerekçeleri öne sürebilir: - Ödeme miktarının yanlış hesaplanması: Borç miktarının yanlış hesaplandığını iddia edebilir. - Borcun ödenmiş olması: Borcunu daha önce ödediğini ve elinde ödeme belgesi olduğunu ispatlayabilir. - İmzanın reddi: Senet gibi bir belgeye dayanılarak takip başlatılmışsa, borçlu imzanın kendisine ait olmadığını iddia edebilir. Ayrıca, borçlu itiraz dilekçesine delil de ekleyebilir, örneğin ödeme belgeleri veya alacakla ilgili dokümanlar sunabilir.

Evet, senet kesin delil olarak kabul edilir. Senet, bir hakkın varlığını veya yokluğunu tartışmasız bir şekilde kanıtlayan, mahkeme tarafından doğrudan kabul edilen bir delildir.

Evet, atış artığı (barut izi) bir delildir.

Hükme etkili olmayan delillerle karar verilmesi durumunda, yargılama sonucu geçersiz sayılabilir ve bu durum aşağıdaki sonuçlara yol açabilir: 1. Davanın Yeniden Görülmesi: Hukuka aykırı delillerin kullanıldığı tespit edilirse, dava yeniden görülmek üzere bozulabilir. 2. Yargı Mensuplarının Sorumluluğu: Delil yasağını ihlal eden yargı mensupları hukuki ve mesleki yaptırımlarla karşılaşabilirler. 3. Toplumun Adalet Sistemine Olan Güveninin Zedelenmesi: Hukuka aykırı delillerin kullanılması, toplumun adalet sistemine olan güvenini sarsabilir. 4. Yanıltıcı ve Hatalı Kararlar: Yanlış delillere dayanarak verilen kararlar, masum bir kişinin cezalandırılmasına veya gerçekten suçlu olan bir kişinin cezasız kalmasına neden olabilir.

Kesin mehil bilirkişi raporu, hukuki süreçlerde, mahkemenin veya ilgili organın talebi üzerine, belirli bir konuda uzman olan bir kişinin yaptığı inceleme ve değerlendirme sonucunda hazırladığı yazılı belgedir. Bu rapor, kesin delil hükmünde olmayıp takdiri delil niteliğindedir, yani hakimi bağlamaz ve hakim tarafından serbestçe değerlendirilebilir.

Yargıtay'ın "tek delille hüküm kurulamaz" ifadesi, bir davada sadece bir delile dayanarak hüküm verilemeyeceği anlamına gelir. Ceza yargılamasında, adil bir karar için delillerin bütüncül bir şekilde değerlendirilmesi ve tek bir delilin yanı sıra diğer delillerle de desteklenmesi gerekmektedir.

Masumiyetlerinin 25 yıl sonra serbest bırakılmasının nedeni, hatalı görgü tanığı ifadesi ve savcılığın delilleri kasıtlı olarak gizlemesi gibi yanlış uygulamalardır. Miguel Solorio davasında, Los Angeles Temyiz Mahkemesi Hakimi William Ryan, Solorio'nun cinayeti işlediğine dair iddiaların temelsiz olduğuna ve mahkumiyetin hatalı olduğuna hükmetti. New York'ta tutuklu bulunan George Bell, Rohan Bolt ve Gary Johnson davasında ise mahkeme, savcılığın kendilerini "aklayacak delilleri kasıtlı olarak sakladığına" karar verdi ve bu nedenle suçsuz olduklarına hükmetti.

Tarafların delil sözleşmesi yapması durumunda, delil sözleşmesinde kararlaştırılan deliller kesin delil olarak kabul edilir. Ancak, delil sözleşmesinin geçersiz olduğu durumlar da vardır. Eğer delil sözleşmesi, taraflardan birinin ispat hakkını imkânsız kılan veya fevkalade güçleştiren bir nitelik taşıyorsa, bu sözleşme geçersiz sayılır.

Zinanın ispatında dikkate alınan deliller şunlardır: 1. Mesajlar ve Yazışmalar: Telefon mesajları, sosyal medya yazışmaları veya e-posta gibi dijital iletişim kanallarındaki yazışmalar. 2. Telefon Kayıtları ve Aramalar: Sık sık ve uzun süreli telefon görüşmeleri, özellikle bilinen kişilerden farklı kişilerle yapılan aramalar. 3. Fotoğraflar ve Videolar: Aldatma durumunu gösteren fotoğraflar ve videolar, ancak bu tür fotoğrafların gizlice çekilmesi ve kişisel haklara zarar vermemesi gerekir. 4. Tanık Beyanları: Aldatmaya tanık olmuş kişilerin ifadeleri. 5. Özel Dedektif Raporları: Eşinin aldatma durumunu belgelemek için özel dedektiflerin hazırladığı raporlar. 6. Gizli Kamera Kayıtları: Yasal sınırlar içinde yapılmış ve izinsiz olmayan gizli kamera kayıtları. Bu delillerin hukuka uygun bir şekilde toplanması gerekmektedir, aksi takdirde mahkemede geçersiz sayılabilir.