Dava

İlk müracaat harcı, diğer bir adıyla başvurma harcı, dava açarken davacıdan alınan ve peşin olarak ödenen maktu bir harçtır. 2025 yılı için başvurma harcı 615,40 TL'dir. Harç hesaplaması yapılırken, davanın konusu para ile ölçülebiliyorsa nispi, ölçülemiyorsa maktu harç uygulanır. Örnek hesaplama: - Asliye hukuk mahkemesinde açılan 1.000.000 TL'lik bir dava için: Başvurma harcı: 427,60 TL. Peşin harç (nispi harcın dörtte biri): 17.077 TL. Bu durumda toplam harç miktarı yaklaşık 23.662,8 TL olacaktır. Harç hesaplamaları her yıl güncellenebileceğinden, güncel bilgiler için bir avukata danışılması önerilir.

"Dosya incelendi, karar verildi" ifadesi, mahkemede görülen bir davanın ya da incelenen bir talebin sonuçlandırıldığı anlamına gelir. Bu ifade şu durumlarda kullanılabilir: Dava sonuçlandığında. İtirazlar ve temyiz süreçlerinde. Ancak bu ibareyi görmek, sürecin tamamen sona erdiği anlamına gelmez.

Islah dilekçesi, dava dilekçesinin yerine geçmez. Islah, tarafların dava dilekçelerinde belirttikleri iddia ve savunmaları kısmen veya tamamen değiştirmelerine olanak tanıyan bir usuli işlemdir. Davanın tamamen ıslahı durumunda, davacı yeni bir dava dilekçesi hazırlamak zorundadır. Kısmen ıslah durumunda ise, ıslah edilen usul işlemi için bir haftalık süre verilir.

Salim Güran'ın avukatı Seda Toğrul, Narin Güran cinayeti davasında, dosyada gelinen aşamada diğer sanık ve gizli tanık beyanları, Narin'in ölü olarak bulunması ve dosyaya dahil edilen adli tıp raporlarını göz önünde bulundurarak bir anne olarak savunmaya devam edemeyeceğini belirterek müdafilik görevinden çekilmiştir. Toğrul, bundan sonra dosyayı sanık müdafi olarak değil, bir anne ve vatandaş olarak takip edeceğini ifade etmiştir.

Evet, maddi hasar tazminatı kısmi dava olarak açılabilir. Kısmi dava, talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmının dava yoluyla ileri sürülmesi anlamına gelir. Ancak, kısmi dava sadece araç değer kaybı veya araç hasarları gibi konularla ilgili olabilir; ölüm ve bedensel hasarlar için açılamaz.

Kira tespiti davasında istinafa cevap süresi, kararın tebliğinden itibaren iki haftadır. Bu süre içinde istinaf yoluna başvurulabilir.

Tefrik edilen davanın tekrar açılması mümkündür, ancak bu, belirli şartlara bağlıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) hükümlerine göre, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davalar, yargılamanın her aşamasında, talep üzerine veya re'sen hâkimin gerekli görmesi durumunda ayrılabilir. Feragat edilen davalar için ise, feragat beyanının geçersiz sayılması durumunda dava tekrar açılabilir. Bu, beyanın hukuki iradeye aykırı olarak verildiğinin veya baskı/tehdit altında yapıldığının kanıtlanması gerektirir. Her iki durumda da, davanın tekrar açılması için ilk başvurulan mahkemeye başvurulmalıdır.

Nüfus kaydında baba isminin yanlış olması durumunda, nüfus kaydının düzeltilmesi davası açılmalıdır. Dava için gerekli unsurlar: Açıklamalar: Hatanın nedeni ve doğru bilgi belirtilmelidir. Hukuki nedenler: Türk Medeni Kanunu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Anayasa'nın 20. maddesi dayanak gösterilmelidir. Deliller: Nüfus kayıt örnekleri, doğum belgesi, aile nüfus kayıtları, tanık beyanları ve gerekirse DNA testi raporu sunulmalıdır. Sonuç ve talep: Hatalı olan "baba adı" bilgisinin düzeltilmesi ve kararın nüfus müdürlüğüne bildirilmesi talep edilmelidir. Zamanaşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değildir.

İhtiyaç nedeniyle tahliye davasında bilirkişi raporu, taşınmazın mevcut işyerine göre üstünlüğünü değerlendirmek için genellikle uzman bilirkişi tarafından hazırlanır. Bilirkişi, her iki taşınmazın: fiziksel durumu, konumu, kullanım uygunluğu, işyeri faaliyetine katkısı gibi kriterleri karşılaştırarak rapor oluşturur. Bilirkişi raporunun içeriğinde olması gerekenler: Dava konusu taşınmazın, yapılacak işe uygun olup olmadığına dair değerlendirme. Taşınmazların fiziksel özellikleri, konumu ve kullanım uygunluğu karşılaştırması. İşyeri faaliyetine katkısının analizi. Mahkemece, ihtiyaç iddiasının gerçekliğini ve samimiyetini belirlemek amacıyla bilirkişi raporu talep edilebilir. İhtiyaç nedeniyle tahliye davası gibi hukuki süreçlerde, bilirkişi raporu dahil tüm delillerin değerlendirilmesi için bir avukata danışılması önerilir.

Fatih Terim fonu davasının ne zaman sonuçlanacağına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, davada yeni gelişmeler yaşanmaktadır. Örneğin, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi, Seçil Erzan'ın Fatih Terim'e yönelik eylemiyle ilgili dosyayı uzlaştırma işlemleri için savcılığa göndermiştir. Davanın tam olarak ne zaman sonuçlanacağına dair daha fazla bilgi için mahkeme kararlarını ve duruşmaların takvimini takip etmek gerekmektedir.

Ortaklığın Giderilmesi davasında keşif yapılmazsa, mahkeme tarafından verilen karar bozma sebebi olabilir. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2017/6014 E. - 2018/2050 K. sayılı kararına göre, "Mahkemece, keşif yapılmadan ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği görülmüştür. Mahkemece taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi konusunda HMK’nın 288 vd. maddeleri uyarınca mahallinde keşif yapılarak rapor alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir". Keşif, taşınmazın değeri, hukuki durumu ve aynen taksimin mümkün olup olmadığının tespiti için gereklidir.

Ecrimisil ve müdahalenin önlenmesi davası dilekçesi yazarken aşağıdaki unsurlar dikkate alınmalıdır: Başlık ve Mahkemenin Adı. Davacı ve Davalı Bilgileri. Dava Değeri. Konu. Açıklamalar. Hukuki Nedenler ve Deliller. Sonuç ve Talep. Örnek bir dilekçe için aşağıdaki kaynaklar kullanılabilir: acunhukuk.av.tr; mihci.av.tr; av-saimincekas.com. Dava süreci ve dilekçe hazırlığı için bir avukata danışılması önerilir.

Olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı dava dilekçesi, asliye hukuk mahkemesine verilir. Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi, yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Dava, hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır.

Husumet yokluğu, bir davada taraf olarak gösterilen kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olmaması durumunu ifade eder. Bir subjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu, yani bir davada davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu, tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Husumet yokluğu, bir dava şartı olmayıp, itiraz niteliğindedir. Husumet yokluğu, mahkeme tarafından re'sen gözetilir.

İcra hukukunda tahliye davası açmak için aşağıdaki adımlar izlenir: 1. Ödeme Emri: Kiraya veren, icra dairesine başvurarak kiracıya ödeme emri gönderir. 2. İtiraz Süreci: Kiracı, ödeme emrine 7 gün içinde itiraz edebilir. 3. Tahliye Kararı: İtirazın reddedilmesi durumunda icra dairesi tahliye kararı verir. 4. Zorla Tahliye: Kiracı tahliye kararına rağmen taşınmazı boşaltmazsa, zorla tahliye işlemi başlatılır. Tahliye davasının açılabilmesi için gerekli koşullar: Taraflar arasında geçerli bir kira sözleşmesi bulunmalıdır. Takip, konut veya çatılı işyeri kiraları için Türk Borçlar Kanunu'nun ilgili hükümlerine uygun şekilde yapılmalıdır. Kira borcu açıkça belirlenmeli ve hangi dönemlere ait olduğu takip talebinde yer almalıdır. Görevli ve yetkili mahkeme: İcra takibinin yapıldığı icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesidir. Tahliye kararının kesinleşmeden icra edilebilmesi: Tahliye kararı, kesinleşmeden icraya konulabilir, ancak kararın kiracıya tebliğinden itibaren 10 günlük sürenin dolması gerekir. Tahliye süreci karmaşık olabileceğinden, bir avukattan destek alınması önerilir.

Tasarruf iptali davasında 4. kişi, borçlunun mal kaçırmaya yönelik tasarruf işlemini yaptığı ve malı veya hakkı bir başka kişiye devreden üçüncü kişinin, bu malı veya hakkı kötü niyetle devralan dördüncü kişi olması durumunda belirlenir. Tasarruf iptali davasında 4. kişinin belirlenmesinde dikkat edilen bazı hususlar: Kötüniyet: Dördüncü kişinin, mal kaçırma işleminden haberdar olması ve borçlunun mali durumunu bilmesi gerekir. İyiniyet: Dördüncü kişi iyiniyetli ise, yani mal kaçırma durumunu bilmiyorsa, kendisine karşı iptal davası açılamaz ve kazanımları korunur. Davalı Sayısı: Her bir 4. kişi ayrı değerlendirilir ve kötüniyetli olanlar müteselsilen sorumlu tutulur. Yargıtay kararlarına göre, İİK 280. maddedeki akrabalık karineleri 4. kişi için uygulanmaz; alacaklı, bu kişilerin kötü niyetli olduklarını ispatlamalıdır.

İhraç edilen kişilerin başvurabileceği bazı yollar: İdare Mahkemesine Başvuru: İhraç kararına karşı 60 gün içinde İdare Mahkemesinde iptal veya tam yargı davası açılabilir. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'na Başvuru: 685 sayılı KHK ile kurulan bu komisyona, ihraç kararının Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren 60 gün içinde başvuru yapılabilir. Anayasa Mahkemesi'ne Bireysel Başvuru: OHAL Komisyonu'nun ret kararına karşı 30 gün içinde Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunulabilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Başvuru: İç hukuk yollarının tüketilmesinin ardından 4 ay içinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru yapılabilir. Ayrıca, haksızlığa uğradığını düşünen memurlar, Başbakanlık veya valilikler bünyesindeki kriz merkezlerine, AK Parti Genel Merkezi'ndeki AKİM veya Başbakanlık BİMER gibi birimlere itiraz başvurusunda bulunabilir. Başvuru süreçlerinde bir avukattan destek alınması önerilir.

Hakkınızda açılan davaya cevap dilekçesi, dava açılan mahkemeye verilir. Cevap dilekçesine, davacı sayısı kadar örnek eklenmelidir.

Ara karara cevap verilmemesi durumunda ne olacağına dair bilgi bulunamadı. Ancak, ara kararlar hakkında şu bilgiler değerlendirilebilir: Ara kararın amacı. Ara kararın içeriği. Ara karardan dönülebilmesi. Kanun yoluna başvurulamama.

Ata Demirer, Ferdi Tayfur'a "Berlin Kaplanı" filminin senaryosunun çalındığı iddiasıyla dava açmıştır. 2009 yılında aynı programa konuk olan Ferdi Tayfur ve Ata Demirer arasında şu olaylar yaşanmıştır: Ferdi Tayfur, yayın sırasında "Lambalı Saz" adlı film projesinden bahsetmiş ve Ata Demirer'e başrol teklif etmiştir. Ata Demirer, sanatçıdan senaryoyu kendisine göndermesini istemiştir. Üç yıl sonra Ata Demirer, "Berlin Kaplanı" adlı sinema filmini vizyona çıkarmıştır. Ferdi Tayfur, gönderilen senaryodan izinsiz alıntı yapıldığını iddia ederek dava açmıştır. Mahkeme, "Berlin Kaplanı"nın senaryosunun Ata Demirer'e ait olduğuna ve Ferdi Tayfur'un film üzerinde hiçbir hakkının bulunmadığına hükmetmiştir.