Bu video, bir konuşmacının toplumsal sorunlar hakkında yaptığı bir konuşmayı içermektedir. Konuşmacı, akıl almaz cinayetler ve intihar olayları gibi toplumsal sorunları ele almaktadır.. Konuşmacı, kapitalist sistemin ve seküler hayatın toplumsal sorunlara neden olduğunu savunmaktadır. Diziler, filmler ve kitapların toplum mühendisliği yaparak insanları dinsizleştirdiğini, bu durumun psikopat ve manyakların ortaya çıkmasına yol açtığını iddia etmektedir. Konuşmanın son bölümünde gençlere yönelik nasihatlerde bulunarak, ilim ve bilgiyle uğraşmaları, sevgili olma furoyasından uzak durmaları ve Allah'ın rızasını kazanmak için çabalamaları gerektiğini vurgulamaktadır.
Bu video, bir konuşmacının Mustafa Kemal Atatürk ve seküler sistem hakkında bilgi verdiği bir sunum formatındadır.. Konuşmacı, Atatürk'ün seküler sistemin kurucusu olduğunu vurgulayarak başlıyor ve dinin özüne ilk defa dokunan filozofların Karl Marx ve Engel olduğunu belirtiyor. Daha sonra komünizm ve din arasındaki ilişkiyi, özellikle Güney Amerika'daki komünistlerin Katolik Kilisesi'ne yaklaşımını anlatıyor. Kurtuluş Savaşı sırasında İngiltere'nin Türkiye'ye karşı tutumu, Rusya'dan gelen ajanlar ve Atatürk'ün bu duruma karşı "Sarı Komünizm Partisi" kurması gibi olaylar ele alınıyor. Konuşmacı, Atatürk'ün Cumhuriyet döneminde dinle ilişkisini ve bu konudaki tutumunu da değerlendiriyor.
Bu video, Dr. Necdet Subaşı'nın sunumuyla "Radyo Kitaplığı" programında yayınlanan bir kitap tanıtımıdır. Dr. Subaşı, Christopher Dole'nin "Seküler Yaşam ve Şifacılık: Modern Türkiye'de Kayıp ve Adanmışlık" adlı kitabını tanıtmaktadır.. Videoda, modern Türkiye'de şifacılık, cincilik, büyücülük gibi geleneksel pratiklerin nasıl varlığını sürdürdüğü ele alınmaktadır. Christopher Dole, 1990-2000 yılları arasında Türkiye'de yaşamış bir antropologdur ve kitabında sekülerizmle bağ kurmuş bir ülkede bu geleneksel pratiklerin nasıl etkili bir şekilde devam ettikleri sorusunu sormaktadır. Yazar, şifacıların toplum üzerindeki etkisini ve seküler güçlerle şifacılar arasındaki rekabeti antropolojik bir çalışma ile incelemektedir.
Modernleşme, insanları dinden ve eski düzenden akıl düzenine ulaştırmayı amaçlar. Modernleşme, bilginin birikimi ve teknolojinin gelişmesiyle kaçınılmaz bir süreçtir. Becker'a göre modernleşme, Ortaçağ mirasının sekülerleştirilmesidir
Bu video, bir konuşmacının Risale-i Nur ve Bediüzzaman Said Nursi hakkında çalışmanın tehlikeleri hakkında yaptığı bir sunum veya ders formatındadır. Konuşmacı, kendisini Bediüzzaman'ın mürşidi olarak tanımlayan ve Risale-i Nur'a intisapla kendini ifade eden bir akademisyen olarak tanıtmaktadır.. Video, Risale-i Nur ve Bediüzzaman hakkında çalışmanın tehlikelerini üç ana başlık altında ele almaktadır: seküler kesimler (özellikle kemalist ve sol sosyalist) tarafından düşmanlaştırılma, müslüman entelijansiyanın önyargılı yaklaşımı ve Risale-i Nur dairesi içindeki farklı gruplar arasındaki çatışmalar. Konuşmacı, bu alanlarda çalışmanın her iki tarafı da dışlama ve ötekileştirme riskiyle karşı karşıya bıraktığını vurgulamaktadır.
Medreseler, ulema ve bürokrasi için temel eğitim kurumuydu. Elitler Arapça ve Farsça öğrenmeye meyilliydi. Batı ile iletişim genellikle Rum ve Ermeni tercümanlar aracılığıyla sağlanıyordu
Bu video, Ersel Hoca, Nihat Hoca ve diğer bir akademisyen arasında geçen bir sohbet formatındadır.. Sohbet, dinin uluslararası ilişkilerdeki rolü üzerine odaklanmaktadır. Konuşmacılar, modern uluslararası ilişkilerde dinin etkisinin azaltılması arayışının tarihsel gelişimini, sekülerliğin etkisini ve günümüzde dinin uluslararası siyasetteki artan önemini tartışmaktadır. Özellikle Vatikan'ın siyasi rolü, papalığın sadece dini bir kurum değil aynı zamanda siyasi bir kurum olduğu vurgulanmaktadır.. Sohbette ayrıca Papa'nın ABD ziyareti, Vatikan'ın Küba-Amerika antlaşması, Orta Amerika'daki çatışmalar ve Filistin meselesi gibi uluslararası konulardaki etkisi ele alınmaktadır. Latin Amerika kökenli papalığın daha canlı ve sosyal bir görünüm kazandığı ve günümüzde bazı cesur siyasi ifadelerde bulunduğu da konuşulmaktadır.
İnsanlığın birliği düşüncesi din ve felsefenin ürünüdür. Yahudi-Hıristiyan inancı tek tanrılı bir insanlık anlayışı sunar. Dinsel tarih tek yanlı ve önyargılıdır. Tevrat'ta İsrail halkı seçilmiştir, ancak tarihsel önemi sınırlıdır
Bu video, "Kızıl Goncalar" dizisinin son bölümünde geçen ve izleyicilerin tepkisini çeken bir sahneyi ele alıyor. Dizide Özgü Namal ve Özcan Deniz'in başrolde olduğu, Mert Yazıcıoğlu'nun Cüneyt ve Nefise Esma Yılmaz'ın Mira karakterlerini canlandırdığı bir sahne inceleniyor.. Videoda, Ramazan ayında Cüneyt ile Mira arasında geçen diyalog ele alınıyor. Sahnedeki Mira'nın Ramazan'ı bilmediği ve "Ramazan kim" sorusuyla tepki uyandıran sahne, seküler kesim için yanlış bir genelleme olduğu yorumları doğuruyor. Ece Üner de sahne hakkında "komik değil, gerçekçi değil, seküler kesim cahil değil" yorumuyla sitem ediyor.
Bu video, çeşitli konuşmacıların yer aldığı bir sohbet/röportaj formatında olup, Orhan Şener, Onur Tuğrul Karabıçak, Ertuğrul Ay, Kıvılcım, Ozan, Ceren Özgür, Ata Helvacıoğlu ve Gürhan Çiftçi gibi kişilerin görüşlerini içermektedir.. Video, Türk televizyon dizilerinin toplumsal etkisi, seküler ve dindar karakterlerin temsil edilme şekilleri ve LGBT bireylerin temsilinin zaman içindeki değişimleri üzerine odaklanmaktadır. Konuşmacılar, "Kızılcık Şerbeti", "Kızıl Goncalar", "Bahar", "Bizimkiler", "Osmanlı" ve "Diriliş" gibi dizilerin toplumsal yansımalarını, seküler karakterlerin nasıl temsil edildiğini ve bu temsillerin toplumsal algılara etkisini analiz etmektedir.. Videoda ayrıca, televizyonun toplumsal iktidar ve kültürel hegemonya kurma sürecindeki rolü, yerel seçimler ve siyasi propaganda, seküler muhalif cenah'ın umutsuzluğa düşürülmesi, tarikat ve imam karakterlerinin yaygınlaşması ve LGBT bireylerin temsilinin 2000'li yıllardan günümüze kadar nasıl azaldığı gibi konular da ele alınmaktadır. Konuşmacılar, izleyicilerin bu duruma karşı nasıl tepki verebilecekleri ve kendilerini nasıl koruyabilecekleri konusunda da düşüncelerini paylaşmaktadırlar.
Bu video, bir konuşmacının laiklik kavramını ve İslam'daki yeri hakkında bilgi verdiği bir eğitim içeriğidir. Konuşmacı, laiklik kavramının farklı yorumlarını ve İslam'ın bu kavramla ilişkisini açıklamaktadır.. Video, laikliğin ne olduğu sorusuyla başlayıp, farklı grupların laiklik hakkındaki görüşlerini ele alıyor. Ardından seküler bir hayat tarzı olarak laikliğin tanımı, Batı'nın tasavvur ettiği tanrı anlayışı ile İslam'ın Allah anlayışı arasındaki farklar açıklanıyor. Son bölümde ise laikliğin iki çeşidi (Bizantinist ve Anglosakson) anlatılıyor ve İslam'ın şeriatı ile laikliğin karşılaştırılması yapılıyor. Konuşmacı, İslam'ın doğru yorumlanmasının önemini vurgulayarak, Kur'an ve Sünnet'e dönmenin gerekliliğini belirtiyor.
Sekülerlik, din ve devlet işlerinin ayrılması ilkesidir. Terim Latince "saeculum" (çağ) kelimesinden türemiştir. Aydınlanma Çağı'nda seküler düşünce gelişmeye başlamıştır. 19. ve 20. yüzyılda birçok ülkede anayasal ilke haline gelmiştir
Habertürk ekranlarında Mehmet Akif Ersoy, Diyanet İşleri eski başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'i konuk ediyor. Röportaj, ilahiyat camiasındaki din tartışmaları, Türkiye'deki seküler-muhafazakar kutuplaşması ve Batı dünyasından gelen İslam karşıtı açıklamalar üzerine odaklanıyor.. Röportaj, ilahiyat camiasındaki tartışmaları, Türkiye'deki siyasi kutuplaşmayı ve Batı'dan gelen İslam karşıtı açıklamaları ele alıyor. Röportajın özel bir bölümü olacak ve bu akşam saat 23'te yayınlanacak.
Ortaçağ'da suçlular ahlaki zayıflık nedeniyle cezalandırılıyordu. 19. yüzyılda çevre koşulları karakter kavramını zayıflattı. 20. yüzyılın sonunda karakter eğitimi yeniden önem kazandı
Bu video, "Kızıl Goncalar" dizisinin çekimlerinin din düşmanlığı nedeniyle iptal edildiği haberi üzerine yapılan bir analiz içeriğidir. Videoda Cüneyt, Levent, Zeynep ve Efendi Hazretleri gibi karakterlerin hikayeleri ele alınmaktadır.. Video, dizinin yeni bölümünün Pazartesi günü ekranlara gelip gelmeyeceği belirsiz olduğu bilgisiyle başlayıp, Cüneyt karakterinin ailesine dönük hikayenin anlatımının erteleneceği, Zeynep'in koruma altına alınma durumunun Faniler Cemaatini karıştıracağı ve Efendi Hazretlerinin sezon finaline kadar görünmemesi beklenen bir gizem olarak kalacağı analizlerini içermektedir. Ayrıca seküler ve muhafazakar kesim arasındaki çatışma ortamının ustaca işleneceği belirtilmektedir.
Bu video, Ahmet Anapalı'nın sunduğu ve Enes adlı bir kişinin de yer aldığı bir soru-cevap programıdır. Programda izleyicilerden gelen sorular yanıtlanmaktadır.. Programın ana konusu Atatürk ve Cumhuriyet'in kuruluşu hakkındaki görüşlerdir. İlk bölümde Atatürk'ün çocukluğundan beri beslediği seküler ve laik fikirler, Cumhuriyet'in kurulmasıyla Türkiye'nin dini değerlerden uzaklaştığı görüşü ve Atatürk'ün Latife Hanım ile boşanma nedenleri ele alınmaktadır. İkinci bölümde ise konuşmacılar, Tüm Ekran TV'nin neden sona erdiğini ve YouTube kanallarının geçmişini anlatmaktadır.. Program, Atatürk'ün kişiliği, düşünceleri ve Cumhuriyet'in kuruluşu hakkında farklı bir perspektif sunmakta, ayrıca konuşmacılar kendi YouTube kanallarının geçmişini ve yeni bir YouTube kanalı olan Ahmet Anapalı YouTube sayfasının nasıl başladığını da paylaşmaktadır.
Bu video, bir konuşmacının dinsizliğin sebepleri hakkında düşüncelerini paylaştığı bir monolog formatındadır.. Konuşmacı, dinsizliğin sebeplerini ele alarak, insanların önce hayat tarzlarının sekülerleştiğini, sonra da bu durumu rasyonalize edip dinsizleştiğini savunmaktadır. İmkanların artmasıyla insanların dini hayatı yaşamalarının zorlaştığı ve dini hayatın sade bir hayat gerektirdiği vurgulanmaktadır. Video, "Aziz Allah" ifadesiyle sona ermektedir.
Dizi, seküler Levent ile tarikat üyesi Meryem'in hayatlarını anlatıyor. İnanç ve fikir ayrılıklarına rağmen annelik ve babalığın birleştirici gücü vurgulanıyor
Bu video, bir konuşmacının "Efendimiz" olarak bahsettiği kişiye hitap ederek modernizm, kavramlar ve algılar hakkında düşüncelerini paylaştığı bir sohbet formatındadır.. Video, modernizmin getirdiği "bireyselleşme" kavramını, İstanbul Sözleşmesi ve LGBT meseleleri üzerinden ele alarak başlıyor. Konuşmacı, modernizmin temelindeki "özgürlük" kavramının aslında bireyselleşme ve Allah'ın otoritesine karşı duruş anlamına geldiği iddiasını savunuyor. Daha sonra, Batı'nın algılarla insanları nasıl etkilediği, "Küçük Albert Deneyi" örneği üzerinden davranışların nasıl insanlara algı olarak kodlanabileceği anlatılıyor.. Konuşmacı, seküler çevreyle mücadele konusunda umut verici örnekler vererek, algılara teslim olmayan bir ruhun önemini vurgulamaktadır. Ayrıca, kavramların zihinlerimizi nasıl işgal ettiğini ve algıların nasıl manipüle edildiğini, bu durumun toplumsal değişimlere nasıl yol açtığını açıklamaktadır.
Bu video, bir tarih programı formatında olup, sunucu ve konuk arasında geçen bir sohbeti içermektedir. Konuk, tarih konusunda bilgi sahibi bir akademisyen olarak görünmektedir.. Programda iki ana konu ele alınmaktadır. İlk olarak, Cemal Granda'nın "Şahidim" adlı kitabına dayandırılan, Atatürk'ün "Bütün Kemaller eşektir, ben adımı Kamal yapıyorum" dediği iddiası tartışılmaktadır. Konuk, bu iddianın gerçekliğini sorgulamakta ve Osmanlı'da isimlerin nasıl kullanıldığını açıklamaktadır. İkinci konu ise, izleyici sorusu olarak Atatürk'ün genel zihniyetinde ve Türkiye'deki seküler düşüncede Ziya Gökalp'in etkisi üzerine bir tartışma içermektedir. Konuk, Ziya Gökalp'in Türkiye'deki seküler düşünceye etkisini değerlendirmekte ve İttihat Terakki zihniyetinin günümüzde de devam ettiğini belirtmektedir.