Yargıtay

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2017/2183 esas numaralı dosyasının sonuçlanma süresi, genel olarak 6 ay ile 3 yıl arasında değişebilir. Dosyanın kesin sonuçlanma tarihi hakkında daha kesin bir bilgi için Yargıtay'ın resmi web sitesi veya UYAP üzerinden takip yapılması önerilir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin iş hukuku alanındaki bazı ilke kararları şunlardır: 1. Hafta Tatili ve Yıllık İzin Hesaplamaları: Cumartesi günleri, yıllık izin hesabında dikkate alınmayacak. 2. Fazla Çalışma Ücreti ve İspat Yükü: İmzasız bordrolar da dahil olmak üzere, fazla çalışma ücreti her türlü delille ispat edilebilir. 3. Yıllık İzin Alacağı ve Zamanaşımı: Yıllık izin alacağı, fesih tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımına tabidir. 4. İş Sözleşmesi ve Objektif Nedenler: Belirli süreli iş sözleşmelerinde objektif neden olmasa bile, işverenin bu durumu ileri sürmesi hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirilir. 5. Belirsiz Alacak Davaları: Kıdem ve ihbar tazminatları genellikle belirsiz alacak davasına konu edilebilirken, yıllık izin ve ücret alacakları genellikle kısmi dava olarak açılmalıdır. 6. İş Müfettişi Raporlarına İtiraz: İş müfettişi raporlarına itiraz davalarında hukuki yarar şartı aranmaz.

Bozulan bir karar kendiliğinden uygulanmaz, uygulanması için ilgili makamların harekete geçmesi gereklidir. Kanun yararına bozma durumunda, bozulan karar, Yargıtay'ın ilgili ceza dairesi tarafından ileri sürülen nedenler yerinde görüldüğünde uygulanır.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 4.9.1954 gün ve 4/16 sayılı kararı, idarenin şart tasarruf niteliğindeki karar ve işlemlerinin sonradan hataya düşüldüğünün anlaşılması üzerine geri alınması durumunda, bu tasarruflara dayanılarak yapılmış fazla ödemelerin geri istenmesi konusunu ele almaktadır. Bu karara göre, idarenin yanlış tasarrufa dayanarak yaptığı fazla ödemeler, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak geri istenemez ve bu tür durumlarda idare hukuku kuralları uygulanır.

TCK 22/6 maddesi ile ilgili bazı Yargıtay kararları: 1. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 23.11.2010 tarihli karar. Bu kararda, TCK 22/6 maddesinin uygulanabilmesi için iki temel şartın varlığı gerektiği vurgulanmıştır: - Basit taksirle işlenmiş bir suç bulunmalıdır. - Meydana gelen netice, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından etkili olmalıdır. 2. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2019/6761 E., 2020/4151 K., 30.6.2020 tarihli karar. 3. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 23.10.2008 tarihli karar.

Yargıtay mesaj sistemi, UYAP SMS Bilgi Sistemi üzerinden çalışır. Çalışma prensibi şu şekildedir: 1. Abonelik: İlgili kişi, TC kimlik numarası ve dosya esas numarası ile 4060'a SMS göndererek sisteme abone olur. 2. Bilgi Alma: Abonelik sonrası, kişi hakkındaki yargılama süreçleri, icra takipleri ve duruşmalar hakkında mesajlar alır. 3. Sorgulama: Anlık sorgulama yaparak, öğrenmek istediği dava veya işlemle ilgili bilgileri de 4060'a göndererek öğrenebilir. Bu sistem, resmi tebligat yerine geçmez ve mesajlara rağmen mahkemeye gelinmezse bilinen usulde tebligat çıkarılır.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu (İBGK) kararları, Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.

Yargıtay, seçimlik hakları değerlendirirken aşağıdaki ilkeleri göz önünde bulundurur: 1. Ayıplı Mal Durumunda: 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 11. maddesine göre, tüketici ayıplı mal tesliminde dört seçimlik haktan birini kullanabilir. 2. Dengeli Değerlendirme: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, seçimlik hakların kullanımında tüketici ve satıcı arasında denge unsurunun gözetilmesi gerektiğine hükmetmiştir. 3. İyi Niyet Kuralı: Tüketicinin seçimlik hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmesi gerektiği, aksi takdirde bedel iadesi gibi bazı seçimlik hakları kullanamayacağı belirtilmiştir.

Yargıtay, temliki genellikle Türk Borçlar Kanunu'nun 183 ve sonraki maddelerinde düzenlenen "alacağın temliki" hükümleri kapsamında değerlendirir. Temlikin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılmış olması ve temlik edenin tasarruf yetkisine sahip olması gibi belirli şartların sağlanması gereklidir. Yargıtay'ın temlik konusundaki bazı değerlendirmeleri: - Yükleniciden üçüncü kişiye yapılan bir temlik işlemi, kat karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde söz konusu bağımsız bölüm yönünden arsa sahibine karşı sahip olunan kişisel hakkın devri olarak kabul edilir. - Temliki öğrenen arsa sahibi, temlik olmasaydı önceki alacaklıya karşı ileri sürebileceği defileri, yeni alacaklıya karşı da ileri sürebilir. - Yüklenici, arsa sahibine karşı edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye temlik etmişse, üçüncü kişi arsa sahibini ifaya zorlayamaz.

İstinafa esastan retten sonra, Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulunulabilir.

D dizi platformlarının (DiziBOX, Dizipub, Dizimag ve DiziLAB) kapanma nedeni, korsan olarak yabancı dizi yayını yapmalarıdır.

Temyiz sürecinin ne kadar süreceği, dosyanın inceleneceği Yargıtay dairesinin iş yüküne bağlı olarak değişir ve ortalama 1-2 yıl sürer.

Yargıtay'da bir dosyanın inceleme süresi, dava türüne ve iş yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Genel olarak: - Ceza davalarında inceleme süresi 12-18 ay arasında sürer. - Hukuk davalarında inceleme süresi 18-24 ay arasında sürer. Ayrıca, tutuklu sanıkların bulunduğu dosyalar daha hızlı sonuçlanabilir. Yargıtay'daki inceleme sürecinin kesin bir süresi yoktur.

Yargıtay'ın emekli maaşı üzerinde kredi kullandırma konusundaki kararı, emekli maaşıyla kredi ödemesi yapmayı taahhüt eden emeklilerin bu ödemelerinin geri istenemeyeceğini belirtmektedir. Kararın gerekçesinde şu hususlar yer almaktadır: - Emekli maaşı, bir mal varlığı parçası olarak kabul edilir. - Emekli maaşından yapılan kesintilere itiraz eden emekliler, bankadan daha önce tahsil edilen paraları geri isteyemezler. Bu karar, yaklaşık 16 milyon emekliyi doğrudan etkilemektedir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2004/8106 E. numaralı dosya, 20 Eylül 2004 tarihinde karara bağlanan bir davadır.

İnanç sözleşmesinin Yargıtay'da ispatlanması için yazılı delil sunulması gerekmektedir. Eğer yazılı bir belge bulunmuyorsa, yazılı delil başlangıcı niteliğinde belgeler sunulabilir. Ayrıca, yemin gibi kesin deliller de inanç sözleşmesinin ispatında kullanılabilir.

Tebligat Kanunu'nun 35/2. maddesine ilişkin Yargıtay kararları şu şekildedir: 1. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2013 kararına göre, 35. maddeye göre tebligat yapılabilmesi için borçlunun adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve daha önce kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması zorunludur. 2. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 2012 kararında ise, adres kayıt sisteminde adresleri tespit edilebilen taraflara Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılmasında yasal olanak bulunmadığı belirtilmiştir. Bu kararlar, 35. maddenin uygulanabilmesi için gerekli şartları ve sınırlamaları vurgulamaktadır.

Yargıtay'ın 4222 sayılı kararları farklı hukuk dairelerine ait çeşitli davalardan oluşmaktadır: 1. 13. Hukuk Dairesi Kararı: 2018/2025 esas ve 2020/4222 karar sayılı ilamda, tüketici mahkemesinde açılan menfi tespit ve istirdat davasında, davalının 7. İcra Müdürlüğü'nün iki dosyası kapsamında borçlu olduğu, davacının ödemiş olduğu miktarın en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği belirtilmiştir. 2. 8. Hukuk Dairesi Kararı: 2012/4222 esas ve 2012/13389 karar sayılı ilamda, tapu iptali ve tescil davasında, her iki parsele ait kadastro tutanaklarının 1985 yılında kesinleştiğinden ve kadastro öncesi zilyetlik ve hukuki neden söz konusu olmadığından, dosyanın 1. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesi gerektiği belirtilmiştir. 3. 4. Hukuk Dairesi Kararı: 2021/4222 esas ve 2021/8157 karar sayılı ilamda, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat davasında, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin 18 yaşından küçük olan davacı için reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Yargıtay Ceza Dairesi'nin bir dosya üzerinde 2 yıl sonra karar vermesi mümkündür. Mahkemelerde ceza dairesinin bir dosyanın incelenme süresi ortalama 352 gün olarak bilinmektedir.

Yargıtay'ın bozduğu uyuşturucu davaları genellikle aşağıdaki nedenlerle ilgilidir: 1. Delil Yetersizliği: Delillerin hukuka uygun olarak elde edilmemesi veya yetersiz olması. 2. Suç Vasfının Hatalı Tayini: Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak ile uyuşturucu madde ticareti yapmak suçunun ayrımının yanlış yapılması. 3. Sanığın Yardım Eden Yerine Fail Olarak Cezalandırılması: TCK'nın 39. maddesine göre yardım eden kişinin fail olarak değerlendirilmesi. 4. Zincirleme Suç Hükümlerinin Hatalı Uygulanması: TCK'nın 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin yanlış uygulanması. 5. Teşdiden Ceza Verilmesi: Yasada belirtilmeyen gerekçelerle alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesi. Bu tür davalarda Yargıtay, bozma kararı vererek davayı yeniden incelenmek üzere ilk derece mahkemesine geri gönderir.