Yargıtay

Yargıtay, yoksulluk nafakasını aşağıdaki durumlarda kaldırır: 1. Yeniden evlenme: Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi halinde nafaka kendiliğinden kalkar. 2. Fiilen evliymiş gibi yaşama: Alacaklı tarafın, evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması durumunda mahkeme kararıyla nafaka kaldırılır. 3. Yoksulluğun ortadan kalkması: Alacaklının yoksulluğunun ortadan kalkması halinde nafaka kaldırılabilir. 4. Haysiyetsiz hayat sürme: Alacaklının haysiyetsiz bir yaşam sürmesi durumunda da nafaka kaldırılabilir. Bu durumlar dışında, nafaka yükümlüsünün mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını talep etme hakkı da vardır.

Yargıtay ilke kararları, iş hukuku ve ceza hukuku gibi çeşitli alanlarda uygulanır ve aşağıdaki şekillerde hayata geçirilir: 1. İş Hukuku: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin ilke kararları, iş hukuku uygulamalarında birliği sağlamak ve adil çözümler getirmek amacıyla kullanılır. 2. Ceza Hukuku: Yargıtay'a göre, şüpheden sanık yararlanır ilkesi, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi için mutlaka sanık yararına değerlendirilmelidir. 3. Yargı Etiği: Yargıtay Yargı Etiği İlkeleri, hâkimlerin ve yargı personelinin etik davranışlarını düzenler.

Yargıtay, veresiye fişlerini farklı durumlarda farklı şekillerde değerlendirmiştir: 1. Sahte Veresiye Fişleri: Yargıtay'a göre, sahte veresiye fişleri ile belediyeye ait hizmet araçlarına akaryakıt alınmış gibi gösterilerek belediyenin borçlandırılması suç teşkil eder. 2. Fatura ve Veresiye Fişleri: Ticari alım satımdan kaynaklanan alacakların tahsilinde, sadece fatura düzenlenmiş olması alacağın varlığı için yeterli değildir.

Yargıtay, şantaj suçunda aşağıdaki delilleri dikkate alır: 1. Sanığın İkrarı: Sanığın suçunu kabul etmesi önemli bir delil olarak değerlendirilir. 2. Tanık Beyanları: Mağdur veya tanıkların ifadeleri, suçun işlendiğini kanıtlamak için kullanılır. 3. Gizli Ses ve Görüntü Kayıtları: Ani gelişen durumlarda yapılan gizli kayıtlar, hukuka uygun olduğunda delil olarak kabul edilir. 4. HTS Kayıtları: Telefon hatlarının ayrıntılı kayıtları, iletişimin kim tarafından yapıldığını tespit etmek için incelenir. 5. Mesaj İçerikleri: Tehdit içerikli mesajlar ve yazışmalar, şantaj suçunun ispatı için güçlü deliller arasında yer alır. Bu delillerin yanı sıra, dijital kanıtlar ve diğer somut deliller de şantaj davasında değerlendirilebilir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, aile hukuku davalarına bakar. Bu dairenin görev alanına giren bazı dava türleri şunlardır: evlenme ehliyeti ve engelleri; boşanma ve ayrılık davaları; soy bağının kurulması ve düzeltilmesi ile ilgili davalar; evlat edinme davaları.

Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinin görev alanına giren davalarda Yargıtay, 7. Ceza Dairesi'ne bağlıdır.

Yargıtay'daki dosyaların uzun sürmesinin birkaç nedeni vardır: 1. Mevzuatın Sık Değişmesi: Yeni düzenlemeler ve yönetmelikler, yargı süreçlerini karmaşıklaştırarak dava sürelerinin uzamasına sebep olur. 2. Hakimin Liyakati ve Performansı: Tecrübesiz hakimler hatalı kararlar verebilir ve bu kararlar üst mahkemelerde bozulabilir, bu da sürecin uzamasına yol açar. 3. İş Yükü ve İnceleme Süreci: Yargıtay'ın yüksek iş yükü ve dosyaların detaylı incelenmesi, karar verme sürecini uzatır. 4. Ek Belgeler ve İtirazlar: Kurumlardan gelen müzekkere yanıtlarındaki gecikmeler ve tarafların ek dilekçeler sunması süreci yavaşlatabilir. 5. Bilirkişi Raporları: Bilirkişi raporlarının eksik veya hatalı olması, dosyanın yeniden incelenmesini gerektirir.

Yargıtay'da iki tane karar organı bulunmaktadır: Hukuk Genel Kurulu ve Ceza Genel Kurulu.

Yargıtay dosya inceleme süresi uzatılabilir, bu durum çeşitli faktörlere bağlıdır: 1. Dairenin İş Yoğunluğu: Yargıtay'ın bazı dairelerinde dosya yükü fazla olduğundan inceleme süreleri uzayabilir. 2. Dosyanın Karmaşıklığı: Kapsamlı ve karmaşık dosyalar daha uzun sürede incelenir. 3. Ek Talepler: Tarafların ek dilekçeler sunması, itirazlar veya bilirkişi incelemeleri süreci uzatabilir. 4. Bozma Kararı: Eğer Yargıtay dosyayı bozarsa, yerel mahkemeye geri gönderilir ve yeniden incelendikten sonra tekrar Yargıtay'a gidebilir, bu da ek zaman gerektirir. Genel olarak, ceza davalarında inceleme süresi 6 ay ile 2 yıl, hukuk davalarında ise 1-3 yıl arasında değişebilir.

Yargıtay'ın 10. Ceza Dairesi, ağır ceza mahkemeleri tarafından verilen mahkumiyet kararlarının temyiz incelemesini yapar. Bu dairenin görevleri şunlardır: - Ağır ceza mahkemelerinin kararlarını hukuka uygunluk açısından incelemek. - Benzer davalarda farklı mahkemeler tarafından verilen hüküm ve kararların birliğini sağlamak. - Yasalara uygun yargılama yapılmasını ve kanunların doğru uygulanmasını gözetmek.

Yargıtay kararlarına göre, yemek molasının en az süresi şu şekildedir: - 4 saat veya daha kısa süreli işlerde: 15 dakika. - 4 saatten 7.5 saate kadar süreli işlerde: 30 dakika. - 7.5 saatten fazla süreli işlerde: 1 saat. - 11 saat süreli işlerde: 1 saat. - 11 saatten fazla süreli işlerde: 1.5 saat.

Yargıtay'da bekleyen bir dosyanın karara bağlanma süresi, dairenin iş yükü ve dosyanın niteliğine bağlı olarak değişir. Genel olarak: Ceza davalarında 6 ay ile 2 yıl arasında. Hukuk davalarında 1 ile 3 yıl arasında. Ayrıca, bazı durumlarda bu süre daha da uzayabilir.

Yargıtay 2. Ceza Dairesi'nin 2011/392 ve 2011/741 sayılı dosyasının sonuçlanma süresi, genel olarak 6 ay ile 2 yıl arasında değişebilir. Dosyanın durumunu kesin olarak öğrenmek için Yargıtay'ın resmi web sitesi üzerinden sorgulama yapılabilir veya ilgili dairenin kalemiyle iletişime geçilebilir.

Yargıtay, boşanma davalarında çeşitli konularda kararlar verir. Öne çıkan bazı kararlar şunlardır: 1. Kusur Değerlendirmesi: Eşler arasındaki kusur durumunu değerlendirerek boşanmanın haklı bir sebep olup olmadığına karar verir. 2. Mal Paylaşımı: Evlilik süresince edinilen malların nasıl paylaşılacağını belirler. 3. Nafaka ve Tazminat: Nafaka miktarlarının ve tazminatların belirlenmesinde tarafların ekonomik durumları, ihtiyaçları ve yaşam standartları dikkate alınır. 4. Çocukların Velayeti: Çocukların velayetini belirlerken çocuğun üstün yararını gözetir ve bu konuda ebeveynlere yönelik sorumluluklar atar. Bu kararlar, boşanma davalarının adil ve doğru bir şekilde sonuçlanmasını sağlar ve alt mahkemelere yol gösterici olur.

Fatih Dalgalı, Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin attığı gaz fişeğiyle başından vurulan ve 269 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın davasında "olası kasıtla öldürme" suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu karar, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından onandı ve ceza Berkin Elvan'ın ölümünden 11 yıl sonra kesinleşti.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun (CGK) 2002/4-238 E. ve 2002/367 K. sayılı kararı, ilk haksız hareketin kimden geldiğinin belirlenemediği durumlarda, şüpheli kalan bu durumdan sanığın yararlandırılması ve etkili eylemin haksız tahrik altında gerçekleştirildiği kabul edilerek cezasında indirim yapılması gerektiğine ilişkindir.

Düzelterek onama sonrası şu sonuçlar doğar: 1. Kararın Kesinleşmesi: Yargıtay Ceza Dairesi'nce verilen düzeltilerek onama kararı ile mahkeme kararı kesinleşmiş olur. 2. Mahkumiyet Hükmünün İnfazı: Sanık hakkında mahkumiyet hükmü verilmişse, bu hükmün infazı başlar. 3. Kanun Yollarına Başvuru: Karar kesinleştikten sonra artık kanun yollarına başvurulamaz.

Firma vekaleti, belirli bir süre sınırlaması yapılmadığı takdirde süresiz olarak kabul edilir. Ancak, Yargıtay kararlarına göre genel vekaletnamenin süresi genellikle 10 yıl olarak kabul edilmektedir.

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, Yargıtay'da çeşitli açılardan değerlendirilir: 1. Şekil Şartları: Türk Borçlar Kanunu'nun 612. maddesine göre, bu tür sözleşmelerin geçerliliği için miras sözleşmesi şeklinde yapılması gereklidir. 2. Muvazaa İddiası: Sözleşmelerin muvazaalı olup olmadığı, yani 3. kişileri aldatmak amacıyla yapılıp yapılmadığı incelenir. 3. Bakım Yükümlülüğünün Yerine Getirilmesi: Bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği iddiaları, sözleşmenin feshi için bir sebep olabilir. 4. Saklı Pay ve Tenkis Davası: Saklı paylı mirasçıların haklarına tecavüz edilmesi durumunda, tenkis davası açılabilir.

Anayasa Mahkemesi kararları, Yargıtay denetimine tabi değildir. Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yoluyla kamu gücünü kullanan bir organ tarafından bir Anayasa normuna dayanılarak temel hak veya özgürlüğe müdahalede bulunulması halinde, müdahalenin Anayasa'nın 13. maddesindeki ölçütlere uygunluğu bakımından denetlemektedir. Yargıtay ise, Anayasa'nın 153. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen "Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete'de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar" hükmünü temel alarak, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının, itiraz eden mahkeme bakımından bağlayıcı olduğunu ve geriye yürüdüğünü kabul etmektedir. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin kararları, kamu gücünü kullanan organlar ve mahkemeler tarafından Anayasa'nın 138. maddesi gereğince Anayasa'ya uygun karar verme yükümlülüğü karşısında yeniden gözden geçirilmelidir.