TürkMedeniKanunu

Evlat, belirli bir yaşa kadar babaya bağlı değildir. Evlat edinme sürecinde, evlat edinen ile evlatlık arasında en az 18 yaş fark olması gerekmektedir. Bu nedenle, evlat kaç yaşına kadar babaya bağlı olduğu sorusuna net bir yanıt vermek mümkün değildir. Evlat edinme süreci ve koşulları, çocuğun yaşı ve diğer yasal düzenlemelere göre değişiklik gösterebilir.

Evet, hisseli dairede diğer hissedarlara öncelik hakkı vardır. Bu hak, yasal önalım (şufa) hakkı olarak bilinir. Önalım hakkının özellikleri: Paylı mülkiyet: Taşınmazda paylı mülkiyet olmalıdır. Satış: Payın üçüncü bir kişiye satılması durumunda hak doğar. Resmi satış: Tapu müdürlüğü nezdinde resmi şekilde yapılmış satış olmalıdır. Kullanım: Satıştan sonra 3 ay içinde ve her halükarda satış tarihinden itibaren 2 yıl içinde kullanılmalıdır. Önalım hakkı, hissedarların taşınmaz üzerindeki ortaklıklarını koruma ve istemedikleri kişilerle ortak olmaktan kaçınma adına önemlidir.

TMK 194 tahliye taahhütnamesi, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi ile ilgili tahliye taahhütnamesini ifade eder. Bu madde, aile konutu ile ilgili bazı hukuki işlemlerin diğer eşin rızasına bağlı olduğunu belirtir. Tahliye taahhütnamesi ise, kiracının kiraya verene, belirli bir tarihte kiralananı boşaltacağına dair verdiği yazılı bir beyandır. Eğer tahliye taahhütnamesi aile konutu ile ilgiliyse, eşlerden her ikisinin de rızası gereklidir. Aksi takdirde taahhütname geçersiz olabilir.

Paylı mülkiyette, diğer paydaşın rızası olmadan kullanım hakkı yoktur. Her paydaş, payı oranında hakka sahip ve yükümlülük altındadır: Olağan yönetim işleri. Önemli yönetim işleri. Olağanüstü yönetim işleri ve tasarruf işlemleri. Hiçbir paydaş, salt kendi iradesiyle, diğer paydaşların rızası olmadan paylı mülkiyete konu malı hukuki işleme konu edemez, örneğin; satamaz, kiraya veremez, rehin gösteremez.

Üst sınır ipoteğinin bazı avantajları: Belirsiz veya muhtemel alacaklar için teminat sağlar. Alacaklıyı, belirlenen sınırdan fazla alacak taleplerine karşı korur. Tapu siciline tescil ile süreklilik kazanır. Bankalar için geniş kapsamlı bir güvence sağlar. Ancak, üst sınır ipoteğinde limit aşımı durumunda aşan kısım ipotek teminatından karşılanamaz.

Mal ayrılığına geçiş, aşağıdaki durumlarda yapılabilir: Eşlerin anlaşması: Mal ayrılığı rejimi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılacak bir sözleşme ile tercih edilebilir. Hakim kararı: Eşlerden birinin talebi üzerine, haklı bir sebep varsa hakim tarafından mal ayrılığına geçiş kararı verilebilir. Evlenme başvurusu: Eşler, evlenme başvurusu sırasında da mal ayrılığı rejimini seçtiklerini yazılı olarak bildirebilirler. Mal ayrılığına geçiş, 01.01.2002 tarihinden önce evlenen çiftler için evlilik tarihinden itibaren geçerli olur; bu tarihten sonra evlenenler için ise geçiş, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren geçerlidir.

Hükmen devir, bir malın fiziksel olarak teslim edilmesi gerekmeksizin zilyetliğinin devrini sağlayan bir yöntemdir. Hükmen devir şu durumlarda yapılır: Özel bir hukuki ilişkiye dayanarak: Malın zilyetliğini devreden kişi, özel bir hukuki ilişkiye (sınırlı ayni hak, kişisel hak, başkası için zilyetlik veya temsil gibi) dayanarak zilyetliğini korumaya devam ederse, zilyetlik teslim gerçekleşmeksizin kazanılmış olur. Büyük hacimli ve taşınması zor mallar için: Bu devir yöntemi, özellikle büyük hacimli ve taşınması zor malların zilyetliğinin devrinde tercih edilir. Örnek olarak, bir galeriden satın alınan bir tablonun alıcısının, tabloyu sergilenmesi için bir müddet daha satın aldığı yerde bırakması verilebilir.

Hayır, tedavi amaçlı koruma kararında genellikle tek vasi atanır. Türk Medeni Kanunu'nun 413. maddesine göre, gereken durumlarda, görevi birlikte veya vesayet makamı tarafından belirlenen yetkileri uyarınca ayrı ayrı yerine getirmek üzere birden çok vasi atanabilir, ancak rızaları bulunmadıkça birden çok kimse vesayeti birlikte yürütmekle görevlendirilemez.

Soy isimlerinin babadan gelmesinin nedeni, Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesine göre, evlilikten doğan bir çocuğun, anne ve babası evli ise, ailenin soyadını taşımasıdır. Ayrıca, İslam kültüründe de soy, genellikle babadan devam eder. Ancak, kadınlar evlendiklerinde genellikle eşlerinin soyadını alırlar.

"Ucu açık tapu" ifadesi, yaygın tapu türlerinden biri olan hisseli tapu ile karıştırılmış olabilir. Hisseli tapu, bir gayrimenkulün birden fazla sahibi olduğu durumlarda düzenlenir ve her bir hissedarın mülkiyet oranı bu tapuda belirtilir. Ucu açık tapu ifadesi hakkında spesifik bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, tapu türleri hakkında genel bilgi vermek mümkündür: Kat Mülkiyeti Tapusu: Tamamlanmış binalarda bağımsız bölümlerin mülkiyet hakkını belgeler. Kat İrtifakı Tapusu: İnşaat aşamasında olan binalarda, bağımsız bölümlerin kullanım hakkını belgeler. Arsa Tapusu: Üzerinde yapı bulunmayan boş arazileri temsil eder. Tarla Tapusu: Tarımsal amaçlı kullanılan toprak parçalarını belirtir. Tapu türleri ve anlamları hakkında daha fazla bilgi için Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün resmi kaynaklarına başvurulması önerilir.

1025 sayısı farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir: Tarih: Miladi takvime göre 1025, 10. yüzyılda yer alan bir yıldır. Hukuk: Türk Medeni Kanunu'nun 1025. maddesi, tapu sicilinin düzeltilmesi davasını düzenler. Tıp: İdrar dansitesi testinde 1025 değeri, idrarın yoğunluğunun su ile kıyaslamasını ifade eder ve normal değerler arasında yer alır. Zodyak: 1025 sayısı, melek sayıları arasında yer alır.

Boşanan kadının eski eşinin soyadıyla anılmasının birkaç nedeni olabilir: Mesleki tanınırlık: Kadın, iş hayatında ve mesleğinde eski eşinin soyadıyla tanınmış olabilir. Uzun süre kullanılmış olması: Uzun yıllar evli kalan ve sosyal çevresinde bu soyadıyla tanınan kadının, bu soyadını kullanmaya devam etmekte sosyal bir menfaati olabilir. Çocuklarla aynı soyadı: Kadın, çocuklarıyla aynı soyadını taşımak isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'na göre, boşanan kadın genellikle evlenmeden önceki soyadını alır.

Manevi tazminat, Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesine dayanan hukuki bir kavramdır. Manevi tazminatın diğer hukuki dayanakları şunlardır: Kişilik haklarının ihlali. Hukuka aykırılık. Kusur veya kusursuz sorumluluk. İlliyet bağı.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'na göre bulunmuş eşya, malın sahibine, sahibi bilinmiyorsa kolluk kuvvetlerine, köylerde ise muhtara teslim edilmelidir. Ayrıca, oturulan bir evde veya işyerinde ya da kamu hizmeti görülen yerde bir şey bulan kimse, bunu o yer sahibine veya kiracıya ya da kamu hizmeti görülen yerde denetim ve gözetim ile görevli olanlara teslim etmek zorundadır.

Süresiz nafaka, Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesine göre, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eşe, diğer eş tarafından ömür boyu ödenen nafakadır. Ancak, süresiz nafakanın kaldırılması ve yerine daha adil ve sınırlı süreli bir model getirilmesi yönünde 2025 yılında Adalet Bakanlığı ve AK Parti tarafından yasal hazırlıklar yapılmaktadır. Süresiz nafakanın sona erme hallerinden bazıları şunlardır: nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi; nafaka alacaklısının fiilen evli gibi yaşaması; nafaka alacaklısının haysiyetsiz hayat sürmesi; nafaka yükümlüsünün ödeme gücünün tamamen yitirilmesi. Nafaka ile ilgili konularda bir avukata danışılması önerilir.

Ayırt etme gücüne sahip küçükler, yasal temsilcilerinin rızası olmaksızın kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Ancak, bu kuralın bazı istisnaları vardır: Karşılıksız kazanma durumları: Bağış, miras gibi karşı tarafın herhangi bir talepte bulunmadan bireye bir menfaat sağladığı durumlarda yasal temsilcinin rızası aranmaz. Kişiye sıkı sıkıya bağlı hakların kullanımı: Evlenme, vasiyet yapma gibi kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar konusunda yasal temsilciye ihtiyaç yoktur. Ayırt etme gücüne sahip küçükler, haksız fiillerinden sorumludur.

Zümre mirasçıları, Türk Medeni Kanunu'na göre üç ana gruba ayrılır: 1. Birinci Zümre Mirasçılar: Miras bırakanın altsoyudur; çocukları, torunları ve onların torunları gibi. 2. İkinci Zümre Mirasçılar: Miras bırakanın anne ve babası ile onların altsoyudur; kardeşler, yeğenler ve onların torunları gibi. 3. Üçüncü Zümre Mirasçılar: Miras bırakanın büyükanne ve büyükbabaları ile onların altsoyudur; amca, hala, teyze ve onların torunları gibi. İstisna: Evlatlık ve altsoyu, kan bağı olmamasına rağmen birinci zümre mirasçısı olarak kabul edilir. Sağ kalan eş, zümre mirasçısı değildir; her zümreye göre farklı miras payı alır.

Ziynet eşyalarının aynen iadesi davası, boşanma davası ile birlikte açılabileceği gibi, boşanma kesinleştikten sonra da ayrı bir dava olarak açılabilir. Boşanma davası ile birlikte açılma: Bu durumda, ziynet eşyası talebi boşanma davasına ilişkin dava dilekçesinde yer almalıdır. Boşanma sonrası ayrı dava: Ziynet eşyalarının iadesi için, boşanma davası sırasında veya sonrasında da ayrı bir dava açılabilir. Ziynet davası için özel bir hak düşürücü süre yoktur, ancak 10 yıl içinde açılması önerilir. Dava açarken, ziynet eşyalarının ayar, cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.

Dernek aidatı, belirli durumlarda geri alınabilir: Onursal üyeler: Onursal üyeler aidat vermek zorunda değildir. Bağış durumu: Bağışlama vaadinde bulunan kişi aciz hale düşmüşse veya iflas etmişse bağışlama vaadinden dönebilir. Yasal yükümlülükler: Bağışı yapan, ailesine karşı yasal yükümlülüklerini yerine getirmezse bağıştan dönme hakkı vardır. Muris durumu: Bağış yapan kişi ölürse, belirli şartlar altında murisler bağışın iadesini isteyebilir. Genel olarak, dernekten çıkan veya çıkarılan bir üye, üyelikte bulunduğu süre boyunca ödediği aidatların geri iadesini alamaz.

Evet, ticaretle uğraşan bir kişinin borçları mirasa geçer. Türk Medeni Kanunu'na göre, bir kişi vefat ettiğinde, tereke adı verilen miras bırakanın mal varlığı (aktifler ve pasifler dahil) yasal mirasçılarına intikal eder. Mirasçılar, mirası reddetmedikleri takdirde, bu borçları kendi kişisel malvarlıklarıyla ödemekle yükümlüdürler.