Sümer

Çivi yazısı, Sümer alfabesine aittir.

En eski mektup, M.Ö. 2100-2016 yıllarına tarihlenen çivi yazısıyla yazılmış Sümer kil tableti olarak kabul edilmektedir.

9 yıl süren bir aşk mektubu hikayesi, gerçek bir olay olarak kabul edilmektedir. Bu hikaye, M.Ö. 2300-2500 yılları arasında Mezopotamya'da yaşayan Sümerli rahibe Enlil'in, Kral Su-sin'e yazdığı aşk mektubu ile ilgilidir. Enlil, Kral Su-sin ile evlendiği gün onun için bir şiir yazmış ve bu şiir, sarayda büyük beğeni toplayarak gerçek sevginin sembolü olarak ilan edilmiştir.

Sümerler, zigguratları çeşitli amaçlar için kullanmışlardır: 1. Dini Törenler: Zigguratlar, tanrılara adanmış tapınaklar olarak dini ritüeller için kullanılmıştır. 2. Toplumsal ve Ekonomik Merkez: Ziggurat çevresi, depolama, ticaret ve eğitim gibi işlevleri barındıran bir merkezdi. 3. Astronomik Gözlemler: Zigguratların terasları, takvim hesaplamaları ve gökyüzünü gözlemlemek için kullanılmıştır. 4. Siyasi Güç Göstergesi: Krallar, ziggurat inşa ettirerek güçlerini ve otoritelerini halka göstermişlerdir.

Mezopotamya'nın Sümer Medeniyeti, dünya tarihinin bilinen en eski medeniyetlerinden biri olarak kabul edilir.

Sümer şehir devletlerinin yıkılmasına neden olan faktörler şunlardır: 1. İç Çatışmalar ve Güç Mücadeleleri: Şehir devletleri arasındaki sürekli çatışmalar ve güç mücadeleleri, birliklerini zayıflattı. 2. Tarım Sisteminin Bozulması: Yetersiz sulama teknikleri ve bozulan tarım sistemi, gıda kıtlığına ve kıtlığa yol açtı. 3. Çevresel Bozulma: Çevresel değişiklikler ve değişen ticaret yolları, Sümer şehir devletlerini olumsuz etkiledi. 4. İstilalar: Akadlılar ve Babilliler gibi çeşitli komşu halkların istilaları, Sümer'in büyük şehir devletlerinin çöküşüne neden oldu. Bu çoklu baskılar, Sümer uygarlığının yıkılmasına ve yeni imparatorlukların yükselişine yol açtı.

Nemrut'un hikayesi hem tarihi kaynaklarda hem de mitolojik anlatılarda yer aldığı için hem gerçek hem de kurgusal unsurlar içermektedir. Tarihi açıdan, Nemrut, Sümer kralı ve yetenekli bir avcı olarak bilinir ve Tekvin'de Nuh'un torunu olarak geçer. Mitolojik hikayelerde ise Nemrut, göklere doğru yükselen bir kule yapmak isteyen ve Tanrı Yehova'ya meydan okuyan bir kral olarak anlatılır. Nemrut Dağı ile ilgili efsaneler de bu hikayelerle bağlantılı olup, dağın volkanik patlamasının kralın ve oğlunun yasına bir tepki olarak gerçekleştiği düşünülmektedir.

Bereketli Hilal'in en büyük uygarlıkları arasında Sümerler öne çıkmaktadır. Diğer önemli uygarlıklar ise Babil, Asur ve Fenike'dir.

Tekerleğin icadı, Mezopotamya'da yaşayan Sümer uygarlığına aittir.

Sümerler'de meşruiyet kaynağı ilahi bir düzene dayanıyordu. Ayrıca, zigguratları yöneten rahip sınıfı da kentin yöneticileri üzerinde etkiliydi.

Bengi su, Mezopotamya kökenli bir mitolojik kavramdır. Bu kavram, ilk kez Sümer mitlerinde yer almış ve daha sonra İran, Yunan ve Hint destanlarında da karşımıza çıkmıştır.

Sin, Asur ve Babil mitolojisinde Ay ve kader tanrısı olarak bilinen Sümer mitolojisindeki Nanna'nın karşılığıdır.

Sümer edebiyatında üç ana destan olduğu kabul edilir: Gilgamesh Destanı, Enmerkar ve En-Sümerana Destanı ve Lugalbanda Destanı.

Lugalbanda, Sümer mitolojisinde Gılgamış'ın babası olarak bilinir.

Tiamat ve Tiamut aynı tanrıçadır. Tiamat, Sümer ve Mezopotamya mitolojisinde kaos ve tuzlu denizle ilişkilendirilen tanrıça olarak bilinir ve adı tiatum kelimesinden, yani "deniz" anlamına gelen kelimeden türetilmiştir.

Gök bilimi, ilk olarak Mezopotamya'da Sümer ve Babil uygarlıklarında başlamıştır.

Sümerli doktorlar, hastalıkları tedavi etmek için çeşitli bitkisel ilaçlar kullanırlardı. Bu bitkiler arasında şunlar bulunurdu: Ada soğanı. Ardıç. Bano tu. Çiğdem. Hardal. Hint yağı. İncir. Keten. Safran. Soğan ve sarımsak (firavun mezarlarındaki işçileri mikrobik hastalıklardan korumak için verilirdi). Ayrıca, Sümer tıbbında sihir ve büyü de tedavi yöntemlerinin bir parçasıydı.

Sümerlerde ordu, güvenlik endişelerinin artması nedeniyle düzenli askeri birliklerin oluşturulduğu bir yapıya sahipti. Özellikler: - Askerler: Köleler dışında her erkek vatandaş asker sayılırdı. - Ordu yapısı: Ordu, piyadeler ve savaş arabalı süvarilerden oluşurdu. - Silahlar: Ok, yay, mızrak ve kalkan gibi silahlar kullanılırdı. - Koordinasyon: Krallar, orduyu koordine eder ve savaş stratejilerini belirlerdi. - Disiplin: Askerlerin disiplinli ve merkezi bir kontrol altında olduğu düşünülürdü.

Zecharia Sitchin'in "12. Gezegen" adlı kitabı, Sümer tabletlerindeki ifadeleri temel alarak, Dünya dışı varlıkların (Anunnakiler) yaşadığı iddia edilen Nibiru adlı bir gezegeni anlatmaktadır. Sitchin'in teorisine göre: - Anunnakiler, gelişmiş teknolojiye sahip olup, 450,000 yıl önce Dünya'ya gelmiş ve altın gibi kaynakları kullanarak gezegenin atmosferini onarmak istemişlerdir. - Genetik mühendislik kullanarak Homo erectus'u Homo sapiens'e dönüştürmüşler ve insan uygarlığının gelişiminde önemli rol oynamışlardır. - Sümerler de dahil olmak üzere çeşitli antik medeniyetler, Anunnakilerden aldıkları bilgi ve teknolojiyle gelişmişlerdir. Kitapta ayrıca, Nuh'un Gemisi ve Büyük Tufan gibi olaylar da Anunnakilerin müdahaleleri bağlamında yorumlanmaktadır. Ancak, bilimsel topluluk tarafından Nibiru'nun varlığı kabul edilmemekte ve Sitchin'in iddiaları genel olarak spekülasyon olarak değerlendirilmektedir.

Sümerler, kubbe mezarları inançları ve pratik ihtiyaçları nedeniyle yapmışlardır. İnanç açısından, bu yüksek tapınaklar ve kubbeler, tanrılar için inşa edilmiş ve yeryüzü ile cennet arasındaki bağı simgelemiştir. Pratik açıdan, ise taşkın sularından korunmak için şehirlerini yüksek setler üzerine inşa etmişler ve bu setlerin üzerine anıtsal yapılar yaparak, suyun yönlendirilmesini sağlamışlardır.