Sümer

Sümerlerin en büyük zigguratının nerede olduğu konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre, bilinen en büyük ziggurat, Babil'den kalma Marduk Ziggurat'ı (Etemenanki)'dır. Diğer bir görüşe göre ise, en büyük ziggurat Ur Zigguratı'dır. Zigguratların boyutları ve önemleri zamanla değişmiş olabileceğinden, en büyük ziggurat konusunda kesin bir bilgi vermek zor olabilir.

Elam ve Sümer aynı değildir, ancak aralarında bazı benzerlikler bulunmaktadır. Sümerler, Mezopotamya'nın güneyinde yüksek bir uygarlık seviyesine ulaşmış, yazı, dil, tıp, astronomi, matematik gibi alanlarda ilk örnekleri vermiş bir topluluktur. Dil açısından, Elamca bitişken bir dil yapısına sahiptir ve Hint-Avrupa dil ailesinden değildir. Tarihsel olarak, Elamlılar MÖ 2530-2450 yıllarında Sümerlere saldırmışlardır.

Çivili yazı tableti, mektuptan daha eskidir. Çivi yazısı, M.Ö. 3000’li yıllarda Mezopotamya’da Sümerler tarafından geliştirilmiştir.

Enki ve Marduk aynı değildir, ancak aralarında bir ilişki vardır. Enki, Sümer ve Akad mitolojisinde bilgelik, su ve zeka tanrısıdır. Akat İmparatorluğu döneminde, Marduk tanrılar hiyerarşisinde Enlil'in yerine geçirilmiştir, çünkü Enlil'in göksel karşılığı olan Jüpiter gezegeni, Marduk'a vekalet ediyordu.

Sümerlerde kralların tanrının vekili olarak kabul edilmesinin nedeni, Sümer inancına göre tanrıların insanlara hizmet etmesi için insanları yaratmış olmasıdır. Sümer inancına göre, hava tanrısı Enlil, tanrılara hizmet etmeleri maksadıyla tahıl tanrıçası Aşnan ile sığır tanrı Lahar'ı yaratmıştır. Bunun üzerine Enki, tanrıça Nammu ve doğum tanrısı Ninmah'a insanı yaratması emrini vermiştir. Bu nedenle Sümer kralları, tanrıların yeryüzündeki iradesini yerine getirmekle görevli kabul edilmişlerdir.

Sümerli matematikçiler arasında öne çıkanlar şunlardır: Tales (MÖ 624-546). Pisagor (MÖ 572-490). Ayrıca, Sümerler, MÖ 3000'den itibaren aritmetik ve geometride gelişmiş bir matematik sistemine sahiptiler.

Sümerlerin matematiğe katkıları şunlardır: 60'lı sayı sistemi: Sümerler, 60 ve 60'ın katlarıyla işlem yapmışlardır. Matematiksel sistemler: Alan ölçümü ve muhasebe için matematiksel sistemler geliştirmişlerdir. Aritmetik ve geometri: Aritmetik ve geometrinin temellerini atmış, çarpma ve bölme cetvelleri hazırlamışlardır. Astronomik hesaplamalar: Ay ve Güneş tutulmalarını hesaplamış, astronomiyle ilgili yüksek sayılarla işlemler yapmışlardır. Problemler: MÖ 17. yüzyıla ait tabletlerde, üçüncü dereceden denklemlerin çözüm yolları ve analitik geometri problemleri bulunmaktadır.

Eski ölçü birimlerinin ortaya çıkışı, toplumların ticaret, inşaat ve bilimsel araştırma gibi ihtiyaçlar için karmaşık sistemler geliştirmesine dayanır. Sümerler, 60 kavramına dayanan bir sayı sistemi geliştirerek zaman birimlerini oluşturmuşlardır. Mısırlılar, Nil Nehri'nin rejimini anlamak için su saati gibi ölçüm araçları geliştirmişlerdir. Yunanlar, mesafeyi ölçmek için "stadion" kavramını kullanmışlardır. Antik Romalılar, "pes" (adım), "libra" (pound) ve "amphora" (kap) gibi birimler kullanmışlardır. Zamanla, medeniyetler arası ilişkilerin sıklaşması, özellikle ağırlık ve uzunluk birimlerini karşılaştıracak ve birliği sağlayacak bir ölçme sistemine ihtiyaç duyulmasına yol açmıştır.

Sümerler, gök cisimlerini stilize sembollerle betimlemişlerdir. Ay, hilal biçiminde; yıldız ise genellikle çok köşeli bir şekil olarak resmedilmiştir. Bu tür sembolleri, Sümer mühürlerinde, tabletlerinde ve sanat eserlerinde görmek mümkündür. Ayrıca, Sümerlerin kullandığı bazı özel semboller ve işaretler arasında, güneşi temsil eden sembol (daire içinde çapraz), ve çeşitli nesnelerin şekillerini andıran piktograflar (resimyazılar) bulunmaktadır. Sümer sembolleri, daha sonra Asur, Babil, Hitit, Urartu gibi medeniyetler tarafından benimsenip evrimleştirilerek, günümüzdeki "ay-yıldız" sembolünün oluşmasına katkı sağlamıştır.

Enki, keçi ve balık sembolleriyle temsil edilir. Ayrıca, bu iki sembolün birleşimi olan keçi-balık veya kimera şeklinde de tasvir edilebilir.

"Sümer'e Yolculuk" belgeseli 8 bölümden oluşmaktadır.

En eski ölçü birimi olarak arşın gösterilebilir. Çarşı arşını, yaklaşık olarak 68 santimetreye denk gelir ve eski zamanlarda Türk toplumları tarafından yaygın olarak kullanılmıştır. Mimari arşını ise yaklaşık 75,8 santimetre olup, mimari ölçümlerde kullanılmıştır. Bunun yanı sıra, cubit (dirsekle parmaklar arası mesafeyi temsil eden) gibi eski medeniyetlerde geliştirilmiş ölçü birimleri de bulunmaktadır. Günümüzde ise en yaygın kullanılan ölçü birimleri, metrik sistem kapsamında metre, kilogram ve saniye gibi birimlerdir.

Sümerlerin ilk yazılı kanunları, Sümer şehir devletlerinde uygulanmıştır. Bu şehir devletlerinden bazıları şunlardır: Ur; Lagaş; Uruk; Eridu.

Sümer uygarlığı, ziggurat yazısıyla değil, çivi yazısıyla bilinmektedir. Çivi yazısı, M.Ö. 3400 yıllarında geliştirilen ve kil tabletler üzerine şekiller çizilerek kaydedilen bir yazı sistemidir. Ziggurat ise, Sümerlerin tapınaklarına verdikleri addır.

Enmerkar, Sümer mitolojisinde Uruk şehrinin kralıdır. Enmerkar ve Aratta Kralı'nın yer aldığı efsanevi hikaye, "Enmerkar ve Aratta Lordu" olarak bilinir.

Yedi başlı yılan mitolojik bir varlık olup, gerçek hayatta var olduğuna dair bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Kültürel ve mitolojik bağlamlarda yedi başlı yılan şu yerlerde geçmektedir: Sümer Mitolojisi: Lagash şehrinin koruyucu tanrısı Ninurta, yedi başlı yılanla savaşmıştır. Antik Yunan Mitolojisi: Hesperidlerin bahçesini koruyan Ladon adında yedi başlı bir yılan vardır. Hindu Mitolojisi: Naga adında, bazen çok başlı olarak tasvir edilen yılan benzeri varlıklar bulunur. Eski Mısır Mitolojisi: Kaos ve yıkımın sembolü olan Apophis, yedi başlı bir yılan olarak tasvir edilmiştir. Popüler Kültür: "Kurtlar Vadisi" dizisinde, mafya örgütünü ve onun karanlık faaliyetlerini sembolize eden bir yedi başlı yılan dövmesi bulunmaktadır. Ayrıca, Tarsus ve çevresinde halk arasında anlatılan bir efsanede de yedi başlı yılan yer almaktadır.

Mezopotamya'daki ilk hukuk sistemi, Sümerlere aittir. M.Ö. 4000-2350 civarında Mezopotamya’da bağımsız şehir devletleri kuran Sümerler, insan hayatını düzenleyen ilk yazılı hukuk sistemini oluşturmuşlardır. Bilinen ilk kanun koyucu ise Lagaş hanedanın son kralı Urukagina'dır. Bunun yanı sıra, M.Ö. 2100 yıllarında III. Ur Sülalesi'nin ilk kralı olan Ur-Nammu da "Ur-Nammu Kanunu" olarak bilinen bir hukuk metni hazırlamıştır.

Anunnakiler, Sümer tabletlerinde yer almaktadır. Ayrıca, Zecharia Sitchin'in çevirilerine göre, Anunnaki'nin tarihi ve Dünya'daki uygarlığın oluşumu, Enki'nin 14 tabletinde ayrıntılı olarak açıklanmaktadır.

Sümer kil tabletlerinin tercümesi, çivi yazısının çözülmesi ve Sümer dilinin anlaşılması sayesinde mümkün olmuştur. Çivi yazısının çözülmesi: 19. yüzyılın başlarında, Ahameniş İmparatorluğu'nun bıraktığı anıtsal yazıtların incelenmesiyle başlamıştır. Sümer dilinin anlaşılması: 20. yüzyılda, Sümercenin tamamen ayrı bir dil olarak kabul edilmesiyle mümkün olmuştur. Tercüme edilen bazı Sümer tabletleri arasında, yaklaşık 4.400 yıllık olan ve fırtına tanrısı İşkur'un yeraltı dünyasında esir alınışını anlatan tablet bulunmaktadır.

"Zaman Tüneliyle Sümer'e Yolculuk" kitabı 64 sayfadır. Bazı kaynaklarda ise sayfa sayısı 48 olarak belirtilmektedir.