• Buradasın

    Tıp

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Dahiliye ve iç hastalıkları aynı mı?

    Evet, dahiliye ve iç hastalıkları aynı anlama gelir. Dahiliye (iç hastalıkları), yetişkinlerde iç organların hastalıklarını inceleyen ve tedavi eden kapsamlı bir uzmanlık alanıdır.

    Dahiliye ve iç hastalıkları aynı mı?

    Evet, dahiliye ve iç hastalıkları aynı anlama gelir. Dahiliye (iç hastalıkları), yetişkinlerde iç organların hastalıklarını inceleyen ve tedavi eden kapsamlı bir uzmanlık alanıdır.

    Anti-HBS yüksek olursa ne olur?

    Anti-HBs seviyesinin yüksek olması, kişinin Hepatit B virüsüne karşı bağışıklık kazandığını gösterir. Bu durum, iki şekilde gerçekleşebilir: 1. Aşılama sonrası: Hepatit B aşısı olunduğunda, vücudun aşıdaki proteine karşı antikor üretmesiyle Anti-HBs seviyesi yükselir. 2. Enfeksiyon sonrası: Hepatit B enfeksiyonu geçirildiğinde, vücut doğal olarak antikor üretir ve Anti-HBs seviyesi artar. Anti-HBs seviyesinin yüksek olması, hastalığa karşı korunulduğunu ve yeniden enfeksiyon riskinin düşük olduğunu ifade eder.

    AST hangi hastalıklarda yükselir?

    AST (Aspartat Aminotransferaz) seviyesinin yükselmesine neden olan bazı hastalıklar şunlardır: Karaciğer hastalıkları: Hepatit, siroz, karaciğer kanseri, alkolik karaciğer hasarı, ilaç veya toksin hasarı. Kalp hastalıkları: Kalp krizi, miyokard enfarktüsü. Kas hastalıkları: Kas hasarı, kas hastalıkları (örneğin, polimiyozit, dermatomiyozit). Diğer nedenler: Yoğun fiziksel egzersiz, derin yanıklar, nöbet, ameliyat, hamilelik, hemokromatoz, hipotiroidi, çölyak hastalığı. AST seviyesinin yükselmesi, altta yatan bir sağlık sorunu olabileceğini gösterir. Doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

    APTT hangi hastalıklarda yükselir?

    aPTT (Aktive Parsiyel Tromboplastin Zamanı) değerinin yükselmesine neden olan bazı hastalıklar şunlardır: Hemofili A (Faktör VIII eksikliği) veya Hemofili B (Faktör IX eksikliği) gibi kalıtsal pıhtılaşma bozuklukları. Von Willebrand hastalığı. Karaciğer hastalıkları (karaciğer, pıhtılaşma faktörlerinin üretiminde önemli bir rol oynar). Vitamin K eksikliği (bazı pıhtılaşma faktörlerinin üretimi için gereklidir). Yaygın Damar İçi Pıhtılaşma (DIC). Antikoagülan ilaç kullanımı, özellikle heparin. aPTT değerinin yükselmesi, kanın pıhtılaşma süresinin normalden daha uzun sürdüğünü gösterir ve ciddi kanama risklerine yol açabilir. aPTT değerinin yüksek çıkması durumunda, altta yatan nedenin belirlenmesi ve uygun tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

    Ablasyona giren hasta kaç gün hastanede yatar?

    Ablasyon işlemi sonrası hastanede kalma süresi, yapılan ablasyonun türüne ve bireysel faktörlere bağlı olarak değişir. Kateter ablasyonu sonrası hastalar genellikle aynı gün taburcu edilir. Cerrahi ablasyon yapıldıysa hastanın toparlanması 3 ayı bulabilir. Ablasyon sonrası hastanede kalma süresi ile ilgili en doğru bilgiyi, işlemi gerçekleştiren doktor verebilir.

    Dış gebelik kaç günde belli olur?

    Dış gebelik genellikle gebeliğin 4-8. haftaları arasında belirti vermeye başlar. 5 haftalık dış gebelik belirtileri arasında karın ağrısı, vajinal kanama ve omuz ağrısı gibi durumlar yer alır. Ancak bazı kadınlarda hiçbir belirti olmayabilir ve dış gebelik sadece ultrason taraması sırasında anlaşılabilir. Dış gebelik belirtileri fark edildiğinde, doğru tanı için bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulması önerilir.

    Baş ağrısı çeşitleri nelerdir?

    Baş ağrıları, birincil (primer) ve ikincil (sekonder) olarak iki ana kategoriye ayrılır. Birincil baş ağrıları: Gerilim tipi baş ağrısı. Migren. Küme tipi baş ağrısı. İkincil baş ağrıları: Sinüs baş ağrısı. Travma sonrası baş ağrısı. İlaç kullanımı ile başlayan baş ağrıları. Beyin tümörü veya anevrizması. Baş ağrısı şikayetinde bir uzmana başvurulması önerilir.

    Romatoloji hangi hastalıklara bakar?

    Romatoloji, kas-iskelet sistemi, bağ dokusu ve otoimmün hastalıkların teşhis ve tedavisiyle ilgilenir. Romatolojinin baktığı bazı hastalıklar: Romatoid artrit; Osteoartrit (kireçlenme); Ankilozan spondilit; Lupus (sistemik lupus eritematozus); Gut hastalığı; Sjögren sendromu; Vaskülitler; Fibromiyalji. Ayrıca, romatolojik hastalıklar çocukluk çağından erişkin döneme ve ileri yaşlara kadar her yaş grubunda görülebilir.

    Endokrınoloji ve metabolizma hastalıkları aynı mı?

    Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları aynı anlama gelmez, ancak birbiriyle bağlantılı iki ayrı alanı ifade eder. Endokrinoloji, iç salgı bezleri, bu bezlerin fonksiyonları, salgıladıkları hormonlar, salgı bezlerinin fonksiyonlarındaki bozukluklar ve metabolizma hastalıklarının tanı ve tedavisi ile ilgilenen tıp dalıdır. Metabolizma, besinlerin enerjiye dönüştürülmesi, enerji depolanması ve kullanılmasını düzenleyen biyokimyasal süreçleri kapsar. Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları, hormonların ve metabolik süreçlerin bozulduğu çeşitli sağlık sorunlarını içerir.

    Endokrınoloji ve metabolizma hastalıkları aynı mı?

    Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları aynı anlama gelmez, ancak birbiriyle bağlantılı iki ayrı alanı ifade eder. Endokrinoloji, iç salgı bezleri, bu bezlerin fonksiyonları, salgıladıkları hormonlar, salgı bezlerinin fonksiyonlarındaki bozukluklar ve metabolizma hastalıklarının tanı ve tedavisi ile ilgilenen tıp dalıdır. Metabolizma, besinlerin enerjiye dönüştürülmesi, enerji depolanması ve kullanılmasını düzenleyen biyokimyasal süreçleri kapsar. Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları, hormonların ve metabolik süreçlerin bozulduğu çeşitli sağlık sorunlarını içerir.

    Hemogram testi neyi gösterir?

    Hemogram (tam kan sayımı) testi, kandaki hücre gruplarının normal sayı aralıkları ile hastanın hücre sayılarını kıyaslayarak çeşitli hastalıkların teşhisinde kullanılır. Hemogram testiyle belirlenebilecek bazı durumlar: Anemi: Kırmızı kan hücrelerinin sayısı, yapısı ve hemoglobin düzeyleri ölçülerek anemi tanısı konulabilir. Enfeksiyonlar: Beyaz kan hücrelerinin sayısındaki artış veya azalma, vücudun enfeksiyonlara karşı verdiği yanıtı gösterebilir. Kanama bozuklukları: Trombosit sayısının belirlenmesiyle kanama ve pıhtılaşma bozuklukları tespit edilebilir. Kronik hastalıklar: Diyabet, böbrek hastalıkları ve kalp hastalıkları gibi kronik durumların izlenmesinde yardımcı olur. Kanser: Lösemi ve lenfoma gibi kanser türlerinin teşhisi veya tedavi takibi için hemogram testi istenebilir. Hemogram testi sonuçları, mutlaka uzman bir hekim tarafından yorumlanmalıdır.

    Oncsm hisse ne iş yapar?

    Oncosem Onkolojik Sistemler Sanayi ve Ticaret A.Ş. (ONCSM) kanser tedavisinde kullanılan ekipman, tıbbi cihaz, diagnostik testler ve koruyucu ekipmanlar üretmektedir. Şirketin iletişim bilgileri şu şekildedir: Telefon. Faks. Adres.

    Hemolize neden olan faktörler nelerdir?

    Hemolize neden olan faktörler iki ana başlık altında incelenebilir: 1. Kalıtsal (içsel) faktörler: Orak hücreli anemi: Kırmızı kan hücrelerinin şekil bozukluğu nedeniyle erken yıkımı. G6PD eksikliği: Eritrositlerin belirli enzimlerin eksikliği nedeniyle dayanıklılığını kaybetmesi. Talasemi: Hemoglobin üretimindeki genetik kusurlar nedeniyle kırmızı kan hücrelerinin yıkılması. Sferositoz: Hücre zarındaki yapısal bozukluklar nedeniyle eritrositlerin erken parçalanması. 2. Edinsel (dışsal) faktörler: Bağışıklık sistemi bozuklukları: Otoimmün hastalıklar eritrositleri hedef alabilir. Enfeksiyonlar: Bazı viral veya bakteriyel enfeksiyonlar hemolize neden olabilir. İlaçlar: Bazı ilaçların yan etkileri, eritrositlerin yıkımını hızlandırabilir. Zehirlenme: Kurşun gibi toksik maddelere maruz kalma hemolizi tetikleyebilir. Yapay kalp kapakçıkları: Mekanik hasar nedeniyle kırmızı kan hücreleri parçalanabilir. Ayrıca, kalp kapakçığı hastalığı, kan damarlarında pıhtılaşma, damar sertliği gibi durumlar da hemolize yol açabilir.

    Kadavranın sonunda ne oluyor?

    Kadavranın sonunda ne olduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, kadavra ile ilgili şu bilgiler değerlendirilebilir: Kadavra, tıbbi anlamda kullanılan bir kelime olup, ölü insan bedenini temsil eder. Kadavra bağışı, insan bedeninin ölüm sonrasında anatomi eğitiminde kullanılmak üzere bağışlanması anlamına gelir. Kadavra ilk kez genellikle tıp fakültesi birinci sınıfında, anatomi dersinde görülür. Kadavra, formaldehit gibi maddelerle korunur, bu sayede uzun süre saklanabilir ve sterilize olarak kalabilir. Kadavra, tıp öğrencilerine insan vücudunun anatomisini öğretmek amacıyla kullanılır.

    Kadavranın sonunda ne oluyor?

    Kadavranın sonunda ne olduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, kadavra ile ilgili şu bilgiler değerlendirilebilir: Kadavra, tıbbi anlamda kullanılan bir kelime olup, ölü insan bedenini temsil eder. Kadavra bağışı, insan bedeninin ölüm sonrasında anatomi eğitiminde kullanılmak üzere bağışlanması anlamına gelir. Kadavra ilk kez genellikle tıp fakültesi birinci sınıfında, anatomi dersinde görülür. Kadavra, formaldehit gibi maddelerle korunur, bu sayede uzun süre saklanabilir ve sterilize olarak kalabilir. Kadavra, tıp öğrencilerine insan vücudunun anatomisini öğretmek amacıyla kullanılır.

    EGFR değeri kaç olursa tehlikeli?

    EGFR (Tahmini Glomerüler Filtrasyon Hızı) değerinin 60'ın altında olması tehlikeli olarak değerlendirilebilir. EGFR değerlerine göre böbrek fonksiyonlarının durumu şu şekilde sınıflandırılır: Evre 1 (EGFR 90 veya üzeri). Evre 2 (EGFR 60-89). Evre 3 (EGFR 30-59). Evre 4 (EGFR 15-29). Evre 5 (EGFR 15'in altında). EGFR değeri düşük olan kişilerin bir uzmana danışması önerilir.

    Açlık kan şekeri en fazla kaç olmalı?

    Açlık kan şekeri seviyesi en fazla 100-125 mg/dL arasında olmalıdır. 70-100 mg/dL arasındaki değerler normal kabul edilir. 100-125 mg/dL arasındaki değerler prediyabet (gizli şeker) olarak değerlendirilir. 126 mg/dL ve üzeri değerler diyabet göstergesi olarak kabul edilir. Açlık kan şekeri seviyesinin normal değerlerin üzerinde olması, insülin direncine veya diyabete işaret edebilir. Açlık kan şekeri ölçümü için 8-12 saat açlık gereklidir. Açlık kan şekeri seviyesiyle ilgili doğru bilgi ve yönlendirme için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

    Göz çizdirme ameliyatı riskli mi?

    Göz çizdirme ameliyatı (lazer göz ameliyatı) genellikle güvenli kabul edilir, ancak her cerrahi işlemde olduğu gibi bazı riskler ve yan etkiler içerebilir. Yaygın yan etkiler arasında: kuru göz sendromu; ışık saçılması, parlamalar, gece görüşte azalma; göz numarasının tam sıfırlanamaması; kapakçık (flap) sorunları; iyileşme sürecinde enfeksiyon. Ciddi komplikasyon riski ise %0,1'den azdır. Uygun aday seçimi ve deneyimli hekimler tarafından gerçekleştirilmesi, risklerin en aza indirilmesini sağlar. Ameliyat öncesi detaylı bir göz muayenesi ve kornea analizi yapılması gereklidir.

    Sezaryen doğumda neden sez yazılır?

    "Sezaryen" kelimesinde "sez" yazılmasının nedeni, bu kelimenin Latince "caesare" kelimesinden türetilmiş olmasıdır. "Caesare" kelimesi, "Sezar" anlamına gelir ve bu kelime, Roma İmparatorluğu'nun ilk imparatoru olan Julius Caesar'a atıfta bulunur. Sezaryen doğum, Julius Caesar'ın doğumunda kullanılan yönteme benzetilerek bu adı almıştır. Sezaryen doğum, vajinal doğumun mümkün olmadığı veya riskli olduğu durumlarda, bebeğin cerrahi bir kesi ile anne karnından çıkarıldığı bir doğum yöntemidir.