Düşünce

Refleksiyon, bir nesneye veya duruma yönelik düşüncenin, kendini konu edinmesi ya da başka bir düşünceye yönelmesidir. Refleksif düşünce ise, düşüncenin kendine yönelmesi, yani kendini konu alarak başka bir düşünceyi ortaya çıkarmasıdır. Refleksif düşünce, felsefenin temel özelliklerinden biridir ve sorgulayıcı felsefenin konusudur.

Aristoteles'e göre varlık ve düşünce aynı şey değildir. Aristoteles, varlığı iki ana türe ayırır: 1. Asıl anlamda var olan: Tek tek var olan şeylerdir ve kendi başlarına var olabilirler. 2. İlineksel anlamda var olan: Var olmak için başka bir şeye ihtiyaç duyan varlıklardır. Düşünce, Aristoteles'e göre varlığın bir parçasıdır ve form (idea) olarak adlandırılır.

En ağır resimli sözler arasında aşağıdaki örnekler yer alabilir: 1. "Yalanlarınla ısınamadığım için, dürüstlüğümle üşüyorum." 2. "Bana 'vazgeçilmezsin' dediğinde güldüm... Ben hiçbir yere bağlı kalmam." 3. "Kaybettiğinde anlayacaksın: Bazı insanlar geri dönüşü olmayan yollarda kaybolur." 4. "İki yüzlü insan pazar tezgahı gibidir. Öne iyileri koyar, arkası hep çürüktür." 5. "İnceldiği yerden kopmasını engellersen, gün gelir canını en çok yakacak yerden kopar."

En iyi düşündüren filmlerden bazıları şunlardır: 1. "Inception" (Başlangıç) - 2010. 2. "Eternal Sunshine of the Spotless Mind" (Sil Baştan) - 2004. 3. "The Matrix" - 1999. 4. "Donnie Darko" - 2001. 5. "The Truman Show" - 1998.

Düşünce kelimesi, farklı anlamlara gelebilir: 1. Genel Anlam: Düşünme sonucu varılan görüş, fikir, ide. 2. Psikoloji Açısından: Bilgi işleme, değerlendirme ve anlamlandırma yeteneği. 3. Diğer Anlamlar: - Dış dünyanın insan zihnine yansıması. - Tasa, kaygı, sıkıntı. - Niyet, tasarı. - İlke, yönetici sav.

Derin düşünce ve yüzeysel düşünce kavramları, düşünme süreçlerinin farklı seviyelerini ifade eder: 1. Derin Düşünce: Konuları daha ayrıntılı ve kapsamlı bir şekilde ele almayı içerir. 2. Yüzeysel Düşünce: Olayları ya da durumları sadece yüzeysel bir şekilde kavrama veya değerlendirme biçimidir.

Cemil Meriç, "Bu Ülke" adlı kitabında Türkiye'deki edebiyat ve siyaset dünyasını, Doğu'nun fikir alemini ve önemli düşünce insanlarını ele almaktadır. Meriç, kitapta şu konuları vurgulamaktadır: - Hayatının bütünü: Kitapta, yazarın tüm sevgileri, kinleri ve tecrübeleri yer almaktadır. - Düşünce özgürlüğü: Düşünceye saygı duyulması gerektiğini ve her düşünceye açık olunması gerektiğini savunur. - Sağ-sol çatışması: Bu çatışmanın anlamsız olduğunu, asıl önemli olanın ideoloji değil, düşünce olduğunu belirtir. - Batı'nın etkisi: Avrupa'nın, Türk aydınını kendi kalıplarına sokmak istediğini ve bunun Türk ruhunu zedelediğini ifade eder.

İnsan zihninin saniyede bir düşünce ürettiği kesin bir sayı yoktur, ancak 50-80 milisaniye içinde bir kelimeyi algıladığı bilinmektedir. Bu da yaklaşık olarak saniyede 12,5-25 düşünce anlamına gelir. Yapılan bir araştırmaya göre, ortalama bir insanın zihninden günde yaklaşık 6 bin düşünce geçmektedir.

Ercan Kesal'ın "dünya hassas kalpler için cehennem midir?" sorusunu sormasının nedeni, insanın dünyaya duyarlı ve hassas bir kalple bakmasının önemini vurgulamak olabilir. Kesal, bir başka röportajında da "dünyaya bulaşmaktan çekinmemek" gerektiğini, insanların dünyadan kaçmamaları, yanlış yapmaktan korkmamaları gerektiğini belirtmiştir.

Fikir sorusuna cevap vermek için şu şekilde bir açıklama yapılabilir: Fikir, bir kişinin zihninde oluşan, düşünme ve anlama süreçleri sonucu ortaya çıkan, bir konu hakkında görüş veya düşünce anlamına gelir. Cevap örnekleri: - Kişisel fikir: Bir kişinin favori renkleri veya beğendiği yemek türleri hakkındaki düşünceleri. - Toplumsal fikir: Bir toplumun adalet veya eğitim konusundaki görüşleri. - Eleştirel fikir: Bir sosyal sorunun çözümü hakkında yapılan düşünceler. - Ana fikir: Bir metinde yazarın iletmek istediği temel mesaj.

“Basit kişiler hep ilgi görür, kaliteli kişiler ise hep yalnız kalır çünkü ucuz malın alıcısı çok olur” sözü Necip Fazıl Kısakürek'e aittir.

Düşünce, dilden önce vardı. Başka bir deyişle, dilin gelişimi düşünme yoluyla gerçekleşir ve düşünce, ifade edilmesi gerektiğinde dil için vazgeçilmez bir araç haline gelir.

"Zaman Akıp Giderken" kitabı, anılar, düşünceler ve izlerin bir araya geldiği bir koleksiyon olarak tanımlanmaktadır. Kitapta yer alan yazılar, belirli bir sıralama takip etmek zorunda olmayan, bağımsız düşüncelerden oluşmaktadır. Yazar Halit Çelikbudak, her yazının kendi zihinsel yolculuğunun, duygularının ve düşüncelerinin bir yansıması olduğunu belirtmektedir.

Mülahaza kelimesi, düşünce veya dikkatlice bakma anlamına gelir.

Otomatik düşünce ile ilgili yanlış bir ifade, otomatik düşüncelerin bilinçli bir yargılama sonucunda ortaya çıkmasıdır. Oysa otomatik düşünceler, bilinçli bir yargılama olmaksızın meydana gelen zihinsel işlevlerdir.

"Kuş ölür, sen uçuşu hatırla" sözü, İran çağdaş şiirinin temsilcilerinden Füruğ Ferruhzad'a ait bir dizedir. Bu dize, önemli olanın yolculuk olduğunu, yaşananların ve hatıraların daha değerli olduğunu ifade eder.

Ölümlü Dünya'nın en iyi sözü olarak şu ifadeler öne çıkmaktadır: 1. "Ölüm, hayata veda değil; sonsuzluğa açılan bir kapıdır". 2. "Ölüm, son değil; yeni başlangıçların habercisidir". 3. "Ölüm, sadece bir geçiştir; ruhun ebedi yolculuğunun ilk durağıdır". 4. "Bu dünya ölümlüdür, kimseye kalmaz!".

Fikir çilesi ve fikir sancısı kavramları benzer anlamlar taşısa da tam olarak aynı şey değildir. Fikir çilesi, genellikle derin ve sistemli düşünme sürecini ifade eder. Fikir sancısı ise daha çok içsel bir ızdırap ve huzursuzluk halini tanımlar.

"Küçük kafalar kişileri tartışır" ifadesi, Çin atasözünde yer alan ve bir kişinin düşünce yapısını veya zekasını küçümsemek amacıyla kullanılan bir sözdür.

Küçük Prens'e göre felsefe, hayatın anlamını sorgulama ve düşünme sürecidir. Örneğin, Küçük Prens'in "Yetişkinler neden daima işlerle meşguldür?" sorusu, günlük hayatta ne kadar çok şeyin göz ardı edildiğini ve gerçek değerlerin neler olduğunu düşündürür.