Düşünce

İbn Bacce'nin bazı sözleri şunlardır: 1. "Maldan geriye sözler ve hatıralar kalır." 2. "İslam dünyasındaki en büyük sıkıntı, kişinin kendi dindarlığını yaşamasından ziyade başkalarının kendi yaşam biçimine göre şekillendirmeye zorlanmasından kaynaklanıyor." 3. "Cahillik, bilgisizlik bütün mutsuzluk ve acıların kaynağıdır." 4. "Her durumda yeni bir çözüm olabilmesi ve yeni alternatiflerin ortaya çıkabilmesi için, mevcut durumlar arasında şer noktasında bir tercihte bulunmamak gerekir." 5. "Bozuk devletin ahalisinin görüş ayrılıkları, birbirlerine ters hareket etmelerine ve dolayısıyla çatışmalarına yol açar."

Ham hayal ve gerçek hayal ifadeleri, farklı anlamlar taşır: 1. Ham Hayal: Gerçekleşmeyecek düşünce veya ümit anlamına gelir. 2. Gerçek Hayal: Zihinde tasarlanan, gerçek olmayan varlıklar ve olaylar olarak tanımlanır.

"Eros'un Izdırabı" kitabı, Byung Chul Han tarafından yazılmış olup, aşkın ve düşüncenin ilişkisini ele almaktadır. Kitapta anlatılan ana fikirler şunlardır: - Eros, Başka'ya duyulan arzuyla düşünceyi cesaretlendirir ve düşüncenin canlılığını artırır. - Narsisizm, kendini sevmek değil, sınırları bulanıklaştırarak kendini başkalarından üstün görmektir. - Performans toplumu ve tüketim kültürü, aşkı ve düşünceyi yozlaştırır, aynılık ve depresyona yol açar. - Aşkın ölümü, Başka'nın ortadan kaybolması ve her şeyin aynılaşmasıyla ilgilidir. Sonuç olarak, kitap, aşkın ve düşüncenin modern dünyadaki yerini ve bu kavramların yaşadığı ızdırabı analiz etmektedir.

"Kalem kılıçtan üstündür" atasözü, bilginin ve düşüncenin, fiziksel güçten daha etkili ve güçlü olduğunu ifade eder. Bu bağlamda, kalemin daha güçlü olmasının nedenleri şunlardır: - Zeka ve kültürün etkisi: Kalem, zeka, bilgi ve kültürü kullanarak sorunları çözebilir ve ilerleme kaydedebilir. - Kalıcı iz bırakma: Kalemin yazdığı şeyler unutulmazken, kılıçla yapılanlar zamanla unutulabilir. - Şiddetten uzak durma: Kalem, şiddet ve güç kullanmak yerine, daha barışçıl ve yapıcı bir yol sunar.

"Hayal âleminde yaşamak" deyimi, gerçek olmayan, gerçekleşmesi güç olan şeyler düşünerek yaşamak veya masallardaki gibi olağanüstü güzel anlar yaşamak anlamına gelir.

"En büyük uçurum gözdür, düşenin parçası bulunmaz" sözü, insanın en büyük uçurumunun kendi iç dünyası ve düşünceleri olduğunu ifade eder.

Son araştırmalar, duyguların düşüncelerden önce oluştuğunu göstermektedir. Normal şartlar altında hiyerarşik yapı, önce düşüncelerin, sonra duyguların ortaya çıkmasını öngörür. Bu da duyguların daha önce oluştuğunu doğrulamaktadır.

Dilin düşünceyi belirleyip belirlemediği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Eski Yunan döneminde Platon ve Aristoteles, düşüncenin dili yönlendirdiğini ve dilin sadece düşüncenin ifade aracı olduğunu savunmuşlardır. Sapir-Whorf hipotezi ise dilin, bireyin dünyayı nasıl algıladığını ve davrandığını sistematik olarak etkilediğini öne sürer. Ancak, dilin düşünceyi kesin olarak belirlediği yönünde bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır.

As a Man Thinketh, James Allen tarafından 1903 yılında yazılmış, düşüncenin gücü ve doğru düşüncenin insan hayatı üzerindeki etkisi üzerine bir kişisel gelişim kitabıdır. Kitapta, her insanın hayatındaki iyi ya da kötü her durumun kendi düşünce dünyasında saklı olduğu ve kişi, düşüncelerini sabırla ve akıllıca şekillendirerek hayatını yeniden şekillendirip koşullarını değiştirebileceği anlatılır. Kitabın adı, Atasözleri Kitabı, 23. bölüm, 7. ayette geçen "İnsan ne düşünüyorsa odur" sözünden esinlenilerek oluşturulmuştur.

Felsefe eyleminin geliştirilmesinde merak, sorgulama ve hayretin yeri ve önemi şu şekilde açıklanabilir: 1. Merak: Felsefi düşüncenin başlangıç noktasıdır. 2. Sorgulama: Merakın tatmin edilmesi için sorular sormayı ve derinlemesine düşünmeyi sağlar. 3. Hayret: Dünya ve insan doğası hakkında şaşırtıcı gerçekleri anlamamıza ve daha derin bir anlayış geliştirmemize yardımcı olur.

Düşünürken gözlerin sağa bakmasının nedeni, yaratıcı düşüncelerin ve tasarıların bu yöne doğru hareket etmesidir.

"İnsan düşündüğünü yaşar, yaşadığını düşünür" sözü, insanın düşüncelerinin eylemlerini ve kararlarını etkilediği anlamına gelir. Bu, kişinin zihninde oluşturduğu senaryoların ve algıların, gerçek hayatını şekillendirdiği ve bu nedenle yaşadığı deneyimleri nasıl yorumladığını yansıttığı bir durumu ifade eder.

İsmet Özel, siyasi ve fikri değişim nedeniyle şiir ve yazı hayatından çekilmiştir. 1974 yılında sosyalist düşünce çizgisini geride bırakarak İslami düşünce çerçevesinde yazmaya başlamış ve bu doğrultuda yeni sorumluluklar üstlenmiştir.

İslam inancına göre, insanlar içlerinden geçen düşüncelerden doğrudan sorumlu değildir, ancak bu düşüncelerin eyleme dökülmesi durumunda sorumluluk devreye girer. Kur'an-ı Kerim'de, insanların kasıt gözeterek yaptıklarından sorumlu oldukları belirtilmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de bu konuyu açıklayan hadislerde, ümmetinin işlemedikleri ve konuşmadıkları sürece gönüllerine doğan düşüncelerin günahından sorumlu tutulmayacağını belirtmiştir.

Pozitif düşünce ve pozitif hayat kavramları birbiriyle yakından ilişkilidir ancak farklı anlamlar taşır: 1. Pozitif Düşünce: Olaylara, durumlara ve insanlara olumlu bir perspektiften yaklaşmayı ifade eder. 2. Pozitif Hayat: Pozitif düşüncenin bir sonucu olarak yaşanan yaşamı ifade eder. Pozitif bir hayat sürmek, daha sağlıklı ilişkiler, daha yüksek motivasyon ve başarı seviyeleri ile karakterizedir.

Aristoteles'e göre varlık ve düşünce aynı şey değildir. Aristoteles, varlığı "var olan" olarak tanımlar ve bu var olanı duyularla algılanabilen, somut tek tek varlıklar olarak görür. Dolayısıyla, Aristoteles'in felsefesinde varlık ve düşünce farklı kavramlardır, ancak düşünce, varlığın anlaşılmasını sağlayan önemli bir araçtır.

Refleksiyon ve refleksif düşünce kavramları farklı anlamlar taşır: 1. Refleksiyon: Bir nesneye veya duruma yönelik düşünce sürecini ifade eder. 2. Refleksif Düşünce: Düşüncenin kendine (kendini konu edinmesi) veya başka bir düşünceye yönelmesi durumudur.

En ağır resimli sözler arasında aşağıdaki örnekler yer alabilir: 1. "Yalanlarınla ısınamadığım için, dürüstlüğümle üşüyorum." 2. "Bana 'vazgeçilmezsin' dediğinde güldüm... Ben hiçbir yere bağlı kalmam." 3. "Kaybettiğinde anlayacaksın: Bazı insanlar geri dönüşü olmayan yollarda kaybolur." 4. "İki yüzlü insan pazar tezgahı gibidir. Öne iyileri koyar, arkası hep çürüktür." 5. "İnceldiği yerden kopmasını engellersen, gün gelir canını en çok yakacak yerden kopar."

En iyi düşündüren filmlerden bazıları şunlardır: 1. "Inception" (Başlangıç) - 2010. 2. "Eternal Sunshine of the Spotless Mind" (Sil Baştan) - 2004. 3. "The Matrix" - 1999. 4. "Donnie Darko" - 2001. 5. "The Truman Show" - 1998.

Derin düşünce ve yüzeysel düşünce kavramları, düşünme süreçlerinin farklı seviyelerini ifade eder: 1. Derin Düşünce: Konuları daha ayrıntılı ve kapsamlı bir şekilde ele almayı içerir. 2. Yüzeysel Düşünce: Olayları ya da durumları sadece yüzeysel bir şekilde kavrama veya değerlendirme biçimidir.