Davalar

Mobbing davası yaklaşık olarak 1 sene sürer.

Çekişmeli yargıda davalı ve davacı, en az iki taraf arasında hukuki uyuşmazlığın dava yoluyla bağımsız bir mahkemede görülmesi sürecinde yer alır. Davacı, davayı açan tarafı, davalı ise dava açılan tarafı ifade eder.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 10'a göre, sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, aşağıdaki davalara bakar: 1. 6831 Sayılı Orman Yasasına ait tüm suçlar. 2. 5237 Sayılı TCK'nun 86/2. maddesi hariç nitelikli tüm yaralama suçları. 3. 5237 Sayılı TCK'nun 87. maddesi (neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama).

Sağlık Bakanlığına karşı açılan davada davalı, ilgili kamu kurumu veya Sağlık Bakanlığı olur.

Davaya müdahil olmak, hukukta yargılama başladıktan sonra davaya katılan kişi veya kurumları ifade eder. Bu, şikâyetçi veya müştekinin davaya dahil olması anlamına da gelir.

Ticari davalarda kesin yetki bazı durumlarda mevcuttur. Bu durumlar şunlardır: 1. Taşınmazın Aynına İlişkin Davalar: Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. 2. Şirketlerin Ortaklarına Karşı Açılacak Davalar: Şirketlerin, ortaklık ve üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, ortaklarına ve üyelerine karşı açılacak davalarda, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi kesin yetkilidir. 3. Can Sigortaları: Can sigortalarıyla ilgili davalarda, sigorta ettirenin, lehtarın veya sigortalının yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi kesin yetkilidir. Kesin yetki kurallarının söz konusu olduğu durumlarda, dava sadece kanunda belirtilen mahkemede açılabilir ve taraflar yetki sözleşmesi yaparak bu kuralı değiştiremezler.

Ziynet alacağı davasında davalı, genellikle eşyaların kendisine ait olmadığını, kaybolduğunu, çalındığını veya zimmetine geçirildiğini savunur. Ayrıca, davalının maddi durumu, ziynet eşyalarının değeri ve ilişkinin niteliği gibi faktörler de savunma stratejisinde yer alabilir.

Görevsizlik ve yetkisizlik kararları, her ne kadar benzer kavramları ifade etseler de farklı anlamlara sahiptirler. Görevsizlik kararı, mahkemenin davanın konusuna, niteliğine ve miktarına göre belirlenen görev alanı dışında bir davayı ele alması durumunda verilir. Yetkisizlik kararı ise, davanın açıldığı yer bakımından mahkemenin yetkili olmadığını ifade eder.

Terditli davada yetki, davanın aynı davalıya karşı açılması şartıyla belirlenir. Yetki konusunda ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2. maddesi de dikkate alınmalıdır.

Temyiz itirazlarının reddi, bir hukuk davasında temyiz başvurusunun karşı taraf tarafından kabul edilmemesi anlamına gelir.

Ortaklığın giderilmesi davasında arabuluculukta uzman seçimi için aşağıdaki adımlar izlenebilir: 1. Başvuru: Ortaklardan biri veya birkaçı, arabuluculuğa başvurabilir. 2. Arabulucu Seçimi: Taraflar, birlikte bir arabulucu seçebilirler. 3. Uzmanlık: Uyuşmazlığın türüne ilişkin uzmanlığı olan arabulucular tercih edilebilir. Arabuluculuk sürecinde, tarafların süreci en iyi şekilde yönetebilmeleri için bir avukatla çalışmaları önerilir.

Maktu ve nispi harç hesaplama farklı yöntemlere göre yapılır: 1. Maktu Harç Hesaplama: Konusu belirli bir parasal değerle ölçülemeyen davalarda uygulanır ve sabit bir tutar üzerinden hesaplanır. 2. Nispi Harç Hesaplama: Konusu parasal bir değerle ölçülebilen davalarda kullanılır ve bu değerin belirli bir oranı olarak hesaplanır. Örnek Hesaplama: 1.000.000 TL'lik bir davada ödenmesi gereken nispi harç, 68.310 TL'dir (1.000.000 TL x binde 68,31).

Tanıma ve tenfiz davasında temyiz, verilen kararın temyizi genel hükümlere tabi olup, temyiz başvurusu kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde yapılmalıdır. Temyiz başvurusu, ilgili mahkemeye yazılı olarak yapılır ve temyiz dilekçesinde kararın neden hatalı olduğuna dair gerekçeler sunulmalıdır.

Delil tespiti davasında sunulan deliller şunlardır: 1. Tanık Beyanları: Davada tanıkların dinlenmesi ve ifadelerinin alınması. 2. Keşif: Olay yerinde keşif yapılarak delillerin yerinde incelenmesi. 3. Bilirkişi İncelemesi: Konusunda uzman kişilerin raporlarıyla delillerin değerlendirilmesi. 4. İlgili Kişi ve Kurumlara Müzekkere: Üçüncü kişi ve kurumlarda bulunan delillerin getirilmesi için yazı yazılması. 5. Delillerin Muhafaza Altına Alınması: Gerekli diğer önlemlerin alınması ve delillerin güvence altına alınması. Bu deliller, davanın ilerleyen aşamalarında kullanılmak üzere tespit edilir ve dava dosyası ile birleştirilir.

Tatlıcılar ailesinin davalık olmasının başlıca nedenleri şunlardır: 1. Miras Kavgaları: Salih Tatlıcı'nın ölümünden sonra, ilk eşi Bedriye Tatlıcı'dan olan çocukları ile ikinci eşi Nurten Tatlıcı ve oğlu Uğur Tatlıcı arasında miras paylaşımı konusunda anlaşmazlıklar çıktı. 2. Gerçeğe Aykırı Bilirkişi Raporu: Salih Tatlıcı'nın bıraktığı mirasın tespiti için alınan bilirkişi raporlarının diğer mirasçıların lehine olması, bu durumun dava konusu olmasına yol açtı. 3. Yargı Etkisi: Salih Tatlıcı'nın oğlu Mehmet Tatlıcı'nın, yargı görevini yapanları etkilemeye çalışması da ayrı bir dava konusu oldu.

Naim Süleymanoğlu'nun madalyalarının dava konusu olmasının nedeni, bu madalyaların kaybolması ve izinsiz kullanılması iddiasıdır. Naim Süleymanoğlu'nun kızları, avukatları aracılığıyla Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuş ve madalyaların çalınması, zimmete geçirilmesi ve film stüdyolarında izinsiz kullanılması gibi suçlardan soruşturma açılmasını talep etmişlerdir.

Aktif husumet, bir davada davacı olma sıfatını ifade eder ve dava konusu hakkın sahibine aittir. Pasif husumet ise davalı olma sıfatını ifade eder ve dava konusu hakka uymakla yükümlü olan kişiye, yani borçluya aittir. Bir örnekte, marka hukukunda idari kararların iptali davalarında: Marka başvurusunu yapan veya itiraz eden kişi, doğrudan etkilenen taraf olduğu için aktif dava ehliyetine sahiptir. Şirket adına yapılan bir marka başvurusunun reddine ilişkin kararın iptali davasında, şirketin ortağı veya kurucusu, bizzat başvuru sahibi değilse, aktif husumet ehliyetine sahip değildir. Bir başka örnekte, ortak giderlerin tahsili davasında, borçluyu temsil eden yöneticiye husumet yöneltilemez; husumet, borçlu kat maliklerine yöneltilmelidir.

Davada taraf olamayacak kişiler şunlardır: 1. Ölü kişiler: Ölümle birlikte taraf ehliyeti sona erer ve ölmüş kişiye karşı dava açılamaz. 2. Dava ehliyeti olmayanlar: Ayırt etme gücünden yoksun olan kişiler dava ehliyetine sahip değildir ve bu nedenle davada taraf olamazlar. 3. Tüzel kişiliği olmayan topluluklar: Adi ortaklık ve miras ortaklığı gibi tüzel kişiliği olmayan topluluklar taraf ehliyetine sahip değildir. Ayrıca, davada üçüncü bir tarafın bulunması da mümkün değildir; davada sadece davacı ve davalı yer alabilir.

Özel avukatlar, farklı hukuk dallarında uzmanlaşarak çeşitli davalara bakarlar. İşte bazı örnekler: 1. Ceza Hukuku: Suç teşkil eden eylemlerle ilgili davalarda sanık veya mağdurları temsil ederler. 2. Aile Hukuku: Boşanma, velayet, mal paylaşımı, nafaka gibi konularda danışmanlık ve temsil hizmeti sunarlar. 3. İş Hukuku: İşçi ve işveren arasındaki ilişkilerde kıdem tazminatı, fazla mesai ücretleri, işten çıkarma gibi konularda yardımcı olurlar. 4. Ticaret Hukuku: Şirket kuruluşları, ticari sözleşmeler, haksız rekabet ve iflas gibi konularda destek sağlarlar. 5. İcra ve İflas Hukuku: Borçların tahsil edilmesi veya iflas durumlarında müvekkillerini temsil ederler. 6. Miras Hukuku: Miras paylaşımı, vasiyetname düzenleme, mirasın reddi gibi konularda hukuki danışmanlık verirler. 7. Gayrimenkul Hukuku: Emlak alım-satımı, kiralama, mülkiyet hakları gibi işlemleri kapsar.