Travma

Psikolojik travma testlerinin sonuçları genellikle testin tamamlandığı gün veya birkaç gün içinde çıkar. Örneğin, Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) testi gibi online testler, değerlendirme sürecini tamamladıktan sonra sonuçları hemen sunar.

Judith Herman'a göre travmanın üç evresi şunlardır: 1. Güvenliğin Sağlanması: Travma sonrası kişinin kendini güvende hissetmesi ve temel ihtiyaçlarının karşılanması önemlidir. 2. Hatırlama ve Yas Tutma: Kişi, travmatik olayla yüzleşir ve duygusal olarak bu deneyimi yeniden işler. Bu aşamada duygularını ifade etmesine ve yas sürecini yaşamasına izin vermek gereklidir. 3. Bağlantı ve Yeniden İnşa: Kişi, travmanın etkilerinden özgürleşerek yeni bir kimlik inşa eder ve sağlıklı sosyal ilişkiler kurar. Bu evre, geçmişin izlerini kabul etmek ve geleceğe umutla bakmakla ilgilidir.

"La Consolation" filmi, iki farklı hikayeyi anlatmaktadır: 1. 2017 yapımı TV filmi: Genç bir televizyon sunucusu olan Flavie'nin, baş dönmesi ve bayılma nöbetleri geçirdikten sonra bir ruh hekimine gitmesini konu alır. 2. 2007 yapımı kısa film: Camille'in bir partide bedenini, zamanı ve geleceği anlatmasını işler.

Psikolojik karıncalanma ve uyuşma genellikle stres, kaygı ve travma gibi psikolojik faktörlerle ilişkilidir. Bu durumun diğer nedenleri şunlardır: Olumsuz düşünceler ve bilişsel süreçler: Olumsuz düşünceler ve bireyin kendine yönelik eleştirileri psikolojik uyuşmayı tetikleyebilir. Anksiyete bozuklukları ve panik ataklar: Bu durumlar sırasında bedensel hissiyatlarda değişiklikler meydana gelebilir. Fiziksel sağlık sorunları: Sinir sıkışması, diyabet veya vitamin eksiklikleri gibi problemler karıncalanmaya yol açabilir. İlaç yan etkileri: Bazı ilaçların kullanımı karıncalanma hissini artırabilir. Bu tür belirtiler yaşanıyorsa, bir psikolog veya psikiyatristten destek almak faydalı olabilir.

Travmatik stres tedavisi için aşağıdaki ilkeler önemlidir: 1. Psikoterapi: Travmatik stres yaşayan bireylere psikolojik destek sağlamak, travmatik yaşantılarını güvenli bir alanda tekrar ele almalarına ve anlamlandırmalarına yardımcı olur. 2. İlaç Tedavisi: Antidepresanlar ve anksiyolitik ilaçlar, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) semptomlarının azalmasına katkı sağlayabilir. 3. Sosyal Destek: Aile ve arkadaşların desteği, travmatik stresle başa çıkmada önemlidir. 4. Erken Müdahale: Travmatik olayların ardından erken müdahale, TSSB'nin önlenmesine yardımcı olabilir. Tedavi süreci için bir uzmana başvurmak ve bireysel ihtiyaçlara göre özelleştirilmiş bir plan oluşturmak önemlidir.

Flashback (geçmişe dönüş) çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir, bunlar arasında: 1. Travmatik olaylar: Askeri çatışma, cinsel veya fiziksel istismar, ölümcül kazalar gibi travmatik deneyimler flashback'leri tetikleyebilir. 2. Posttravmatik stres bozukluğu (PTSD): PTSD yaşayan bireylerde flashback'ler sıkça görülür. 3. Stres ve duygusal yorgunluk: Yüksek stres seviyeleri, belirli tetikleyiciler veya zihinsel yorgunluk flashback ataklarını tetikleyebilir. 4. Bazı ilaçların kullanımı: LSD gibi halüsinojenik ilaçların kullanımı flashback olasılığını artırabilir. 5. Nörolojik faktörler: Temporal lob nöbetleri ve gıda yoksunluğu gibi faktörler de flashback'lerin başlamasında rol oynayabilir. Flashback'lerin kesin nedenleri bilimsel olarak tam olarak ortaya koyulmamış olsa da, bu tür deneyimler yaşayan kişilerin profesyonel destek alması önerilir.

Bir kadının köpeklerden korkmasının birkaç olası nedeni vardır: 1. Travmatik Deneyimler: Çocukluk döneminde köpeklerle ilgili olumsuz bir deneyim yaşamış olabilir, bu da köpeklere karşı korku geliştirmesine yol açabilir. 2. Öğrenilmiş Davranış: Aile üyeleri veya çevresindeki insanların köpeklerden korktuğunu gözlemlemesi, bu korkunun öğrenilmesine neden olabilir. 3. Genetik Faktörler: Korku ve anksiyete gibi duyguların genetik olarak aktarılabileceği düşünülmektedir. 4. Sosyolojik ve Kültürel Etkiler: Bazı kültürlerde köpekler tehlikeli varlıklar olarak algılanabilir ve bu tür inançlar korkuyu artırabilir. Köpek korkusunu aşmak için maruz kalma terapisi, bilgi edinme ve profesyonel destek gibi yöntemler önerilmektedir.

Kafa derisinin içe çökmesi, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Travmatik Yaralanmalar: Kaza veya düşmeler sonucu alınan darbeler, kafatasının bütünlüğünü bozarak çökmeye yol açabilir. 2. Osteoporoz: Kemik yoğunluğunun azalması, kafatasındaki kemiklerin zayıflamasına ve çökmesine neden olabilir. 3. Cerrahi Müdahaleler: Nöroşirurji operasyonları sonrası kafatası kemikleri zayıflayabilir. 4. Konjenital Faktörler: Doğuştan gelen kafatası şekil bozuklukları çökme riskini artırabilir. 5. Hastalıklar: Özellikle kemikleri etkileyen hastalıklar, doğrudan kafatası kemik yapısını zayıflatabilir. Bu tür durumlarda, bir sağlık profesyoneline başvurmak önemlidir.

Hayatta kalma etkisi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Psikoloji ve Stres Yönetimi: Hayatta kalma etkisi, vücudun tehlike anında hayatta kalmak için devreye giren survival mode olarak adlandırılan bir tepkiyi ifade eder. 2. Travmatik Olaylar Sonrası: Büyük felaketlerden sonra hayatta kalanların, başkalarının hayatını kaybetmesine rağmen kendilerini suçlu hissetmeleri durumuna hayatta kalma suçluluğu sendromu denir.

Akut ve kronik travma terimleri, travmatik olayların süresine ve tekrarlanma durumuna göre yapılan sınıflandırmaları ifade eder. Akut travma, genellikle tek bir rahatsız edici olayın sonucunda ortaya çıkar ve aniden yaşanır. Kronik travma ise tekrarlayan veya uzun süreli rahatsız edici olaylara maruz kalma sonucu oluşur.

Travmalı hastaya yaklaşım, belirli bir sıra ve düzen içinde yapılmalıdır: 1. Hazırlık: Olay yerine ulaşmadan önce ekip ve ekipman hazırlığı. 2. Triaj: Hastaların durumlarına göre önceliklendirilmesi. 3. Birincil Bakı (ABCDE): - Airway (Havayolu): Havayolu açıklığının sağlanması ve korunması. - Breathing (Solunum): Solunumun değerlendirilmesi ve desteklenmesi. - Circulation (Dolaşım): Dolaşımın değerlendirilmesi, kanama kontrolü. - Disability (Nörolojik Durum): Bilinç durumunun ve nörolojik fonksiyonların değerlendirilmesi. - Exposure (Maruziyet): Tüm vücudun incelenmesi ve hipoterminin önlenmesi. 4. Resusitasyon: Hayati tehlike arz eden durumların acil tedavisi. 5. İkincil Bakı: Ayrıntılı fizik muayene, yaralanmaların detaylı değerlendirilmesi, görüntüleme ve laboratuvar tetkiklerinin yapılması. 6. Yeniden Değerlendirme: Hastanın durumunun düzenli aralıklarla yeniden değerlendirilmesi, tedavi planlarının gözden geçirilmesi. 7. Kesin Tedavi: Hastanın nihai tedavi planının uygulanması, gerekli cerrahi işlemler ve uzun vadeli bakımın planlanması.

Diz kapağı yerine oturmazsa, şiddetli ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu durumda yapılması gerekenler: 1. Dizinizi dinlendirin ve bacakları yüksekte tutun. 2. Buz uygulayın ve gerekirse bir sargı veya atel kullanın. 3. Hemen bir doktora veya ortopedi uzmanına başvurun. Tekrarlayan çıkıklar için cerrahi müdahale gerekebilir.

1967 yapımı "Oddo" filmi, Vietnam Savaşı'ndan iki yıl sonra evine dönen ve travma geçirmiş, hayal kırıklığına uğramış asker Alan Jaffeo'nun hikayesini anlatıyor. Alan, etrafındaki genel yozlaşmadan öfkelenerek, fahişelere, aile üyelerine ve yoluna çıkan diğer insanlara karşı şiddetli bir şekilde saldırır.

2017 yapımı "Avuntu" filmi, dram ve biyografik türlerde çekilmiştir. Özetle, filmin konusu hakkında daha fazla detay verilmemiştir.

Travma boyunluğu, her yaş grubundaki travma şüphesi taşıyan hastalarda kullanılabilir. Kullanım süresi ise genellikle doktorun önerdiği sürelerle sınırlıdır ve üç aydan fazla kullanılmaması tavsiye edilir.

Avülsif kırık, kemiğe bağlı bir tendon veya bağın çekme kuvveti nedeniyle kemiğin bir parçasını koparması sonucu oluşur. Bu durumun başlıca nedenleri şunlardır: 1. Travma: Genellikle bir kemik bir yöne hareket ederken, tendon veya bağ aniden ters yönde çekilir. 2. Spor aktiviteleri: Yüksek etkili sporlar, bükülme ve yön değişikliklerinin hızlı olması nedeniyle avülsif kırık riskini artırır. 3. Büyüme dönemi: Çocukların kemiklerinin etrafındaki tendonlar ve bağlar, kemiklerin kırılması için daha sert olabilir. Diğer risk faktörleri arasında kemik kanseri, osteoporoz ve yaşlılık yer alır.

T11.6 üst ekstremitenin travmatik amputasyonu, düzey tanımlanmamış ifadesi, kol veya elin tamamen veya kısmen koptuğu, ancak kopma seviyesinin belirtilmediği bir yaralanmayı ifade eder.

EMDR terapisinde en zor aşama, duyarsızlaştırma aşaması olarak kabul edilir.

Plevral efüzyonda lokosit ve eritrosit artışı genellikle enfeksiyon veya travma gibi nedenlerden kaynaklanır. 1. Lokosit (beyaz kan hücresi) artışı, plevral sıvıda nötrofil lizisi sonucu pürülan sıvı yani ampiyem oluşumuyla ilişkilidir. 2. Eritrosit (kırmızı kan hücresi) artışı, plevral sıvının hemotoraks olarak adlandırıldığı durumlarda görülür.

Kulaktan zar gibi bir şeyin çıkması, genellikle kulak zarının yırtılması (timpanik membran perforasyonu) nedeniyle olur. Bu durumun birkaç nedeni olabilir: 1. Orta kulak enfeksiyonları: Orta kulakta sıvı birikmesi, kulak zarının yırtılmasına yol açabilir. 2. Basınç değişiklikleri: Uçak yolculuğu, tüplü dalış veya ani hava basıncı değişiklikleri kulak zarına baskı yaparak yırtılmasına neden olabilir. 3. Travma: Başa alınan sert bir darbe, araba kazası veya kulağa yabancı cisim sokulması gibi yaralanmalar kulak zarını yırtabilir. 4. Çok yüksek frekansta sesler: Patlama veya ateşli silah sesi gibi aşırı güçlü sesler kulak zarına zarar verebilir. Yırtılmış bir kulak zarı, işitme kaybına ve orta kulağın enfeksiyonlara karşı savunmasız kalmasına neden olabilir. Kesin teşhis ve tedavi için bir kulak burun boğaz uzmanına başvurulmalıdır.