Travma

Çoklu kişilik bozukluğunun (dissosiyatif kimlik bozukluğu) başlıca nedenleri şunlardır: Çocukluk çağı travmaları ve şiddetli stres faktörleri. Psikolojik ve çevresel faktörler. Aile dinamikleri ve ebeveyn ilişkileri. Bu bozukluğun gelişiminde genetik etkenler, erken gelişimsel bozukluklar ve travmanın şiddeti gibi faktörler de etkili olabilir.

Travma geçirmiş bir kişinin davranışları, yaşadığı travmanın türüne ve şiddetine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Psikolojik travma belirtileri arasında şunlar yer alır: Aşırı korku, kaygı ve panik ataklar. Kabuslar ve olayın tekrar yaşanıyormuş gibi hissetme (flashbackler). Uyku düzeninde bozulmalar. Sosyal geri çekilme ve dikkat dağınıklığı. Öfke patlamaları ve duygusal uyuşukluk. Günlük aktivitelere ilgi kaybı. Fiziksel travma belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir: Ağrı, şişlik ve morarma. Hareket etmede güçlük. Kas spazmları ve sıcaklık artışı. Travma geçiren bir kişiye destek olmak için empati göstermek, dinlemek, sabırlı olmak ve profesyonel yardım önermek önemlidir. Travma belirtileri devam ederse, bir uzmana başvurulması önerilir.

Kahramanmaraş'ta kaç kişinin psikolojik travma geçirdiğine dair kesin bir sayı vermek mümkün değildir. Ancak, 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş depremlerinin ardından yapılan araştırmalarda, afetzede bireylerde psikolojik belirtilerin yüksek olduğu ve bu belirtilerin cinsiyet, maddi kayıp durumu, yakının enkazda kalması gibi faktörlere bağlı olarak değiştiği belirtilmiştir. Psikolog Zeynep Sandaloğlu, depremden uzun zaman geçmesine rağmen hala uykusuzluk, iştahsızlık, irkilme, hayattan kopma, plan yapamama gibi sorunlar yaşayan kişilerin profesyonel yardım alması gerektiğini ifade etmiştir. Psikolojik travmaların uzun vadeli etkilerini ve tam sayısını belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Kuyruk sokumu kemiği ağrısının bazı nedenleri: Travma veya yaralanma. Uzun süre hareketsiz kalma. Hamilelik ve doğum. Obezite ve zayıflık. Enfeksiyonlar ve tümörler. Pelvik kas problemleri. Dejeneratif disk hastalığı. Ağrının nedenini doğru bir şekilde belirlemek ve uygun tedavi yöntemlerini uygulamak için bir doktora başvurulması önerilir.

EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) Terapisi, travmatik deneyimlerin olumsuz etkilerini azaltmak için kullanılan bir psikoterapi yöntemidir. EMDR'nin çalışma prensibi: Dikkat yönlendirmesi. İşlemsel bellek ağına erişim. Bilgi işleme ve değişim. İki taraflı stimülasyon. EMDR terapisi sekiz aşamadan oluşur: 1. Danışanın öyküsü ve terapi planlaması. 2. Hazırlık. 3. Değerlendirme. 4. Duyarsızlaştırma. 5. Yerleştirme. 6. Beden tarama. 7. Kapanış. 8. Yeniden değerlendirme. EMDR'nin kesin işleyişi hala tam olarak anlaşılamamış olsa da, travma sonrası stres bozukluğu gibi durumların tedavisinde etkili bir terapi yöntemi olarak kabul edilmektedir.

Köprücük kemiğinde ağrının bazı nedenleri: Kırık veya çıkık. Kas ve bağ zorlanması. Artrit. Akromioklaviküler eklem yaralanmaları. Torasik çıkış (outlet) sendromu. Postür bozuklukları. Osteomiyelit. Köprücük kemiği ağrısı yaşanıyorsa, doğru teşhis ve tedavi için bir uzmana başvurulması önerilir.

PTSD (Post Traumatic Stress Disorder), yani travma sonrası stres bozukluğu, kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, çoğu kez olağan dışı ve beklenmedik olayların tetiklediği bir ruhsal travma ya da ruh sağlığı durumudur. Bu olayların kişinin kendisinde veya bir yakınında ölüme yol açması ya da yaralanma tehlikesi yaratması durumunda ortaya korku, dehşet ve çaresizlik hisleri çıkabilir. PTSD'nin bazı belirtileri şunlardır: Yeniden yaşama (hatırlama). Kaçınma. Aşırı uyarılma. PTSD tanısı, travmatik bir olaya maruz kaldıktan sonra bir ay boyunca bu belirtilerin devam etmesi durumunda konur.

M. Barış Muslu'nun "O An" kitabı, NeuroFormat uygulamalarının 2023 yılında geldiği noktayı anlatıyor. Kitapta anlatılan bazı konular: NeuroFormat yöntemi. Travma kavramı. Sağlık sorunları ve travma ilişkisi. Yöntemin etkinliği. Deprem sonrası travma.

Travmatik bir olayın ardından travma belirtileri genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden düzelir. Akut Stres Bozukluğu (ASB), travmatik olaydan sonraki dört hafta içinde ortaya çıkar ve semptomları en az iki gün sürer. Travma sonrası belirtilerin ne zaman ortaya çıkacağı kişiden kişiye değişebilir. Travma belirtileri yaşayan kişilerin profesyonel bir destek alması önerilir.

M. Barış Muslu'nun "O An" kitabını okuması önerilen kişiler: Travma yaşamak isteyenler: Kitap, travmalarını temizlemek ve sağlık sorunlarını çözmek isteyenler için etkili bir yol haritası sunar. Travma uzmanları: Dünyadaki travma üzerine çalışan uzmanlar için de faydalı bir kaynaktır. Kişisel gelişim meraklıları: İnsanın travmalarının farkına varmasını sağlayan, bilimsel yönü kuvvetli bir kişisel gelişim kitabıdır. Ayrıca, kitabın özellikle yıkıcı bir deprem gibi travmatik olaylar yaşamış kişiler için faydalı olabileceği belirtilmiştir.

Yoğun bakım servisi, sağlık sorunu kritik düzeyde olan ve yakından takip edilmesi gereken hastaların tanı, tedavi ve bakım hizmetlerinin sunulduğu yataklı servistir. Yoğun bakım ünitelerinde tedavi gören hastalar 24 saat boyunca gözetilir. Bu ünitelerde tedavi edilen bazı hastalıklar şunlardır: By-pass ameliyatı, açık kalp ameliyatı, beyin cerrahileri, organ nakli gibi büyük cerrahi işlemler. Kafa travması veya omurilik yaralanması gibi ciddi fiziksel travmalar. Kalp damarlarının tıkanması sonrası gelişen kalp krizi. Beyin damarlarının tıkanması ile ortaya çıkan inme. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi solunum problemine yol açan akciğer hastalıkları. Karaciğer, böbrek, kalp gibi hayati organların yetmezlikleri. Sepsis gibi kanda ve diğer organlarda yaygın yayılım gösteren enfeksiyon hastalıkları. Diyabet gibi ciddi komplikasyonlar ile seyreden dahili hastalıklar. Ağır nörolojik semptomlarla seyreden beyin ve omurilik hastalıkları. Koma gibi bilinç ve nörolojik yetilerde zayıflamaya yol açan hastalıklar. İlaç veya madde kullanımına bağlı zehirlenmeler.

Geçmiş travmaların neden unutulmadığına dair bazı nedenler: Duygusal ve fiziksel etkiler: Travmatik olaylar, yoğun korku, kontrol kaybı, çaresizlik ve yok olma tehdidi gibi benzer duygular yaratır. Amigdala ve hipokampus ilişkisi: Orta dereceli travma, uzun süreli hafızayı geliştirebilir. Tetikleyiciler: Mevcut duyusal tetikleyiciler, unutulmuş anının yüzeye çıkmasına neden olabilir. Travma sonrası gelişim: Travma sonrası birey, değerleri, öncelikleri ve yaşam anlayışında değişiklikler yaşayabilir. Travma sonrası unutamama durumu, dissosiyatif bozukluklar gibi durumlara yol açabilir. Bu nedenle, travma sonrası bir uzmana danışılması önerilir.

Geçmiş travmaların neden unutulmadığına dair bazı nedenler: Duygusal ve fiziksel etkiler: Travmatik olaylar, yoğun korku, kontrol kaybı, çaresizlik ve yok olma tehdidi gibi benzer duygular yaratır. Amigdala ve hipokampus ilişkisi: Orta dereceli travma, uzun süreli hafızayı geliştirebilir. Tetikleyiciler: Mevcut duyusal tetikleyiciler, unutulmuş anının yüzeye çıkmasına neden olabilir. Travma sonrası gelişim: Travma sonrası birey, değerleri, öncelikleri ve yaşam anlayışında değişiklikler yaşayabilir. Travma sonrası unutamama durumu, dissosiyatif bozukluklar gibi durumlara yol açabilir. Bu nedenle, travma sonrası bir uzmana danışılması önerilir.

Hiper bağımsızlığın nedenleri arasında şunlar yer alabilir: Travmatik olaylar: Araba kazası veya doğal afet gibi tekil deneyimler ya da ihmal veya istismar gibi sürekli olaylar, bireyin sosyal destekten kaçınmasına yol açabilir. Aile içi dinamikler: Aşırı koruyucu veya ihmal eden ebeveynler, bireyin güvenli bağlar kurma ve başkalarına güvenme yeteneğini engelleyebilir. Kişilik özellikleri: Mükemmeliyetçilik, kontrol ihtiyacı ve sosyal kaygı, bireyin başkalarına güvenmesini ve yardım istemesini zorlaştırabilir. Kültürel etkiler: Bazı kültürlerde bağımsızlığın aşırılığına yönelik beklentiler, bireyleri bu yöne yönlendirebilir. Geçmiş deneyimler: Yardım istemenin zayıflık olarak görüldüğü bir ortamda büyümek, yetişkinlik döneminde hiper bağımsızlığa yol açabilir. Hiper bağımsızlık, bir travma tepkisi olarak kabul edilir ve tedavi edilebilir.

"Beden Kayıt Tutar" kitabı, travmanın insan bedeni ve zihni üzerindeki kalıcı etkilerini ele alır. Kitapta ele alınan bazı konular: Travmanın beyin ve beden üzerindeki bilimsel temeli. Travmanın günlük hayata etkisi. İyileşme süreci ve yeni terapi yöntemleri. Kitap, hem bilimsel açıklamalar hem de pratik öneriler sunarak, okuyuculara travmayı daha iyi anlama ve onunla başa çıkma yolları konusunda rehberlik eder.

Dejenerasyonun (soysuzlaşma) bazı nedenleri: Yaşlanma. Yırtılma veya çatlak. Genetik yatkınlık. Obezite. Travma. Sigara içmek. Yanlış duruş. Hareketsiz yaşam tarzı.

Evet, travmatik ve travma aynı anlama gelir. Travma, bireyin fiziksel, duygusal veya psikolojik olarak derin bir etki bırakan ve genellikle beklenmedik, aşırı stres yaratan bir olaya maruz kalmasıyla oluşan durumdur. Travmatik ise, bu tür olayları tanımlamak için kullanılan sıfat halidir.

Travmatik olayların etkileri, olaydan hemen sonra veya uzun yıllar sonra ortaya çıkabilir. Hemen sonrası: Fiziksel travma belirtileri (kırık, kanama, ağrı, şişlik) genellikle olay anında veya birkaç saat içinde ortaya çıkar. Uzun yıllar sonra: Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi kalıcı semptomlar, travmatik olayın ardından uzun süre sonra, bazen yıllar sonra kendini gösterebilir. Her bireyin durumu farklıdır ve travmanın etkileri kişisel faktörlere bağlı olarak değişir.

Maladaptive daydreaming (uyumsuz hayal kurma) nedenleri arasında şunlar yer alır: Travmatik deneyimler: Çocukluk dönemindeki olumsuz olaylar veya stresli yaşam koşulları. Psikolojik faktörler: Depresyon, anksiyete, obsesif-kompulsif bozukluk gibi zihinsel sağlık sorunları. Nörolojik etkiler: Beyindeki kimyasal dengesizlikler veya dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB). Yalnızlık ve izolasyon: Sosyal destek eksikliği veya yalnız geçirilen uzun süreler. Kaçış mekanizması: Gerçek hayattaki sorunlardan uzaklaşma isteği. Genetik yatkınlık: Aile geçmişinde benzer zihinsel sağlık sorunlarının bulunması. Maladaptive daydreaming, kesin nedenlere sahip olmayan, birden fazla nedene bağlı olarak gelişebilen bir durumdur.

Hansel ve Gretel'in cadı avcısı olmasının sebebi, çocukken yaşadıkları travmatik deneyimdir. Hansel ve Gretel, çocukken bir cadı tarafından kaçırılıp zor durumda kalmışlardır. 2013 yapımı Hansel ve Gretel: Cadı Avcıları adlı filmde, Hansel ve Gretel'in cadı avcısı olmaları, Van Helsing (2004) filmine benzer bir atmosfer ile beyaz perdeye taşınmıştır. Hansel ve Gretel'in cadı avcısı olmaları, orijinal Hansel ve Gretel masalında yer almamaktadır.