Ruh

Öteki dünya kavramı, gerçek bir hikaye olarak kabul edilmez, çünkü bu, çeşitli din ve kültürlerde ölen insanların ruhlarının yaşadığına inanılan kurgusal bir mekandır.

Hangi hayvanın ruhunun insana benzer olduğu konusunda farklı inanç sistemleri farklı görüşler sunmaktadır: 1. Şamanizm: Şamanizme göre, her insanın bir erk hayvanı vardır ve bu hayvanlar insanlara rehberlik eder. Bu nedenle, her hayvanın ruhu insana benzer olarak kabul edilebilir. 2. Budizm: Budizm'de hayvanların ruhlarının olduğuna inanılır ve bu ruhların ölmüş akrabalarımız veya başka insanların reenkarne olmuş halleri olabileceği düşünülür. 3. Hinduizm: Hinduizm'de de hayvanların ruhlarının var olduğu ve bu ruhların kutsal kabul edildiği söylenir. Bilimsel olarak, ruhun varlığı ve benzerlikleri konusunda kesin bir kanıt bulunmamaktadır.

Ruhun insan suretinde yansıması, çeşitli kadim geleneklerde "kozmik insan arketipi" olarak adlandırılır. Bazı örnekler: - Hermetika: İnsan, Tanrı'nın suretinde yaratılmış ve ilahi aklın yansıması olarak görülür. - Platon: Ruh, idealar âleminde Tanrı'yla birlikteyken, bedene bağlanmak suretiyle aşağıya düşer ve özünü unutur. - Gnostisizm: İlk İnsan veya Gerçek İnsan, Tanrı'nın ışığından doğmuş, ancak maddeye düşerek parçalanmış ilahi bir varlıktır. - İslam Tasavvufu: "Hakikat-i Muhammediye" ve "İnsan-ı Kâmil" kavramları, evrenin yaratılış sebebinin ve ilahi hakikatin yeryüzündeki görünümünün insan olduğunu dile getirir.

"Ruh" (Ru) dizisinin 1. sezonu 8 bölüm sürmektedir.

İbni Sina'nın "uçan adam" metaforu, ruhun bedenden ayrı, manevi bir cevher olduğunu anlatmak için kullanılır. Bu metafora göre, boşlukta duran, hiçbir uzvu birbirine değmeyen, hiçbir duyusu olmayan bir insanı hayal etmek gerekir. Böylece İbni Sina, nefsin duyulardan farklı olduğunu ve bedenin ölümünden sonra da varlığını sürdürebileceğini öne sürer.

Ruh filmleri, genellikle reenkarnasyon ve ruhların göçü gibi konuları ele alır ve izleyiciye farklı mesajlar iletir: 1. "The Fountain" filmi, geçmiş, bugün ve geleceği kapsayan hikayesiyle sonsuzluğu ve tarihi sorgulatır. 2. "Göz (I Origins)", moleküler biyoloji uzmanının deneysel çalışmalarını konu alarak, insanlığı etkileyecek çarpıcı bir senaryoyu işler. 3. "Can Dostum (A Dog's Purpose)", köpeklerin dünyaya geliş amacını ve onların sahipleriyle olan ilişkilerini anlatır. 4. "Ruhların Kaçışı (Spirited Away)", doğadaki her varlığın bir ruhunun olduğu inancından yola çıkarak, doğanın kirlenmesini ve insan ile doğa arasındaki öfkeyi işler. 5. "Ruh (The Pact)", sıradan bir apartman dairesinde yaşanan paranormal olayları ve bir medyumun bu olaylara müdahalesini konu alır.

Hayvanların ruhu olup olmadığı konusunda bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. İslam inancına göre hayvanların ruhu vardır, ancak insan ruhu ile hayvan ruhu farklıdır. Diğer inanç sistemlerinde ise hayvanların ruhlarının olduğuna dair farklı görüşler mevcuttur: - Şamanizm ve Paganizm gibi geleneklerde hayvanların ruhları kutsal kabul edilir ve insanlara rehberlik ettiğine inanılır. - Budizm ve Hinduizm'de hayvanların ruhlarının reenkarne olabileceği düşünülür.

"Biri ölürken diğeri doğuyor, hayat devam ediyor" ifadesi, reenkarnasyon inancıyla ilişkilendirilebilir. Bu inanca göre, ölümden sonra ruh yeni bir bedende yeniden doğar ve hayatiyetini sürdürür.

Doğmadan önce ruhların ne yaptığına dair farklı inançlar ve görüşler bulunmaktadır. İslam inancına göre, ruhlar doğmadan önce Allah'ın huzurunda toplanırlar ve bu olaya "Kalu Bela" denir. Tasavvuf edebiyatında ise ruhların, ruhlar aleminde tanıştıkları ve birbirleriyle iletişim kurdukları kabul edilir. Bazı felsefi ve spiritüel görüşlere göre, ruhlar doğmadan önce yüksek bir bilinç seviyesine sahiptirler ve evrendeki tüm bilgiye erişebilirler. Bilimsel açıdan ise doğmadan önceki ruhların varlığına dair somut bir kanıt bulunmamaktadır.

Arafta ruhlar, farklı dinlerde farklı şekillerde değerlendirilir: İslam inancına göre, araftayken ruhlar cennet ile cehennem arasında bir geçiş bölgesinde beklerler ve bu süreçte: - Günahlarından arınma ve Allah'tan bağışlanma dilerler. - İyi ve kötü işlerinin hesabını verirler. - Dua eder ve tövbe ederler, bu sayede daha hızlı bir şekilde cennete girmeye hak kazanırlar. Hristiyanlıkta, araftaki ruhlar: - Kefaret ve geçici ceza sürecine tabi tutulurlar. - Kilise tarafından yapılan dualar ve ibadetlerle desteklenirler, bu da onların cennete girmelerini hızlandırır. Doğu Ortodoks Kilisesi ise araf kavramını reddeder ve ruhların ya cennete ya da cehenneme doğrudan gittiğini savunur.

Vefat eden kişinin ailesini gördüğüne inanılmaktadır. Ayrıca, ölülerin hayattakilerden haber aldıkları ve kabirlerinin başına giden kimseleri gördükleri de rivayetler arasındadır.

Ölümden sonra insanın gideceği yer, İslam inancına göre "berzah alemi"dir. Durumlarına göre ruhların farklı yerleri olduğu düşünülür: - Cennetlik ruhlar: Serbest hareket ederler, bazen semada, bazen de kabirlerinin avlularında bulunabilirler. - Şehitlerin ruhları: Cennetin bir kuşu olup kıyamete kadar oradan rızıklanırlar. - Kafirlerin ruhları: Yerin yedi kat altında bulunup azap çekerler.

Ölü insanların eve geldiğine dair inançlar, bazı kültürlerde ve dini geleneklerde yer almaktadır. Bu inançlara göre: 1. Ruhun Ziyareti: Ölen kişilerin ruhlarının, özellikle cuma geceleri ve bayram günlerinde evlerine geldiklerine inanılır. 2. Haber Getirme: Ölülerin, yaşayanlara mesajlar getirdiği ve onların hallerinden haberdar oldukları düşünülür. Bu tür inançlar bilimsel olarak kanıtlanmamış olup, kişisel ve kültürel farklılıklara dayanmaktadır.

"The Doll" filminin konusu, işportacıdan oyuncak bebek satın alan bir kadının, bebeğin katil bir ruha sahip olduğunu anlaması üzerine kuruludur.

İlk varlığın madde mi yoksa ruh mu olduğu, felsefe tarihinde farklı görüşlere göre değişmiştir: 1. Aristoteles: Varlığı madde ve form (idea) ikilisiyle açıklar ve formun (ruhun) maddenin özü olduğunu savunur. 2. Descartes: Varlığı iki tözden oluştuğunu kabul eder: madde ve ruh. Ona göre, ruh düşünen, madde ise yer kaplayan bir tözdür. 3. Platon: Gerçek varlığın idealar dünyasında olduğunu ve duyusal dünyanın sadece bir yansıma olduğunu öne sürer. Bu nedenle, ilk varlığın madde mi yoksa ruh mu olduğu konusunda kesin bir cevap yoktur.

Ruhi ismi, "ruhsal, ruhla ilgili" anlamına gelir.

"Kutlu tini şad mekanı uçmağ olsun" ifadesi, Türk kültüründe bir kişinin ölümünü veya ölmüş birinin ruhunu anmak ve ona rahmet dilemek amacıyla kullanılan bir deyimdir. Bu deyimde: - "Kutlu tini", ölen kişinin kutsal ve ruhani varlığına işaret eder. - "Şad mekanı", ölmüş kişinin ruhunun hoşnut olacağı, huzurlu ve mutlu bir yer anlamına gelir. - "Uçmağ" ise sonunda kişiyle buluşmak anlamına gelir. Dolayısıyla, bu deyim ölen kişinin ruhuna huzur ve mutluluk dilemek ve onun için güzel bir yerde olduğunu dilemek amacını taşır.

02.25 saat anlamı çeşitli kültürlerde farklı şekillerde yorumlanır: 1. Ruhsal Anlam: Bu saat, ruhsal bir uyanışı, yeni başlangıçları ve umut dolu bir geleceği simgeler. 2. Şans ve Bereket: Bazı toplumlarda 02.25 saati, şansın ve bereketin simgesi olarak görülür. 3. Gizemli Düşünceler: Gece yarısına yakın bir zaman dilimi olması nedeniyle, gizemli ve derin düşünceleri beraberinde getirir. 4. İkili İlişkiler: Saatlerin anlamına göre, 02.25 saati, hoşlandığınız kişinin de sizden hoşlandığını gösterebilir.

Perfe alemi, İslam inancına göre ölümden sonra başlayıp kıyamet gününe kadar devam eden kabir hayatıdır. Bu alemde olanlar şu şekilde özetlenebilir: Ruhun Durumu: İnsan öldüğünde ruhu bedeninden ayrılır ve canlı kalır. Lezzetler ve Elemler: Mümin ruhlar nimet içinde olup, lezzetleri, elemleri, ferah ve sevinçleri hisseder. İletişim: Mümin ruhlar birbirleriyle görüşebilir ve dünyadan mesajlar alabilirler. Bekleme Süreci: Bu alem, dünya hayatına kıyasla daha geniş bir hayata sahiptir ve insanlar burada kıyamet gününü beklerler.

"Şeytan Tahtası" filmi, bir grup gencin tatil için gittikleri villada buldukları ruh tahtasıyla oynadıkları bir oyunu konu alıyor. Kurallara göre, tahtaya sorulan her soruya bir varlık cevap verecektir.