Kader

“Gökçen 1: Unutulan Çiçekler” romanı, Loresima tarafından yazılmış ve Ephesus Yayınları tarafından yayımlanmıştır. Kitapta anlatılan ana hikaye şu şekildedir: Babaları asker olduğu için aynı lojmanda büyüyen Murathan ve Gökçen, kendilerine özel bir dünya kurmuşlardır ve bu dünyada sadece “Pamuk” ve “Kepçük” vardır. Aradan geçen yirmi yılın sonunda, Gökçen doktor, Murathan ise özel kuvvetler askeri olmuştur. Murathan ve Gökçen için artık sadece iki seçenek vardır: Ya kaderleri yeniden yazılacak ya da geçmiş gömüldüğü yerde yok olmaya devam edecektir.

"Amor fati" ifadesi, Friedrich Nietzsche'nin eserlerinde sıklıkla kullandığı bir terimdir ve Türkçeye "kader sevgisi" olarak çevrilir. Bu kavram, hayatın en üst düzeyde olumlanması, yani hayatın getirdiği her durumu kabul etmek ve hatta sevmek anlamına gelir.

"Kader gülmeyince" ifadesi, "İnsan hayal eder, kader güler" atasözünde geçmektedir ve hayatın öngörülemezliğini anlatır. Ayrıca, "Kader Gülmeyince" adlı bir öykü de bulunmaktadır ve bu öyküde, bir adamın yedi oğlunun altısının yokluk ve doktorsuzluk nedeniyle ölmesi, sonuncusunun ise evlendikten kısa bir süre sonra vefat etmesi gibi trajik olaylar anlatılmaktadır.

Baht ve kader kavramları benzer anlamlara sahip olsa da tam olarak aynı şey değildir. Kader, İslam inancına göre, Allah'ın olmuş ve olacak her şeyi önceden bilip takdir etmesi anlamına gelir. Baht ise, gelecekte gerçekleşecek olayları belirleyen külli iradenin insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimini ifade eder.

"Amor fati" Latince bir deyim olup "kader sevgisi" anlamına gelir. Bu terim, hayatın tüm deneyimlerini, iyi ya da kötü, kabul etme ve hatta sevme fikrini ifade eder.

"Tarot" filmi, bir grup arkadaşın Tarot falı okumalarının kutsal kuralı olan "başkasının desteğini asla kullanma" kuralını çiğnemeleriyle gelişen olayları anlatıyor. Bilmeyerek lanetli kartlarda hapsolmuş tarif edilemez bir kötülüğü serbest bırakan arkadaşlar, birer birer kendi kaderleriyle yüzleşirler ve Tarot okumalarında önceden belirlenen gelecekten kaçmak için ölüme karşı bir yarışa girerler.

Gattaca, Andrew Niccol tarafından yazılan ve yönetilen 1997 yapımı bir bilimkurgu filmidir. Konu özeti: - Dünya'da çocuklar, ebeveynlerinin en iyi genetik özelliklerini taşıyacak şekilde seçilerek doğmaktadır. - Vincent Freeman, genetik profili nedeniyle çeşitli hastalıklara yatkın olan ve en fazla 30 yıl yaşayacağı söylenen bir insandır. - Ancak Vincent, daha iyi genlere sahip olan ama sakatlanan bazı insanların kimliklerini ve kan örneklerini kullanarak şirkette yükselir. - Bir süre sonra şirkette işlenen bir cinayet, olayı araştıran dedektifin dikkatini Vincent'ın üzerinde yoğunlaştırmasına sebep olur. Film, genetik ayrımcılığın toplum üzerindeki etkilerini ve kader kavramını sorgulamaktadır.

"Sliding Doors" filmi, zamanlama, kader ve aşk arasındaki üçgensel ilişkiyi konu alır. Filmde, Helen Quilley isimli genç bir kadının hayatı, Londra metrosuna binip binememesine bağlı olarak iki farklı paralel evrende gelişir. İlk senaryoda, Helen metroya yetişir, eve erken döner ve erkek arkadaşının sadakatsizliğini keşfeder. Bu iki paralel hikaye, izleyicilere kader, tesadüf ve seçimlerin hayat üzerindeki etkilerini düşündürür.

Tarotta Kader Çarkı kartı, değişim, dönüşüm ve fırsatların sembolü olarak kabul edilir. Düz pozisyonda bu kart şu anlamlara gelebilir: - hayatın pek çok değişimle karşılaşacağını; - iyi günlerin tadını çıkarmak gerektiğini, çünkü kötü günlerin de geçeceğini; - kişinin olayları kendi lehine çevirebileceğini. Ters pozisyonda ise tersliklerin, ertelemelerin ve kontrolsüzlük hissinin işareti olarak yorumlanır: - şansın kişinin yanında olmadığını ve talihsizliklerin onu takip edeceğini; - yaşanan sorunların geçici olduğunu ve sonunda her şeyin yoluna gireceğini.

"Kadere rıza gösteren kederden emin olur" sözü, imanın altı şartından biri olan kadere imanın, insanı huzur ve sükunete kavuşturduğunu ifade eder. Bu, şu anlama gelir: İnsan, başına gelen her türlü olayın Allah'ın takdiri ve hikmeti dahilinde gerçekleştiğini kabul ettiğinde, yaşadığı sıkıntı ve kederlerin altında yatan rahmet ve hikmeti görebilir. Böylece, kederlerinden emin olur ve huzur bulur.

Predestination filmi, zamanda yolculuk yapabilen bir ajanın, teröristi takip etmesini ve bu süreçte yaşadığı olayları anlatır. Filmin temel mesajları arasında şunlar yer alır: İnsan odaklılık: Bilim kurgu olmasına rağmen, film olabildiğince insan odaklı bir kurguda ilerler. Aşk ve arkadaşlık: Zaman yolculuğu ve aksiyonun yanı sıra, aşk ve arkadaşlık gibi derin konulara da değinilir. Paradokslar: Zaman yolculuğu sırasında yaşanan paradokslar, izleyiciyi düşündürür ve filmin mantığını sorgulatır.

Luck filmi, günlük hayatı gizlice etkileyen iyi şans ve kötü şans organizasyonları arasındaki bin yıllık savaşın hikayesini anlatıyor. Filmin konusu özetle şöyle: Sam, hayatında sürekli şansızlıklarla karşılaşan bir gençtir. Sam, Şans Diyarı'nda yeni bir şans parası bulmanın yanı sıra, kaderindeki kötü şansı da beraberinde sürükleyecektir.

"Sanki Sam Yelisin Estin Bağıma" türküsünün hikayesi, Neşet Ertaş tarafından kaleme alınmıştır. Türküde, kadere isyan teması işlenmektedir.

"Sliding Doors" filmi, zamanlama, kader ve aşk üçgenini konu alarak, modern dünyada rastlantılar ve zor verilen kararların insan hayatını nasıl değiştirebileceğini anlatır. Filmde, Helen Quilley'nin tren kaçırma olayı üzerinden iki paralel hikaye işlenir: Helen treni kaçırdığında, sevgilisinin ihanetini öğrenemez ve hayatıyla ilgili farklı bir yol izler; trene bindiğinde ise yeni bir başlangıç yapar ve James ile bir ilişki kurar.

"Hele Gardaş" türküsü, yoksulluk, özlem ve kaderin acımasızlığı gibi temaları işlemektedir. Türkünün sözleri şu şekildedir: > Gel hele gardaş gel de viran yurtlara > Yazı getirmeden de kışa döndürmüş felek > Hani benim de sırma gibi saçlarım > Anam gel bak hele bembeyaz olmuş > Felek felek ben ne'dem > Ne'dem felek ne'dem ne'dem gardaş > Ne'dem ben de nerelere gidem > Bu yurtları terk mi edem > Kimim var ki kime gidem > Felek felek ben ne'dem > Yine yosun tutmuş da ulu kayalar.

"Yazgı" filmi, Albert Camus'nun Yabancı adlı romanından esinlenerek, insanın varoluşsal sorgulamalarını ve iradeyi kullanmayı reddetmesini anlatıyor. Filmde, Musa adında, yaşamın boş ve saçma olduğunu düşünen bir gümrük muhasebecisinin öyküsü işleniyor. Sonuç olarak, "Yazgı" filmi, insanın yazgısıyla olan mücadelesini ve bu süreçte yaşadığı iç çatışmaları çarpıcı bir şekilde ele alıyor.

"Rastlantının Böylesi" (Sliding Doors) filmi, zamanlama, kader ve aşk üçgenini konu alır. Filmde, Londra'da bir halkla ilişkiler şirketinde çalışan Helen'in işten kovulduğu gün metro trenini bir saniye farkla kaçırması ve bu durumun hayatını nasıl değiştirdiği anlatılır. Film, rastlantılar, zor verilen kararlar ve tekdüze yaşamların modern dünyada insan hayatını nasıl etkileyebileceğini gösterir.

"Kazazede" kitabı, Selim Doğan tarafından yazılmış ve Liber Yayıncılık tarafından yayımlanmıştır. Kitap, Antik Yunan'da Moiralar olarak bilinen üç kız kardeşin, insanın kaderini ve dünyadaki nasibini belirlediği bir dünyada geçmektedir. Ana karakter Murat, bu yeni oluşum içinde kendi yetenekleri doğrultusunda hareket ederken, davranışlarında benlik veya kimlik etkisi olmadan yaşamaya çalışır ve yaptıklarının sonucundan kaçmaya çalışır.

"Sliding Doors" (Rastlantının Böylesi) filmi, Türkçe dublaj seçeneğiyle, zamanlama, kader ve aşk üçgenini anlatıyor. Filmde, modern dünyada yaşanan rastlantılar ve zor verilen kararlar üzerinden, sadece birkaç saniyelik bir gecikmenin insan hayatını nasıl değiştirebileceği işleniyor.

Kader ve kazaya yanlış bakış açıları şunlardır: 1. Tembellik ve kadercilik: "Nasıl olsa her şey kaderde yazılı, bu yüzden çabalasam da bir şey değişmez" düşüncesi. 2. Sorumluluktan kaçma: Olaylar kötüye gittiğinde, tüm sorumluluğu kadere atfetmek ve kendi hatalarını görmezden gelmek. 3. Kaza ve kaderi aynı anlama getirme: Kader, geniş anlamda olayların ilahi bir plan dahilinde belirlenmiş olmasını ifade ederken, kaza bu olayların gerçekleşmiş hallerini ifade eder. 4. Değişimin imkansız olduğunu düşünme: Kaderin kesin olduğunu ve kişinin hayatında hiçbir şeyi değiştiremeyeceği inancı. 5. Çalışmadan başarı bekleme: "Kaderimde başarı varsa çalışmaya gerek yok, zaten olacak" düşüncesi.