Öğreti

"Sakla samanı, gelir zamanı" atasözü, gereksiz görülen bir şeyin gelecekte gerekli olabileceği anlamına gelir.

"Azı karar, çoğu zarar" atasözü, her şeyin bir ölçüsü ve bir sınırı olduğunu, aşırıya kaçılmaması gerektiğini ifade eder. Bu atasözü, çeşitli durumlarda kullanılabilir: Yemeklerde: Tuz, az miktarda lezzet verirken, fazla kullanıldığında sağlık sorunlarına yol açabilir. İş hayatında: Çalışma temposunu dengede tutmak önemlidir. Sosyal ilişkilerde: Sosyal hayatın dozunu ayarlamak gerekir. Finansal yatırımlarda: Risk alırken dikkatli olunmalıdır.

"Balıkçıl" dinleme metni, açgözlülüğün olumsuz sonuçlarını anlatmak istemektedir. Metinde, bir balıkçıl kuşunun avlanmak için su kıyısında dolaşması ve önüne çıkan fırsatları değerlendirmemesi, daha iyi balıkların gelmesini beklemesi ve sonunda küçük bir sümüklü böceğe razı olması anlatılmaktadır.

"Ummadığın taş baş yarar" atasözü, küçük veya önemsiz şeylerin de çoğu kez büyük etkiler yapabileceğini ifade eder.

"Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır" atasözü, küçük görünen işlerin büyük sonuçlar doğurabileceğini ifade eder. Bu bağlamda, "bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir yiğidi, bir yiğit bir memleketi kurtarır" ifadesi, herhangi bir olayın veya işin önemini küçümsememek gerektiğini ve küçük adımların bile büyük başarılara etki edebileceğini vurgular.

"Kör bile düştüğü çukura bir daha düşmez" atasözü, yaşanan her kötü olaydan bir ders çıkarmak ve aynı hataya bir daha düşmemek gerektiğini ifade eder.

"Kör eşek bile aynı çukura iki kere düşmez" atasözü, insanların başlarına gelen felaketlerden ders almaları ve bir daha o türden hatalara düşmemek üzere tedbirli davranmaları gerektiğini ifade eder.

Ahmet Yesevi'nin 40 kuralı, 4 Kapı 40 Makam öğretisine atıfta bulunabilir. 4 Kapı: 1. Şeriat. 2. Tarikat. 3. Marifet. 4. Hakikat. Bu öğretiler, Ahmet Yesevi'nin Divan-ı Hikmet, Fakr Name, Risale Der-Adabı Tarikat ve Risale der-Makamatı Erbain gibi eserlerinde detaylandırılmıştır. Ayrıca, "40 kural" ifadesi, "Aşk Ehli Sufilerin 40 Kuralı" gibi farklı bağlamlarda da kullanılabilir.

“Başkasına verdiğin acının zehiri er ya da geç sana geri döner” ifadesi, Kızılderili atasözü olarak bilinir ve kötü niyetle yapılan her davranışın daha büyük zararla geri döneceğini ifade eder.

Acele İşe Şeytan Karışır atasözü ile yazılmış bir hikaye örneği: Hikaye: Kirada oturmaktan sıkılan Nurullah Bey, bir an önce kendi evinin yapılmasını istiyordu. Hemen işe başlayan Nurullah Bey, evin temelini acele ile attı ve ev yapımında gerekli özeni göstermedi. Acele ile ev yapma girişiminde bulunan Nurullah Bey, yaptığı ev ile gurur duyuyor ve mutlu oluyordu. Ancak, Sivas'ta havalar soğudu ve rüzgar sert bir şekilde esmeye başladı. Plansızlığın ve programsızlığın pişmanlığını yaşayan Nurullah Bey çok üzüldü.

Bir hükümdar, arkadaşları ile birlikte gezmeye çıktığında, yol üzerindeki bir köyde çok yaşlı bir adamın tarlasında fidan dikmekle meşgul olduğunu görür ve yanına gidip şöyle der: - Baba, sen ne diye fidan dikmeye uğraşıyorsun? Maşallah yaşını yaşamışsın, bu diktiğin fidanların meyvesinden belki de yiyemeyeceksin. Yaşlı adam şu cevabı verir: - Diktiğim fidanların meyvesini benim yemem şart değil, evlat! Biz nasıl bizden öncekilerin diktiği fidanların meyvesinden yiyorsak, bizim diktiğimiz fidanların meyvesini de bizden sonrakiler yer.

"Yokuşta akmayan ter, inişte gözyaşı olur" atasözü, emek vermeden yapılan bir işin, daha sonra acı ve ızdırap olarak geri döneceğini ifade etmek için söylenir.

Alan Watts'ın "Kendi Yolumda" adlı kitabı, yazarın ruhsal ve felsefi evrimini anlatmaktadır. Kitapta ele alınan konular arasında: - Watts'ın dindar muhafazakâr bir çocuk olarak geçirdiği çocukluk yılları ve sonrasında özgür ruhlu bir spiritüel öğretmene dönüşümü; - Entelektüel yaşamının ilk yıllarından itibaren kendisini Budizm'i benimsemiş felsefi bir kişilik olarak yansıtması; - Guru, ünlü ve psikedelik madde deneyimleri hakkındaki komik hikâyeler ile Batı kültürüne yönelik alaycı gözlemler; - Kitabın benzersizliği, Watts'ın babası tarafından yazılan önsözde daha en başından belirleniyor. Sonuç olarak, kitap, okuyucularını kendi yollarını izlemeye teşvik eden samimi, eğlenceli ve akıcı bir dille yazılmış bir hikâye sunmaktadır.

"Altın yumurtlayan tavuk neden kesilir?" ifadesi, La Fontaine'in bir masalındaki hikayenin deyim haline gelmiş halidir. Bu masalda, bir adamın her sabah altın yumurta yumurtlayan bir tavuğu vardır. Bu deyim, çok kar getiren bir şeyi elden çıkarmak, gerektiği gibi faydalanamamak, daha fazlasını kazanma hırsıyla bir kaynağı mundar etmek anlamlarında kullanılır. Ayrıca, Pakistanlı muhalif yazar Tarık Ali'nin 2011 yılında Guardian gazetesinde yayımlanan "Düello: Amerikan Gücünün Uçuş Rotasındaki Pakistan" adlı kitabında, "altın yumurtlayan tavuğu kesmek" ifadesi, ABD'nin Pakistan'a sağladığı yardım ve silahlanmayı kast ederek, "neden kendisini diri tutmanın Pakistan'ın çıkarlarına olduğunu" söyleyen bir söz olarak kullanılmıştır.

"Sürüden ayrılan koyunu kurt kapar" atasözü, arkadaşlarından ayrılıp tek başına iş yapma yolunu tutan kişinin, koruyucusuz ve desteksiz kalarak büyük zararlara uğrayacağını ifade eder.

Sorumluluk ile ilgili bazı atasözleri şunlardır: 1. "Davul birinin boynunda, tokmak bir başkasının elinde". 2. "Yiğidim yiğit olsun da yerim çalı dibi olsun". 3. "Koyunu güden, kurdu görür". 4. "Büyük başın derdi de büyük olur". 5. "Halkalardan biri gevşerse, zincirin tümü kopar".

"Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez" atasözü, büyük çıkarlar elde etmek için küçük fedakarlıkların yapılması gerektiğini ifade eder. Dolayısıyla, bu bağlamda tavuk esirgenmez çünkü büyük kazançlar için ufak tefek sıkıntılara girilmesi gerektiği vurgulanır.

"Yanlış hesap Bağdat'tan döner" atasözü, bir hata yapıldığında bunun bedelinin ne olursa olsun düzeltilmesi ve doğru yola dönülmesi gerektiğini ifade eder. Bu bağlamda, "yanlış hesap neden Bağdat'tan dönmez" sorusunun cevabı, hataların ve yanlış hesapların düzeltilmesinin gecikmesi veya ihmal edilmesi olarak yorumlanabilir.

"Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer" atasözünün hikayesi şu şekildedir: Bir zamanlar bir köyde, bir çoban süt içmeye çalışırken ağzını fena halde yakar. Bu atasözü, bir olaydan gerekli dersi alan, zarar gören kimsenin, benzer durumlarda daha tedbirli ve uyanık davranacağını ifade eder.

"Büyük hatalara küçük hatalar neden olur" atasözü, "Hatasız Kul Olmaz" olarak bilinir.