Nöroloji

Sodyum bütirat, bağırsak sağlığı, iltihap modülasyonu ve sindirim fonksiyonunun desteklenmesi gibi çeşitli alanlarda fayda sağlar: Bağırsak sağlığı: Kolonositler için enerji kaynağı olarak hizmet eder ve bağırsak zarının bütünlüğünü korumaya yardımcı olur. İltihap modülasyonu: Bağırsak ve sistemik iltihabı azaltabilir. Sindirim fonksiyonu: Bağırsak hareketlerini düzenlemeye ve şişkinlik gibi semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Beyin-bağırsak ekseni: Ruh hali ve bilişsel işlev üzerinde olumlu etkiler gösterebilir. Ayrıca, sodyum bütiratın gezgin ishali, alerjiler ve radyasyondan kaynaklanan hasarları önleme gibi başka faydaları da vardır. Herhangi bir takviye kullanmadan önce bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Nörolojide bakılan bazı refleksler şunlardır: Derin tendon refleksleri: Biceps, supinator, triceps, diz ve aşil refleksleri. Kornea refleksi: Korneaya dokunarak göz kırpma yanıtının kontrolü. Glabella refleksi (orbikülaris okuli refleksi): Glabella bölgesine perküsyon uygulandığında gözleri kapama refleksinin incelenmesi. Palpebral refleks: Göz kapaklarına dokunarak refleks yanıtın değerlendirilmesi. Babinski işareti: Patolojik bir refleks olup, ayak parmaklarının tepkisini gözlemleyerek kortiko-spinal yolak hasarını değerlendirir. Nörolojik muayenede ayrıca abdominal, kremasterik ve anal refleksler de değerlendirilebilir. Nörolojik muayene, hastanın ayrıntılı tıbbi öyküsünün dinlenmesiyle başlar ve zihinsel durum, kafa sinirleri, kas gücü, refleksler, duyular, denge ve yürüme gibi farklı işlevlerin adım adım incelenmesini içerir.

Nörofizyoloji ve nörobilim arasındaki temel fark, kapsam ve odak noktasıdır: Nörofizyoloji, sinir sisteminin fiziksel ve elektriksel işlevlerini inceleyen bir bilim dalıdır. Nörobilim ise daha geniş bir terim olup, sinir sistemini ve beynin işlevlerini inceleyen tüm bilim dallarını kapsar. Dolayısıyla, nörofizyoloji nörobilimin bir alt dalı olarak kabul edilebilir. Nörofizyoloji, sinir sisteminin tanı sürecinde aktif rol oynarken, nörobilim hem tanı hem de tedavi süreçlerini içerir.

Aleksi, tıbbi bir terim olarak "aleksi" ya da "aleksia" olarak adlandırılır ve genellikle okuma yeteneğinin kısmen veya tamamen kaybedilmesi durumu için kullanılır. Aleksi iki türde görülebilir: Agnostik aleksi: Yazı kelimeleri tanımlayamama anlamına gelir. Afazi aleksi: Dil bozukluklarının takip ettiği aleksi türüdür. Aleksi ile karıştırılmaması gereken disleksi, öğrenme güçlüğü olarak doğuştan gelen bir durumdur.

Stereotipik hareket, belirli bir amacı ve fonksiyonu olmayan, ritmik ve tekrarlayıcı çok çeşitli hareket, davranış ve/veya sesleri tanımlar. Bu hareketler, bireyin hayatını olumsuz etkileyebilir. Stereotipik hareketler, motor stereotipi, vokal stereotipi, görsel stereotipi, işitsel stereotipi, dokunsal stereotipi ve obje yalama/koklama gibi çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir. Stereotipik hareketlerin nedeni bilinmemektedir.

Sfenopalatin ganglion bloğu, baş ve yüz ağrılarını tedavi etmek için kullanılan minimal invaziv bir prosedürdür. Blokajın işe yaradığı durumlar: Trigeminal nevralji. Küme baş ağrıları. Migren. Atipik yüz ağrıları. İşlem sırasında, sfenopalatin ganglionun yakınına lokal anestezi enjekte edilir, bu da ağrı sinyallerinin iletimini engeller. Sfenopalatin ganglion bloğunun uygulanması, uzman doktorlar tarafından hastane ortamında yapılmalıdır.

Tourette sendromunda etkilenen nörotransmitterler şunlardır: Dopamin. Serotonin. Noradrenalin. Tourette sendromunun kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik faktörler, beyin yapısı ve fonksiyonu ile çevresel faktörlerin de etkili olduğu düşünülmektedir.

Mikroglial hücreler, Alzheimer hastalığının gelişiminde rol oynayabilir. Aktive duruma geçen mikroglial hücreler, salgıladıkları nörotoksik faktörler ve TNF-related apoptosis-inducing ligand (TRAIL) gibi hücre ölüm ligandları aracılığıyla nöronal hasara yol açabilir. Ancak, mikroglial hücrelerin Alzheimer'a doğrudan neden olduğunu söylemek için henüz kesin bir kanıt bulunmamaktadır.

Nöroloji Derneği SMPS ifadesi, Türk Nöroloji Derneği Multipl Skleroz (MS) Çalışma Grubu'nu ifade ediyor olabilir. Türk Nöroloji Derneği MS Çalışma Grubu, Türkiye'de MS alanındaki bilimsel gelişmeleri takip etmek, klinik uygulamaların standartlarını yükseltmek ve bu alandaki bilimsel çalışmalara öncülük etmek amacıyla kurulmuştur.

Migren tedavisi için hem nöroloji hem de beyin ve sinir cerrahisi bölümlerine başvurulabilir. Nöroloji bölümü, sinir sistemi bozuklukları üzerine uzmanlaşmış doktorlar tarafından yönetilir. Beyin ve sinir cerrahisi bölümü, migrenin ciddi bir şekilde tedavi edilmesi gereken durumlarda devreye girer. Migren şikayetinde, bir nöroloji veya beyin ve sinir cerrahisi uzmanıyla görüşmek en uygun seçenektir. Hangi bölüme başvurulması gerektiği konusunda en doğru kararı, bir sağlık profesyonelinin vermesi daha uygun olacaktır.

Postenfeksiyöz serebellar ataksi, genellikle bir enfeksiyonu takip eden günlerde veya haftalarda ortaya çıkan, serebellumda (beyincik) iltihaplanma ile karakterize bir sendromdur. Belirtileri: Yürüyüş problemleri; Nistagmus (gözlerin istemsiz hareketleri); Dizartri (konuşma bozuklukları); Kusma; İrritabilite veya baş ağrısı. Nedenleri: Coxackie, echovirüs, enterovirüs, EBV, hepatit A, HSV, HHV-6, kızamık, kabakulak, parvovirüs B19 gibi virüsler; Varicella, HBV, kuduz ve papilloma virüs aşılamaları. Seyri: Genellikle iyi seyirlidir ve birkaç hafta içinde iyileşme görülür, ancak bu süre 2 aya kadar uzayabilir. Doğru teşhis ve tedavi için uzman bir doktora danışılması önerilir.

Endorfin, serotonin, dopamin ve oksitosin gibi hormonlar, insanı iyi hissettiren hormonlar arasında yer alır. Endorfin: Egzersiz, gülmek ve acı biber yemek gibi aktivitelerle salgılanan endorfin, ağrı kesici etkisiyle rahatlama sağlar ve mutluluk, coşku gibi duyguları tetikler. Serotonin: Ruh halini düzenleyen serotonin, depresyon ve anksiyete gibi sorunların önlenmesine yardımcı olur. Dopamin: Başarı ve kendini iyi hissettiren deneyimlerle seviyesi artan dopamin, motivasyon ve ödül algısında önemli rol oynar. Oksitosin: Sevgi ve güven duygularını artıran oksitosin, sosyal bağları güçlendirir. Bu hormonların dengeli olması, genel ruh sağlığı için önemlidir.

Hoover bulgusu, alt kostaların inspirasyon sırasında paradoksal olarak içe doğru hareket etmesiyle karakterize edilen bir fizik muayene bulgusudur. Bu durum, genellikle KOAH ve amfizem gibi akciğer hiperinflasyonu ile giden hastalıklarla ilişkilidir. Hoover bulgusunun bazı özellikleri: Patofizyoloji: Akciğerlerin aşırı şişmesi nedeniyle diyafram düzleşir ve kasılma gücü azalır. Klinik önemi: Özellikle KOAH hastalarında hastalığın şiddeti ile sıklığı artar. Diğer durumlarda da görülebilme: Kalp yetmezliği, şiddetli zatürre, bronşiolit, diyafram felci, plevral efüzyon ve pnömotoraks gibi durumlarda da görülebilir. Hoover bulgusu, tek başına kesin bir tanı koydurucu unsur değildir; ancak spirometri ve görüntüleme teknikleri ile birlikte kullanıldığında yüksek klinik değer taşır.

Evet, Kıbrıs'ta nöroloji doktorları bulunmaktadır. Kıbrıs'taki bazı nöroloji uzmanları: Doç. Dr. Senem Ertuğrul Mut. Uzm. Dr. Ferda Selçuk. Doç. Dr. Amber Eker. Uzm. Dr. Hatice Aksoy. Ayrıca, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi ve Cyprus Central Hospital gibi sağlık kurumlarında da nöroloji bölümleri ve uzmanları bulunmaktadır.

NeuroAiD, beyin ve omurilik yaralanmaları geçiren ve yerleşik eksiklikleri bulunan hastaların fonksiyonel bağımsızlıklarını geri kazanmalarına yardımcı olan bir oral tedavidir. NeuroAiD'nin diğer kullanım amaçları: İnme sonrası iyileşme. Bilişsel destek. NeuroAiD, 2001 yılında Çin'de tescil edilmiş olup, geleneksel Çin tıbbından türetilmiştir. NeuroAiD kullanmadan önce bir doktora danışılması önerilir.

Stroke (inme) hastalığının başlıca nedenleri şunlardır: İskemik inme: Beyne kan akışını sağlayan bir arterdeki kan pıhtısı veya plak birikintileri nedeniyle kan akışının engellenmesi. Hemorajik inme: Beyin içindeki bir kan damarının sızması veya patlaması sonucu kanama meydana gelmesi. İnme riskini artıran bazı faktörler: yüksek kan basıncı (hipertansiyon); diyabet; yüksek kolesterol; sigara içme ve aşırı alkol kullanımı; obezite ve hareketsiz yaşam tarzı; kalp hastalıkları (örneğin, atriyal fibrilasyon); kan bozuklukları (örneğin, orak hücre hastalığı); uyku apnesi; genetik faktörler ve aile öyküsü. İnme belirtileri fark edildiğinde derhal tıbbi yardım alınmalıdır.

Hayır, globülus pallidus ve globus hücresi aynı yapılar değildir. Globülus pallidus, beynin bazal gangliyonlarının bir parçasıdır ve lentiküler çekirdeğin iç, açık gri kısmını oluşturur. Globus hücresi ise, sinir sisteminde bulunan ve elektriksel ve kimyasal mesajları ileten nöron olarak bilinen hücrelerden biridir.

ALS (Amyotrofik Lateral Skleroz) hastalığı genellikle ilk olarak kol veya bacak kaslarında güçsüzlük ve seğirmelerle başlar. İlk belirtilerden bazıları: Kaslarda sertlik ve kramp; Konuşma ve yürümede değişiklikler; Eşyaları tutmada veya taşımada güçlük; Halsizlik ve zayıflık. Hastalığın başlangıcı her hastada farklılık gösterebilir; bazı hastalar konuşmada güçlük çekebilirken, diğerleri yürümede zorluk yaşayabilir. ALS'nin belirtileri çok sayıda hastalıkla karıştırılabildiğinden, doğru teşhis için bir uzmana başvurulması önerilir.

"Pofidi" kelimesi ile ilgili bilgi bulunamadı. Ancak, "Profenid" adlı ilaç hakkında bilgi verilebilir. Profenid, ağrı kesici ve anti-enflamatuar etkisi olan bir ilaçtır. Profenid, doktor reçetesiyle kullanılmalı ve dozaj talimatlarına uyulmalıdır.

Wallenberg sendromu, beyin sapının belirli bir bölümünün hasar görmesi sonucu ortaya çıkan nörolojik bir hastalıktır. Wallenberg sendromunun bazı belirtileri: vücudun tek taraflı ve yüz bölümünde öne çıkan duyusal sorunlar; yürürken dengeyi kuramama, baş dönmesi ve düşme reaksiyonu; gözlerde ışığa duyarlılık; yutma güçlüğü, istemsiz hıçkırık ve tat alma duyusunda kayıplar; ses tellerinde problemler ve ses kısıklığı; yüzünde ağrı düzeyinin artması. Wallenberg sendromunun tedavisi, hastalığın şiddetine ve altta yatan nedenlere bağlı olarak değişir.