SinirSistemi

B10 (paraaminobenzoik asit) eksikliği çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir: 1. Anemi: B10 vitamini, kırmızı kan hücrelerinin üretiminde önemli bir rol oynar, bu nedenle eksikliği megaloblastik anemiye neden olabilir. 2. Sinir Sistemi Sorunları: B6 ve B12 eksiklikleri gibi, B10 eksikliği de sinir hasarına ve nöropatiye yol açabilir, bu da uyuşma ve karıncalanma hissi gibi belirtilerle kendini gösterir. 3. Depresyon ve Anksiyete: B vitaminlerinin düşük seviyeleri, ruh hali bozuklukları ve zihinsel sağlık sorunları ile ilişkilendirilmiştir. 4. Cilt Problemleri: Deri kuruluğu, çatlaklar ve saç dökülmesi gibi cilt sorunları B10 eksikliğinin belirtileri arasındadır. Bu belirtilerle karşılaşıldığında bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir.

Tetanoz en çok sinir sistemine zarar verir. Diğer zarar verdiği organlar ve sistemler şunlardır: - Solunum sistemi: Tetanoz, solunum yetmezliğine yol açabilir ve bu da ölümcül olabilir. - Kemikler: Şiddetli kasılmalar nedeniyle kemik kırılmaları meydana gelebilir. - Akciğer arterleri: Tetanoz, akciğer arterinin tıkanmasına neden olabilir. - Böbrekler: Kas spazmları, böbrek yetmezliğine yol açabilecek iskelet kası tahribatına neden olabilir.

Nörolojik hastalıklar, sinir sisteminin (beyin, omurilik ve sinirler) çeşitli bölümlerini etkileyen sağlık sorunlarıdır. İşte bazı yaygın nörolojik hastalıklar: Parkinson Hastalığı: Beyindeki dopamin üreten hücrelerin kaybıyla karakterize, titreme, kas sertliği ve hareketlerde yavaşlama ile seyreden bir hastalıktır. Alzheimer Hastalığı: Beyindeki hücrelerin ölmesi ve beyin fonksiyonlarının bozulması ile ilerleyen, bellek kaybı ve bilişsel bozukluklara yol açan bir demans türüdür. Epilepsi: Beyindeki anormal elektriksel aktivite nedeniyle tekrarlayan nöbetlerle karakterize bir hastalıktır. Migren: Şiddetli baş ağrıları ile kendini gösteren, genellikle bulantı ve ışığa karşı hassasiyetle birlikte seyreden bir hastalıktır. Multipl Skleroz (MS): Sinirlerin etrafını saran koruyucu tabakanın (miyelin) hasar görmesi ile karakterize edilen ve çeşitli nörolojik semptomlara neden olan bir hastalıktır. Felç (İnme): Beynin bir kısmına kan akışının kesilmesi veya beyin kanaması sonucunda meydana gelen ve beyin hücrelerinin ölmesine yol açan bir durumdur. Nörolojik hastalıkların tanısı ve tedavisi için bir nöroloji uzmanına başvurulması önerilir.

Polinöropati (poli hastalığı), çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: Şeker hastalığı (diyabet). Alkolizm. Enfeksiyonlar. Romatoid artrit. Genetik faktörler. Toksinler. Vitamin eksiklikleri. Polinöropati teşhisi ve tedavisi için bir doktora başvurulması önerilir.

Otonom sistemin 2 alt sistemi şunlardır: 1. Sempatik Sinir Sistemi: Genellikle "savaş ya da kaç" sistemi olarak adlandırılır ve vücudu stresli veya acil durumlara hazırlar. 2. Parasempatik Sinir Sistemi: "Dinlen ve sindir" sistemi olarak bilinir ve enerji tasarrufu sağlayarak vücudu rahatlatır.

Otonom ve somatik sinir sistemi arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Kontrol Tipi: - Somatik sinir sistemi istemli hareketleri kontrol eder ve bilinçli karar verme süreçlerine dayanır. - Otonom sinir sistemi ise istemsiz işlevleri düzenler ve bilinçli kontrol gerektirmez. 2. İşlevsellik: - Somatik sistem dış çevre ile etkileşimde bulunurken, otonom sistem içsel organların işlevlerini yönetir. 3. Nöron Yapısı: - Somatik sistemde tek bir motor nöron bulunurken, otonom sistemde iki nöron (önce preganglionik, sonra postganglionik) vardır. 4. Duyusal Geri Bildirim: - Somatik sinir sistemi dış duyusal bilgileri alırken, otonom sistem içsel durumlardan bilgi alır.

Otonom sinir sistemi, periferik sinir sisteminin istemsiz yapılan hareketleri ve organ fonksiyonlarının kontrolünü gerçekleştiren bölümüdür. Temel görevleri: - Kalp hızı, sindirim, solunum, tansiyon gibi hayati fonksiyonları düzenlemek; - Korku, öfke, heyecan gibi stres durumlarında organizmanın tepki vermesini sağlamak; - Vücudu hem dinlenme hem de stresli durumlarda en uygun şekilde yönetmek. Otonom sinir sistemi, sempatik ve parasempatik sinir sistemi olarak ikiye ayrılır.

Alkol alınca ayakta duramama ve düşme, alkolün merkezi sinir sistemi üzerindeki etkileri nedeniyle ortaya çıkar. Başlıca nedenler: - Denge ve koordinasyon sorunları: Alkol, beyindeki nörotransmitterlerin dengesini bozarak iç kulaktaki denge organlarını etkiler. - Düşük kan şekeri: Alkol, kan şekeri seviyelerini düşürebilir, bu da sersemlik ve baş dönmesine yol açabilir. - Dehidrasyon: Alkol alımı vücudun su kaybetmesine neden olur, bu da baş dönmesini artırır. Bu durumlar genellikle geçicidir ve alkolün vücuttan atılmasıyla düzelir.

Tribeksol B12 vitamini aşağıdaki durumlarda kullanılır: Sinir sistemi sağlığı: Sinir hücrelerinin korunmasında ve sinir iletiminin hızlandırılmasında rol oynar. Kırmızı kan hücresi üretimi: Anemi riskini azaltır ve oksijen taşıma kapasitesini artırarak enerji seviyelerini yükseltir. Hafıza ve bilişsel fonksiyonlar: Yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi önlemeye yardımcı olur. Ruh hali: Depresyon ve anksiyete belirtilerini azaltabilir. Tribeksol ayrıca, B1, B6 ve B12 vitaminlerinin eksikliğinde veya eksiklik riski taşıyan durumlarda da kullanılır. Herhangi bir takviye kullanmadan önce mutlaka bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

Alkolün sinir sistemi üzerinde uzun süreli etkileri şunlardır: 1. Beyin Hücreleri ve Bellek: Uzun süreli alkol kullanımı, beyincik ve hipokampus gibi beyin bölgelerinde hasara yol açar, bu da nöron ölümünü tetikler ve bellek problemlerine neden olabilir. 2. Nörotransmitterler: Alkol, serotonin, glutamat ve GABA gibi nörotransmitterlerin aktivitesini değiştirerek hatalı konuşma, hafızada zayıflama ve koordinasyon eksikliklerine yol açar. 3. Demans Riski: Aşırı alkol tüketimi, demans benzeri semptomlara ve bilişsel gerilemeye neden olabilir. 4. Vitamin Eksikliği: Alkol, B1 (tiamin) ve C vitamini gibi vitaminlerin emilimini bozarak eksikliklere yol açar. 5. Bağımlılık ve Ruhsal Sorunlar: Alkol bağımlılığı, depresyon, anksiyete ve diğer ciddi ruhsal sağlık sorunlarına yol açabilir.

Sempatik sinirler, akciğerlere bronşları genişletme işlevi görür.

Nöroloji bölümü, beyin, omurilik ve sinir sistemi ile ilgili çeşitli hastalıkların tanı ve tedavisiyle ilgilenir. Bu hastalıklar arasında şunlar bulunur: Baş ağrıları (migren, gerilim ağrısı, küme ağrıları, kronik baş ağrıları); Epilepsiler (sara, küçük nöbetler veya büyük nöbetler); Beyin damar hastalıkları (felç, inme); Unutkanlıklar ve demans (Alzheimer ve diğer bunamalar); Kas hastalıkları (myastenia gravis, miyopatiler); Multiple Skleroz (MS) ve beynin diğer yangısal hastalıkları; Uyku bozuklukları (narkolepsi); Hareket bozuklukları (Parkinson, temel titreme, ALS, Tourette sendromu). Nörolojinin ilgilendiği hastalık yelpazesi oldukça geniş olup, her hasta için uygun tedavi yöntemi, yapılan detaylı değerlendirmeler sonucunda belirlenir.

Nöropatinin belirtileri, etkilenen sinirlerin türüne ve hasarın şiddetine bağlı olarak değişiklik gösterir. İşte bazı yaygın belirtiler: Uyuşma veya karıncalanma: Genellikle elde ve ayaklarda hissedilir. Ağrı: Yanıcı, keskin veya sızı şeklinde ağrılar ortaya çıkabilir. Hareket bozuklukları: Kas zayıflığı veya koordinasyon kaybı yaşanabilir. Duyusal bozukluklar: Soğuk, sıcak veya ağrı gibi hislerin azalması veya kaybolması. Otonom belirtiler: Kalp atış hızında değişiklikler, terleme bozuklukları veya sindirim problemleri gibi. Nöropati şüphesi varsa, bir nöroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gereklidir.

Corpus callosum, beynin iki yarımküresini (sol ve sağ) birbirine bağlayan kalın bir sinir lifleri demetidir ve çeşitli önemli işlevlere sahiptir: 1. İletişim: İki yarımkürenin birbirleriyle bilgi alışverişinde bulunmasını sağlar, böylece beynin bir tarafındaki işlemlerin diğer tarafla koordine edilmesini mümkün kılar. 2. Motor Koordinasyon: Hareketlerin pürüzsüz ve koordineli olmasını sağlar. 3. Dil İşleme: Dilin işlenmesinde rol oynar; sol yarımküre dil sorumluluğunu üstlenirken, sağ yarımküre sözel olmayan mekansal işlemeye katkıda bulunur. 4. Görsel-Spatial Entegrasyon: Görsel bilgilerin entegrasyonunda ve duyusal algının bütünleştirilmesinde görev alır. Bu yapının zarar görmesi, iki yarımkürenin iletişim kurmasını engelleyerek koordinasyon, konuşma ve diğer bilişsel işlevlerde sorunlara yol açabilir.

Merkezi sinir sistemi anomalileri, embriyonik dönemde gelişim sırasında meydana gelen ve sinir sistemini etkileyen doğuştan gelen anormalliklerdir. İşte bazı yaygın merkezi sinir sistemi anomalileri: 1. Spina Bifida: Omurilik ve omurga gelişimindeki bir anormallik sonucu ortaya çıkar, yürüme ve idrar kontrol sorunlarına yol açabilir. 2. Anensefali: Beynin kafatasında yetersiz geliştiği ciddi bir anomalidir, genellikle doğumda yaşama şansı yoktur. 3. Hidrosefali: Beyin omurilik sıvısının normal şekilde dolaşamadığı veya emilemediği durumlarda beynin şişmesine ve kafatasının genişlemesine neden olur. 4. Mikrosefali: Bebeklerin doğumda normalden daha küçük kafatasına sahip olduğu bir durumdur, bilişsel sorunlara yol açabilir. 5. Nöral Tüp Defektleri: Bebeğin omuriliği veya beyin zarının gelişimindeki anormallikleri içerir, spina bifida gibi sorunlara yol açabilir. Bu anomalilerin tedavisi, cerrahi müdahale, fiziksel terapi, ilaçlar ve diğer yöntemleri içerebilir.

Göbeği gıdıklanan insanın gülmesinin nedeni, gıdıklanmanın beyinde acıyı hissetmemizi sağlayan hypothalamus bölgesini uyarması ve bunun bir savunma mekanizması olarak değerlendirilmesidir. Ayrıca, gıdıklanma sırasında yaşanan gülme, sosyal bağ kurma ve ilişkileri geliştirme amacıyla da evrimsel bir tepki olarak kabul edilir.

Nörolojiye başvurulabilecek bazı şikayetler şunlardır: Baş ağrıları ve dönmeleri. El ayak uyuşmaları. Kas güçsüzlüğü. Unutkanlık. Epilepsi ve nöbetler. Felç ve inmeler. Nöroloji, sinir sistemi ile ilgili hastalıkların tanı ve tedavisini gerçekleştiren bir tıp dalıdır. Şikayetlerin değerlendirilmesi ve uygun tedavi planının belirlenmesi için bir nöroloji uzmanına başvurulması önerilir.

Akciğerin sinirleri, parasempatik ve sempatik sinir sistemleri tarafından kontrol edilir. Bu sinirlerin işlevleri şunlardır: - Parasempatik sinirler: Bronkokonstriksiyona (bronşların daralmasına) neden olur. - Sempatik sinirler: Bronkodilatasyonu (bronşların genişlemesini) uyarır. Ayrıca, akciğerlerin sinirleri pulmoner pleksus adı verilen bir bölgede yer alır ve bu sinirler akciğer köküne girerek bronşları, kas liflerini, bezleri ve kan damarlarını innerve eder.

Nöroloji, sinir sistemi hastalıklarının tanı ve tedavisi ile ilgilenen bir tıp dalıdır. Nörolojinin baktığı ve tedavi ettiği bazı hastalıklar şunlardır: Epilepsi (sara hastalığı). Parkinson ve diğer hareket bozuklukları. Migren ve diğer baş ağrıları. Felç (inme). Multipl skleroz (MS). Uyku bozuklukları. Periferik sinir hastalıkları. Kas hastalıkları. Nöroloji uzmanları, ayrıca Alzheimer ve demans gibi hafıza ve bilişsel işlev bozukluklarını da tedavi ederler. Tedavi yöntemleri arasında ilaç kullanımı, fizik tedavi, rehabilitasyon ve cerrahi müdahaleler yer alır.

Nöroloji ve nöroşirürji arasındaki temel fark, tedavi yaklaşımlarında yatmaktadır: - Nöroloji, sinir sistemi hastalıklarının (beyin, omurilik, periferik sinirler) medikal (cerrahi olmayan) yöntemlerle teşhis ve tedavisiyle ilgilenir. - Nöroşirürji ise, sinir sistemi hastalıklarının cerrahi müdahalelerle tedavi edildiği tıp dalıdır. Özetle, nöroloji daha çok tanı ve ilaç tedavisi üzerine odaklanırken, nöroşirürji cerrahi müdahaleler üzerine yoğunlaşır.