Nörobilim

Kuantum ve bilinç aynı şey değildir, ancak bazı bilim insanları bilinç ve kuantum fiziği arasında bir bağlantı olduğunu düşünmektedir. Kuantum fiziği, atomların ve atomaltı parçacıkların dünyasını açıklamak için kullanılan bir kuramdır. Bazı araştırmacılar, kuantum etkilerinin beynin bilgi işleme ve bilinç üretme yeteneklerinde rol oynayabileceğini öne sürmektedir. Ancak, bu fikirler hala tartışmalıdır ve bilim insanları arasında yaygın bir kabul görmemiştir.

Bazı nörobilim kitapları: Descartes'in Yanılgısı: Duygu, Akıl ve İnsan Beyni - Antonio Damasio. Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler: Beynin Gizemi Üzerine - Sinan Canan. Sinaps: Beynimizin ve Kararlarımızın Sıradışı Hikayesi - Uğur Batı. Beyinden Bedene: Çocuk Odaklı Ebeveynlik - Mona Delahooke. Beyin: Senin Hikâyen - David Eagleman. Beynimizin Parmak İzleri: Duyguların ve Zihnin Gizemli Öyküsü - Lisa Feldman Barrett. Mutlu Beyin - Bahri Karaçay. Beyindeki Hayaletler; İnsan Zihninin Gizemlerine Doğru - V.S. Ramachandran, Sandra Blakeslee. Kadın Beyni Erkek Beyni - Dr. Serkan Karaismailoğlu. Tahıl Beyin - David Perlmutter.

Görsel korteks, oksipital lobda bulunur. Oksipital lob, serebral korteksin arka kısmında yer alır ve görsel işlevlerle ilişkilidir.

Depolarizasyon, hücre zarının elektriksel yükünün, dinlenme potansiyelinden hareket potansiyeline geçişini ifade eder. Depolarizasyon süreci şu şekilde gerçekleşir: 1. Uyarı: Hücre, komşu hücrelerden veya kalbin doğal kalp pili olan sinoatriyal (SA) düğümden bir uyarı alır. 2. Sodyum kanallarının açılması: Hücre zarındaki voltaj kapılı sodyum kanalları açılır. 3. Sodyum girişi: Sodyum iyonları hücre içine girer; bu, hem konsantrasyon farkından hem de hücre içinin negatif yüklü olmasından kaynaklanır. 4. Hücrenin içi pozitifleşir: Hücre içi pozitif yük kazanır ve depolarizasyon gerçekleşir. Depolarizasyon, kalp kası hücrelerinin kasılmasını sağlar ve kan pompalanmasını mümkün kılar.

Beyinde kodlama, özellikle hipokampus ve medial temporal lob (MTL) gibi bölgelerde gerçekleşir. Hipokampus, geçmiş deneyimleri gerçek bilgiye ve kavramsal anlayışa bağlayarak açık anıların oluşumunda ve geri getirilmesinde önemli bir rol oynar. Medial temporal lob, otobiyografik anıları mevcut bilişsel şemalara bağlayarak tutarlı bir yaşam öyküsünün oluşmasına katkıda bulunur. Ayrıca, prefrontal korteks ve beyincik gibi diğer beyin bölgeleri de bellek süreçlerinde yer alır. Kodlama, duyusal girdilerin beynin kullanabileceği ve saklayabileceği bir biçime dönüştürülmesi sürecidir. Bu süreçte kullanılan bazı kodlama türleri şunlardır: Anlamsal kodlama: Verileri anlamına göre sabitler ve akılda tutmayı kolaylaştıran bağlantılar kurar. Görsel kodlama: Renkler, şekiller ve dokular gibi görsel özelliklere dayanır. Akustik kodlama: Ses ve konuşulan kelimeleri hatırlama yeteneğini içerir.

Yalan söylerken beynin ön lobu, limbik sistemi ve temporal lobu aktif hale gelir. Ön lob, gerçeğin bastırılması veya gizlenmesiyle devreye girer. Limbik sistem, anksiyete ve hayal kırıklığı seviyesinin yükselmesiyle harekete geçer. Temporal lob, hafızaya kaydetme ve hafızadan geri çağırma işlemlerini yürütür.

Kadınların erkeklerden daha fazla konuşmasının bazı nedenleri: Sosyal ilişkiler: Kadınlar, sosyal ilişkilerini konuşarak oluşturur ve güçlendirir. Beyin yapısı: Kadınlarda beynin sol tarafında konuşma aktivitelerini destekleyen daha fazla hücre bulunur. Duygusal ihtiyaçlar: Kadınlar, üzüntü gibi duygusal durumlarda kendilerini iyi hissetmek için konuşurlar. Yüksek sesle düşünme: Kadınlar, ne söylemek istediklerini yüksek sesle araştırır. İçtenlik ve paylaşımcılık: Kadınlar, yakınlık ve yalnız olmama isteği nedeniyle daha fazla konuşurlar. Bilgi paylaşımı: Kadınlar için konuşmak, sadece bilgi aktarma değil, aynı zamanda bilgi paylaşımı anlamına da gelir.

Eksitasyon ve inhibisyon, beyin fonksiyonlarının düzenlenmesinde önemli rol oynayan süreçlerdir. Eksitasyon, sinir hücrelerinin aşırı derecede uyarılması sonucu ortaya çıkan sensomotorik duyarlılığın artmasıdır. İnhibisyon, bastırılmışlık anlamına gelir ve uyarılmışlığın karşıtıdır. Epileptogenez, uyarıcı (eksitasyon) ve inhibe edici (inhibisyon) sinyallerin dengesinin bozulması sonucu ortaya çıkar. Kas fizyolojisinde ise eksitasyon, motor nörondan gelen uyarının kasa iletilmesi ve kas aksiyon potansiyelinin oluşması sürecidir.

Büyük beyin (serebrum), vücudun birçok işlevini kontrol eder. Büyük beynin kontrol ettiği işlevlerden bazıları şunlardır: görme, dokunma, duyduklarını yorumlama; muhakeme yeteneği; konuşma; öğrenme; duygular; hareketlerin hassas kontrolü. Ayrıca, büyük beyin; duyu organlarından gelen bilgilerin değerlendirilmesi, hormonların salgılanma zamanının belirlenmesi, acıkma, susama, uyku, uyanıklık faaliyetlerinin düzenlenmesi, kan basıncı ve vücut sıcaklığının düzenlenmesi gibi işlevleri de kontrol eder.

Uyku profesörü olarak aşağıdaki uzmanlar kastedilmiş olabilir: Prof. Dr. Hakan Kaynak. Prof. Dr. Zerrin Pelin. Uyku problemleri için başvurulabilecek diğer uzmanlar arasında nöroloji uzmanı, uyku hastalıkları uzmanı (somnolog), göğüs hastalıkları uzmanı ve psikiyatri uzmanı bulunur. Uyku sorunları yaşıyorsanız, doğru uzmanlık alanına başvurarak profesyonel yardım almanız önerilir.

"Kalk Bi Dopamin Demle" kitabı, dopaminin rolünü ve önemini ele alır. Kitapta ayrıca aşağıdaki konulara da değinilmektedir: dopaminin beyindeki işleyişi; dopamin eksikliğinin belirtileri; dopamin seviyesini artırmanın doğal yolları; dopamin bağımlılığının riskleri. Yazar Serkan Karaismailoğlu, dopaminin yaşam tarzı, düşünce biçimi ve sosyal ilişkiler gibi faktörlerden etkilendiğini belirtir.

Amigdala, beynin temporal lobunda bulunan badem şeklindeki bir bölgedir ve duygusal hafıza ile tepkilerin oluşmasında önemli bir rol oynar. Başlıca işlevleri: Duyguların işlenmesi: Korku, öfke, endişe gibi duyguların kodlanması, yorumlanması ve depolanması. Karar verme: Risk değerlendirmesi ve duygusal yüklü kararların alınması. Sosyal etkileşim: Başkalarının duygusal ifadelerinin ve sosyal ipuçlarının değerlendirilmesi. Bellek ve öğrenme: Duygusal deneyimlerin hafızaya alınması ve pekiştirilmesi. Amigdala, aynı zamanda açlık, tokluk, cinsel içgüdü ve kavgaya katılma gibi davranışları da kontrol eder.

Kısa süreli bellek, bilgilerin kısa bir süre için depolandığı ve ardından hızla kaybolduğu bir hafıza aşamasıdır. Depolama alanları: Kısa süreli bellek: Sınırlı kapasiteye sahiptir ve dikkat gerektirir. Uzun süreli bellek: Sınırsız bir kapasiteye sahiptir ve bilgiler yıllar hatta bir ömür boyu saklanabilir. Beyin bölgeleri: Uzun süreli bellek, hipokampus, entorinal korteks ve perirhinal kortekste kodlanır, ancak pekiştirme ve saklama işlemleri başka yerlerde gerçekleşir. Uzun süreli belleğin oluşumunda ve hatırlanmasında temporal lob, amigdala, prefrontal korteks ve diencephalon (talamus ve bazal gangliyonlar) gibi beyin bölgeleri rol oynar.

Beyindeki antenler olarak adlandırılan yapılar hakkında bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak, beyinle ilgili bazı işlevler ve yapılar hakkında bilgi verilebilir: Hücresel İletişim: Hücreler, elektromanyetik frekansları kullanarak bilgi işler ve iletir. Duyuların İşlenmesi: Beyin, görme, duyma, koku alma ve dokunma gibi duyu organlarından gelen bilgileri işler. Vücut Fonksiyonlarının Düzenlenmesi: Beyin, kan basıncı, solunum ve kalp atış hızı gibi otomatik davranışları düzenler. Bu bilgiler, "beyindeki antenler" kavramıyla doğrudan ilişkili değildir.

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) olan bireylerde beyin işleyişi şu şekilde özetlenebilir: Serotonin Dengesi: OKB'li hastalarda beynin sinirsel iletiminde önemli rolü olan serotonin hormonunun işlevlerinde bozukluk gözlemlenir. Beyin Bölgeleri: Frontal korteks, limbik sistem ve bazal gangliyonlar gibi beyin bölgelerinde işlevsel değişiklikler gözlenir. Nörotransmitterler: OKB'nin sinirsel temellerinde serotonin ve glutamat gibi nörotransmitterlerin işlevsel düzensizlikleri rol oynar. OKB'nin seyri, bireyden bireye farklılık gösterebilir ve genetik, çevresel ve psikososyal faktörlerden etkilenebilir. OKB belirtileri gözlemlendiğinde bir uzmana başvurulması önerilir.

Annaka Harris'in "Bilinç - Zihnin Temel Gizemine İlişkin Kısa Bir Rehber" adlı kitabı, bilincin doğasını ve işleyişini anlamaya yönelik bir rehberdir. Kitapta ele alınan bazı konular: Bilincin, beyin içindeki kimyasal ve elektriksel süreçlerle tam olarak açıklanamayacak kadar karmaşık bir olgu olduğu. Bilincin, insanın çevresine uyum sağlama ve varoluşunu sorgulama sürecinde oynadığı rol. Bilincin evrimsel kökenleri ve bir uyum sağlama mekanizması olup olmadığı sorusu. Kitap, bilincin doğasını merak edenler için derinlemesine bir keşif sunmayı amaçlamaktadır.

Anil Seth'in "Being You: A New Science of Consciousness" (Seni Sen Yapan: Bilincin Yeni Bilimi) adlı kitabı, bilincin doğasını ve kendini algılamanın benzersiz deneyimini araştırıyor. Kitapta ele alınan bazı konular: Bilinç seviyeleri. Bilinç içeriği. Bilinçli benlik. Seth, nörobilim, felsefe ve spekülasyonu birleştirerek, bilincin göründüğü kadar gizemli olmadığını, kişinin yaşayan ve nefes alan bedeniyle derinden iç içe geçtiğini öne sürüyor.

Sinaptik iletim çeşitleri: Elektriksel sinaps: Sinyal türü: Elektriksel. Hücreler arası mesafe: Çok yakın (2 nm'den az). İletim: Çift yönlü, hızlı. Kimyasal sinaps: Sinyal türü: Kimyasal. Hücreler arası mesafe: Fazla (20-30 nm). İletim: Tek yönlü, yavaş.

Sinaptik uçta impuls iletimi, aksona göre daha yavaştır.

Delta ve teta dalgaları farklı durumlarda ortaya çıkar: Delta dalgaları, genellikle derin uyku aşamalarında görülür. Teta dalgaları ise uykuya geçiş ve dinlenme sırasında ortaya çıkar. Ayrıca, teta dalgaları duygusal stres ve hayal kırıklığı gibi durumlarda da görülebilir. Beyin dalgaları, EEG (elektroensefalogram) ile ölçülür.