Nörobilim

Kuantum ve bilinç aynı şeyler değildir, ancak aralarında bazı bağlantılar olduğu düşünülmektedir. Kuantum fiziği, evrenin en temel yasalarını inceleyen ve olasılıklara dayanan bir bilim dalıdır. Bazı bilim insanları, kuantum mekaniğinin bilincin doğasını anlamamıza yardımcı olabileceğini savunmaktadır. Ancak, bu teoriler hala spekülatif olup, bilim dünyasında kesin olarak kanıtlanmamıştır.

Neokorteks ve arkikorteks, memeli beyninin farklı bölgeleridir. 1. Neokorteks: Beynin en dış tabakasını oluşturan ve beyin hemisferlerinin büyük bir kısmını kaplayan yapıdır. 2. Arkikorteks: Limbik sistemin kortikal parçalarından biridir ve beyin korteksinin diğer bir bölgesidir.

Beyinde kodlama işlemi, duyu organlarıyla elde edilen bilgilerin belleğin kabul ettiği bir koda dönüştürülmesi süreci olarak tanımlanır.

Depolarizasyon, sinir hücrelerinde (nöronlarda) elektriksel sinyal iletimi sırasında meydana gelen bir süreçtir. Bu süreçte: 1. Uyarı geldiğinde, nöronun zarındaki sodyum kanalları açılır ve pozitif yüklü sodyum iyonları hücre içine girmeye başlar. 2. Hücre içindeki negatif yük azalır ve potansiyel farkı sıfıra yaklaşır. 3. Eşik değeri aşıldığında, "aksiyon potansiyeli" adı verilen bir elektriksel sinyal oluşur. Sonuç olarak, depolarizasyon sırasında nöronun dış kısmı pozitif, iç kısmı ise negatif yüklü hale gelir.

Yalan söylerken beynin ön lobu ve limbik sistemi aktif hale gelir.

Büyük beyin, beynin en büyük kısmı olup, düşünme, konuşma, algılama, duygu ve hareketleri kontrol eder.

Uyku profesörü olarak tanınan bilim insanı, California Üniversitesi, Berkeley'de sinir bilimi ve psikoloji bölümü öğretim üyesi olan Profesör Matthew Walker'dır.

Amigdala, beynin temporal lobunda bulunan badem şeklindeki bir bölgedir ve duygusal hafıza ile tepkilerin oluşmasında önemli bir rol oynar. Başlıca işlevleri: Duyguların işlenmesi: Korku, öfke, endişe gibi duyguların kodlanması, yorumlanması ve depolanması. Karar verme: Risk değerlendirmesi ve duygusal yüklü kararların alınması. Sosyal etkileşim: Başkalarının duygusal ifadelerinin ve sosyal ipuçlarının değerlendirilmesi. Bellek ve öğrenme: Duygusal deneyimlerin hafızaya alınması ve pekiştirilmesi. Amigdala, aynı zamanda açlık, tokluk, cinsel içgüdü ve kavgaya katılma gibi davranışları da kontrol eder.

Eksitasyon ve inhibisyon, sinir hücreleri arasındaki iletişimde önemli olan iki temel süreçtir. Eksitasyon, bir sinir hücresinin uyarılması veya aktive edilmesi anlamına gelir. İnhibisyon ise bir sinir hücresinin başka bir sinir hücresini baskı altına alarak onun aktivitesini azaltmasıdır. İki tür inhibisyon vardır: - Direkt inhibisyon: Bir sinir hücresi, diğer sinir hücresine bağlanarak onun aktivitesini engeller. - Dolaylı inhibisyon: Bir sinir hücresi, diğer bir sinir hücresinin aktivitesini inhibe eden aracı maddeler salgılar.

Kısa ve uzun süreli bellek farklı yerlerde depolanır: 1. Kısa Süreli Bellek: Bilgiler, kısa süreli hafızada çoğunlukla işitsel kodlama yoluyla kodlanmış halde sınırlı bir süre (yaklaşık yarım dakika) saklanır. 2. Uzun Süreli Bellek: Bilgiler, uzun süreli hafızada sınırsız bir süre boyunca saklanır.

Kadınların daha çok konuşmasının birkaç nedeni vardır: 1. Foxp2 Proteini: Maryland'deki nörobilimciler ve psikologlar, kadınların beyninde Foxp2 adlı bir proteinin erkeğe oranla %30 daha fazla bulunduğunu ve bu durumun kadınları daha çok konuşmaya ittiğini ortaya koymuştur. 2. Sesli Düşünme: Kadınlar, öğrendikleri bilgileri hemen aktarma eğilimindedirler ve anlatmayı bir rahatlama yöntemi olarak tercih ederler. 3. Beyin Yapısı: Kadınların beyninin hem sağ hem de sol tarafında konuşma fonksiyonunu sağlayan merkezler bulunması, onların daha kolay ve rahat konuşmalarını sağlar. 4. Duygusal İhtiyaçlar: Kadınlar, duygu paylaşımı ve anlaşılmaya ihtiyaç duyarlar, bu da onları daha fazla konuşmaya yönlendirir.

"Kalk Bi Dopamin Demle" kitabı, Serkan Karaismailoğlu ve Ali Karaismailoğlu tarafından yazılmış olup, dopamin ve motivasyon üzerine odaklanmaktadır. Kitapta ele alınan konular şunlardır: - Dopaminin beyin ve vücuttaki rolü. - Teknolojinin dopamin üzerindeki etkisi. - Sağlıklı alışkanlıklar oluşturmanın yolları. Genel olarak, kitap, nörobilimsel verileri anlaşılır bir dille sunarak, okuyucuya kendi mutluluk ve motivasyon süreçlerini anlama ve yönetme konusunda değerli içgörüler kazandırmayı amaçlamaktadır.

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) olan insan beyninin nasıl çalıştığına dair bazı bilgiler: 1. Kaudat Nükleus: OKB'li bireylerde kaudat nükleus, gereksiz düşünceleri ayırt etme görevini yerine getirmez ve tüm düşüncelere açık kalır. 2. Orbital Korteks: Beynin uyarı sistemidir ve OKB'li bireylerde yanlış alarm vererek sürekli uyarı halinde olur. 3. Talamus: Duyusal sinyallerin doğru şekilde işlenmesinden sorumludur, ancak OKB'de sinyal sistemi hatalı çalışır ve her yere sinyal gönderir. 4. Singulat Girus: Duyguları işler ve buna uygun davranışları yerine getirir, ancak OKB'de kompulsiyonları yerine getirmek için beyni sıkıştırır. 5. Serotonin Seviyesi: OKB ile serotonin eksikliği arasında bir ilişki vardır ve bu durum, beynin planlama ve sağduyu ile ilgili bölgelerini olumsuz etkiler. OKB'nin tam nedenleri bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin hastalığın gelişiminde önemli rol oynadığı düşünülmektedir.

"Zihnin Temelleri" adlı kitap, Steven Pinker tarafından yazılmış ve zihnin nasıl çalıştığını modern nörobilimin bulgularına dayanarak açıklamaktadır. Kitapta ele alınan konular arasında şunlar yer almaktadır: Evrimin zihin üzerindeki etkisi: Zihnimizin nasıl evrimleştiği ve düşünce üretme süreci. İnsan faaliyetlerinin ortak noktası: Bilim, müzik, cinsellik, dil, sanat ve din gibi alanlardaki insani faaliyetlerin temel benzerlikleri. Bilinç ve duygular: Bizi rasyonel yapan nedir, öfkeli, arzulu, sevinçli veya üzüntülü olmamızın altında yatan nedenler. Pinker, kitapta ayrıca nöral ağlar kuramını savunmakta ve dilin doğuştan olduğunu kabul etmekle birlikte, evrimsel yaklaşımı nedeniyle Noam Chomsky ve diğerlerinden ayrılmaktadır.

Beyindeki "antenler" olarak adlandırılan yapılar, elektromanyetik frekansları algılayan ve ileten organik fiber ağlar ve hücre zarlarıdır. Bu antenler, vücudun bilgi işleme ve iletişim süreçlerinde önemli bir rol oynar: - Sinir sistemi ve hormonlar aracılığıyla elektriksel sinyalleri iletirler. - Akupunktur gibi uygulamalarda, enerji yollarının tıkanmalarını açarak vücudun enerji akışını sağlarlar. Ayrıca, beyindeki antenler, modern iletişim teknolojilerinde de benzer işlevler üstlenir; elektromanyetik dalgaları verimli bir şekilde yayarak veya yakalayarak kablosuz iletişimin sağlanmasına yardımcı olurlar.

Delta ve teta dalgaları farklı durumlarda ortaya çıkar: - Delta dalgaları, uykunun derin evresinde görülür ve en yavaş titreşen dalgalardır. - Teta dalgaları, uykuya geçerken ya da uykunun ilk evrelerinde görülürler ve biraz daha hızlıdır, saniyede 4-7 kez salınırlar.

Sinaptik uçta impuls iletimi, aksona göre daha yavaştır.

Sinaptik ileti çeşitleri iki ana kategoriye ayrılır: kimyasal sinaptik ileti ve elektriksel sinaptik ileti. Kimyasal sinaptik iletinin alt türleri şunlardır: 1. Hızlı sinaptik ileti: Glutamat için AMPA ve NMDA gibi reseptörleri içerir ve hızlı iletişime olanak tanır. 2. Yavaş sinaptik ileti: G-protein bağlı reseptörlerin (GPCR'ler) aracılık ettiği, hücresel fonksiyonları daha uzun süre etkileyen. 3. Modülatör sinapslar: Dopamin veya serotonin gibi nöromodülatörleri kullanarak, iletimin gücünü davranışsal bağlama ve önceki aktiviteye göre değiştirebilen. 4. Metabotropik ve iyonotropik reseptörler: İyonotropik reseptörler doğrudan iyon kanallarını kontrol eder ve hızlı tepkilere aracılık ederken, metabotropik reseptörler ikincil bir haberci sistemi aracılığıyla daha yavaş ancak daha kalıcı etkilere yol açar. Elektriksel sinaptik iletide ise nöronlar arasında boşluk bağlantıları yoluyla doğrudan sitoplazmik bağlantılar bulunur ve bu da anlık iletişime olanak tanır.

Anil Seth'in "Being You: A New Science of Consciousness" (Seni Sen Yapan: Bilincin Yeni Bilimi) adlı kitabı, bilincin doğasını ve kendini algılamanın benzersiz deneyimini araştırıyor. Kitapta ele alınan bazı konular: Bilinç seviyeleri. Bilinç içeriği. Bilinçli benlik. Seth, nörobilim, felsefe ve spekülasyonu birleştirerek, bilincin göründüğü kadar gizemli olmadığını, kişinin yaşayan ve nefes alan bedeniyle derinden iç içe geçtiğini öne sürüyor.

Solak kedi, kedinin belirli bir görevi yerine getirirken sol patisini daha çok kullanması anlamına gelir.