Miras

İhyaya konu mal varlığının tespiti için aşağıdaki adımlar izlenebilir: 1. Miras Araştırması: İlgili mirasçılar, miras bırakanın mal varlığı ile ilgili olarak Tapu ve Kadastro Müdürlükleri, bankalar, Trafik Tescil Şube Müdürlükleri, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Vergi Daireleri gibi kurumlara yazılı olarak başvuruda bulunarak bilgi edinebilirler. 2. E-Devlet Kullanımı: E-devlet üzerinden miras bırakana ait banka mevduat ve katılım hesapları, tapu kayıtları ve araç kayıtları gibi bilgilere ulaşılabilir. 3. Terekenin Tespiti Davası: Eğer yapılan araştırmalar yeterli olmazsa, terekenin tespiti davası açılması gerekebilir. 4. İmar ve İhya Davaları: Taşınmazların imar durumunun düzeltilmesi veya tescilinin yapılabilmesi için imar ve ihya davalarına başvurulabilir.

Veraset intikali süreci, bir kişinin ölümünün ardından malvarlığının yasal mirasçılara devredilmesini içerir. İşte bu sürecin adımları: 1. Vefatın Bildirilmesi: Mirasçılar, ölümünü bağlı oldukları Nüfus Müdürlüğü'ne bildirir ve ölüm kaydını yaptırır. 2. Veraset İlamı Alınması: Mirasçıları resmi olarak belirleyen ve miras haklarının yasal olduğunu gösteren veraset ilamı, Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurularak alınır. 3. Mirasın Değeri ve Vergi Bildirimi: Mirasçılar, miras kalan malvarlığının değerini belirler ve veraset ve intikal vergisi beyannamesini, mirasçıların ikamet ettikleri yerin vergi dairesine sunar. 4. Mülklerin Devri: Vergi ödemesinin ardından, mirasçıların malvarlıklarını devralabilmeleri için ilgili tapu dairelerine başvurmaları gerekir. 5. Diğer Varlıkların Devri: Banka hesapları ve diğer taşınır malların devri için bankalara ve ölen kişinin sahip olduğu araçların devri için Trafik Şube Müdürlüğü'ne başvurulmalıdır. Bu süreç karmaşık olabileceğinden, hukuki destek almak faydalı olabilir.

Reddi miras işleminin hata ile yapılması durumunda, bu işlem iptal edilebilir. Türk Borçlar Kanunu'nun 30 ve 38. maddeleri arasında yer alan hata, hile ve korkutma halleri, reddi miras işleminin iptali için geçerli sebeplerdir. Reddi mirasın iptali için bir miras avukatı ile irtibata geçerek iptal prosedürünün işletilmesi gerekmektedir.

Diğer mirasçılardan üstün tutma, muris muvazaası olarak adlandırılan durumda, mirasbırakanın (muris) mallarını veya taşınmazlarını mirasçılarından birine veya birkaçına, diğer mirasçıların haklarını zedeleyecek şekilde ayrıcalıklı olarak devretmesi anlamına gelir. Bu tür bir işlemde, miras bırakan gerçek amacını gizleyerek, tapuda satışı göstermiş olsa da aslında bağışlamak istediği taşınmazı devretmektedir.

Mirasçılardan biri evi satmak istemezse, diğer mirasçıların satışı gerçekleştirebilmesi için ortaklığın giderilmesi davası açılması gerekmektedir. Bu dava sonucunda: 1. Gayrimenkul mahkeme yoluyla satılabilir. 2. Pay sahipleri anlaşarak kendi aralarında satın alma yapabilir. Mahkeme, tüm mirasçıların haklarını koruyacak şekilde bir karar verir.

Miraslı bir evi kardeşlerden biri alabilir, ancak bunun için tüm mirasçıların ortak karar vermesi gerekmektedir. Eğer mirasçılar arasında anlaşma sağlanamazsa, her mirasçı terekedeki belirli malların aynen veya satış yoluyla paylaştırılmasını sulh mahkemesinden talep edebilir.

"Dünyanın En Güzel Kızı" (The Most Beautiful Girl in the World) filmi, çapkın bir adamın babasının son dileğini yerine getirmek için bir çöpçatanlık programı düzenlemesini anlatıyor. Bu adam, dünyanın en güzel kızıyla evlenip ondan kalan mirası almayı planlıyor.

Evlilik dışı çocuklar, soybağının tanınması veya hakim kararıyla kurulması durumunda mirasçı olurlar.

Fedek, İslam tarihinde önemli bir yere sahip olan bir köydür. Önemi şu şekilde özetlenebilir: 1. Hayber Muharebesi Sonrası Anlaşma: Hayber'in fethinden sonra, Fedek'in yarısı Muhammed'e verilmiştir. 2. Gelirlerin Kullanımı: Muhammed, Fedek'in gelirlerini kamu giderleri, misafirler ve ailesi için harcamıştır. 3. Miras Tartışmaları: Muhammed'in ölümünden sonra, kızı Fatıma Fedek'i miras olarak talep etmiş, ancak Halife Ebu Bekir kamu malı olduğu gerekçesiyle vermemiştir. 4. Tarih Boyunca El Değiştirme: Fedek, Emeviler ve Abbasiler döneminde el değiştirmiş, bazı halifeler tarafından Fatıma'nın torunlarına verilmiştir.

Miras bırakan veya eski deyimiyle muris, ölmesi veya gaipliğine karar verilmiş bulunması dolayısıyla terekesi (mirası) mirasçılarına geçen gerçek kişidir.

Tapu üzerindeki diğer hak sahipleri, hissedarlar olarak adlandırılır. Hissedarlar, bir taşınmazın tamamında belirli bir oranla hak sahibi olan kişilerdir.

Miras ve tereke kavramları benzer anlamlara gelse de tam olarak aynı şey değildir. Miras, bir kişinin ölümü sonucu geride bıraktığı malvarlığı ve hakların toplamıdır. Tereke ise, hukuki bir terim olarak, miras yoluyla mirasçılara geçen tüm hak ve borçları ifade eder. Dolayısıyla, tereke, mirasın yasal ve hukuki boyutunu temsil eder.

Mirasın gerçek ve hükmen reddinde açılan davalar farklıdır: 1. Mirasın Gerçek Reddi: Mirasçılar, miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine yazılı veya sözlü beyanda bulunarak mirası reddedebilirler. 2. Mirasın Hükmen Reddi: Miras bırakanın ölüm tarihinde borçlarının malvarlığını aştığı açıkça belli veya resmen tespit edilmişse, miras hükmen reddedilmiş sayılır.

Vefat halinde yazar kasa, vergi dairesinin yetkili bir memuru eşliğinde açılabilir. Bu süreç şu adımları içerir: 1. Vergi Dairesine Başvuru: Mirasçılar, bankadan aldıkları kiralık kasa serbest bırakma yazısı ile vergi dairesine giderek, kasanın açılması için memur talep ederler. 2. Kasa Açılışı: Gelen memur, kasayı açarak içeriğini tutanakla tespit eder. 3. Vergi Beyanı: Kasa içerisinden çıkan mallar, veraset ve intikal vergisi beyannamesine dahil edilir ve vergi ödenir. 4. Teslimat: Vergi borcu ödendikten sonra, mirasçılara veya vekillerine kasanın içeriği teslim edilir.

Tenkisli miras, miras bırakanın (murisin), saklı paylı mirasçıların paylarını aşacak şekilde yaptığı karşılıksız kazandırmaların (bağışlama, vasiyet, vs.) kanuni sınırlara indirilmesi anlamına gelir. Bu durumda, tenkis davası açılarak, saklı payların korunması sağlanır ve kazandırmalar orantılı şekilde azaltılır.

Miras paylaşımı kesinleşince, mirasçılar arasında malvarlığının dağılımı resmi olarak tamamlanmış olur. Bu durum şu sonuçları doğurur: Elbirliği mülkiyetinin sona ermesi: Miras paylaşımı sonrası her bir mirasçı, kendi payı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilir ve satış işlemi gerçekleştirebilir. Veraset ve intikal vergisinin ödenmesi: Miras paylaşımı tamamlandıktan sonra, veraset ve intikal vergisi gibi mali yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekir. Resmi kurumlarda işlem yapabilme: Mirasçılar, veraset ilamı olmadan artık resmi kurumlarda işlem yapamaz. Miras paylaşımı sürecinde olası anlaşmazlıkların önüne geçmek için, hukuki destek almak faydalı olacaktır.

1992 yılında vefat eden bir kişinin verasetinin nasıl alınacağına dair bilgi bulunamadı. Ancak, veraset ilamı (mirasçılık belgesi) almak için iki yol bulunmaktadır: 1. Noter Üzerinden: Mirasçılar, gerekli belgelerle birlikte herhangi bir notere başvurabilir. 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Üzerinden: Yetkili mahkemeye, veraset ilamı talebini içeren bir dilekçe sunulmalıdır. Veraset ilamı almak için herhangi bir hak düşürücü süre bulunmamaktadır.

Evet, muris muvazaasında tapu iptal edilebilir. Muris muvazaası, miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla gerçekte bağış olan bir işlemi tapuda satış gibi göstermesi durumudur. Mahkeme, muvazaa olduğuna karar verirse tapu kaydını iptal eder ve taşınmazı mirasçılar adına tescil eder.

Muris muvazaası davasında harç, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden hesaplanır. Bu değer, davayı açan mirasçı veya mirasçıların miras payına isabet eden kısmı ifade eder.

Mirastan feragat ettiğine dair belge, mirastan feragatname olarak adlandırılır. Bu belge, noter huzurunda hazırlanan ve feragat eden kişinin mirası reddettiğine dair hukuki bir kanıt olan resmi bir sözleşmedir.