Kozmoloji

Evrenbilim (kozmoloji), bir bütün olarak evreni konu alan bilim dalıdır. Evrenbilim, evrenin yapısını, tarihini ve geleceğini inceler.

Büyük Patlama (Big Bang), evrenin 13,8 milyar yıl önce, tekillik noktası denilen çok yoğun ve sıcak bir hâlden genişleyerek ortaya çıktığını varsayan kozmolojik modeldir.

H0, istatistikte null (sıfır) hipotezi anlamına gelir ve genellikle "arada fark (ilişki) yoktur" şeklinde kurulur. H0 hipotezi, test edilen iki grup arasındaki farkın önemli olmadığını savunur. H0 hipotezi, istatistiksel testlerde genellikle çürütülmeye çalışılır.

Ekpirotik teorinin reddedilme nedenleri arasında deneysel doğrulama eksikliği ve matematiksel tamamlanmamışlık bulunmaktadır. Teorinin dezavantajları arasında şunlar yer alır: Doğrudan kanıt eksikliği: Ekpirotik teoriyi doğrulayacak gözlemsel veriler elde edilememiştir. Brane doğasını çözememe: Brane'lerin kozmik bileşimi ve doğası, insan mantığının ötesinde bir yapıya sahip olması gerektiği için anlaşılamamaktadır. Entropi artışını açıklayamama: Bir patlama yerine çarpışma öngörmesine rağmen, entropi artışının daha yüksek olmasını açıklayamamaktadır. Zamanın başlangıcıyla ilgili soru işaretleri: Zamanın başlangıcıyla ilgili soru işaretlerini giderememektedir. Buna rağmen, ekpirotik teori, evrenin başlangıcını ve evrimini açıklamak için alternatif veya tamamlayıcı bir bakış açısı sunar ve bazı gözlemlerle uyumlu sonuçlar verir.

Stephen Hawking'in bazı keşifleri: Kara delikler: Hawking, kara deliklerin radyasyon yaydığını ve bu sürecin sonunda buharlaşıp yok olabileceğini ortaya koydu. Evrenin başlangıcı: Roger Penrose ile birlikte, evrenin bir tekillik olarak başlamış olabileceğini ve Genel Görelilik Kuramı ile Kuantum Mekaniği'nin birleştirilmesi gerektiğini gösterdi. Bilgi paradoksu: Kara deliklerin bilgiyi yok ettiği düşüncesini ele aldı. Kuantum teorisi: Evrenin erken aşamalarında uzay ve zaman arasındaki farkın çok bulanık olduğunu öne sürdü.

Japonya'nın gözünden dünya haritası hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Japon tasarımcı Hajime Narukawa'nın "The AuthaGraph World Map" adlı dünya haritası, 2016 yılında Japan’s Good Design Award ödülünü kazanmıştır. Örneğin, önceki haritalarda Afrika kıtası, Grönland ile aynı boyutta gösterilirken, Narukawa'nın haritasında bu hata giderilmiştir.

"Dünya yok olma sesi" ifadesi, farklı bağlamlarda farklı şekillerde yorumlanabilir. Örneğin, "Dünya yokedilmesi başlatılıyor" sesi, YouTube'da bir video başlığı olarak geçmektedir. Ayrıca, "dünya yok edilme sesi" ifadesi, nasıl okunduğu ve telaffuz edildiği konusunda bilgi almak için nasilokunur.org sitesinde de yer almaktadır. Ancak, gerçek bir dünya yok olma sesi hakkında bilgi bulunmamaktadır. Dünya'nın yok olma senaryoları arasında, Güneş'in genişleyerek dünyayı buharlaştırması veya büyük bir asteroit çarpması gibi olaylar yer almaktadır.

Hermetika Corpus Hermeticum analizler ve yorumlar, Mısırlı Hermes Trismegistus'a atfedilen ve onun tarafından yazıldığı düşünülen dini ve felsefi öğretileri içerir. Eserde ele alınan bazı konular: Tanrı ve kozmosun birliği. Bilgi, akıl ve içsel aydınlanma. Tanrı, ruh ve zaman. Bu metinler, Rönesans hümanistleri için geçmişin kalıntıları değil, zamanlar üstü bir bilginin yeniden keşfidir.

Varlığı kanıtlama problemi, genellikle Tanrı'nın varlığını kanıtlama bağlamında ele alınır ve farklı felsefi akımlar ile düşünürler tarafından çeşitli şekillerde ele alınmıştır. Bazı yaklaşımlar: İslam Felsefesi: Eşari, insanın olgun bir varlık haline kendi kendine ulaşamayacağını savunarak bir yaratıcının olması gerektiğini öne sürer. Ontolojik Kanıt: Bu kanıt, Tanrı'nın varoluşunun, en yüksek veya en yetkin varlık olarak tanımından zorunlulukla çıktığını gösterir. Varlığın genel olarak kanıtlanması ise, varlığın düşünceden önce geldiğini ve insan zihninden bağımsız olarak var olduğunu savunmakla mümkündür.

Kozmos'a benzer bazı kitaplar: Stephen Hawking - "Zamanın Kısa Tarihi". Neil deGrasse Tyson - "Kara Delikten Gelen Ölüm". Richard Dawkins - "Kör Saatçi". Jared Diamond - "Üçüncü Şempanze". Carl Sagan - "Kozmos". Bu kitaplar, evrenin doğası, bilimsel konular ve insanın evrendeki yeri gibi temaları ele almaktadır.

Evrenin merkezi yoktur. Standart kozmoloji teorilerine göre, evren yaklaşık 14 milyar yıl önce Büyük Patlama (Big Bang) ile başlamıştır ve o zamandan beri genişlemektedir.

Kara deliğin sonu, astrofizik teorilerine göre, tüm kara deliğin kütlesinin sonsuz yoğunlukta küçük bir noktada toplandığı "tekillik" olarak bilinen bir noktaya açılır. Bazı teoriler, kara deliklerin diğer galaksilere açılan "solucan delikleri" olabileceğini öne sürse de, bu durum bilimsel olarak kesin olarak kanıtlanmamıştır. Kara deliğin içine giren maddeler, yüksek kütle çekimi nedeniyle yok olur ve parçacıklarına ayrılır.

Kuark-gluon plazması (KGP), yüksek sıcaklık ve/veya yüksek yoğunlukta var olan, kuantum renk dinamiğinde maddenin bir halidir. Özellikleri: Bileşim: KGP, kuark ve gluonlardan oluşur. Serbest Hareket: Bu fazda kuarklar ve gluonlar, herhangi bir hadrona ait olmadan, plazmanın tüm hacmi boyunca serbestçe hareket edebilir. Toplam Yük: Elektrik yüklü parçacıklardan oluşan plazmanın toplam elektrik yükü sıfırdır; aynı şekilde, renk yüklü kuark ve gluonlardan oluşan plazmanın da toplam renk yükü sıfırdır. Evrenin Başlangıcı: Büyük Patlama'dan (Big Bang) sonraki ilk saniyenin 10.000.000'da 1'i anında oluştuğu düşünülmektedir. Doğal Ortamlar: Nötron yıldızlarının çekirdeklerinde de KGP bulunabileceği öngörülmektedir. KGP'yi doğrudan gözlemlemek mümkün değildir; ancak, yüksek enerjilerde ağır iyonların çarpıştırılması sonucu oluşan "parçacık yağmuru" incelenerek varlığı anlaşılabilir.

Babil kozmolojisi, Babil uygarlığının evrene ve kozmosa dair inançlarını ve anlayışlarını içerir. Bazı temel özellikleri: Evrenin düzeni: Babil kozmolojisinde evren, belirli bir düzene ve hiyerarşiye sahiptir. Zaman anlayışı: Zaman, döngüsel bir anlayışla ele alınır; bu döngüsellik, hem doğanın mevsimsel değişimleriyle hem de tanrıların ölümsüzlüğüyle bağlantılıdır. Merkez figür: Marduk, Babil kozmolojisinin en önemli figürlerinden biridir ve evrenin düzenini sağlayan yaratıcı gücü simgeler. Sembolizm: Babil halkı, kozmolojik düzeni anlamak için çeşitli ritüeller ve mitolojik anlatılar geliştirmiştir. Dünya anlayışı: Babil'de dünya, yeryüzü, yeraltı ve gökyüzü olarak üç bölüme ayrılır ve bu bölümler tapınaklarda (zigurratlarda) temsil edilir. Babil kozmolojisi, mitolojik ve sembolik bir anlayışa sahip olup, bilimsel temellerden ziyade dini ve felsefi inançlara dayanır.

Alexander Friedmann ve Georges Lemaître, evrenin başlangıcı ve genişlemesi ile ilgili teoriler geliştiren bilim insanlarıdır. Alexander Friedmann, 1922 yılında evrenin genişlediğini öngören bir çözüm geliştirmiştir. Georges Lemaître, 1927 yılında evrenin bir zamanlar aşırı yoğun ve sıcak bir nokta olduğunu ve daha sonra genişlemeye başladığını öne sürmüştür. Her iki bilim insanı da, statik evren modelini savunan Albert Einstein'ın görüşleriyle çelişmiştir. Lemaître, aynı zamanda bir Katolik rahip ve Belçikalı bir kozmologdur.

Şerhu Müntehal İradat, Hanbeli fıkhına dair bir eser olup, Müntehal-İradat adlı eserin detaylı açıklamalarını içerir. Ayrıca, "Şerhu Müntehal-İradat fi Cemil-Mukni maat-Tenkih ve Ziyadat" adlı 7 ciltlik bir versiyon da bulunmaktadır. "Şerhu Müntehal" ifadesinin "Sidretü'l-münteha" ile bir bağlantısı olduğuna dair bilgi bulunamamıştır. "Sidretü'l-münteha" ifadesi, İslam kozmolojisinde yaratılanların ulaşabileceği en son nokta olarak tanımlanır ve "son sedir ağacı" anlamına gelir.

Simetrik evren teorisi, evrenin her yönde eşit hızla genişlediğini ve dolayısıyla simetrik olduğunu öne süren bir görüştür. Ancak, X-ışını teleskoplarıyla yapılan gözlemler, evrenin farklı yönlerde farklı hızlarda genişlediğini ve bu nedenle simetrik olmayabileceğini göstermektedir. Ayrıca, süpersimetri gibi fizik teorileri de evrenin simetrisi üzerine kuruludur ve bu simetriler, belirli yasaların korunmasını sağlar.

Çoklu evren teorisine göre, sonsuz sayıda evren olduğu için sonsuz sayıda "biz" olabilir. Bu teoriye göre, her bir evrenin kendi fizik yasaları ve koşulları vardır. Ancak, çoklu evren teorisi henüz kanıtlanmamıştır ve bu fikirler teorik düzeyde kalmaktadır.

Taoizm'de 8 sembol, farklı anlamlara sahiptir: Ba Gua (Sekiz Trigram). He Tu ve Luo Shu. Lo Pan Pusulası. Beş Element. Göksel Bedenler. Ayrıca, 8 sayısı Taoizm'de evrensel denge ve uyumu simgeler.

Evet, Planck verileri hala analiz edilmektedir. Planck teleskopuyla elde edilen verilerin tam olarak yorumlanması ve analiz edilmesi için bilim camiasının birkaç yıla ihtiyacı olduğu belirtilmektedir. Planck verileri, evrenin yapısı ve işleyişi hakkında yeni fizik kurallarına ihtiyaç duyulabilecek sonuçlar ortaya koymuştur.