Kozmoloji

Süper sokakta süper fiziklerin konusu, süper yerçekimi (SUGRA) ve sicim teorisi gibi fizik alanlarındaki araştırmaları kapsar. Süper yerçekimi, genel göreliliği süpersimetri dahil ederek genişleten bir teorik çerçevedir ve şu konuları içerir: - Sicim teorisi ile bağlantı: Temel parçacıkların sicimler olduğu düşük enerji limiti olarak görülür. - Kozmolojik uygulamalar: Enflasyon ve karanlık enerji gibi kozmolojik modellerin formülasyonunda kullanılır. - Kuantum yerçekimi ve kara delikler: Kara deliklerin mikro durumları ve süpersimetrik genellemeleri üzerine çalışmalar yapılır. Sicim teorisi ise, evrendeki tüm maddelerin gözle görülemeyen çok küçük iplik parçalarından oluştuğunu öne sürer ve şu konuları ele alır: - Boyutlar: Toplamda 11 farklı uzay boyutunu öngörür. - Birleştirme: Kuantum fiziği ve kütle çekimini tek bir çatı altında birleştirmeyi amaçlar.

Evreni çeşitli yollarla inceleyen bilim dalı kozmoloji veya evrenbilim olarak adlandırılır.

Büyük Patlama (Big Bang), evrenin yaklaşık 13,8 milyar yıl önce tek bir noktadan hızla genişleyerek meydana geldiğini varsayan kozmolojik modeldir.

H0 farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir: 1. İstatistikte: H0, null hipotezi olarak adlandırılır ve iki grup ortalaması arasında bir fark olmadığını veya iki grup ortalamasının birbirine eşit olduğunu ifade eder. 2. Model demiryolu ölçeğinde: H0, H0 ölçeği olarak bilinen yaygın bir model demiryolu gauge'ini ifade eder. 3. Kimyada: H0, Hammett asitlik fonksiyonu anlamına gelir. 4. Kozmolojide: H0, Hubble sabiti olarak bilinir. 5. Bahis teriminde: Handikap 0, güçlü ve güçsüz takımların karşılaşmalarında kullanılan bir bahis yöntemidir ve favori takımın 1 farkla kazanması anlamına gelir.

Ekpyrotik teori, bazı nedenlerle reddedilmiştir: 1. Deneysel kanıt eksikliği: Ekpyrotik modelin deneysel olarak doğrulanabilecek doğrudan gözlemsel verileri yoktur. 2. Matematiksel tamamlanmamışlık: Model, evrenin genişleme ve çökme mekanizmasını tam olarak açıklayamamaktadır. 3. Multiverse üretimi: Ekpyrotik ve döngüsel modeller, kuantum dalgalanmalarının etkilerini yeterince azaltamadığı için bir multiverse (çoklu evren) öngörmektedir. 4. Sicim teorisi ile uyumsuzluk: Ekpyrotik teori, bazı temel sicim teorisi fikirlerini kullanmasına rağmen, bu teorinin tüm bilim camiası tarafından kabul edilmemesi de bir eleştiri noktasıdır.

Stephen Hawking, birçok önemli keşifte bulunmuştur, bunlardan bazıları şunlardır: 1. Hawking Radyasyonu: 1974 yılında, kara deliklerin radyasyon yaydığını ve enerjilerini tüketip buharlaşıncaya kadar devam edebileceğini teorize etti. 2. Tekillikler Çalışması: Roger Penrose ile birlikte, evrenin tekillik olarak başlamış olabileceği teorisini ortaya koydu. 3. Kozmik Enflasyon Teorisi: Kuantum dalgalanmalarını hesaplayarak, evrendeki galaksilerin yayılmasına nasıl yol açabileceklerini gösterdi. 4. "Zamanın Kısa Tarihi" Kitabı: 1988 yılında yayımlanan bu kitap, büyük patlama, kara delikler ve ışık konileri gibi kozmolojideki bir dizi konuyu açıkladı.

Japonya'nın gözünden dünya haritası, Budist kozmolojisine dayanan ve genellikle "gerçek dünya" ile çok az benzerlik gösteren haritalar olarak tasvir edilir. Geleneksel Japon haritaları, yön, mesafe ve göreceli yönelime önem verir, ancak fiziksel peyzajın doğru bir şekilde temsil edilmesi ikincil bir önceliktir. Modern Japonya'da, batı tekniklerinden etkilenen ve daha doğru olan haritalar da üretilmektedir.

Dünya'nın yok olma sesi, çeşitli felaket senaryolarına bağlı olarak farklı şekillerde hayal edilebilir: 1. Asteroid Yağmuru: Dinozorları yok eden gibi büyük bir asteroid yağmuru, devasa patlamalar ve yer sarsıntıları eşliğinde olabilir. 2. Gama Işını Patlaması: Evrenin en yüksek enerjili patlama olayı, ozon tabakasını yok ederek zararlı ışınların Dünya'ya ulaşmasına ve tüm canlıları yok etmesine neden olabilir. 3. Güneş'in Sönmesi: Güneş'in dış katmanlarını iterek Dünya ve diğer gezegenleri kendine çekmesi, yok oluşa yol açabilir. Bu tür senaryolar, bilimsel teorilere dayanmaktadır ancak gerçek bir yok oluş sesi deneyimi mümkün değildir.

Hermetika ve Corpus Hermeticum analizleri ve yorumları, ezoterik öğretiler ve felsefi metinler koleksiyonunu ele alır. Corpus Hermeticum şu konuları işler: - Kozmoloji ve teoloji: Evrenin ve tanrısal düzenin yapısı. - Ezoterik bilgelik: Sıradan insanların anlayamayacağı yüksek bilgiler. - İnsanın ilahi kaynağı: İnsan ruhunun tanrısal kökeni ve maddi dünyaya hapsolmuş olması. - Simya ve astroloji: Maddi dünyayı anlamanın yolları olarak. - Ruhsal aydınlanma: İnsan, ilahi bilgiyi kavrayarak yeniden Tanrı ile birleşebilir. Bu metinler, Antik Mısır, Yunan ve Helenistik kültürlerin harmanlanması sonucu oluşmuş bir düşünce bütünlüğünü yansıtır ve Batı ezoterik geleneğinin şekillenmesinde büyük rol oynamıştır.

Varlığı kanıtlama problemi, genellikle Tanrı'nın varlığı bağlamında ele alınır ve iki ana kanıtlama yöntemiyle incelenir: ontolojik ve kozmolojik. 1. Ontolojik Kanıtlama: Tanrı kavramından yola çıkarak onun varlığını kanıtlamaya çalışır. 2. Kozmolojik Kanıtlama: Evrenin ve içindeki her şeyin bir nedeni olduğu fikrine dayanır. Bu problemler, felsefe ve din alanlarında uzun süredir tartışılmakta olup, farklı düşünürler tarafından çeşitli şekillerde ele alınmıştır.

Kozmos'a benzer kitaplar arasında şunlar öne çıkmaktadır: 1. "Zamanın ve Uzayın Doğası" - Stephen Hawking ve Roger Penrose. 2. "İlk Üç Dakika" - Steven Weinberg. 3. "Pandanın Başparmağı" - Stephen Jay Gould. 4. "Marslı" - Andy Weir.

Evrenin merkezi yoktur. Bu, standart kozmoloji teorilerine göre, evrenin yaklaşık 14 milyar yıl önce Büyük Patlama (Big Bang) ile başlamasından ve o zamandan beri genişlemesinden kaynaklanmaktadır.

Babil kozmolojisi, Babil uygarlığının evren anlayışını ifade eder. Bu anlayışa göre: 1. Dünya Düz Bir Disk Şeklindedir: Dünya, sonsuz bir okyanus olan "Apsu" üzerinde yüzer. 2. Gökyüzü Bir Kubbe Şeklindedir: Gökyüzü, tanrı Anu tarafından yönetilen katı bir yapı olarak düşünülür. 3. Katmanlı Yapı: Gökyüzünde yıldızlar ve gezegenlerin hareket ettiği "an" adı verilen bir katman vardır. 4. Evrenin Oluşumu: Evren, tanrı Marduk'un canavarlara karşı savaşarak galip gelmesiyle yaratılmıştır. Babil kozmolojisi, astronomi ve astrolojiye de büyük önem vermiş, gök cisimlerinin hareketlerini gözlemleyerek takvimlerin oluşturulması gibi pratik uygulamalarda kullanmıştır.

Kara deliğin sonu, genel kabul gören teoriye göre hiçbir yere açılmaz. Ancak, bazı bilim insanları kara deliklerin, kuantum mekaniği sayesinde solucan delikleri gibi evrene açılan kozmik tüneller olabileceğini öne sürmektedir.

Kuark-gluon plazması — evrenin erken dönemlerinde, Büyük Patlama'dan yalnızca mikrosaniyeler sonra var olduğuna inanılan, maddenin benzersiz bir halidir. Bu tür aşırı sıcaklık ve enerji yoğunluklarında, maddenin tanıdık bileşenleri (protonlar ve nötronlar) temel yapı taşlarına dönüşür: kuarklar ve gluonlar. Kuark-gluon plazmasında, bu parçacıklar serbestçe hareket eder ve uzun mesafeler boyunca etkileşime girerek, günlük koşullarda gözlemlenen hiçbir şeye benzemeyen, maddenin sınırlandırılmamış bir durumunu yaratırlar.

Alexander Friedmann ve Georges Lemaître, evrenin başlangıcı ve genişlemesi ile ilgili teoriler geliştiren bilim insanlarıdır. Alexander Friedmann, 1922 yılında evrenin genişlediğini öngören bir çözüm geliştirmiştir. Georges Lemaître, 1927 yılında evrenin bir zamanlar aşırı yoğun ve sıcak bir nokta olduğunu ve daha sonra genişlemeye başladığını öne sürmüştür. Her iki bilim insanı da, statik evren modelini savunan Albert Einstein'ın görüşleriyle çelişmiştir. Lemaître, aynı zamanda bir Katolik rahip ve Belçikalı bir kozmologdur.

"Şerhu Müntehal" ifadesi, "Sidretü'l-münteha" kavramını anlatmaktadır. Sidretü'l-münteha, İslam kozmolojisinde Miraç anlatılarında yaratılanların ulaşabileceği en son nokta olarak tanımlanır ve 7. kat gökte, Allah'a yaklaşmada varlıkların ulaşabileceği son sınır olarak kabul edilir. Ayrıca, "Şerhu Fıkhul Ekber" adlı eser de, İmamı Azam'ın akaid ile ilgili meşhur eserinin şerhidir ve Ehl-i Sünnet'in inanç meselelerini anlatır.

Simetrik evren teorisi, tüm evrenin, denk ve ters özelliklerine sahip başka bir evren ile simetrik olduğunu öne sürer. Bu teoriye göre, evrende gözlemlenen zaman ve uzay ters dönmüş olabilir, örneğin atom altı parçacıkların dönüşü ters yöne doğru gerçekleşebilir. Simetrik evren teorisi, kozmik enflasyon gibi bazı kozmolojik teorilere de meydan okumaktadır.

Çoklu evren teorisine göre, sonsuz sayıda biz olabilir.

Taoistlerde 8 sembol, Ba Gua veya Sekiz Trigram olarak bilinir ve çeşitli anlamlar taşır: 1. Dharma Çarkı: Nirvana'ya ulaşmada 8 Aydınlanma yolunu temsil eder. 2. Yin Yang: Eril ve dişil enerjinin birliğini ve karşıtların dengesini simgeler. 3. He Tu ve Luo Shu: Taoist kozmolojide enerjik eşleşmeleri ve meridyen teorisini temsil eder. 4. Lo Pan Pusulası: Feng Shui uygulamalarında kullanılan, mekanları değerlendirmek için bir araçtır. 5. Neijing Tu: İçsel simya pratiğinde beden içindeki dönüşümleri gösteren bir diyagramdır. Bu semboller, Taoist felsefenin ve kozmolojinin temel unsurlarını yansıtır.