Kozmoloji

Evet, Planck verileri hala analiz edilmektedir. Örneğin, Planck uydusunun topladığı veriler, kozmolojik araştırmaların devam etmesi ve yeni uzay görevlerine temel oluşturması nedeniyle incelenmeye devam etmektedir.

Modern fizik konuları şunlardır: 1. Kuantum Fiziği: Atomaltı parçacıkların davranışını inceler, dalga-parçacık ikiliği, süperpozisyon ve belirsizlik ilkesi gibi kavramları içerir. 2. Atom Fiziği: Atomun yapısı, elektron kabukları, atom çekirdeği ve radyoaktif bozunma gibi konuları kapsar. 3. Kozmoloji: Evrenin kökenini, yapısını ve genişlemesini araştırır, Büyük Patlama teorisi ve kara delikler gibi konuları içerir. 4. Parçacık Fiziği: Elektronlar, kuarklar, leptonlar gibi temel parçacıkları ve standart model gibi araştırma alanlarını inceler. 5. Görelilik Teorisi: Uzay, zaman ve kütle arasındaki ilişkiyi inceler, özel ve genel görelilik teorilerini içerir. 6. İstatistiksel Fizik: Büyük sistemlerdeki parçacıkların toplu davranışını inceler, termodinamik ve kritik olaylar gibi konuları kapsar.

Kozmolojik enflasyon, evrenin en erken anlarında yaşanan hızlı genişleme sürecinin nedeni olarak, uzayın dokusuna içkin bir enerjinin hakim olması kabul edilir. Bu enerjiye, vakum enerjisi veya karanlık enerji de denir.

Fizikteki yedi büyük problem, teorik fizikçi Lee Smolin tarafından "The Trouble with Physics" kitabında belirtilmiştir: 1. Kuantum Yerçekimi Sorunu: Genel görelilik ve kuantum teorisini tek bir teoride birleştirmek. 2. Kuantum Mekaniğinin Temel Problemleri: Kuantum mekaniğinin temellerindeki problemleri çözmek veya yeni bir teori icat etmek. 3. Parçacıkların ve Kuvvetlerin Birleşmesi: Dört temel kuvveti (elektromanyetizm, güçlü nükleer kuvvet, zayıf nükleer kuvvet ve yer çekimi) tek bir teoride birleştirmek. 4. Ayar Sorunu: Parçacık fiziğinin standart modelindeki serbest sabitlerin değerlerinin doğada nasıl seçildiğini açıklamak. 5. Kozmolojik Gizemler Sorunu: Karanlık madde ve karanlık enerjiyi açıklamak veya yerçekiminin büyük ölçeklerde nasıl ve neden değiştiğini belirlemek. 6. Evrenin Nihai Kaderi: Evrenin durağan mı yoksa genişleyen bir yapıya mı sahip olduğunu ve nihai kaderinin ne olacağını belirlemek. 7. Ses Dalgalarından Işık Oluşumu: Ses dalgalarının nasıl ışık oluşturduğunu anlamak.

Yaratılış Destanı'nın özellikleri şunlardır: 1. Manzum Yapı: Destan, coşkulu ve törensel bir üslupta yazılmış manzum yapı özellikleri taşır. 2. Olay Örgüsü: Dünyanın ve insanın yaratılışını anlatan mitolojik bir hikayedir. 3. Olağanüstü Unsurlar: Destanda, Tanrı, yarı Tanrı ve insanlardan oluşan karakterler ve olağanüstü olaylar yer alır. 4. Dil ve Üslup: Destanda betimleme ve tasvirlere fazlasıyla yer verilmiş, görkemli kelimeler ve cümleler kullanılmıştır. 5. Temalar: İşlenen temalar genellikle iyilik, kuvvet, savaşçılığa değer verme, dostluk, yurt sevgisi, aşk ve ölümdür. 6. Kültürel Değer: Destan, Türk kültürünün ve mitolojisinin köklerini yansıtan önemli bir belge olup, Türk halkının kozmolojik bakış açısını yansıtır.

İlk muharrik delili, kozmolojik argümanlardan biridir ve "âlemden yola çıkarak Tanrı'nın varlığına ulaşma çabası" olarak tanımlanır. Bu delile göre: 1. Âlemde var olan her şey hareket/değişim halindedir. 2. Varlığın hareketi ya kendisindendir ya da başka bir şey tarafından verilmiştir. 3. Başka bir şey tarafından harekete geçirilen şeylerin serisinin bileşenleri, bir "kendinden hareketli" tarafından sona erdirilmek zorundadır. 4. Hareketin kendisi sürekli ve sonsuz olduğu için, ilk hareketi veren bu şey, kendisi "hareket etmeyen" ve "sonsuz" olmalıdır. Bu şekilde, ilk muharrik (ilk hareket ettirici) olarak Tanrı'nın varlığı kabul edilir.

Uzaylıların bizimle iletişime geçmeme nedenleri üzerine çeşitli teoriler bulunmaktadır: 1. Teknolojik Sınırlamalar: Uzaylılar, bizim teknolojik seviyemizdeki sinyalleri yakalayabilecek teknolojiye sahip olmayabilir. 2. Kültürel Farklılıklar: Uygarlıklar arasında dil, kültür ve düşünce farklılıkları olabilir ve bu da iletişim kurmayı zorlaştırabilir. 3. Kendini Yok Etme Riski: Teknolojik ilerlemenin getirdiği riskler nedeniyle, önceki uygarlıkların kendini yok etmiş olması mümkündür. 4. Bilinçli Tercih: Uzaylılar, gelişmiş medeniyetler olarak, olası tehlikelerden korunmak amacıyla stratejik olarak sessiz kalmayı tercih edebilirler. 5. Galaksiler Arası Mesafe: Uzayın devasa büyüklüğü, iletişimi zaman ve mesafe açısından zorlaştırır. Bu teoriler, Fermi Paradoksu olarak bilinen, evrenin genişliğine rağmen neden henüz uzaylılarla karşılaşmadığımız sorusunu açıklamaya çalışmaktadır.

Antropik ilke, evrenin temel fiziksel sabitlerinin ve yasalarının, bilinçli ve gözlemleyici hayatın var olabilmesi için gereken değerlere sahip olduğunu öne süren bir düşünce modelidir. Antropik ilkeye göre: Zeki canlı üretebilecek koşullara sahip olmayan bir evrende gözlemci oluşamaz ve bu durumu sorgulayamaz. Gözlemci, kendini sadece zeki hayata izin veren evrenlerde bulur. Antropik ilke, geçerli olabilmek için çoklu evrenler sistemine veya fizik kurallarının bölgeden bölgeye değişebildiği sonsuz bir evrene ihtiyaç duyar. Antropik ilkenin iki ana formu vardır: Zayıf antropik ilke. Güçlü antropik ilke. Antropik ilke, 20. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmış, fakat geliştirildikçe fizik, kozmoloji ve felsefe çevrelerinde tartışma konusu olmuştur.

"Babil Simyası ve Kozmolojisi" kitabı, Mircea Eliade tarafından yazılmış ve kadim Mezopotamya kültürünü konu almaktadır. Kitapta anlatılan konular arasında: - Babillilerin metalürjik törenleri ve derin simya bilgileri; - Hekimlik ve büyü sanatları; - Madenlerin, taşların ve bitkilerin cinselliği; - Asya kozmolojisi ve Doğu kültürünün zenginliği. Eliade, bu eserde insanlığın kozmosa bakışını ve zihinsel gelişiminin arketipini ele almakta, dinsel evrenin bir yorumbilgisini sunmaktadır.

Teleskop ve dürbün, astronomide evrenin gözlemlenmesi ve araştırılması için kullanılır. Teleskopların astronomideki kullanım amaçları: Gök cisimlerini detaylı inceleme. Evrenin yaşının ve genişlemesinin belirlenmesi. Ötegezegen keşifleri. Uzay zamanı ve kara deliklerin incelenmesi. Dürbünler ise kötü hava şartlarına dayanabilen ve kolayca taşınabilen yapıları sayesinde yıldızların gözlemlenmesi için kullanılır.

Çoklu evrende kaç tane evren olduğu kesin olarak bilinmemektedir, çünkü bu kavram varsayımsaldır ve farklı teorilere göre değişiklik gösterir. Beş ana çoklu evren teorisi şunlardır: 1. Sonsuz Evrenler: Uzay-zamanın sonsuz olduğu ve bu nedenle sonsuz sayıda evrenin var olabileceği teorisi. 2. Baloncuk Evrenler: Kozmik şişme teorisi ile birbirine bitişik, çok sayıda "balon" evrenin var olduğu teorisi. 3. Paralel Evrenler: Kuantum mekaniğine dayanan ve her "bölünme" ile yeni bir evrenin yaratıldığı teori. 4. Kardeş Evrenler: Sicim teorisinden çıkan, daha yüksek boyutlu uzayda var olan ve bazen çarpışarak evrenleri yeniden başlatan teori. 5. Matematiksel Evrenler: Evrenin ve diğer tüm evrenlerin matematiksel bir kurgudan ibaret olduğu teorisi.

"Türk Kozmolojisinin Ana Hatları" eseri, Yaşar Çoruhlu tarafından kaleme alınmıştır.

Ay'ın kökenleri hakkındaki teoriler gerçek hikayelere dayanmaktadır, ancak bunlar henüz kesin olarak kanıtlanmış değildir. En yaygın kabul gören teori, Büyük Çarpışma Hipotezi olarak bilinir. Diğer teoriler arasında Yakalama Hipotezi, Birlikte Oluşum Kuramı ve Bölünme Kuramı gibi açıklamalar da bulunmaktadır. Bilim insanları, Ay'ın kökenine dair yeni bulgular ortaya koydukça, mevcut teoriler ve hikayeler de güncellenebilir.

Max Scheler'in "İnsanın Kosmostaki Yeri" adlı eseri, insanın ne olduğu ve kozmostaki yeri üzerine yeni bir bakış açısı sunar. Scheler, bu kitapta üç farklı insan anlayışını ele alır: 1. Teolojik düşünce: İnsanın, Tanrı'nın kendi benzerliğinde yarattığı varlık olması. 2. Akıl varlığı olarak insan: Antik Yunan'dan gelen ve insanı rasyonel bir varlık olarak gören yaklaşım. 3. Doğabilimsel düşünce: İnsanı, biyoloji ve taksonominin alanına giren bir canlı türü olarak ele alır. Scheler, bu anlayışların yarattığı karışıklığı gidererek, insanın kendine özgü metafizik bir varlık olduğunu öne sürer.

Beyaz ve kara delikler aynı değildir, ancak birbirleriyle ilişkilidirler. Kara delikler, büyük kütleli yıldızların süpernova patlamasıyla ölmesi sonucu oluşan, madde ve ışığı içine çeken kozmik yapılardır. Beyaz delikler ise, kara deliklerin tam tersi olarak, madde, enerji ve zamanı evrene geri salan teorik uzay bölgeleridir. Şu ana kadar hiçbir beyaz delik gerçek hayatta gözlemlenmemiştir, bu nedenle beyaz delikler hâlâ bir teori olarak kabul edilmektedir.

Yağmurun Bing Bang'i ifadesi, iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Müzik Grubu: Güney Koreli erkek grubu BIGBANG'in üyeleri arasında "Yağmur" adında bir üye bulunmamaktadır. 2. Kozmolojik Teori: "Büyük Patlama" (Big Bang) teorisi, evrenin yaklaşık 13,7 milyar yıl önce meydana geldiğini savunur ve bu teori, Georges Lemaître ve Alexander Friedmann tarafından 1920'lerde ortaya atılmıştır.

Takyonlar, gerçek fiziksel parçacıklar olarak kabul edilmemektedir. Bunlar, ışığın hızından daha hızlı hareket edebildiği düşünülen varsayımsal parçacıklardır. Günümüzde, takyonların varlığına dair hiçbir tutarlı kanıt bulunmamaktadır ve fizikçilerin büyük bir kısmı bu parçacıkların var olduğundan emin değildir.

Kozmik takvime göre insanlar, 31 Aralık günü saat 23:59:46'da ortaya çıktı.

Modern fiziğin temel ilkeleri şunlardır: 1. Kuantum Mekaniği: Atom ve atom altı parçacıkların davranışını açıklar ve parçacıkların aynı anda hem dalga hem de parçacık gibi davranabileceğini öne sürer. 2. Görelilik Teorisi: Albert Einstein tarafından geliştirilen bu teori, zaman ve uzayın gözlemcinin hareket durumuna bağlı olarak göreceli olduğunu belirtir. 3. Karmaşık Sistemler: Çok sayıda bileşeni etkileşim halinde bulunan sistemlerin, kaotik ve öngörülemez davranışlarını inceler. 4. Parçacık Fiziği: Maddenin temel yapı taşlarını ve bunların etkileşimlerini araştırır. 5. Kozmoloji: Evrenin kökenini, evrimini ve yapısını inceler.

"The Principle" (2014) filmi, evrenin büyük ölçekli araştırmalarından elde edilen ve kozmosta Dünya'nın lehine bir yön olduğunu ortaya koyan şaşırtıcı sonuçları ele almaktadır. Filmde, Kate Mulgrew'un anlatımı, BUF Compagnie Paris'in çarpıcı animasyonları ve George Ellis, Michio Kaku, Julian Barbour, Lawrence Krauss ve Max Tegmark gibi önde gelen bilim insanlarının yorumları yer almaktadır. Ayrıca, filmin konusu arasında, kozmolojinin başlangıcından (Stonehenge, Giza'daki Büyük Piramit) Copernicus devrimine kadar olan gelişim süreci de bulunmaktadır.